
Nahide çayını alıp oturmuş düşüncelere dalmıştı.Belkide böyle bir yerde dükkan açması kötü olmuştu, belkide açmaması gerekti.Ama girmişlerdi bir kere bu işe,geri dönemem diye de düşünüyordu.
Atalay dışarı çıkarken aynı zamanda dışardaki Berkay ile de göz göze geldi ama konuşmadan yoluna devam etti.Kendini en azından Nahide ile konuşmuş olduğu için huzurlu hissediyordu.Gökçe ile olan münasebetini de tamamen bitirmesi gerektiğinin farkındaydı.
Akşama doğru Nahide ve Çağla yalnız kalmış konuşurlarken Nahide saatine baktı ve Çağlaya"ben markete gideyim birkaç eksik var alayım onları sende kapatırsın dükkanı değil mi?"diye sordu.Çağla da başını sallayarak onu onayladı.
Nahide dükkandan ayrıldı ve yürümeden önce önündeki apartmana,Atalayın ofisine baktı.Işıkları yanıyordu.Büyük ihtimalle o da birazdan gider diye düşündü.
Markete geldi ve ihtiyaçlarını aldıktan sonra sessiz bir sokakta tek başına yürümeye başladı.Yürürken bulunduğu yerden biraz ilerde birkaç ses duydu.Birileri kavga ediyordu ve argo kelimeler de kullanıyorlardı.Nahide adımlarını arttırdı.
Adamların konuştukları yere doğru geldi ve geriden dinlemeye başladı ki o sırada bağıran adamlardan birini diğerinin üstüne yürüyerek bir yumruk attı ve herkes birbirine girdi.Yerde adamı üç veya dört kişi tekmeliyordu.
Bunu görüp şoka giren Nahide birden kavgaya dalarak bağırıp"siz napıyorsunuz bırakın adamı!polis çağırırım!"şeklinde sesini duyurmaya çalıştı ve"polis"kelimesini duyan adamlar teker teker durdular.Yerdeki adam kan içinde kalmıştı.
"Ne saçmalıyorsun be kadın sen.Bak işine"
"Ben karışmam.Ya adamı bırakın gitsin ya da polisi ararım"
"Bak bacım bizimle oyun oynama başına bela alırsın"
Tartışmalar bu şekilde uzarken Atalay ofisinden çıkmıştı ve arabasıyla yavaş yavaş artık evine gidiyordu.Günü yoğun geçirmişti ve bir an önce uyumak tek dileğiydi.
Direksiyonu kavganın olduğu sokağa doğru kırdı ve ordan ilerledi.Orası hep kestirme olmuştu onun için.Ama bu seferlik işi uzayacak gibiydi.
Sokağın ortasına doğru geldiğinde birkaç adam ve önlerinde Nahideyi gördü ve görür görmez aşağıya inip yanlarına gelerek"Nahide noluyor burda?"diye sordu her iki tarafa da bakarak.
Nahide sesin geldiği yöne doğru döndü ve Atalayı görünce şaşırdı.Daha sonra da olayı açıklayarak ona"adamı sokak ortasında öldüreceklerdi resmen gelmesem"dedi.
"Bak kardeşim.İşimize karışmayın kendi yolunuza haydi.Karışırsanız..."
"Karışırsanız ne? Nesiniz siz lan mafya mı?sokak ortasında insan dövüyorsunuz!"
Atalay birden yükselişe geçmişken arkasında Nahide ona bir taraftan"sakin ol"diyordu ama Atalay adamları dinlemek ile meşguldü.
"Siz bilirsiniz.Bizden günah gitti"
Herkes birbirine girmiş kavga ediyordu şimdi.Atalay tek başına onlarla mücadele ediyordu ve Nahide ise onları o şekilde izlemekten başı ağrımış,ve dönüyordu.Bir taraftan gürültüye maruz kalıyor bir taraftan da kendini büyük bir karmaşanın içerisinde bulduğu için panikliyordu ve Atalaya birşey diyemiyordu.
En sonunda gözleri kapanmaya başlayarak bulunduğu yerde yere yığıldı ve düşme sesi ile o tarafa bakan Atalay Nahide'nin bayıldığını fark etti ve yerden bulduğu bir sopa ile bütün adamları temizleyip yere sererek koşup Nahide'nin yanına geldi.
