
"İşte nihayet istediğimiz noktadayız Gökhan.Cahit Aksu kendi elleriyle kızını bize emanet ediyor.Bizim de emanete hıyanet etmememiz lazım değil mi?"
"Koray bey istediğiniz bilgileri buldum.Nahide Aksu.24 yaşında.Şuan İstanbul'da tek başına yaşıyor, kendine ait bir evi var.Cahit bey para desteği belli bir miktarda sağlıyor.Onun dışında kendisinin dediği gibi arkadaşıyla bir kafe işletiyor.Bir de.."
"Bir de Gökhan?"
"Bir de efendim bir adamla bir münasebeti var.Adam iş adamına benziyor mesleğinizi bilmiyoruz ama Nahideyle samimi."
"Bu kısmı ayrı merak ettim şimdi ama onu araştırmayın kendim tanışmak istiyorum."
***
"Çetin teşekkür ederiz gerçekten seni de nöbete tabi tutuyormuş gibi olduk ama."
"Estağfurullah Nahide hanım kadınlar baş tacımız bizim."
Nahide ve Çağla kafeyi tekrar açtı ve tekrardan müşteri sağanağına tutuldular.Nahide biraz yoğunluk içerisinde bulunmanın kafasını dağıtacağını düşünüyordu.Çünkü evde kaldıkça kafasında farklı farklı senaryolar kurmuş ve olaylar derin değilse bile kafasında derinleştirmişti.Bu olanlardan ailesinin haberi olsa kendisini Türkiyede bırakmayacaklarını düşünmüştü ve bunları çalışırken de düşünürken kafeye ağır adımlarla bir adam girdi.
Üstünde lacivert bir takım elbise vardı.Siyah saçlı ve yüzünü hafiften kaplayan siyah sakallı uzun boylu bir adam.Arkasından da ondan biraz daha kısa boylu ve esmer bir adam girdi.İçeriye girerken aynı zamanda ortamı ve insanları süzüyordu.Çağla da onun yaptığı gibi aynı şekilde adamı süzmüştü.Nahide ise o sırada kafasındakileri düşünerek kahveleri dolduruyordu.Adam kendisine bakan Çağlaya aynı şekilde baktıktan sonra gözlerini Nahideye çevirdi ve bir süre seyretti.Daha sonrasında ise sadece bir cümle kurdu.
"Ufak tatlı bir kafe."
Konuşmanın ardından Nahide sesin geldiği yöne doğru baktı ve mevki sahibi olduklarını düşündüğü iki adamı süzdü ve kendisi de konuşmaya başladı.Bu esnada Çetin de onları izliyordu."Evet öyledir,hoş geldiniz."Adam gözünü bile kırpmayarak Nahideye bakmayı sürdürdü ve konuşmaya devam etti.
"Nahide hanım?"
"Siz beni tanıyor musunuz?"
"Şimdilik hayır ama tanışacağız."
Onları izleyen Çetin birden araya girerek Nahideye soru yöneltti.
"Nahide hanım adamı tanıyor musunuz?"
"Bir dakika Çetin anlamaya çalışıyorum olayı."
Adam ikisinin konuşmasını izledikten sonra Çetine döndü ve"siz Nahide hanımın koruması falan mısınız?"şeklinde bir soru yöneltti ve Çetin ona tam cevap verecekken Nahide araya girdi ve"isterseniz onu tanımadan önce biz tanışalım onu sonra tanırsınız."şeklinde konuştu.Adam ise elini uzatarak kendini tanıttı.
"Koray Çetinsoy.Babanızın iş ortağıyım ve mimarım.Uzun süredir babanızla beraber çalışıyoruz ve sizinle de tanışmamı benden rica etti.Sizin gibi alımlı bir hanımefendi ile tanıştığım için memnun oldum."
"Memnun oldum Koray bey."
"Sadece Koray.Yanındaki kelime fazlalık.Aramızda sızlık sizlik mesafe olmaz diye düşünüyorum haksız mıyım?"
"Peki Koray.Annem babam..yani nasıllar?"
"Durumları gayet iyi.Yasemin hanımdan her gün seni dinliyoruz."
Ayak üstü küçük sohbetler dönerken kapı yeniden açıldı ve bu sefer içeri içerdeki olayı anlamaya çalışan Atalay girdi ve herkes giren kişiye doğru baktı.Atalay girdikten sonra konuşmaya başladı.
