2. Bölüm

Bölüm 2

Ece Bilecen
ecoli00

Ertesi gün, Nahide erken uyanıp kahvaltısını yapmıştı.Bugün dükkanda ilk günü olacaktı ve bunun için mutluydu.Herşey tam istediği gibi gerçekleşmişti.

İşlerini tamamlayıp evden ayrıldı ve yürümeye başladı.Hava ılımandı ve sonraki zamanlarda soğuyacağından habersiz olduğu için üstüne kalın birşey almamıştı.Zaten bir yere çıkmaz diye düşünüyordu.

Yolda giderken hemen yanına beyaz bir araba yanaştı.İçindeki kişi Nahideye"atla bakalım, ayakların yorulmasın"dedi ve ikisi beraber yola koyuldular ve hızlıca dükkanın olduğu yere vardılar.Cadde kalabalıktı.Herkes bir yere gitme derdindeydi.Kimisi de bir yerde oturmuş simitini yiyordu.

Dükkana girer girmez Nahide uyuklamaya başlamıştı ki dükkanın telefonu çalmaya başladı.Hemen telefonu açtı.

"Alo,buyrun?"

"Siz kimsiniz?"

"Beyfendi burası güneş kafe"

"Biliyorum.Bana sahibini verir misiniz lütfen"

"Beyfendi kafe satıldı.Yeni sahibi benim.Buyrun"

"Aa öyle mi? çok pardon.İki çay isteyecektim.Hemen karşınızdaki binanın avukatlık bürosuna"

"Peki hemen getiriyorum"

Konuşmanın ardından Nahide anladı ki insanların kendisine alışması biraz zor olacaktı.Çağlaya sipariş olduğunu söyledikten sonra tepsiye iki çay aldı ve büroya doğru ilerledi.

Yaklaşık 10-15 tane kapının önünde zil vardı. bürolar, diş hekimlikleri,ortopedi, rehabilitasyon gibi bir sürü alanda insan burda çalışmalarını yürütüyordu.Nahide avukatlık bürosu yazan zile bastı ve kapının açılmasını bekledi.

Kapı açıldıktan sonra asansöre bindi ve yedinci kata çıktı.Asansörden çıkınca karşısında uzun boylu, sarı saçlı, yeşil gözlü gri takım giymiş bir adam gördü.Görüştüğü kişinin bu adam olduğunu anladı.

"Sanırım iki çay siparişi veren sizdiniz?"diyerek söze atıldı.Karşısındaki adam hiç istifini bozmadan"evet öyle.İçeri koyabilirsiniz teşekkür ederim"dedi ve gülümsedi.Nahide büronun içerisine geçerek masanın üzerine çayları koydu ve odayı biraz süzdü.Masanın üzerinde adamın ismi yazılıydı."Avukat Sinan Koca"

Böylece adamın ismini de öğrenmiş oldu.Odadan çıktı ve tam asansöre binecekken Sinan Nahideye dönüp"bu arada hayırlı olsun"dedi ve tekrar gülümsedi.Nahide de adama teşekkür ettikten sonra asansöre bindi.

Asansörün kapısı açılıp tam inecekken acele davrandı ve biri ile çarpıştı.Elindeki tepsiyi yere düşürmüştü ve tepsi orda büyük bir ses çıkarmıştı.En son sesin ardından çarpışan iki kişi birbirine baktı.

"Sen napıyorsun burda?"

"Bunu bana ikinci kez soruyorsun.Taktın galiba"

"Hayır.Sadece merak hepsi bu"

"Sinan beye çay getirmiştim hepsi bu"

Konuşmaların ardından Atalay Nahideyi yine süzmeye başlamıştı.Yüzündeki her bir ayrıntıya, saçına uzunluğuna rengine hepsine dikkatlice bakıyordu.Bunu bilerek değil, özelliği olduğu için yapıyordu.Gözlemciydi.

"Bir çay da ben alabilir miyim?"

"Kafeden alışveriş yapacağını düşünmüyordum"

"Sen çayı getiriyor musun,getirmiyor musun?"

Nahide bir sürü alanın olduğu apartmandan çıktı ve kafeye geri döndü.Onun gelmesiyle ona dikkat kesilen Çağla Nahideyi sinirli gördü ve ona"neyin var iyi misin?"diye sordu.

Nahide de ona"dünkü adam.Karşıdaki apartmanın mimarlık bürosunda çalışıyor.Yalnız fazlaca sinir oldum"dedi ve bir taraftan da çayı dökmeye başladı.Çağla da ona dönerek"gördüğüm kadarıyla kötü birine benzemiyordu"diye söyledi.