"Nahide?duyuyor musun beni?bir belirti ver lütfen"
Nahide baygındı ve belirti verebilecek durumda değildi Atalay hemen Nahideyi kucaklayıp arka koltuğa koydu ve adamları da orda bırakarak hızlıca ordan uzaklaşmaya başladı.
Arabayı sürerken bir yandan da hâlâ Nahideye sesleniyordu ama bir yanıt veya ses alamıyordu.Böyle olunca ise Atalay daha panikliyordu.Arabada kolonya vardır diye hafiften göz gezdirip baktı ama göremedi.
En son Atalay kendi evinin önünde arabayı durdurdu ve şimşek hızıyla arabadan inip arka kapıyı açtı.Bu sırada Nahide hafiften ayılıyordu ve birşeyler mırıldanmıştı.Atalay onunla konuşup yormak istemediği için arabadan çıkardı ve onu eve doğru taşıyıp salondaki koltuğa yatırdı ve kolonya ile iyice ayılmasını sağladı.
Nahide kendine düzgün bir şekilde gelmeye başladı ve tam olarak gözlerini açtı.Açtığı an nerede olduğunu anlamadı ve Atalaya döndü.
"Burası neresi?"
"Benim evim"
"Neden buraya getirdiniz beni?
"Çünkü bayıldın Nahide ve kendine gelemedin"
İkisi birbirlerine öylece bakıyordu şimdi ve Nahide bayılmadan önceki anı hatırlayarak Atalaya sordu;"adamlara noldu?"
"Onları bıraktım orda.Seni bayılmış görünce yanına koştum zaten" dedi Atalay da.Daha sonra da"su ister misin?"diye sordu ve Nahide'nin kafa sallamasıyla ona bir bardak su verdi.Şimdi iyice kendine gelmişti.
"Ben şimdi iyiyim.Eve gideyim en iyisi."
"Bu gecelik evin burası."
"O nedenmiş?"
"Seni şuan dışarı salamam.Gördün neler olduğunu."
"Beni eve bırakın o zaman?"
"Nahide şuan kendi evinde de tek kalmamalısın ne olur ne olmaz.Bugün burdasın daha fazla konuşmaya gerek yok"
Konuşma bittikten sonra Atalay mutfağa doğru ilerledi.Nahide ise bulunduğu yere uzandı ve tavana bakmaya başladı.Bir yandan da Atalay gelmezse ne olurdu onu düşünüyordu.Ya onu da dövselerdi? çünkü savunmasızdı.Atalay resmen onun için gönderilmişti.
"Kahve içersin diye düşündüm"
"Doğru, hayır demem"
Atalay kahveleri masanın üzerine koydu ve televizyonu açtı.Nahide ise ne açacağını merak ediyordu ve o sırada ona aklına gelen soruları sordu.
"Tek mi yaşıyorsunuz bu evde?"
"Etrafta kimse görmediğine göre, öyle evet"
"Aileniz nerde peki?"
"Başka bir şehirdeler.Mimarlık kazanınca onlardan ayrılmıştım, ama yanıma gelecekler"
Nahide Atalayın cevabına kafa salladıktan sonra televizyona bakarak"ne izlicez?"diye sordu.
Televizyonda bir dünya film vardı ve Nahide baktığında aslında birçoğunu izlemiş olduğunu fark etti.Zamanında çok boş vakti olmuştu.
"Bilmem istersen sen seç"
"Çoğunu izledim ben bunların ama"
"Tamam o zaman ben seçiyorum"
Atalay bir tane gerilim filmine benzer bir filme tıkladı ve Nahide'nin yanına doğru oturdu.Heyecanla filmi izliyorlardı şimdi ve Nahide söylenmeye başladı.
"Patlamış mısırımız olabilirdi"
"İstersen patlatabilirim,unutmuşum"
"Bana yerini söyle ben hallederim"
"Nahide daha yeni uya-"
"Ben iyiyim Atalay bey bana yerini söyleyin sadece"
Nahide mutfakta patlamış mısırın yerini buldu ve bir tane de tava çıkararak patlatmaya başladı.Bir taraftan da kapağı tutuyordu.Tam o sırada da Atalay mutfağa girdi ve"evde içecek olduğu aklıma geldi"dedi ve Nahide'nin üstündeki dolaba doğru uzandı.Nahide ise kendini küçük bir pire gibi hissetti.Sanki büyük bir dev onu ezecekti.