"Bir şeyleri böldüm sanırım."şeklinde konuşurken olayı anlatması için Nahideye bakıyordu.Koray arkasını dönüp kimseyi eksik bırakmadığı gibi Atalayı da süzmeye başladı ve fazla beklemeden Nahide konuşmaya başladı.
"Sizi tanıştırayım dilerseniz,Koray bu Atalay kendisi karşı binada mimar.Atalay Koray da babamla çalışıyor kendisi de senin gibi mimar."
Koray Atalaya doğru tüm vücut döndükten sonra ona biraz daha yaklaştı ve elini uzattı."Memnun oldum sayın meslektaşım,Atalay bey."
Atalay Koraya kısa bir süre baktıktan sonra elini sıktı ve"memnun oldum Koray bey."şeklinde bir cevap verdi ve elini bırakıp ellerini ceplerine koydu.Bu sırada Koray hâlâ onu gözlemliyordu.
"Bir sorun var mı Nahide?"
"Hayır bir sorun çıkmadı teşekkür ederim."
"Hayırdır bir sıkıntı mı oldu?"
Nahide tam cevap verecekken Atalay sözünü keserek ondan önce söze girdi.
"Geçmiş bir mevzu irdelenmesi gereken bir şey değil.Sadece bir sıkıntı olup olmadığını merak ettim."
"Nahide ile yakın arkadaşsınız sanırım.Gelip kontrol etmenizden bunu anladım."
"Evet doğru anlamışsınız.Kıymetli,değerli bir yakın arkadaşım."dedi ve Atalay devamını getirdi."Ona herhangi bir şey olmasından büyük endişe duyarım."
Koray kurumuş dudaklarını ıslatarak Atalaya bakmayı sürdürdü ve ona gülümsedi.Konuşmaya başlayarak"ne kadar da güzel,onun için gözüm ve ailesinin gözü arkamızda kalmaz."dedi çok rahat ve sakin bir ifadeyle.Atalay içten içe Koraya bilenmeye başlamıştı ve zoraki bir şekilde gülümsedi.Aralarında farklı bir diyalog geçmeden önce Koray Nahideye doğru döndü ve konuştu.
"Nahide bugün seni bir yemeğe çıkarmak istiyorum.Güzelce tanışmak için."Teklifin ardından Nahide önce kısa bir bakışla gergin görünen Atalaya daha sonra da Koraya baktı ve babası eğer tanışmalarını uygun görmüşse bir bildiği vardır diye düşünerek Koray'ın teklifini kabul etti ve ona cevap verdi.
"Peki.Olur elbette."
"Güzel akşam evinden alıcam seni.Görüşürüz".Son sözünden sonra Koray yavaşça kapıya doğru döndü ve Atalaya bir bakış atarak hızlı adımlarla kafeden ayrıldı.Atalay ise arkasına dönüp Koray'ın gidişini seyretti.Daha sonra da anlamsızca Nahideye dönerek yanına geldi."Baban neden bu adamı göndermiş senin yanına?"
"Sen sinirlendin mi Atalay?"
"Asla.Sadece biraz lafları fazla özgüvenli."
"Özgüven sahibi olmasa babam ile çalışmazdı diye düşünüyorum haksız mıyım?"
"Yine de fazla özgüvenli olmak iyi bir şey değildir Nahide."
Konuşmadan sonra bir süre ikisi de birbirine baktı ve Atalay hızlı adımlarla kafeden ayrıldı ve giderken ise dışından"gözü arkada kalmayacakmış meslektaşımın."diyerek kendi kendine güldü.Nahide kendi kendine söylendikten sonra Çağlaya yardım için siparişlere döndü ve o sırada da Çetin bir ihtiyacı için hemen gidip geleceğini söyledi.O da kafeden ayrıldıktan sonra Çağla Nahide'nin yanına gelerek imalı halde konuşmaya başladı."Seninkini fena bozdu Koray bey.Havalı adam."
"Sanırım bozmadı diyemeyeceğim Çağla."
***
"Efendim şimdi nereye gitmek istersiniz?"
Koray Gökhan'ın bu sorusunu duymayarak camdan bakınıp kendi kendine sırıtıyordu.Çünkü Atalay'ın yüzündeki kendisinden hoşlanılmadığını gösteren ifadeyi görmüştü.Bunun ne sebeple olduğunu anlamak ise zor değildi.Kendi kendine düşünürken Gökhan ona bir kez daha seslendi."Koray bey?beni duydunuz mu?"
