@eceymiss
|
Mina üniversite'nin ikinci dönemi'nin ilk günü erken kalktı. Hızlıca üstüne bir sweatshirt altına'da bir mini etek giydi saçını ördü ve şekerli parfümünü sıktı. Ardından beyaz spor ayakkabılarını giyip evden çıktı. Okula vardığında en yakın arkadaşı Şeyda gelmemişti. Mina kapı tarafında orta kısımda bir yere oturdu. İlk ders edebiyattı ve Mina bu dersten nefret ediyordu. O yüzden bu dersi genellikle pek dinlemezdi ve notları orta olurdu. Edebiyat hocası Adem Hoca içeri girdi yoklamayı aldı ve eşyalarını çıkardı tam konuyu anlatacaktı ki biri kapıyı tıklattı. Mina Şeyda'dır diye umdu ama gelen Şeyda değildi. Gelen okulun zorbası Umuttu. Mina umutsuzlukla beklemeye başladı. Şeyda'yı beklerken bir portre çizmeye karar verdi. Aklında birisi yoktu ama rastgele bir şeyler çizdi. Bu bir erkekti. Saçları Mina gibi kumraldı. Gözleride aynı Minaydı yeşil ve hafif çekikti. Mina bu çizdiği portreyi büyüleyici buldu. Bu adam bir yerden tanıdık geldi ama çıkaramadı. Yanına baktığında geldiğini fark etmediği arkadaşı Şeyma oradaydı. "Oha, kızım sen bu kadar yeteneklimiydinn" "Tabii" Beraber gülüştüler. Sohbet ettiler. 15 dakika sonra zil çaldı. Çok şükür tenefüs olmuştu. Hemen büfeye inip tost ile ayran alıp bir masaya oturdular. Aradan 5 dakika sonra Müdür Bey'in sesi duyuldu. "Herkes konferans salonuna bekleniyor." Herkes konferans salonundaydı. Müdür yeni bir kimya hocasının geldiğinden falan bahsediyordu. O yüzden Mina pek umursamamıştı. Mina erken kalkıp geç yattığı için çok uykusu vardı. Kısa sürede uykuya daldı. Bir şatoda uyandı. Yanında bir adam vardı ve bu adam Mina'nın çizdiği portreye çok benziyordu. Adam: "Sonunda uyandın Luna hadi hızlı buradan kaçmamız lazım." Dedi ve Mina'yı kaldırdı. Ardından elinden tutup koşmaya başladı. Mina durdu ve "Sende kimsin ben neredeyim." Dedi. Adam şöyle cevap verdi. "Luna sen günlerdir uyuyorsun ve hafızan silindi. Bizi buraya bir cadı hapsetti. Aynı zamanda ben senin müstakbel eşinim. Bunları 1000 kere söylemekten dilimde tüy kalmadı." Dedi ve koşmaya devam etti. Adam Mina'yı bir odaya getirdi. "Şuradaki dolaptan üstünü değiştir, masadaki kılıcını al ve bana seslen ben gelirim Lunam." Dedi ve gitti. Mina mecbur dolabın kapağını açıp içinden hem sade hem şık olan bir elbiseyi seçip giydi. Masadan kılıcını aldı ve adını bilmediği adama nasıl sesleneceğini düşündü. Kısa bir süre sonra sadece "Ben hazırım." Demeyi uygun gördü ve öylede yaptı. Adam geldi ve şunu söyledi. "Bana Chris diyebilirsin ve her zamanki gibi çok güzel olmuşsun." diyip Mina'nın yanağından öptü. Ardından elini tuttu ve koşmaya devam ettiler. Kısa bir süre koştuktan sonra bir kapıya geldiler. Chris kapıyı açtığında bir 3 kafalı ejderha vardı chris bir kafayı kopardı. Diğer kafayı ise Mina daha doğrusu Luna kesti. Tam diğer kafa Mina'yı tam öldürecekken Chris Mina'yı kurtardı. "Teşekkür ederim Chris." "Rica ederim kraliçem." diye bir kısa konuşma geçti aralarında. Tam ilerleyecekken Mina fenalaştı. Tam bayılıyorduki Chris şu cümleyi kurdu. "Seni bulacağım Prensesim." |
0% |