Nahide çayı ve şekeri tepsiye koyarken aynı zamanda"sadece sinir bozucu biri.Umarım bununla çok uğraşmayız"dedi ve tepsiyi aldığı gibi kafeden ayrıldı.

Tekrardan asansör ile bu sefer sekizinci kata çıktı ve önünde mimarlık bürosu yazan kapıya doğru yöneldi.Kapı ardına kadar açıktı.İçeri girip girmeme konusunda arada kaldı ama girmeye karar verdi ve seslendi;"kimse yok mu?"

Nahide içeriye bakarken arkasından sessiz bir biçimde Atalay girdi ve Nahideye doğru yaklaştı.Bir taraftan kolundaki saati takmaya çalışarak diğer yandan da Nahideye seslenerek"beni mi arıyorsun?"dedi.Nahide'nin soru ile dönmesi bir olmuştu.

"Oyun mu oynuyoruz? eğer öyleyse hiç korkmadım"

"Neden korkmadın diye de üzülmeyeceğim zaten ben de"

Nahide tepsideki çayı ve şekeri masaya koydu tam çıkıyordu ki arkadaki ses"ben şeker kullanmam"diye söylendi.Sinirle ona doğru yönelen Nahide ise ona" orda durursa size bir zararı olacağını sanmıyorum"dedi ve hızlı adımlarla bürodan çıktı.Sanırım bu apartmana daha çok gidip gelecekti.

Nahide çıktıktan sonra Atalay sandalyesine oturdu ve çayını yudumlamaya başladı.Bir taraftan da işlerini halletmeye çalışıyordu.Zaten oldukça yoğun olmasına rağmen bide ilişkileri ile ilgili sıkıntılar yaşıyordu.Kendini çalışmasına vermeye çalıştı.

Tam o anda kapı tıklatıldı ve karşıdaki kişi"gel" lafını duymadan içeri girdi ve Atalayın önündeki sandalyelerden birine of çekerek oturdu.

"Sanırım bugün davan yok?"

"Öğleden sonra var bir tane.Ahbap sormaya korkuyorum ama-"

"Sorma o zaman Sinan.İş yapıyorum görüyorsun"

"Neyse bugün sıkıcısın.Çay kesmedi ikimize de söylüyorum tekrar"

O sırada Atalay'ın daha önündeki çayı yarıydı.Atalay bir çaya birde Sinana baktı.

Sinan bir an için ayağa kalktı ve büyük camdan dışarıyı seyretmeye başladı.Bir an gözleri büyüdü ve oraya odaklandı.Atalay'ın dediklerini duymuyordu bile.

Atalay,Sinan'ın yanına gelerek ona"yaşlandın sanırım kulaklarında sıkıntı var"dedi ve o da sonra camdan bakmaya başladı.O da Sinan'ın baktığı yere bakıyordu şimdi.Nahide ve Çağla,Çağla'nın arabasını kafenin önünde yıkıyordu.

"İşlek caddede araba mı yıkanır, benzinci bulamıyor mu?"

"O kızdan bence herşeyi bekle Sinan."

Sinan arkasını dönüp Atalaya baktı.Nahideyi tanımasına şaşırmıştı belli ki.Çünkü Nahide yeni çalışmaya başlamıştı.

"Tanıyor musun onu?"

"Hayır.Çaycı kız işte.Bir husumetim olmadı"

"Kız hakkında fazla kesin konuştun ama?"

"Bisküvi ister misin Sinan?"

****
Nahide,bir elindeki bezle arabayı ıslatıp siliyor, diğer bezle de kuruluyordu.Çağla ise bezleri batırdıkları suyu değiştiriyordu.Evet işleri güçleri yok bugün bunla uğraşıyorladı ve en sonunda bitmişti.

"Güzel oldu bence.Ne diyorsun?"Nahide yaptığı temizliğe kendisi bile hayran bakıyordu.

"Oldu olmaz mı.Arabanın rengi değişti resmen"

Daha sonra ikisi de kafeye geçti ve biraz oturup dinlendiler.Tabi o sırada gelen müşteriler ile de ilgilenmeye çalıştılar.Nahide Çağlaya teklif sundu;

"Bir eleman mı bulsak?"

"Erken değil mi sence?"

"Bilemedim Çağla.Dükkan yer itibari ile işlek bir yerde.Hem arkadaş oluruz işte."

"Tanıdığım biri var.Ona söyleyebilirim."

****
Sinan,Atalay ile lafladıktan sonra apartmandan davası için ayrıldı.Dükkanın önünden geçerken de yıkanmış arabayı gördü.İnsanlar arabayı yeni alınmış sanabilirlerdi.Açıkçası yapılan işi beğenmişti.

