Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Cevaplanmayan Sorular

@ecriin.books

Kendimi toparlayıp, "Bana her şeyi açıkla," dedim. Sesim güçlü ve net çıkmıştı. Leyla, kafasını evet dercesine salladı ve konuşmaya başladı:

"Bak Afra, normalde sana bunları anlatmamalıyım ama vakti geldi sanırım. Bu kapsülü babam, ölmeden bir ay önce yaptı çünkü öleceğini anlamıştı," dedi. Ona doğru yaklaştım ve gözlerinin içine bakarak sordum:

"Anlamaya çalışıyorum ama gerçekten bu kapsülün bir şeyler yapacağından nasıl emin olabilirim?"

Leyla derin bir nefes aldı ve gözlerindeki kararlılıkla konuşmaya devam etti:

"Afra, babam bu kapsülü sadece ölümünü değil, ölümü yenebilmeyi de öngörerek yaptı. Bu kapsül bedenleri koruyarak yaşam belirtilerini yeniden canlandırma kapasitesine sahip ama bunun için enerjiye ve zamana ihtiyacımız var. Ablanı kurtarabiliriz ama bunun için bana güvenmen gerekiyor."

Leyla’nın sözleri kafamda yankılanıyordu; bir yandan ablamı kaybetme korkusu, diğer yanda Leyla’nın olağanüstü teknolojisine duyduğum şüpheler. Karar vermeliydim ve bu karar hem ablamın hem de ailemizin geleceğini belirleyecekti.

"Ne yapmam gerekiyor?" dedim sonunda. Leyla’nın kararlılığı bana da cesaret vermişti. Leyla, yüzünde bir nebze rahatlama ile devam etti:

"Öncelikle bu kapsülü güvenli bir yere taşımamız gerekiyor. Burada kalırsa zarar görebilir. Ardından gerekli enerjiyi sağlamak için bazı hazırlıklar yapmalıyız. Bu süre zarfında babamın notlarına ulaşmamız gerekecek. O, tüm detayları yazılı olarak bıraktı."

Başımı sallayarak kabul ettim. Leyla’nın planına uymaktan başka çarem yoktu. Ablamı kurtarmak için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıydım.

"Tamam, hemen başlayalım ama bir şartım var," dedim. "Her adımı bana anlatacaksın, hiçbir şeyi saklamayacaksın." Leyla, bir an tereddüt ettikten sonra kabul etti. İkimiz de ailemiz için savaşıyorduk ve bu savaşta birbirimize güvenmek zorundaydık. Ancak aklıma takılan bir soru vardı: Leyla neden ablamı kurtarıyordu da babasını kurtarmıyordu? Leyla bencil değildi ama bu kadarı fazlaydı, çünkü Leyla ailesine, özellikle babasına çok bağlıydı. Eskiden, bu ölümler olmadan önce babasından bahsederken gözlerinin içi parlardı.

Kafamdaki soruların cevabı için sordum: "Leyla, neden benim ablamı kapsüle koyuyorsun da babanı koymuyorsun? Bir de, sen konuşmanda o odaya en kısa zamanda cesedi getireceğini söyledin. Madem kapsül odanın görevini görüyor, neden ablamı o odaya götüreceğini söyledin, o adamları aradın?" Oh be, içimi dökmüştüm.

Leyla, sözlerimi duyunca panik oldu ve cevap vermedi. Bir kez daha sordum: "Neden?" Leyla ise, "Bilmemen gereken şeyler var," dedi. O cümleyi kurar kurmaz Leyla’nın göz yaşları akmaya başladı. Hızlıca tozlu, eski, ahşap merdivenlerden çıktı. Leyla’yı daha fazla zorlayamazdım ama tabi ki ablamı onun eline bırakmayacaktım, en azından bana her şeyi anlatana kadar. Yukarı çıktığından emin olduğumda, koşar adımlarla kapsülün bulunduğu odaya gittim. Kapsülü nasıl açacağımı bilmiyordum; bir sürü tuş vardı ancak basamazdım çünkü bu ablamın hayatına mal olabilirdi. Tek çare camı kırmaktı ancak sesten tabi ki Leyla buraya gelirdi. O nedenle tek çare onu odaya kilitlemekti; evet, ablamı eve götürünce kilidi açardım. Bu harika bir plandı.

Ses çıkarmadan merdivenlerden çıkmaya çalışıyordum ama merdiven eski olduğundan istemsizce gıcırtı sesleri çıkıyordu. Bu sesleri Leyla’nın duymadığını umarak yukarı çıktım. Leyla, yatağına yatmış babasının ona aldığı Ayşe bebeğe sarılıyordu. Evet, Leyla bebeğin adını Ayşe koymuştu. Neyse, plana odaklanmalıyım. Gizlice kapısından anahtarı aldım. İçimden birden üçe kadar saydım ve o anda kapıyı kapatıp kilitledim. Leyla, kapıyı açmam için yalvarmamış, kapıyı açmaya çalışmamıştı. İşte bu şaşırtıcıydı. Neyse, şu kapsülü kıralım bakalım.

Hızlıca aşağı indim. Keskin bir alet bulmalıydım. O an "mutfak" diye bağırdım. Bunu neden yaptım, hiçbir fikrim yoktu. Mutfaktan bir bıçak alıp kapsülün bulunduğu odaya doğru ilerledim. İçimden "Üzgünüm Leyla" diye iç geçirdim ve üç, iki, bir... Ah elim! Cam parçalarından biri elime batmıştı. Ahh, önce ablamı kurtarmalıyım. Ablamı kapsülden çıkardığım an alarm çalmaya başladı. Olamaz, off elim kanıyor, alarm çalıyor ve ablam çok ağırdı. Karşıma sürekli engel çıkmak zorunda mı? Ablamın ağırlığı ve kokusu nedeniyle yavaş adımlarla evden ayrıldım. Allah’tan dışarıda kimse yoktu. Herkes ya o odadaydı ya da intihar ettiğinden kimse olmuyordu; yani kimse benim gibi saklamıyordu ve Leyla gibi.

 

 

Loading...
0%