Patlamış mısır ve içecekleri de getirdikten sonra filme devam ettiler.Bir süre sonra Atalay filme odaklanmış izlerken Nahideye döndü baktı ve uyumuş olduğunu fark etti.Kendisi de filmi kapattı ve Nahide'nin üzerini örttü.Bir süre boş boş onu izledi ve camdan bakındı.
***
Gece 3,4 suları..Nahide gördüğü bir kabus nedeniyle birden nefes nefese uyandı ve etrafına bakındı.Her yer karanlıktı ve birşey göremiyordu.Atalay büyük ihtimalle kendi odasındaydı.Çok ses çıkarmadan su içmeyi düşündü ve yerinden kalkıp yavaş adımlarla mutfağı bulmaya çalıştı.Bir eli duvarda geziniyordu şimdi.
Dışardan musluğu gördü ve oranın mutfak olduğunu anladı.İçeri girdiğinde gözü buzdolabını aradı.Güneşlikten çok hafif ışık sızıyordu.Hangi dolaptan bardak alacağını bilmiyordu bu yüzden dolapların hepsini açtı.Atalaya fark edilmemek için ışığı açmamıştı.
İşi bittikten sonra bardağı tezgaha koyarken yanlışlıkla diğer eli çarptı ve bardağı küçük bir gürültü ile düşürdü ve eli titriyordu.
Arkasına dönüp yerdeki bardağın parçalarına bakarken birden bir çift ayak gördü ve dondu.Yavaşça kafasını yukarı kaldırdı ve Atalay'ın gözleri ile karşılaştı.dışardan gelen hafif ışık gözlerine yansıdığı için çok net görebiliyordu ve ilk defa bu kadar yakınında duruyordu.Birkaç saniye boyunca birbirlerinin gözlerine baktılar.
"Napıyorsun gece gece?"
"Ben.. kâbus görüp uyandım da su.."
"Ellerin titriyor Nahide.Çok mu korktun?"
Elinin titrediğini yeni fark etmişti ama rüyanın etkisinden çıkmıştı ve Atalayla olan kısa mesafesi onu sıkmaya başlamıştı.O ise sadece Nahide'nin yüzüne odaklanmış seyrediyordu.
"Öyle bakmasanız mı bana acaba"
"Nasıl bakmak?"
"Atalay bey.."
Atalay birden Nahideyi kucağına aldı ve cam parçalarının olmadığı temiz bir yere indirdi.Nahide bunu beklemiyordu ve gözleri fal taşı gibi açıldı.Kahramanlık mı yapmıştı şimdi?
"Yarın ben burayı temizlerim.Gidip uyuyabilirsin"
"Peki.İyi geceler"
***
Sabah saat 09.00 olmuştu ve Nahide daha yeni ayılıyordu.Kalkıp Atalayı bir yerlerde görmek için etrafına bakındı.Tam o sırada arka odadan kıravatını bağlayarak çıktı ve boy aynasının önüne gelerek bir taraftan da Nahideye"günaydın"dedi.
"Beni ağırladığınız için teşekkür ederim.Bence artık çıkabilirim?"
"Tek çıkmayı mı düşünüyorsun?aynı yere gitmiyor muyuz?"
"Eve uğramam gerek"
"Evine bırakayım seni ordan geçerim"
Birlikte evden çıkacaklarken kapıyı açtıkları an Gökçe ile karşılaştılar.Gökçe şok içinde Atalay ve Nahideye bakıyordu.Öfke resmen yüzüne yerleşmişti.Nahide ise birden neye uğradığını şaşırmıştı.Bu iş canını sıkmaya başlamıştı artık.
"Atalay bu kızın ne işi var senin evinde?"
"Sen akıllanmayacak mısın?ve kimsin de bunu sorguluyorsun?"
Gökçe Atalayın dediklerini umursamayıp Nahide'nin karşısına geçti ve küçümseyici bakışlar ile ona bakarak konuşmaya başladı.
"Amacın her neyse ulaşamayacaksın."
"Haddinizi bilin."
"Bilmiyorum haddimi falan.Ne yapacaksın?"
Tam o sırada Nahide elinin tersiyle hızlı bir tokatı Gökçe'nin yüzüne indirdi.Atalay ise bu anı şok ile izlemişti.Gökçe ise yaşadığı şok ile eli yanağında kafasını kaldırıp Nahideye bakamıyordu.
"Sanırım artık biliyorsun."
Nahide hızlı adımlarla Atalayı beklemeden evden çıktı ve yürümeye başladı.Atalay ise arkasından koşup onu durdurdu ve"sence benim suçum mu?"diye sordu.