Atalay ise çayını bitirmiş,sadece boş bardağa bakıyordu.Alıp almama konusunda kararsızdı.Ayağına mı çağırsa yoksa kendi mi gitseydi karar verememişti.En sonunda aramayı tercih etti.

"Alo?"

"Bence bunu bekliyordun."

"Gevelemeye vaktim yok Atalay bey.Siparişinizi söyleyin."

"Çay.Hatta yanında simit de olursa güzel olur."

Nahide telefonu kapattı ve Çağlaya sipariş götüreceğini söyleyip dükkandan çıktı.Atalay ise aynı büyük camdan onu izliyordu.Nahide tam yolun karşısına geçmeye çalışacakken arkadan bir ses ona"selam"dedi.

Sesin sahibine bakmak için aniden arkasına döndü ve Berkayı gördü.

"Bugün yoğunsun galiba?"

"Gördüğün gibi.Ama sanırım sen değilsin."

"Evet.Kendime izin vermiş olabilirim.Çay simit nereye?"

Atalay yukardan izlerken neden bu kadar durduklarını çözmeye çalışıyordu.Yanındaki kişiyi de merak etmişti.İçinden ise"banane"diyordu.Ellerini ceplerine soktu ve izlemeye devam etti.

Nahide Berkaya önündeki apartmanı göstererek"buraya işte.Zaten en çok siparişi de burası veriyor"dedi.

Berkay apartmanı süzerken 8. Kattan onlara bakan Atalayı fark etti.Ya da belkide bakmıyordu bunu çözememişti.Atalay ise Berkay baktığı an kafasını çevirmeyip o da ona bakmayı sürdürdü.

"O zaman seni almiyim.Belli ki yoğunsun."

"Anlayışın için sağol."

Nahide zillerin arasında mimarlık bürosunu aradı ve hafifçe tuşladı.Tuşlaması ile kapının açılması bir oldu.Hemen asansöre bindi.

8. Kata ulaştı ve açık büro kapısından içeri girdi.

"Kapıyı tıklatmama sebebin?"

"Özür dilerim,kabayım bugün biraz sanırım."

Elindeki tepsiyi Atalay'ın önüne koydu ve tam kapıdan çıkacakken Atalay ona"sanırım aynı zamanda arabacısın"dedi ona bakmayarak.Nahide ise arabayı yıkamalarından bahsettiğini anlayıp ona döndü."Araba yıkamak için arabacı olmak mı gerek?"

Atalay yine başka yere bakarak Nahideye"sanırım bir sürü işte tecrübelisin"dedi.

"Öyle olsa bile sizi bence pek ilgilendirmiyor."

"Çıkarım yapmak suç mu?"

"Öncelikle lütfen bana bakarak konuşun."

Bu sözlerin ardından Atalay kafasını çevirip Nahideye döndü.Doğru belkide bunu beklemiyordu çünkü böyle bir tepki ile karşılaşmamıştı hiç.O hep göz teması kurmaktan kaçınırdı.

"Sana bakmamam rahatsız mı etti seni?"

"Hem öyle hem değil.Bunu saygısızlık olarak nitelendiriyorum.Göz teması bence iletişimde önemlidir"

Atalay ayağa kalkarak ona"genelde insanlarla göz teması kurmam.Ama bunu istiyorsan deneyebilirim"dedi ve ona bakmayı sürdürdü.

O sırada Nahide'nin dikkatini duvarda, sandalyenin arkasındaki büyük ihtimalle hazır olmayan,elle yapılmış bir ay tablosu çekti.

"Tablonuz güzelmiş,sizin için bir anlam taşıyor mu?"

"Anlamı olsa bile bunu kimseye açmıyorum üzgünüm.Çay ve simit için teşekkürler."

Nahide tam parasını almış ve arkasını dönmüş çıkacakken içeri bir kadın daldı ve Nahide ile göz göze geldiler.Haliyle Nahide çok korkmuştu.Karşısındaki kadın ona hararetle konuştu;

"Kimsin sen?"

"Kafe sahibi veya Çaycı.Hangisini beğeniyorsanız."

"Bana üst cevaplar verme.Atalay'ın odasında ne yapıyorsun?"

Sorunun ardından Atalay araya girdi ve Gökçeye"sadece çay siparişini getirdi.Ayrıca bunu sorgulamak sana düşmez" dedi.

"Öyle mi Atalay bey?kime düşer?"

"Hangi yüzle geldin bilmiyorum.Büromdan çık Gökçe."

