@ecotoopinkship
|
Sevgili bodrum, Uzun süren elektrik kesintisi ancak yarın 15.30'da düzeltilecek. Anlayışınız için teşekkür ederiz. ______________ Ece ve Su buluşalı yaklaşık yarım saat olmuştu. " Bara gitmeye gerek kalmadı. Yaşasın. " Su ekindeki çantasını bir sağa bir sola sallıyordu. Bundan da garip bir haz aldığı ortadaydı. " Ben gitmek istiyordum. Ne yalan söyleyeyim bu da işime geldi. Fazla hazır değil gibiydim. Senin kadar süslenemedim. Pasaklı kalmışım yanında." Su yolun ortasında durunca Ece'de durdu. " Pasaklı değil salaş. Hadi yeni bir plan yapalım? Şurada ki dondurmacıya ne dersin?" " Elektrik yok ki hiç bir yerde. Orası da kapalı gibi. Meyve suyu satıyor. Bence sahilde oturalım. " Ece ve Su sahile doğru inen yoldan gitmeye başladılar. Anlaşılan sahilde sakin değil her zaman ki gibi kalabalıktı. " Bir çocuk var Su. İnternetten tanıştık. Ben görüşmek isterdim. Matematik öğretmenliği okuyor. " " Aaa, harikaymış. Neden görüşmüyorsun? " " Çünkü kuş adasında yaşıyormuş." " Oraya ne zaman gitsem aklıma eskiden oraya giderken dinlediğim acıklı şarkılarım ve yol storylerim geliyor. " Telefonundan 2 tane video gösterdiğinde Ece de ilgileniyormuş gibi tepki verdi. Aslında önceliği hemen sahile inmekti. " Egeeee!! Ege. " İkiside kenara çekilip sesin geldiği yöne baktığında kendilerini sokak kavgasının içinde buldular. " Ayrılın, bırakın." Kulaklarının dibinde bağırış çağırış ve üst üste gelen küfürler havada uçuşuyordu. Su, Ece'nin bileğinden tutup uzaklaşmaya yeltendi ama kalabalıktan kaçamadılar. Polis anonsundan sonra ortalık biraz yatışmıştı. Ece ve Su panikle kalabalıktan çıktı ve eve doğru yürümeyi akıl ettiler. Zaten etraf kapkaranlık korku filmi çekmeye de bire birdi. Uzaklaştıkça içlerine ayrı bir korku düşmüştü. Sapık birden karşılarına çıksaydı verecekleri tepki çığlık atıp kaçmak mı olacaktı. Telefonların şarjını bitirmemişlerdi. Acil arama yapılıyordu. Su elini çantaya attı ve kendi notunun olması gerektiği yerde daha ufak, pembe kalpli bir kağıda yazılmış değişik bir kağıt bulmuştu. Ece'ye baktı ve söyleyip söylememek arasında kaldı ki Ece çoktan anlamıştı. Hemen açıp kendi çantasına da baktı ve evet onda da aynı kağıdın benzeri vardı. Kırmızı renkteydi. " Ne yazıyor? " " Odanda ki ampulün içine bak. " " Yatağının altına bak. " Bu sefer ki sert gelmişti. Birbirlerine baktılar ve Su çığlık atmaya başladı. Ece eliyle sus işareti yaptı. " Bu kadarı fazla. Evime girmiş olamaz. Odama kadar giremez. Sen misin bu doğruyu söyle. " " Hayır, saçmalık. Ben seninleydim hep. " " Ben çantama not iliştirdim. Ne olur ne olmaz diye. Onu alıp yerine bunları yazmış. " Hızlı adımlarla eve gittiklerinde önce Ece'nin evinin önüne geldiler. Ece arkadaşı Su'yu da eve davet etti. Beraber içeri girip annesiyle numaradan selamlaştıktan sonra asıl bekledikleri yere gittiler. Ece'nin Odası. İçerisi şımarık bir kızın odasında olabilecek kadar ( belki biraz fazlası ) pembe içeriyordu. Yatağın başında dikildiler. Ece ellerini beline koymuştu. " Hazır mısın? Annem iyi. Ben bir şey olduğunu pek sanmıyorum. Olmadı Alperle konuşalım. Bir gerçekliğe kavuşsun. " " İçinden biri çıksa ne yapacağız? Olur mu olur. " " Çığlık atıp evdekileri uyandırırz. " " Merdivenlerden çıkıp buraya saklanıp bizi bekleyecek hali yok. Senin evini bilmek gibi bir lüksü de olamaz. " " Hadi ya. Yolda hala benden şüphelendiğini belirttin. " " Aklıma başka bir şey gelmedi. Hem benim evime değil sana geldik. Annem