@ecriin.books
|
Karanlık bir odada yürürken,ilk ablamı sonra Leyla'nın babasını gördüm.Ablam bana doğru
yavaş adımlar attı ve narin bakımlı ellerini bana uzattı.Onu öpüp sarılmak istedim o an ama hareket edemedim.Ne konuşabiliyor ne hareket edebiliyordum,elini tutmadığımı gören ablam gözleri hüzünlü bir şekilde arkasını dönüp Leyla'nın babasına doğru ilerledi,yanına vardığında durdu ve -Beni o öldürdü.Dedi.Sözleri bittiği an Leyla'nın babası ablamı gözlerim önünden bıçakladı. Karanlık odada yaşanan bu ürkütücü olayın ardından, nefes alamayacak kadar dehşete kapıldım. Gözlerimi bir an için bile kırpmadan, Leyla'nın babasının bıçağı ablamın vücuduna saplamasını izledim. Ablamın acı dolu çığlığı kulaklarımda yankılanırken, vücudumun tüm kasları adeta taş kesilmişti. Leyla'nın babası, soğuk ve ifadesiz gözlerle bana döndü. Gözlerinde derin bir karanlık vardı. O an, bu adamın sıradan biri olmadığını, içinde karanlık ve kötü bir gücün barındığını anladım. Bana doğru yavaşça yaklaştı. Kalbim göğsümden fırlayacak gibi çarpıyordu ama hala hareket edemiyordum. Adam, kanlı bıçağı elinde tutarak, alaycı bir gülümsemeyle bana baktı. "Senin de sıran gelecek," dedi soğukkanlılıkla. Sesi, odadaki soğuk havayı daha da dondurmuş gibiydi. Birden, karanlık odanın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı ve içeriye yoğun bir ışık doldu. Leyla, endişeyle odaya girdi ve gözleri ablamın yerde yatan cansız bedenine takıldı. Gözleri korku ve şaşkınlıkla doldu. "Ne yaptın?" diye çığlık attı Leyla, babasına doğru koşarken. O an, vücudum üzerindeki felç etkisi aniden kayboldu ve hareket edebildiğimi fark ettim. Leyla'nın babasının dikkatinin Leyla'ya yönelmiş olmasından yararlanarak hızla yerimden kalktım ve kapıya doğru koşmaya başladım. Kapıya ulaştığımda arkamı döndüm ve Leyla'nın babasının Leyla'yı kollarından tutup ona zarar vermek üzere olduğunu gördüm. Bir an bile tereddüt etmeden geri dönüp Leyla'yı kurtarmak için harekete geçtim. Gözlerimde kararlılıkla, sesimde ise ablamın intikamını almak için duyduğum öfke vardı. "Ona dokunamazsın!" diye bağırdım ve adama doğru koştum. Tam o anda, birden gözlerimi açtım. Yatağımdaydım, ter içinde kalmıştım ve kalbim hızla çarpıyordu. Nefes nefese, gördüğüm korkunç rüyanın etkisinden kurtulmaya çalışıyordum. Oda karanlıktı ama bu kez gerçekten yalnız olduğumu biliyordum. Telefonumun ekranına baktım, saat gece yarısını geçmişti. Rüyanın etkisi hala üzerimdeydi ve zihnimde birçok soru vardı. Ablam gerçekten tehlikede miydi? Leyla'nın babası neden rüyamda böyle bir canavara dönüşmüştü? Derin bir nefes alarak yatağımdan kalktım ve su içmek için mutfağa yöneldim. Buz gibi suyu içerken, rüyamın sadece bir kabus olduğuna kendimi inandırmaya çalıştım. Ancak içimde bir yerde, bu rüyanın bir uyarı olabileceğine dair bir his vardı. Leyla'yı ve ablamı arayıp her şeyin yolunda olduğundan emin olmam gerektiğini düşündüm. Telefonumu alıp ablamı aradım, birkaç kez çaldıktan sonra nihayet açtı. "Ablacım, iyi misin?" diye sordum endişeyle. "İyiyim, ne oldu? Bu saatte neden arıyorsun?" diye cevap verdi uykulu bir sesle. "Bir rüya gördüm... Korkunç bir rüyaydı. Senin için endişelendim," dedim. Ablam biraz duraksadıktan sonra, "Sadece bir rüyaydı. Merak etme, ben iyiyim. Sen de uyumaya çalış, tamam mı?" dedi. Telefonu kapattıktan sonra biraz rahatladım ama içimdeki huzursuzluk hala geçmemişti. Belki de Leyla'nın babasıyla ilgili daha fazla şey öğrenmem gerekiyordu. Leyla'yı da aramalı mıydım? Düşünceler içinde kaybolmuşken, mutfak penceresinden dışarı baktım ve gece karanlığında bir şeylerin değişmek üzere olduğunu hissettim. Sonra derin bir nefes alarak tekrar yatağıma döndüm. Gördüğüm rüya her ne kadar ürkütücü olsa da, gerçek değildi. Kendimi buna inandırarak gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım. Rüyanın etkisi yavaş yavaş azalırken, içimdeki huzursuzluğu yatıştırmaya çalıştım.Ablamı tekrardan canlı olarak görmek yaraya kolonya dökmekle aynı acıyı vermişti.
|
0% |