"Tek gecelik ayarladığım otele gideceğiz Gökhan.Yarın zaten evi alıcam.Ayrıca senden çok basit bir şey istiyorum.Atalayla ilgili her şeyi bulup önüme getireceksin.Hayatı,işi ve en çok da Nahide ile ilgili aralarında geçmiş mevzular.Hepsini bilmek istiyorum.Yeterince açıklayabildim değil mi Gökhan?"
"Halledicem efendim merak etmeyin."
"Ha bir de bu gece Nahide ile gideceğim mekanı kapattır ikimizden başka müşteri istemiyorum."
"Nasıl isterseniz Koray bey."
***
Atalay tam bürosunun olduğu binaya giriş yapacakken kendisine seslenen Berfin'in sesiyle durdu ve onu bekledi.Berfin yanına gelerek konuşmaya başladı."Kafede bir şeyler oldu ve sinirle çıktın.Noldu?"
"Sen beni mi izliyorsun Berfin?"
"Yanlıs anladın Atalay.Denk geldim sadece."
Atalay kendi kendine ufak bir pişmanlık duydu.Gereksiz yere gerildiyse de sonuç olarak bunda Berfin'in bir suçu yoktu.Sinirini ondan çıkarmamalıydı."Berfin özür dilerim gerilmiştim biraz."
Onlar binanın önünde konuşurlarken Çağla onları gördü ve görür görmez Nahideyi yanına çağırdı."Bak sana telefonda dediğim kız."
Nahide onları ne konuştuklarını merakla izlerken bir taraftan da kızı daha net görmeye çalışıyordu.Farkında olmayarak içten içe kıza kurulmuştu ve kızın Atalaya asılır şeklinde tavırlar ile konuşması onu daha da germişti."Atalay sana biz arkadaşız demişti değil mi? güzel, çok güzel harika."
"Sana kızın niyetinde farklılık sezdiğimi söylemiştim."
"Bugün ikinci kez haklı çıkıyorsun Çağla.Kendisi gerçekten de sinir bozucuymuş."
Berfin ayak üstü Atalayı neden gergin olduğuyla ilgili sorguya çekiyordu ve Atalay sık boğaza gelemiyordu.Berfinden nedenini sorgulamamasını rica etti ve beraber büroya doğru çıktılar.Atalay odaya girdikten sonra büyük penceresine doğru yönelerek kafeye doğru baktı.Daha sonra odasındaki koltukta oturan Berfine dönmeden ne içmek istediğini sordu.Daha sonrasında cebinden telefonunu çıkardı."Odama iki kahve getirebilir misin?saol."
Nahide telefonu kapattıktan sonra anlamamış bir şekilde acaba bilerek mi yapıyor diye düşündü ama sadece işini yapmaya odaklanarak iki tane türk kahvesini alıp Atalay'ın bürosuna doğru gitmeye başladı.Büronun olduğu kata gelince kapıyı tıklattı ve içerde Atalay olmadığından kapıyı hazır yakınındayken Berfin açtı ve ilk kez karşılaşmış oldular.
Nahide böyle bir duruma şaşırarak ama belli etmeyerek Berfine"kahve siparişinizi getirmiştim."dedi ve Berfin ona zoraki bir gülümseme göstererek Nahide'nin elindeki tepsiyi aldı ve ona"teşekkürler canım"dedikten sonra kapıyı kapadı.Nahide ise her halde kendisi ile dalga falan geçtiklerini düşünüyordu ve sinirle ordan ayrılmak için arkasını dönerken Atalay'ın bedenine çarptı ve geri çekildi.Atalay ise ona"iyi misin?"diye sordu ama Nahideden cevap alamadı.
Daha sonrasında ise Atalay tekrar konuşarak ona"kendin gelmişsin,ya kahveler?"şeklinde soru yöneltti.Nahide ona zaten bakmazken bu sorunun ardından gözlerini Atalay'ın gözlerine dikti ve gerginlikle konuşmaya başladı."Berfin hanım.Aldı Atalay kahvelerinizi.Teslim ettim ve gidiyordum."dedikten sonra Atalay onu yakalayamadan bir hışımla asansöre bindi ve arkasından Atalay da onunla asansöre bindikten sonra asansör kapısını kapattı.
"Ne oluyoruz Nahide?"
