5 GÜN SONRA

Eve yavaş tan alışmaya başlamıştım

Odam ise mükemmel di gün batımını burdan çok güzeldi bugün okula gidecektim.türkiyeden birkaç gün sonra başlıyordu burada. Okul formam eh işte etekli ve gömlekli olmasaydı daha iyidi . Burda havalar soğuktu

Gömleğimin üstüne siyah deri ceket geçirmiştim çok hafif makyaj yapmıştım saçları düzleştirdim .aynanın karşısına geçtiğimde güzel olmuştum.

Odamdan dışarı çıktığımda atlasa mesaj atmıştım aramızda 6 saat vardı.

BEN: günoooooo

Uyuyor olmalıydı .

Salonda homrayı beklemeye başladım.

5dakika sonra beyfendi gelmişti .

"Hadi çıkalım hamsi "dedi japon balığı

" hamsimi??"

" hepmi sen bana japon balığı diceksin"

" kess be japon balığı "

"Haydi hamsiciğim daha çok yolumuz var "

Ayakkabılarımı giydim ve yolla çıktım işe ve okula giden bir sürü insan vardı .

Beş gün önce 2024 yaşıyordum sanki 2030 ışınlanmıştım. Türkiyede görmediğim çok şey vardı burada .

Okula geldiğimizde çoğu kişi bana bakıyordu anksiyetim tutmuştu.

Sınıfları çok tatlıydı karalı sıralar yoktu

Tertemizdi resmen sınıftaki insanlar fısıldaşmaya başlamıştı. Sınıfa giren biri bana doğru yaklaştı. Yanımda durdu ve Japonca bir şeyler deme ye başladı ben ise çocuğun yüzüne öküz trene bakıyormuş gibi bakıyordum

" homra ne diyo bu bana"

" sınıf öğretmeni seni çağırıyormuş"

" Neden "

"Ne bileyim ben hamsi"

Çocuğu takip etmeye başlamıştım tabi nankör japon balığı uyuyacağını söyleyip beni yalnız bırakmıştı.

Öğretmenler odasına benzeyen bir odaya gelmiştik öğretmenim olduğunu düşündüğüm insan ayağa kalkmıştı

Eline telefonunu alıp bir şeyler yazmaya başladı. Yazdığı şeyleri bozuk bir Türkçeyle konuşmaya başladı

" mer-ha-ba deniz ben sı-nıf öğ-ret-menin touma" dedi . Touma çok komik konuşuyordu bu böyle konuşuyorsa Türkçe diğerlerini düşünemiyorum. elini uzatı karşılık verdim. İngilizce " kendinizi zorlamanın gerek yok öğretmenim" adam bir rahatlamıştı " Deniz bu okuldaki tek yabancı öğrenci sensin ve derslerde dil konusunda zorlanabilirsin " dedi. " bu benim için sorun değil zaten dilinize çalışıyorum

Bay touma"dedim. Adam kafasını olumlu anlamda salladı. Ve sınıfa doğru gitmeye başlamıştım heryer bir birine benziyorduki kaybolmuştum . Birden bire beni iki kız durdurdu bir birlerine okadar çok benziyorlar ikiz olmalıydılar .

Kızlar birşey demeye başlamıştılar dediklerinden hiç birşey anlayamıyorum zaten dillerini bilmiyordum . İngilizce konuşmaya başladım " İngilizce konuşabilirmisiniz dilinizi bilmiyorum" kızlardan biri " kusura bakma dilimizi bildiğini zannettik aynı sınıftayız sanırım kayboldun .sınıfa birlikte gidelimi " dedi . Kafamı olumlu anlamda salladım .kızlardan diğeri " Ben yua Buda ikizim yuma . Sen " dedi yua . "Deniz " yuma yua ya göre balık etliydi ikisininde simsiyah saçları vardı yua nın saçları yumaya göre baya uzundu karıştırmazdım " homrayı nerden tanıyorsun " dedi anlaşılan bana sorular soracaklardı " üvey kardeşiz "

"Sevgilin varmı" dudaklarımda bir tebessüm oluştu Atlası şimdiden çok özlemiştim .kafamı olumlu anlamda salladım. " ozaman dakuya yazık oldu geldiğinden beri gözleri senin üzerinde "dedi. Sınıfa gelmiştik homra salağı arkadaşlarıyla sohbet ediyordu . Ders zili çaldı içeriye sınıf öğretmeni touma girdi .

Touma bir şeyler konuşmaya başlamıştı. Ben ise dışarıyı izliyordum .hoca beni yanına çağırdı sınıfa beni tanıtmaya başladı çoğunlukla japonyaca konuşuyordu . Konuşması bitince yerime geçti ve ders anlatmaya başladı .

Saatler geçmişti öğle arasına girmiştik saate baktığımda 15.40 türkiyede saat 9.40 olmalıydı .yemek sırasına girmiştim tek dikatimi çeken pilav olmuştu .pilavımı alıp homranın yanına gittim 3 erkek ve 3 kız vardı . Yanlarına oturdum hepsi bana garip garip bakmaya başlamıştılar Türkçe olarak " homra şunlara söylesene bana uzaylı görmüş gibi bakmasınlar " dedim. Homra ne dediyse hepsi önüne dönüp yemeklerine yemeye başladılar . Pilavımdan yemeye başladım keşke yemez olaymışım .homra birden gülmeye başladı İngilizce olarak yuri "iyimisin deniz " dedi . " bune saman gibi tadı tuzu yok " bu sefer hepsi gülmeye başladılar

Önümdeki yemeği kendimden uzaklaştırdı m açlıktan ölürsem hiç şaşırmazdım . Oradan uzaklaştım ve kantine gittim oradan hoşuma gidebilek bişeyeler aldım ve dışarı gittim.

Telefonum çalmaya başlamıştı ekranda atlas ismini görünce yüzümde tebessüm oluşmuştu daha çok bekletmeden aramayı onayladım

" Alo " dedi.

"Atlas nasılsın "

" sensiz iyi olmaya çalışıyorum "

"Peki sen nasılsın "

" normal bir yemek hayalleri kurarak iyi olmaya çalışıyorum "dedim

Kısa bir sesizlik oldu aramizda

" atlas okula gittinmi "

"Birazdan evden çıkıcam"

" eee okul nasıl orada "dedi.

" herkes bana uzaylı görmüş gibi bakıyorlar " dedim. Bugün olanları anlatamaya başladım .

" atlas seni çok özledim "sesim ağlamaklı çıkmaya başlamıştı

" bende seni çok özledim deniz kızı "

Ve telonu kapattım.

NAZLI 

Yataktan kalkmaya çalıyordum şişmeye başlayan karnımdan işim zordu . Okula uzaktan devam edecektim o yüzden okul için hazırlanmama gerek yoktu .

Bir den kapı çaldı

Kapıyı açtığımda karşımda elinde mor lavantalar tutan bir adam vardı

Çiçekleri elime tutturdu ve gitti .

Lavataların arasındaki kağıt parçası vardı. Elime aldım ve okumaya başladım " Seni ve bebeğinimizi herşeyden çok seviyorum hergün bebeğimiz doğasaya kadar kapında lavanta bulacaksın ~homra~"

Başka bir not daha vardı onuda okumaya başladım "çoğu kişi lavanta kokusunu sevmez ama ben her lavanta kokladığımda aklıma sen geliyorsun"

Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı elim karnıma gitti ve kokusunu hiç sevmediğim lavantaları kokladım.