"Beni adam akıllı oturup dinlesen halimiz bu olmayacak Atalay ki şuan gördüğüm manzara da beni şaşırtmıyor.Çaycı ile mimarın büyük aşkı.."

O sırada Nahide Gökçe'nin karşısına geçti ve sinirle ona"itham ettiğiniz kişi hakkında doğru konuşun.Benim burda bir amacım yok olamaz da kendinize gelin"dedi ve hızlı adımlarla bürodan çıktı.Arkasından Atalay Nahideye seslendi ama durmamıştı.

"Şimdi de çaycı kızı durdurmaya çalışıyorsun.Dicek birşey bulamıyorum sana."

Atalay fazlasıyla sinirlenmişti ve Gökçeye sesini yükselterek"çok fazla saçmalamaya başladın artık.Seni dinleyeceğim hiçbir mevzu yok Gökçe bunun böyle olmasını sen istedin.Büromdan çık sakın gelme birdaha ve Nahide hakkında-" diye sözüne devam edecekken Gökçe onun sözünü keserek"basit bir çaycı ama ismini biliyorsun.İsmiyle sesleniyorsun ve bu samimiyeti belki de bana göstermedin.Hiçbir şey demiyorum Atalay ama bu burda bitmedi bitmeyecek ve en sonunda bana inanacaksın"dediği gibi kapıyı çarpıp bürodan çıktı.

Atalay oflaya puflaya sandalyesine oturdu.Bir an için kadınların ne kadar zor olduğunu düşündü.Bir insanın bir insanın ismini bilmesinden daha doğal ne olabilirdi.Çünkü bu iletişimde gerekli bir unsurdu.

Belkide gidip Nahideden özür dilemeliydi.Bunu hak etmemişti.Ama ondan önce kafasını yaslayıp kestirmesi gerekiyordu çünkü başına ağrı girmişti.

****
Nahide sinirle dükkanın kapısını açtı ve açar açmaz çarpması bir oldu.Masada oturan Çağla ise korkmuştu ve hemen Nahideye dönerek"yavaş kızım sakin ya noldu sana"diye sorular soruyordu.

Nahide ise birşey söylemeden masaya oturdu ve konuşmaya başlayarak"bundan sonra bu apartmana sipariş isteyene sen götürürsün uğraşamicam gerçekten"dedi ve telefonuyla ilgilenmeye başladı.

Çağla ise elindeki telefonu elinden alıp Nahideye"biri senin canını sıkmış, dökül hemen"dedi ve Nahide oflaya puflaya anlatmaya başladı.

"Adama çayını götürdüm.Psikopat sevgilisi gelmiş bana parlıyor değişik değişik şeyler söylüyor baya bir canımı sıktı.Ben bunlarla uğraşamam"

Çağla da üfleyerek Nahideye bir çay koydu ve geri gelip oturarak"boşver takma saçma sapan insanlar işte"dedi ve beraber çaylarını yudumlamaya başladılar.

Nahide çaya çok nadir dokunmuş ve içindeki çay kaşığı ile sürekli karıştırıyordu.Çağla ise bir taraftan onu seyredip,bir taraftan da çayını içiyordu.

Tam o sırada kapı açıldı ve Nahide içeri girene bakmadı bile.Gelene ise Çağla yanıt vererek"hoş geldin Berkay"dedi ve önüne döndü.

Berkay ise Nahide'nin önünde dikilmiş ona bakıyordu.Bir taraftan da sorguluyordu.Çağlaya döndü ve"nesi var?"diye sordu.Çağla ise basit bir cevapla"müşteriler.. canını sıkmış biraz"dedi ve ayağa kalktı.Cevabın ardından Berkay Nahideyi dürttü ve"şuan mutlu olmalısın.Bunun için moral bozmana gerek yok"dedi.

Nahide kafasını kaldırıp Berkaya hiç bakmamıştı.Dediklerini duyuyordu ama yapmak istemiyordu.Hatta şuan hiçbir şey yapmak istemiyordu,sadece yerinde oturmak istiyordu.

"Beni boşver Berkay bugün kimseye keyif vermeyeceğim."

"Keyif vermeni beklemiyorum zaten ama üzgün olma Nahide."

Konuşmaları devam ederken kapı tekrardan açıldı ve bu sefer Nahide kafasını kaldırıp gelen kişiye baktı.O an herkes birbiri ile bakışmıştı.Özellikle Atalay ve Berkay arasında uzun bir bakışma olmuştu.Çağla ise uzaktan onları inceliyordu.

Kimse birşey demedi ve Nahide konuşma başlatarak Atalaya"neden geldiniz?"şeklinde bir soru yöneltti.