"Bir şey olmuyoruz ama senle ilgili bir şeyler oluyor gibi."
"Benle ilgili ne oluyormuş mesela?"
"Boş ver Atalay beni ilgilendirmiyor gerçekten."
Nahide tam asansörün tuşuna basmak için niyetlenip kolunu uzatırken Atalay kolunu havada yakalayıp yukarıya dayayarak tuttu ve Nahide ise ona sinirli bakışlar atmaya devam etti.
"Çağladan duyduğun şeyler doğru ama şuan o tipte bir mesele yok Berfin arkadaşım.Bunla ilgili gerilmemize de gerek olmadığını düşünüyorum.Berfin sana bir şey dedi mi?"
"Canım dedi Atalay.Canıymışım ahaha ne kadar samimi."
"Sen ona bakma gerekirse konuşurum."
"Kolumu bırakmayı düşünüyor musun?"
Atalay sorunun ardından bir yukarda tuttuğu koluna,bir Nahide'nin gözlerine ve bir de dudaklarına baktı.Evet bir süredir arzuladığı dudakları.Şimdi ona kitlenip kalmıştı ve bu sırada Atalay'ın telefonu çalmaya başlamıştı ki telefon ikisinin de umrunda değildi.Birisi cevap bekliyor diğeri ise kafasında cevabı hazırlıyordu.
"Bırakmazsam bana ne yapacağını merak ediyorum."
"Belki canını yakarım bence istemezsin bunu."
"İnatçısın evet ama bende inatçıyım ve bırakmayı kabul etmiyorum."
"Ben bunu senin tercihine mi sunuyorum Atalay?"
"Evet tercihime sunmak zorundasın Nahide çünkü kolun benim elimde."
"Kahveleriniz soğuyor Atalay burda boşa vakit geçiriyorsun."
Konuşmalarından sonra Nahide hızlıca diğer koluyla asansör düğmesine uzandı ve sıfır yazan tuşa bastı.Atalay Nahide'nin kolunu bırakmadan öylece zemin kata doğru indiler.Daha sonra Atalay yavaşça Nahide'nin kolunu bırakarak hafifçe kulağına eğildi ve konuştu."Elinden her kahveyi içerim ama o kahveyi içmeyeceğim."
Nahide ise ona"iyi"diyip bilerek yapmacık gülümsedikten sonra asansörden inerek binadan çıktı.Atalay ise asansörde tekrar tuşa basarak kendi kendine sırıtır bir şekilde bürosuna doğru çıkmaya başladı.
Atalay bürosuna geldiğinde içerde Berfini kahvesini yudumlarken gördü.Yanına gelip oturdu ve ona hiç aldırış etmeden düşünmeye başladı.O dalmış düşünürken Berfin ona sesleniyordu ama ondan yanıt alamıyordu.Sonunda sesini yükseltti.
"Atalay?beni duymuyor musun sen?"
"Kusura bakma Berfin bir şey düşünüyordum.Ne diyecektin?"
"Kapının önünde çaycı kızla mı konuşuyordun sen?girersin diye bekledim bölmek istemedim ama uzun süre de girmedin.Bir şey mi oldu?"
Atalay'ın Nahide için söyledikleri şu 'çaycı kız' tabirinden artık canı sıkılmaya başlamıştı.Bu tabir ona göre bir başkasını küçük görmek,hor görmekti.Kafasını Berfine çevirdi ve gözlerine bakarak konuşmaya başladı.
"İsmi Nahide.Çaycı kız değil-"
Atalay sözlerine devam edecekken Berfin onu durdurup sözünü kesti.
"Atalay yanlış anladın aşağılamak amacıyla söylemedim ben onu yani onu sadece henüz tanımadığım için-"
Az önce olduğu gibi bu sefer de Atalay onun sesini kesmişti.
"Tamam şuan ben sana onu tanıttım ondan bahsedeceksen eğer ismini kullan.Bir mesele konuştuk ve geldim bu kadar."
Atalay kendisine sorulan bu soruda değişiklik sezmişti ama üzerine fazla düşünmedi.Daha sonra Berfine bir teklifte bulundu.
"Bugün ben,sen ve Sinan Güzel bir yemeğe gidebiliriz.Sohbet de ederiz.Hem seni onla tanıştırmış olurum."
"Bana uyar."
