@ecomeco
|
Keyifli okumalar 🍀 ❤️ 🍀
Gökyüzünü izlerken uyuyakalmışım. Uyanığım. Ama gözlerimi açamıyorum ve hareket edemiyorum. İnsan çığlıkları duyuyorum. Bu çığlıkların ardı arkası kesilecek gibi durmuyor. Gözlerimi açabildiğimde hemen etrafıma bakındım. Odanın kapısı açıktı, odada benden başka kimse yoktu. Kapıdan çıkıp koridora baktığımda şok olmuştum. Herkes kanlar içinde yerde yatıyordu. Aynı altı yaşındayken ki gibi...Yerdeki kan birikintilerine basmamaya dikkat ederek hepsinin nabzını kontrol ettim. Hepsi ölmüştü. Bazılarının ne kadar acı çektiğini düşünmek istemiyorum. Çünkü kolları, bacakları veya vücudunun başka bir kısmı kopan birinin ne kadar acı çekebileceğini bilmiyorum. Aynı şey ikinci kez yaşandı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Kaçmalı mıyım. Yoksa önceden olduğu gibi ıslahevine mi gideceğim? Beni mi suçlayacaklar? Ben bir şey yapmadım ki, suçlu mu sayılacağım? Ben neden ölmedim? Herkes neden öldü... Dizlerimin bağı çözüldü ve yere yığıldım. O kan göllerinden birine değiyordum. Kanın yavaş yavaş kıyafetime geçtiğini hissediyordum. Kıyafetimdeki ıslaklık kandı. Yıllarımı geçirdiğim insanların kanıydı... "Mavi!" Arkamdan bir bağırma sesi geldi. Kim bu? Gözlerimden süzülen bir kaç göz yaşı kan gölüne karıştı. "Mavi!" Biri beni kolumdan tutup ayağa kaldırdı. Eren mi? Neden burada? "Çabuk ol, gitmemiz lazım!" Gitmemiz mi? Ölen bu ruhları yalnız mı bırakacağım yani? Ruhları... Ruhları bana yalvarıyordu ya da korkuyorlardı. Anlayamıyorum. "Mavi, kendine gel onlar öldü! Artık bir şey yapamazsın!" El bileğimden tutup beni çekti ve koşmaya başladı. Koşarken bastığımız yerdeki kanlar sıçrıyordu. Koşarken gördüğüm ruhlar, neden öyle hissettiriyordu? Yetimhanenin merdivenlerinden inerken küçük çocuklar görüyorum. Bazılarının gözleri açık... Gözlerimden yaşlar süzülüyor. Artık durduramıyorum. Hıçkırarak ağlamaya başlıyorum. Eren durmadan koşuyor. Ben de peşinden koşuyorum. Yetimhanenin kapısından çıktığımız an Eren cebinden bir çakmak çıkarıyor, çakmağı yakıyor ve yetimhaneye fırlatıyor. Yetimhane gözümün önünde yanıyor. İçindekilerle beraber. Ara bir sokağa saptıktan sonra biraz dinlendik. İkimiz de nefes nefeseydik. Ambulans ve polis arabalarının siren seslerini az da olsa duyabiliyorduk. Eren kolumdan çekip tekrar koşmaya başlayınca peşinden koşmaya devam ettim. Artık koşamayacak durumdaydım. Kolumu Eren'den kurtarıp yere oturdum. Göğüs kafesim hızla inip kalkıyordu. "Artık koşamam!" "Koşmak zorundasın!" "Zorunda değilim!" Bunları söyledikten sonra Eren bana doğru eğildi ve beni kucağına aldı. Sonra da koşmaya başladı. "Ne yaptığını sanıyorsun, indir beni!" "Koşamam dedin bende taşıyorum işte seni! Seni burada bırakayım istersen." Bir anda bedenim kapkatı kesildi. Hareket edemez hale geldim. Elimde olmadan göz kapaklarım ağırlaştı ve gözlerim kapandı. İstemediğim halde uykuya daldım.
Bu bölümü umarım sevmişsinizdir Bölüm hakkında fikir ve düşüncelerinizi belirtebilirsiniz Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🍀❤️🍀
|
0% |