beni merak edecek. Ondan aldığım saati geçiremem. Hadi bak. Yatağının altında ne varmış. " Bunu sesli duyunca ikiside ürpermişti. Ece yavaşça demirden tutarak yatağı yukarı doğru kaldırmaya başladı. Beklediği şey korkutucu bir şeyle yok arasındayken onu güller serpiştirilmiş kalpli bir kutu karşılayınca en az kan görmüş kadar korkmuştu. Çünkü bir şey gerçekten vardı. Birbirlerine dehşet içinde baktılar. Ece kutuyu alıp doğru mutfağa götürdü. Annesi kendisine kahve yapıyordu. " Anne, bunla bir alakan var mı? " " Neyle canım ? " Su'yu görünce kocaman gülümsedi. " Su, senin annenle bugün kısa bir sohbetimiz oldu. Cafe'ye davet etti bizi. Yarın akşam elektrikler de gelmiş olur. Ece ile geleceğiz. " " Anne ? Bunu sen mi aldın?" Ece dikkati Su'dan kutuya çekti ve annesinin önüne doğru itti. " Çok tatlıymış. Nerden aldınız?" Ece korkudan bembeyaz olmuştu. Suyun da ondan bir farkı yoktu. Ece'yi kolundan tutup odasına çekti. " Benim gitmem gerekiyor Leyla abla. Yarın kesinlikle gelin. Çok seviniriz. Ece ile bizde vakit geçiririz. Sizde oturursunuz annemlerle" Odada tekrar baş başa kalmışlardı. Ece yatağa oturdu ve derin nefesler alıp verdi. Nerden başlasa bilmiyordu. " Yarın sevgililer günü. Bilmek istersen. Kutuyu açmayacak mısın ? " " Senin evine de koymuş olmalı. Eve gidince annene anlat. Bende seni eve bıraktıktan sonra konuşayım. " " İçinde ne var ? " Ece kutuyu yavaşça açtı. Çok fazla not ve yaşadıkları mahallenin haritası vardı. Çikolatalar, minyatür bir kedi ve maket ayı oyuncakları. Notlardan rastgele birini açtı. Sevgi dolu ol. Neredeyse aklından şüphe edecekti. Bu olaya kimse inanmazdı. Dalgın dalgın odasının balkonuna baktı. Belki de... " Senin odanda ampulün içinde ne vardır ? " Su eliyle yüzünü sıvazlayıp saçlarını düzeltmişti. Adeta doğaüstü bir showdaydılar. Birazdan kameralar kapanacak ve set ekibi iyi iş çıkardınız diye alkışlayacaktı. " Ben anneme sarılmak istiyorum. Her şeyi olduğu gibi anlatmak. " " Gel seni eve bırakayım annem camdan bana bakar. " Su'yu eve bırakmak üzereyken yol üzerinde konuyu açtı. " Lütfen panik olma. Zaten annenle konuşacaksın. Bana da yarın söyle. Belki annelerimiz daha mantıklı bir öneri sunarlar. Bizim baş edemeyeceğimiz bir durum tek başımıza. " Fısıltıdan farksız bir sesle Su, Alper'in ismini fısıldadı. Başka da bir şey söylemeye kalmadan evin önüne gelmişlerdi. "Ne olmuş Alper'e. " "Nasıl yakın oldun?" Su çok etkilenmiş ve duygusallaşmıştı. Onu böyle görmek Ece'nin yüzüne durumun ciddiyetini çarpıyordu. Ne dese olmayacaktı ve teselli vermektense konunun Alpere gelmesi onun için iyiydi. " Kapının önünde. Anneannesi bizim apartmanda oturuyor. Yan komşumuz. Annemler konuşurken bizde konuşmaya fırsat bulduk. Bence çok düzgün biri. Bana kalırsa. " Su eliyle yüzünü kapatıp yavaşça yere oturdu. İyi olmadığı her halinden belliydi. Panik yapmıştı. " Seninle yukarı çıkabilirim?" " Yarın görüşürüz. " Hızla olduğu yerden doğruldu ve evin kapısını açtı. Ece aldırış etmeden hızlı adımlarla camdaki annesini görene kadar ilerledi. Tek düşünebildiği notlarda ona ne bıraktığıydı. Notlar: kötü günler geride kaldı Seni seviyorum ve özelsin Bir gün kavuşacağız, ay ve güneş kan ve tuza dönecek Merakım, sevgim ve bir hüzün arasında seni seçebilmek Bunun adı Gerçek aşk Bunun adı Karanlık Çok yakında bana geleceksin ve ben Senin için orada olacağım sevgilerimi şerefimle sunar ve en yücelerinin yanında korkmam söylerim Bir gün benim olacaksın
|
0% |