Koray Nahideden ayrıldıktan sonra yerleştiği otele akşam için hazırlık yapmaya gelmişti.Yarın ise Türkiyeden aldığı yeni evine yerleşecekti.Kafasında bundan sonraki günler için derin bir harita çıkarmıştı ve uzun süredir merak ettiği konuma ulaşmış,Nahide ile tanışmıştı.Tek vasfı bulunduğu iş konumu ve mesleği değildi.Aynı zamanda karanlık bir yüzü vardı ama her zaman ortaya çıkmazdı.Çok istediği bir şeyi elde etmek için kullanırdı.Merhamet duygusu sadece sevdiği insanlara vardı.
Özel getirttiği takımını giymiş düğmelerini iliklerken birden kapısı çaldı ve içeri yardımcısı Gökhan girdi.
"Efendim çok şıksınız."
"Seni dinliyorum Gökhan."
"Atalay beyle ilgili bir araştırma yapmamı istemiştiniz.Bilgi edinmek için peşine bir adam göndermiştik ve değişik bir bilgi öğrendik.Atalay bey şehir içinde bir evde bir adam tutuyormuş yalnız sebebini bilmiyoruz."
"Ya konumu?"
"Konumunu öğrendik efendim evet."
"Bana o konumu gönder sonra ben ilgileneceğim."
Nahide de akşam üzeri evine gitmiş hazırlık yapıyordu.Koyu kırmızı midi bir elbise denedi ve onda karar kıldı.Bedene oturan kalın askılı bir elbiseydi.Saçlarını da bir çırpıda şekillendirdikten sonra makyajını da yaptı ve artık hazırdı.Koray kendisine çok kibar, duruşlu,cömert bir beyefendi gibi gelmişti ama Atalay'ın surat ifadesi hiç öyle dememişti.Bir yandan adamın uzun süre babasıyla çalışmasıyla babasının ona güvenmesi içini rahatlatıyordu.Sonuçta ailesi güvenmişse kendisi de güvenebilir diye düşünüyordu.Kafasının başka bir köşesinde ise Berfin vardı.Atalay ile büroda ne konuşuyorlardı dolduruşa getiriyor muydu şeklinde bir sürü soru kafasını kurcalıyordu ki tam o sırada kapısı çalındı.
Nahide son kez kendine aynada baktıktan sonra kapıyı açtı ve karşısındaki adamı gördüğünde donakaldı.Koray hafiften uzun simsiyah saçlarını jölelemişti ve yine simsiyah pahalı bir takım giymişti ve bu haliyle çok yakışıklı gözüküyordu.Zaten yüz hatları belirgin yakışıklı bir adamdı.Nahide Koraya sadece"hoş geldin"diyebildi.
"Hoş bulalım o zaman hanımefendi.Hazırsan gidelim."
Beraber evden çıktılar ve gidecekleri restorana doğru gitmeye başladılar.Nahide yan koltukta otururken yan bakışlarla bir taraftan Korayı seyrediyordu ve onda tuhaf bir hâl sezmişti.Sadece arabayı sürerken yola baktığında bile değişik bakıyordu.Asla yumuşak bakışlı bir erkek değildi ama yüzünü Nahideye döndürdüğünde o sert ibare kayboluyordu.Restorana gidene kadar onu incelemeye devam etti.
Geldiklerinde Nahide mekanın boş olduğunu fark etti ve dıştan düşünerek kendi kendine konuştu.
"Neden boş burası?"
"Ben istediğim için."
"Nasıl yani sen mi boşalttın Koray?"
"Aynen öyle."
Mekanın orta kısımlarına doğru iki kişilik bir masaya oturdular ve bir iki görevli hariç hiç kimse yoktu.Koray Nahide'nin oturması için sandalyeyi çekti ve o oturduktan sonra kendi de oturdu.
"Buna gerek var mıydı sadece bir tanışma yemeği."
"Ben öyle uygun gördüğüm için evet gerek vardı."
Koray servis için garsonlara el işareti yaptı ve onlar servis yaparken sohbete başladılar.
Bu sırada restoranın nerdeyse dibinde sayılabilecek başka bir mekana da Atalay,Sinan ve Berfin giriş yaptılar ve onlarda oturup sohbete koyuldu.Berfin Sinanla tanışmış fakat bütün ilgi ve odağı Atalay'ın üstündeydi ve ona sürekli sorular sorup duruyordu.Tabi ki Atalay'ın herhangi bir şüphe duyma olasılığını göz ardı ederek.Atalay ise kendisine sorular yöneltildikçe kendince düşünüyordu.Sohbet anında Atalay'ın aklına bir an o sıra Nahide'nin de Koray ile yemekte olduğu geldi ve şuan nasıl olduklarını içten içe merak ediyordu.