"Konuşmalıyız Nahide."

Onları izleyen Berkay araya girdi ve Atalaya doğru tüm vücut dönerek"Nahide'nin canını sıkan sen misin?"diye sordu.Atalay soruya cevap vermeden Nahideye bakmayı sürdürdü.

"Konuşacağımız bir şey yok lütfen gidin."

"Senin olmayabilir benim açıklığa kavuşturmam gereken şeyler var."

"Zorunda değilsiniz ?"

"Zorundayım Nahide."

Berkay öfke ile Atalaya dönerek"kızı zorlamanın şuan hiçbir anlamı yok konuşmak istemiyor güzellikle söylüyorum git"dedi ve yine öfke ile Atalaya bakmayı sürdürdü.

Atalay bu cümleden sonra Berkay ile göz teması kurdu ve gözünü çekmeyerek ona"ben Nahide ile konuşurken araya girme sebebin ne?"

"Dile getirmek istediği şeyi söylüyorum sana."

"Nahide bana istediğini dile getirebilir,o olgun bir kız."

Konuşmaların arasına Nahide ellerini kaldırıp onlara"fazlaca bağırıyorsunuz yeter.Özellikle sen Berkay."dedi ve daha sonra Atalaya dönerek"bakın fazla zamanım yok diyeceğiniz şeyleri özet geçin ve gidin lütfen"dedikten sonra masaya geri oturdu.

Bunun ardından Berkay hiçbir şey demeden kapıyı açtı ve dükkandan ayrıldı.Atalay ise ağır adımlarla Nahide'nin karşısına oturdu.Tabi bu anda Çağla da dükkandan çıkmıştı.

Konuşmaya başlamadan önce Atalay Nahideyi kısaca bir süzdü.Yüzü kızarmıştı ve masanın üstüne bakmayı sürdürüyordu.Atalay'ın diyeceği şeyleri bekliyordu yani.Atalay biraz daha inceledikten sonra onun kırılma noktasında olduğunu da anladı.

"Seninle göz teması kurmamı istemiştin.Şuan ise sen benimle kurmuyorsun."

"Şuan o durumda olmadığım için olabilir."

"Bana bakmanı istiyorum Nahide."

Bu küçük diyaloğun ardından Nahide gözlerini çok hafif öne kaldırdı.Gözlerini ağır ağır yukarı kaldırmaya devam etti ve Atalay'ın gözleriyle buluştu.Şimdi ise diğer diyeceklerine hazırdı ve sadece bekliyordu.

"Gökçe hep kıskançtı.Her zaman da kıskanç oldu.Yaptığı şeyler bardağı taşıran son damla oldu ve bazı şeyleri hazmedemiyor.Seni de odamda görünce sağlıklı konuşamadı.Psikolojik olarak iyi değil.Söylediği şeyleri lütfen ciddiye alma."

"Sizce ciddiye almış olabilir miyim o ruh hastasının dediği şeyleri?"

Sorunun ardından Atalay'ın birden ciddiliği bozuldu ve kısa bir süreliğine güldü.Nahide ise gülünecek birşey göremiyordu ve dediği şeyden ötürü kendini haklı görüyordu.Suçlu olmadığı halde suçlanmıştı resmen.

"Bunlar mıydı diyeceğiniz şeyler?"

"Şimdilik bunlarla sınırlı."

"Bundan sonrası olduğunu da mı anlıyorum?"

"Nasıl anlamak istersen"

Diyaloglarında az bir süre duraklayıp konuşmadıktan sonra Nahide söze girerek"apartmana sipariş götürmemeye karar verdim"dedi ve gözlerini tekrar masaya doğru çevirdi.

Sözlerin ardından ise Atalay hızlı bir dönüşle Nahideye döndü.Bunu istemiyordu.Bu olayın buna sebep olmasını istemiyordu ve bunun için Nahideyi ikna edecekti.

"Sebebi ben miyim?"

"Siz veya sevgiliniz.Birdaha yanlış anlaşılmaya tahammülüm olmaz."

"Bunun bir daha yaşanmayacağı üzerine yemin edebilirim."

"İşe yarayacağını sanmıyorum"

Nahide son sözü söyleyerek masadan bardağını alıp kalktı ve çayını doldurmaya başladı.Atalay da kalkıp yanına geldi ve fazla kısık olmayan ama kısık bir sesle ona"siparişlerimi özel olarak senden isteyeceğim.Bunlara hazırlıklı ol"dedi ve kısaca bakıştıktan sonra Atalay dükkandan ayrıldı.

Bölüm : 29.11.2024 01:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...