Nahide gerilmiş bir şekilde Atalay'ın yüzüne baktı ve konuşarak"suçumuz Atalay bey.Suçumuz.Bu gece beni konaklamanız tamamen ikimizin suçu"dedi ve kolunu Atalaydan kurtararak yürümeye devam etti.Atalay ise sinirle Nahide'nin kolunu kavradı ve tüm bedenini kendine döndürdü.
"Ona gereken cezayı ben vericem Nahide.Bir daha karşına dahi çıkmayacak.Ama şuan benimle gel."
Nahide kendi kafasında karar vermeye çalışarak Atalay ile bakışlarını sürdürdü.En son ise yoğun düşüncelerden kendini kurtardı ve"peki"dedikten sonra arabaya doğru yürüdüler.Gökçe ise büyük bir üzüntü ile gidişlerini seyretmişti.
Eve uğradıktan sonra nihayet iş yerine de gelmişlerdi.Çağla dükkanı çoktan açmıştı.Hatta içerde Sinanı ağırlamıştı.İçerde telefonu ile oynarken bir taraftan çayını içiyordu.
Nahide kafenin kapısını açtı ve kapıyı arkasındaki Atalaya tutarak"gelecek misiniz?"diye sordu.Atalay da içeri girdi.Onlar girerken Sinan onları fark edip kafasını kaldırdı.Neden ikisinin beraber geldiğini merak etmişti.
"Hoş geldiniz.Beraber gelmişsiniz bakıyorum."
Açıklamayı Nahide yaparak Çağlaya"yolda karşılaştık Atalay bey rica etti"dedi ve sandalyelerden birine oturdu.Atalay ise sırıtıp Nahideye küçük bir bakış attı.
"İkinize de çay dolduruyorum?"
"Hatta kahvaltılık da getirirsen süper olur."
Onlar kahvaltılarını yaparken Sinan çayını bitirip masadan kalktı ve Atalaya dönerek"bro bürodayım gelirsin"dedi ve omzuna vurarak kafeden ayrıldı.Ondan sonra da Berkay kafenin kapısını açtı.Nahide olayın gülünçlüğüne dayanamayıp hafifçe güldü.
"Günaydın Berkay"
"Günaydın Çağla da bu ne iş böyle"
"Atalay bey gidince sorucam Nahideye"
İkisi de kahvaltıyı bitirdikten sonra Atalay cüzdanını çıkarıp"borcum ne kadar?"diye sordu.Çağla ise miktarı söyledikten sonra Atalay ödemesini yaptı ve Berkaya sert bakışlarını göstererek kafeden ayrıldı.
"Nahide bu neydi şimdi?"
"Ney neydi Berkay?"
"Neden burda kahvaltı yaptı bu?"
"Evde yememiş olabilir değil mi Berkay?"
Berkay Konuyu daha fazla üsteleyip zaten sıkılmış canını daha da sıkmak istemiyordu ve masalardan birine öylece oturdu.
***
"Gel"
Atalay kapıyı tıklamasının ardından içerden gelen sesle içeri girdi ve hemen Sinan'ın karşısındaki koltuğa oturdu.
"Bugün yoğun musun?"
"Hayır ufak tefek işlerim var ve sana birşey sorucam."
"Dinliyorum."
"Nahide yalan söyledi değil mi?"
Sorunun ardından Atalay,normalde başka yerde olan gözlerini Sinana çevirdi ve Sinan'ın çok ciddi bir tavrı vardı.Bunu neden merak ettiğini merak etmişti.O da aynı ciddilikle yanıtladı.
"Bilmediğin bazı şeyler oldu."
"Ne gibi şeyler?"
"Uzatacak mısın Sinan?"
"Birlikte geldiniz bir yerden.Yanlış mı anlıyorum?"
"Neden merak ediyorsun bunu birden bire?"
"Unut gitsin."
Ufak bir atışmadan sonra Sinan kalkıp lavaboya doğru ilerledi.Atalay ise oflayarak düşüncelere daldı.
***
Nahide ve Çağla telefonları ile ilgilenirken içeri bir müşteri girdi.Sarışın 1.70 civarı boylarında kirli sakallı bir adam.Adama Nahide daha yakındı ve ayağa kalkarak ona"buyrun ne istemiştiniz?"diye sordu.