Bu sırada Koray'ın adamı olan Gökhan ortalığa bakarken yan mekanda Atalay'ın olduğunu fark etti ve bunu bildirmesi gerektiğini düşünerek Korayı aradı.Koray aldığı cevap karşısında tepki vermeyerek telefonda teşekkür etti ve kapattı.Tam o sırada da kafasında ani bir plan yaptı.Bu sırada ise Nahideyi inceliyordu ve ufak bakışlar sonucu bir cümle kurdu.
"Sanırım bundan sonra en sevdiğim renk kırmızı."
Nahide o esnada içeceğini içiyordu ve Koray'ın bu cümlesinden sonra birden duraksadı daha sonrasında ise bardağı yavaşça indirip ona cevap verdi.
"İltifat olarak kabul etmeli miyim?"
"Evet etmelisin.Kırmızı sana çok yakışıyor."
Koray Nahideye derin bakışlar ile bakıyor ve her zerresini santim santim ezberlemeye çalışıyordu.Nahide ise kendisine uzun süre bakılmasından az da olsa rahatsızlık duymuştu ama bunu dile getirmiyordu.Koray nihayetinde gözlerini kısa süreliğine Nahideden çekti ve başka tarafa bakarak konuşmaya başladı.
"Annen ve baban.Türkiyeye gelmeyi düşünüyorlar.Ayrıca ben de yarın buraya taşınıyorum."
Nahide duydukları karşısında çok şaşkındı.Orda işlerini iyi bir şekilde yola koymuşken neden Türkiyeye dönmek istediklerini anlamamıştı ama buna ayrıca çok sevinmişti ve onları çok özlemişti.
"Ciddi misin? eğer öyleyse çok sevindim ama babam orda güzel bir iş kurdu.Bu kararı nasıl verdi?"
"Güzelim babanın işleri gerilemeyecek.Yani gerilemeyeceğiz.Sadece yaşadığımız konum değişecek.Yani senin yanında olacağız."
Nahide bu karara gerçekten sevinmişti çünkü bazen kendini çok yıpranmış ve tek başına hissediyordu.Başka bir yerde onu seven onu arayıp soran birileri de olsa.Yanında kimse olmayınca yaşadığı şeyleri bilmedikçe insan sanki daha çok geriliyordu hayatta.Nahide bu hisse bazı zamanlar çok kapılmıştı.
Yemek bittikten sonra mekandan ayrılmak için çıktılar ve Koray kafasında planladığı planı uygulamaya soktu.Gökhandan yemek sırasında Atalay'ın çıkacağı zamanı kendisine söylemesini istedi ve Gökhan ise onlar çıkmaya hazırlanırken Koraya mesaj çekmişti.Daha sonra ise onlarda kalkmıştı ve böylece denk gelmiş olacaklardı.
İki taraf aynı anda mekanlardan çıktı ve Koray yeni fark etmiş gibi yaparak Atalaya yüksek bir ses tonu ile seslendi."Bugün meslektaşım ile karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim."
Cümlenin ardından Nahide Koray'ın baktığı yöne doğru baktı ve Atalayla beraber Berfin ve Sinanı da gördü.Üstelik Berfin Atalaya yakın duruyordu ve bu durum sinirini bozmuştu.Cümleye aynı tepkiyi onlar da verdi ve Atalay gözlerini büyükçe açmış bir şekilde Koray ve Nahideye bakıyordu.Berfin ise Atalayı inceliyordu.
Bu sırada Koray Atalayların yanına doğru yürümeye başladı ve yanından Nahide de onla beraber geldi.Koray tekrar konuşmaya başladı.
"Ne güzel sürpriz Atalay bey."
Atalay Koraya cevap vermeden önce Nahideyi inceledi Nahide ise tepkisiz bir şekilde Atalaya bakıyordu.Atalaydan bakışını kaçırıp birde bir süre Berfine baktı.Yalnız iyi bir oyuncuydu asla bozulduğunu belli etmiyordu.
"Hayat tesadüfleri sever Koray bey."
"Siz seviyor musunuz peki böyle tesadüfleri?"
"Hepsini değil.Mesela planlı tesadüfleri sevmem."
Bu cümlenin ardından ortamdaki herkesin bakışları Atalaya çevrildi.Nahide zaten yere bakar vaziyetteyken kafasını yavaşça kaldırdı ve Atalaya doğru baktı.Kesinlikle bir imada bulunuyor diye düşündü.Atalay ise cümlenin ardından tepkisiz ama sert bir ifadeyle Koraya bakıyordu.Nahide daha sonra Koraya da baktı ve Koray'ın sadece gülümsüyor olduğunu gördü.Elbette ki ondan da cevap geldi.
"Tesadüfün planlısı olmaz Atalay bey."
Herkesin içinde birbirleriyle sanki anlaşıyorlar ve mors alfabesiyle konuşuyor gibilerdi.Atalay ve Nahide ise sanki gözleriyle konuşuyor gibilerdi ve ortam değişik bir hale büründü.Tabi Berfinde olan biteni detaylıca bir şekilde izliyor ve Nahideyi delirtmek için Atalaya yakın davranmaya çalışıyordu.Nahide ise bilerek yaptığını elbette fark ediyordu.
Bu sırada Nahide ve Koray'ın gittiği mekanın içinde birden bir silah patladı ve kızlar refleks olarak kulağını kapatarak bir hışımla çığlık attı.Bu sırada Koray ise yine refleks ve koruma iç güdüsüyle Nahideyi tutmuştu ve bir taraftan da restorana bakıyordu.Silah patlar patlamaz ise Atalay'ın ilk baktığı kişi Nahide olmuştu ve Koray'ın onu tutmuş olduğunu gördü.Bu görüntüye bozulsa da daha sonra bakışlarını restorana doğru dikti.Koray ise Nahide'nin kollarını yavaşça bıraktı.Nahide büyük bir korkuyla yine dıştan düşünerek konuştu.
"Neydi bu şimdi!? ne yapıyor bu aptallar öldürecekler insanları!"
"Gidip bakalım ciddi bir şey olmuş olabilir.Sinan Berfini evine bırak ben giderim sonra."
Atalay bu cümlesinden sonra restorana yürümeye başlamışken Nahide bir hışımla Atalay'ın yanında bitti ve onu kolundan tutarak durdurdu.
"Atalay hiçbir yere gitmiyorsun içerde ne olduğunu bilmiyoruz bir şey olabilir yapma!"
Atalay bu cümleden sonra sadece Nahideye baktı ve bir süre baktıktan sonra bakışlarını Koraya çevirdi.Koray ise ona tepkisiz bir şekilde bakıyordu.Atalay gitmek için direnmedi.Sinan ise Berfini götürmüştü.
Tam o sırada bu sefer ard arda silah sesleri duyulmaya başladı ve orda üçü de istemsiz bir şekilde yere çömmüşlerdi.Daha sonrasında da iki erkek kafalarını kaldırıp kendisini savunmaya çalışan Nahideye baktı ve Koray önce davranarak Nahide'nin elinden tuttuğu gibi koşmaya başladı.Bu sırada Atalay da onları takibe koyuldu.Birileri restorana ateş açıyordu ve yanındaki mekana da ateş açmışlardı.Resmen baskın yapılıyordu ve birilerinin vurulma olasılığı çok yüksekti.
Uzun süre koştuktan sonra nereye koştuklarını bilmeden artık silah seslerinin gelmediği bir yerde durdular ve Koray Nahide'nin yüzünü avuçları içine alarak konuştu.
"Geçti artık sakin ol.İyi misin Nahide?"
Nahide o kadar korkmuştu ki titriyordu ve ilk defa bir silah sesine bu kadar yakından şahit olmuştu.Titrek bir sesle Koraya sadece iyiyim diyebildi ve etrafına bakınmaya başladı ama Atalayı görememişti.
"Atalay!? Atalay nerde!?"
"Burdayım."
Nahide büyük bir korku ve panikle arkasına döndü ve Atalaya doğru hızlıca yürüdü.Yüreği ve kalbi içinden çıkacak gibiydi.Atalay için çok korkmuştu ve hâlâ deli gibi titriyordu.
"Sana bir şey olmadı değil mi iyi misin?"
Soruyu sorarken Nahide Atalay'ın kollarını kavramıştı ve Atalay bir kendisini tutan ellere birde sahibine bakarak ona cevap verdi.
"İyiyim bir şeyim yok."
"Tebrik ederim Atalay bey cesaretinize hayran kaldım."
Korayın cümlesinden sonra Atalay gözlerini Nahideden kaldırıp Koraya doğru döndü ve ne demek istediğine anlam verememişçesine baktı.O sırada ise Nahide Atalay'ın kollarını bıraktı.
"Cesaret?"
"Evet cesaret.Az önce az daha vurulabilirdik ve siz direk olayın çıktığı mekana girmeye çalıştınız.Kurşuna yürümek bu doğrusu."
"Cesaretse evet öyle.Birinin canından kaygılansaydınız eğer sizde giderdiniz."
Nahide atışmaya sinirlenip bir son vermeye çalışarak ikisine de olayın verdiği gerginlik ile yüksek ses tonu ile konuştu.
"Yeter.Başka bir maceraya tanık olmadan bu ortamdan tamamen uzaklaşalım artık!"
Koray telefonunu çıkarıp Gökhanı aradı ve bulundukları yeri ona söyledi ve beklemeye başladılar.Atalay ise Sinanı aramıştı.Belkide sırf Koray'ın arabasına binmeme inadından dolayı aramıştı.Telefonu kapattıktan sonra Nahide ona söylendi.
"Beraber gidebilirdik keşke rahatsız etmeseydin."
"Nahide.Beraber gelmiştiniz.Beraber gidin.Gerek yok."
Bu sırada Nahide yumuşak bakışlarını sertleştirerek Atalaya bakmaya başladı.Daha sonrasında ise hazırcevap şeklinde sözüne karşılık verdi.
"Öyle mi?o zaman sende başta Berfinle hemen gitseydin de koşmasaydın hiç buraya kadar."
Bu sözünden sonra normalde ona bakmayan Atalay birden Nahideye gözlerini dikti.Kendi kendine bu beni kıskandığı anlamına mı geliyor diye düşündü ve hoşuna gittiğini belli etmedi.Nahide sözünden sonra kollarını birleştirerek biraz Koray'ın yanına yürüdü.Atalay ise arkadan onları seyrediyordu.
"Geceyi bu şekilde bitirelim istemezdim moralimi çok bozdu."
"Nereden bilebilirdik Koray böyle bir şeyi? moralini bozma lütfen gerçekten keyifli bir gece geçirdim teşekkür ederim."
Bu sözden sonra gülümseyerek Koraya baktı ve Koray da ona baktığında içi gitmişti.Senelerdir gözlerine fotoğraflarda baktığında zaten gidiyorken canlı bir şekilde bakarken daha bir tuhaf oluyordu.O yaşına kadar aşka inanmayan Koray Çetinsoy,bir çift kahverengi göz ve mükemmel bir gülüşe hasta olacağını asla bilemezdi.Bu sırada Atalay onların bakışmalarını izlerken yavaş yavaş ise sinirlenmişti.Üstelik Koray ona arkaya doğru bakışlar atıyordu.
Kısa bir bekleyişten sonra Gökhan gelip onların yanında durdu ve Koray Nahide'nin binmesi için ona kapıyı açtı.Nahide arabaya binerken kısa bir şekilde Atalaya baktı ve gergin yüz hatlarını gördü.Koray kapıyı kapattıktan sonra ellerini cebine sokarak Atalaya döndü.
"Gelmeyeceğinize emin misiniz Atalay bey arkadaşınızı beklerken yanlışlıkla vurulmayasınız?"ses tonu bundan biraz eğlenir gibiydi.
"Dizi çeviriyor olsaydık belki ama gerçek hayattayız Koray bey.Bence sizde bunun farkında olarak yaşayın."
Cümlesinden sonra Atalay hafif gülümser bir şekilde Koraya bakmaya devam etti.Koray ise bozulduğunu belli etmeden tepkisizce Atalaya bakmayı sürdürdü ve cevap verdi."Teklif var ısrar yok meslektaşım.Size iyi geceler."
Son sözünü Koray bakışını sertleştirerek gözlerini bir süre ayırmadan söylemişti ve daha sonra o da arabaya bindi ve oradan ayrıldılar.Atalay ise sinirli ve ellerini fark etmeden sıkar bir şekilde gidişlerini seyretti.Az bir süre sonra da Sinan onu almaya geldi ve Atalayı eve bıraktı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |