@ecrin_karatas14
|
Gölgelerin Fısıltısı Karanlık koridorlarda yankılanan adımlar, Sessizliğin içinde duyulur çocuk sesleri. Gölgelerle dans ederken umutlar, Bir ışık arar gözler, gecenin derinliklerinde. Her adımda bir iz bırakır geçmiş, Çocukluk anıları, gölgelerin ardında saklı. Gözyaşları ve kahkahalar iç içe geçmiş, Bir karanlık dünyada, umutlar hep ayakta kalır. Gölgeler konuşur, fısıldar gizlice, Karanlığın içinde saklı masumiyet. Her çocuk bir yıldız gibi parıldar gecede, Gölgelerin ardında saklı gerçekler. Adımlar ağır, yürekler cesur, Gölgelerle barışık, ışığı arar durur. Bu karanlık koridorlarda, birlikte yürürken, Gölgelerin fısıltısı, umuda açar kapıları. Gölgelerin ardında gizli umut, Her bir çocukta saklı, bitmeyen inat. Gölgelerden doğar yeni bir hayat, Her adımda güçlenir, karanlığa inat. Bu karanlık koridorlar bitmez belki, Ama gölgelerde saklıdır her bir hikaye. Her çocuk birer kahraman olur, Gölgelerin fısıltısında bulur cesareti. Karanlık geceye inat doğar gün, Gölgeler kaybolur, ışıkla birlikte. Bu çocuklar, bu gölgeler, Her zaman parlayacak, gelecekte. Odamda, önümde duran siyah mini saten elbiseye baktım. Elbisenin mini olmasından dolayı içimde bir rahatsızlık duysam da, görevin gereklilikleri için bunu giymem gerektiğini biliyordum. Derin bir nefes alıp, elbiseyi giydim. Aynadaki yansımama bakarken, içimdeki huzursuzluk daha da arttı. Bu elbise, beni olduğumdan farklı biri gibi hissettiriyordu. Elbisenin kaygan kumaşı tenime değdiğinde, bir an ürperdim. Kendimi toparladım ve görevin önemini düşünerek bu rahatsızlığı bir kenara bıraktım. Elbisenin göğüs kısmındaki ince işlemeler, ışık altında hafifçe parlıyordu. Ayakkabılarımı giyip, saçlarımı hızlıca topladım. Tam o sırada, kapı açıldı ve Uraz içeri girdi. Gözlerinde her zamanki muzip ifade vardı. "Karıcığım, ne kadar da güzel olmuşsun," dedi gülerek. Sinirli olmama rağmen, Uraz'ın bu şakaları beni güldürmeyi başardı. "Uraz, saçmalama," dedim, ama gülümsememi engelleyemedim. Uraz, yanıma gelip, "Ama cidden, çok güzel olmuşsun," dedi. Bu samimi iltifata karşılık vermek istemedim ama içten içe mutlu oldum. Tam o sırada, kapı tekrar açıldı ve Hakan içeri girdi. "Canan nerede ulan, çifte kumrular?" diye sordu, sesi neşeliydi. Batu, Hakan'ın arkasından gelerek kafasına hafifçe vurdu. "Bacımı kimseye vermem ulen ben," dedi gülerek. Hakan, Batu'nun bu hareketine karşılık gülümseyerek, "Tamam tamam, şaka yaptım," dedi. Efsun ve Canan da odaya girdiler. Efsun, "Ayy mağara herifleri," dedi, gözlerini devirdi. Hepsine ters bir bakış attım. Odanın içindeki bu neşeli hava, içimdeki huzursuzluğu bir nebze olsun hafifletmişti. Uraz, "Parla, bu elbiseyle gerçekten çok güzel görünüyorsun," dedi. "Görev için hazır mısın?" diye ekledi. Derin bir nefes alarak, "Evet, hazırım," dedim. Ama içimdeki huzursuzluk hâlâ devam ediyordu. Hakan, "Parla, bu görevde dikkatli olman gerekiyor. Her şey senin elinde," dedi. Bu sözler, üzerimdeki baskıyı daha da artırdı. Görevin ciddiyetini biliyordum ama bu elbise içinde kendimi rahat hissetmiyordum. Efsun, "Parla, sen güçlü bir kızsın. Bu görevi başarıyla tamamlayacağına inanıyorum," dedi. Onun bu sözleri, içimdeki huzursuzluğu biraz olsun hafifletti. Ama yine de, içimde bir şeylerin ters gideceği hissi vardı. Efsun, üzerindeki zarif mavi elbiseyle dikkat çekiyordu. Elbisenin bel kısmındaki dantel detaylar, ona ayrı bir hava katmıştı. Saçlarını toplamak yerine dalgalı bir şekilde serbest bırakmıştı, bu da yüz hatlarını daha belirgin hale getiriyordu. Efsun'un bu şık ve zarif görünümü, her zaman olduğu gibi göz kamaştırıyordu. Canan ise daha rahat bir tarz tercih etmişti. Üzerinde sade, beyaz bir bluz ve kot pantolon vardı. Saçlarını sıkıca toplamıştı ve doğal makyajıyla dikkat çekiyordu. Canan'ın sade ve rahat tarzı, onun içten ve samimi kişiliğiyle uyum içindeydi.
Grup halinde koridora çıktığımızda, herkesin yüzünde ciddiyet vardı. Görevin önemi ve ciddiyeti hepimizin üzerindeki baskıyı artırıyordu. Adımlarımız koridor boyunca yankılanırken, birbirimize kısa bakışlarla destek olmaya çalışıyorduk. Tesisten çıkışa doğru ilerlerken, Uraz ve Batu da yanımıza katıldı. Uraz, her zamanki gibi enerjik ve neşeli görünüyordu. "Hadi bakalım, bu işi başarıyla halledeceğiz," dedi, bize cesaret vermeye çalışarak. Batu ise sessiz ama kararlı adımlarla ilerliyordu. Onun bu sakin tavrı, hepimize güven veriyordu. Sonunda tesisin çıkış kapısına ulaştık. Efsun ve Canan, birlikte dışarı adım attılar. Gözlerinde kararlılık ve biraz da heyecan vardı. Görev için dışarı çıkarken, içimizdeki huzursuzluğu bir kenara bırakarak birbirimize destek olmaya devam ettik. |
0% |