Adam Nahideyi tepeden tırnağa dikkatlice süzdü ve birkaç saniye geçtikten sonra siparişini söyleyerek"bir dilim tiramisu.Paket olacak"dedi.Nahide de rahatsız bakışlar altında paketi hazırlamaya koyuldu.Arka bölümden çıkan Berkay Nahide'nin yanına geldi ve sarışın adam kafasını dışarıya doğru çevirdi.
Bunu fark eden Berkay adamı süzdü fakat birşey demedi ve masalardan birine oturdu.Nahide paketi hazırladı ve adamın önüne koydu.
"Paketiniz hazır"
"Bayat olmaz diye umuyorum?"
"Tatlılarımızın hepsi taze ve güzeldir"
"Bence sizin kadar olamaz.."
Telefonuna bakan Berkay ışık hızıyla göz kapaklarını adama doğru kaldırdı ve yerinden doğruldu."Hayırdır sen? kıza sarkıntılık mı yapıyorsun!?"diye bağırdı.Nahide ise dicek birşey bulamayıp ikisini seyrediyordu.
Adam "Sen kim oluyorsun asıl sana hayırdır?"dediği an kafayla Berkay adama daldı ve o sırada Nahide yerinden fırlayarak Berkayı engellemeye çalıştı.Bu sırada da kafenin telefonu çalıyordu.Ortalık güreş alanına dönmüştü ve Nahide Berkayı engelleyemiyordu.
***
Atalay defalarca aramasına rağmen kafeye bir türlü ulaşamadı ve büyük cam pencereye doğru yöneldi.Kafenin önünde kimseyi göremedi.Nerde olduğunu merak ediyordu.Sessizce tekrar yerine oturdu ve sessizliği çok da uzun sürmedi.
"Ortalığı yak yık şimdi de keyifle otur öyle mi?yanına kalacak mı sanıyorsun?"
Gelen kişi Gökçe'nin erkek kardeşiydi.Kendisi bir çözüm bulamayınca kardeşine söylemişti ve her türlü yolu deniyordu.Atalay kendini kâbusta gibi hissediyordu.Hayatında keşkelere yer yoktu ama Gökçe için milyonlarca"keşke" demişti.
"Beni kullanamayınca sana mı şikayet etti?"
"Kardeşimle derdin ne Atalay?niye üzüyorsun bu kızı?"
"Kardeşinle bir derdim yok.Önce selamımı,sonra da peşimi bırakmasını söyle."
"Bir kız varmış.Onun yüzünden üzüyormuşsun kardeşimi?"
Olayların yayılma hızı Atalayı şoka sokuyordu.Nahideyi kimse ile muhattap etmek istemiyordu ve etmicekti.Bundan asla taviz vermeye niyeti yoktu.
"Senin kardeşin beni aldattı Soner!kör olmuşsun kardeşin yanlış şeyler anlatıyor sana."
"Sonuç olarak pişman mı?evet.Gökçe seni seviyor Atalay"
"Senin gibi bir adamdan da böyle cevap beklenir."
"O kız nerde?"
"Seni alâkadar etmez,defol büromdan!"
Ellerini arkasında bağladı ve Atalayı umursamadan büyük camlı pencerenin önüne geldi ve kendi kendine konuşarak"orası değil mi mekanı?"diye söylendi.
Atalay büyük bir sinirle gelip Soner'in önüne geçerek onu itti ve"aklından bile geçirme, baştan uyarıyorum.Sakın."
"Sen baya önemsiyorsun bu kızı herhalde?"
"Ne seninle ne de Gökçe ile hiçbir alakam hak hukukum kalmadı.Büromdan s***** git sakın karşıma çıkma! Nahide konusunda da birdaha uyarmam."
"Ben bu kızı baya bir merak ettim aslında."
***
"Berkay yeter artık kes şunu kalk adamın üstünden!"
"Akıllanıncaya kadar olmaz Nahide!karışma sen"
Nihayet Nahide Berkayı adamın üstünden alarak yakasından tuttu ve kendine döndürerek"dövdükten sonra akıllanacak mı sanıyorsun? böyle huyundan vazgeçirebilir misin ha!?kendine gel artık"diye söyledi.Berkay ise hiçbir şey demedi.
O sırada kapıdan bilmedikleri bir adam girdi ve gözleri birini arıyormuş gibi görünüyordu ki yerde yatan adamı fark etti ve konuşmaya başladı.
"Ne biçim kafe burası siz burda adam mı dövüyorsunuz?"
"Sarkıntılık yapan bir yavşağa ne yapmamızı beklerdin?"
Berkayın hâlâ deli gibi sinirli olduğunu fark eden Nahide onu uyararak"sakince konuş artık Berkay"dedi ve adam yüzünü Nahideye çevirdi."Kafenin sahibi siz misiniz?"
"Evet benim"
"Adam size sarkıntılık mı yaptı?"
"Sayılır."
Yerdeki adamı tek kolu ile ense tarafından tuttu ve kafenin dışarısına attı.Berkay ve Nahide ise bunu şaşkınla izlemişti.Demek ki güçlüydü.
"Siparişiniz neydi?"
"Sadece çay."
Nahide çayı doldurup adamın önüne koyduktan sonra bir süre onu izledi.Mafyaya benzetti başta.Üstü tamamen siyahtı.Silahı olup olmadığını düşündü.Açıkçası normal biri değildi.Gözleriyle arkadan süzmeye devam etti.
O sırada çok hızlı bir hamle ile Atalay kafenin kapısını açtı.Nahide ise kendi kendine gününün neden böyle geçtiğini sorguluyordu.Atalay hızlı adımlarla gereğinden fazla Nahideye yaklaştı ve bu sırada Berkay onları izliyordu.
"O adamı kafeden çıkart."
"Çıkartayım mı? sebep?"
"Nahide soru sorma ya onu düzgünce çıkar bir yolunu bul ya da ben güzel olmayan yolla çıkarıcam."
"Kim bu adam?"
"Daha fazla soru soracak mısın?"
Nahide neler olduğunu anlamıyordu ve anlamsızca Atalaya bakmayı sürdürdü.Kenarda çayını yudumlayan Soner ise hiçbir şey çaktırmıyordu.
Nahide aklına gelen fikirle Soner'in yanına gitti ve kibar bir şekilde konuşarak ona"beyfendi acil bir yere gitmemiz gerekti.Bunun için kafeyi kapatmak zorundayım."
"Yani çıkmamı söylüyorsun?"
"Evet öyle."
"Bence bunu sen söylemiyorsun"
"Anlamadım?"
Soner ayağa kalktı ve tüm vücut arkada ona doğru bakan Atalaya döndü.Sırıtarak Nahideye baktı ve"bunu o söylüyor,sen aracılık ediyorsun"dedi.Nahide anlamsız bakışlarını Sonerde gezdirmeye devam etti.
Tam o sırada Soner eliyle Nahide'nin çenesini tutup kaldırdı ve kendine yaklaştırarak ona"beni çıkartabileceğini mi düşündün güzelim?ama daha değil.İşlerimiz var"dedi ve Nahideyi bakışları ile eziyordu.
Atalay hayatında çok nadir öfkelendiği kadar öfkelenmişti bu harekete ve ağzından küfür sarf ederek Sonere doğru daldı.Ardından da Soneri kaldırdığı gibi kafenin dışarısına yöneldi ve kafeden adamı çıkarttı.Arkadan koşar adımlar ile Nahide de çıkmıştı.
Kafenin arkasındaki boş araziye doğru Soneri götürdü ve ordan yere attı.Soner ise hâlâ konuşuyordu."Ee şimdi ne yapacaksın bana?"
Atalay Soneri yakasından tuttuğu gibi kaldırdı ve konuşmaya başladı.
"Birdaha Nahide'nin karşısına çıkıp o hareketlerde bulunmayacaksın!"
"Mutsuzluk üzerine mutlu olabileceğini mi sanıyorsun adi herif!
"Nahide ile aramda birşey yok sen kardeşini de alacaksın hem benden hem Nahideden uzak duracaksın yoksa seni öldürürüm!"
Konuşmasını bitirdikten sonra Soneri hızlıca yere fırlattı ve sinirle"s***** git şimdi!"dedikten sonra arkasına dönüp ilerlemeye başlamıştı ki biraz uzağında Nahideyi görene kadar.Herşeyi uzaktan dinlemişti.Bağırışlardan zaten duymamak o kadar zor olmamıştı.Atalay hızlı adımlarla Nahide'nin yanına geldi.
"Bugün ilk defa dedim ki bu caddenin olduğu yerde dükkan almamalıydım.Çünkü anladım ki her günüm dizi gibi geçecek ve hergün kafemi bir adam basacak"
Atalay ağzını açıp konuşacakken Nahide onu dinlemeden hızlı adımlar ile uzaklaştı ve kafeye döndü.Atalay ise kafayı yemiş bir halde hızla peşinden gitti.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |