@ecrin_karatas14
|
BÖLÜM 2
“ANNEM BENİM İÇİN BİR GÖZ YAŞI FEDA ETMİŞ SEN BUNUN NE DEMEK OLDUĞUNU NERDEN BİLECEKSİN Kİ?” Gece yarısı, hastane odasında derin bir sessizlik hakimdi. Nursima, yorgunluktan bitap düşmüş halde uyuyordu. Odanın kapısı yavaşça açıldı ve içeriye süzülen gölgeyi fark etmedi. Bir ajan, sessizce Nursima'nın yanına yaklaştı. Nursima, hafif bir sesle uyandı ve gözlerini açtığında, karşısında karanlık bir siluet gördü. Tam çığlık atacakken, ajan hızla elini Nursima'nın ağzına kapattı. Nursima, korku içinde ne olduğunu anlamaya çalışırken, ajan ona sessiz olmasını işaret etti. Gözleri korkuyla büyümüş halde olan Nursima, elinden kaçmak için çırpındı, ancak ajan daha da sıkı tuttu. "Ne istiyorsun?" diye acı içinde fısıldadı Nursima. Ajan, soğukkanlı bir şekilde, "Bebeğini istiyorum," dedi. Nursima, bebeğini vermemeye kararlıydı. "Hayır, onu sana vermeyeceğim," dedi kararlılıkla. Ajan, Nursima'nın bu direnişi karşısında, "Seni zor şeyler bekliyor," diyerek tehdit etti. Nursima, acı ve korku içinde, ajanla mücadele etmeye çalıştı. Ancak ajan, Nursima'nın direncini kırmak için daha da baskı uyguladı. Nursima, içindeki korkuyu bastırarak, bebeğini korumak için elinden geleni yapmaya kararlıydı. Bu an, Nursima için hem büyük bir korku hem de cesaretin sınandığı bir an oldu. Ajan, Nursima'nın kararlılığını gördüğünde, onu tehdit etmekten vazgeçmedi. "Bebeğini bana vermek zorundasın, aksi takdirde başına geleceklerden ben sorumlu değilim," dedi. Nursima, ajanı durdurmak için ne yapabileceğini düşünürken, içindeki korku ve panik daha da arttı. Bu belirsizlik, Nursima'nın zihninde bir korku filmi gibi oynuyordu. Nursima, ajanı ikna edebilmek için konuşmaya çalıştı. "Neden bebeğimi istiyorsun? Ne yapacaksın ona?" diye sordu. Ajan, soruları yanıtsız bırakarak, "Bu seni ilgilendirmez," dedi. Nursima, ajanı durdurmak için bir plan yapması gerektiğini anladı, ancak zaman daralıyordu. İçinde bulunduğu bu korkunç durumdan çıkmanın bir yolunu bulmalıydı. Nursima, ajanı oyalamaya çalışarak zaman kazanmaya çalıştı. "Beni dinle, bebeğimi sana veremem. O benim her şeyim," dedi gözyaşları içinde. Ajan, Nursima'nın bu çabalarına aldırış etmeden, "Bu konuda pazarlık yapamayız," diyerek Nursima'ya daha da yaklaştı. Nursima, içindeki korkuyu bastırarak, bebeğini korumak için ne yapması gerektiğini düşündü. O anda, Nursima'nın aklına bir fikir geldi. Ajanı kandırarak hastane personelini alarma geçirebilirdi. "Tamam," dedi Nursima, "bebeğimi sana vereceğim, ama önce ona veda etmem gerekiyor." Ajan, bu teklifi kabul ederek Nursima'ya biraz zaman tanıdı. Nursima, bebeğini kucağına alarak, sessizce gözyaşları içinde ajanı bekledi. Nursima, bu süre zarfında hastane personelini çağırmak için sessizce bir plan yaptı. Bebeğini kucağında tutarken, ajanı dikkatle izledi. Ajan, Nursima'nın hareketlerini dikkatle takip ediyordu. Nursima, hastane koridorlarına bakarak, birilerinin geçmesini umuyordu. İçindeki korku ve umutsuzluk, bebeğini koruma içgüdüsüyle birleşerek, Nursima'ya güç verdi. Bir süre sonra, hastane personelinden biri koridorda göründü. Nursima, sessizce yardım çağırarak dikkatlerini çekmeye çalıştı. Ajan, Nursima'nın bu çabalarını fark ettiğinde, durumu anladı ve hızlıca harekete geçti. Ancak, hastane personeli Nursima'nın çaresizliğini fark ederek alarma geçti ve güvenlik görevlilerini çağırdı. Nursima, ajanla mücadele ederken, güvenlik görevlileri odaya girerek duruma müdahale etti. Ajan, kaçmaya çalışsa da güvenlik görevlileri tarafından etkisiz hale getirildi. Nursima, gözyaşları içinde bebeğini sıkıca kucakladı ve derin bir nefes aldı. Bu an, Nursima için hem büyük bir korku hem de cesaretin sınandığı bir an oldu. Ajan, güvenlik görevlilerinin müdahalesiyle kaçmayı başardı. Ancak, bu olayın etkisi Nursima'nın üzerinde derin izler bıraktı. Ajan, hastane odasından uzaklaştıktan sonra, geri dönüp Nursima'yı izlemeye devam etti. Nursima, bu tehlikenin henüz geçmediğini biliyordu ve her an tetikte olmaya kararlıydı.
2 SAAT SONRA Ajan tekrardan odaya sessiz adımlarla gelmişti ama Nursima çoktan uyanmıştı. Ajan onu takmayarak bebeğin yanına doğru ilerledi ve Nursima'nın feryatları umrunda bile olmadı. Ajan, hastane odasında yatmakta olan küçük bedeni, yani bebeği, dikkatle inceledi. Küvezde yatan bebeğin soluk alıp verişini izlerken, kendi kaybettiği kızını hatırladı. İçinde bir an için büyük bir boşluk ve acı hissetti. Bu küçük bedeni izlerken, Nursima'nın ona iyi bir hayat sağlayamayacağını düşündü. Kendi kaybettiği kızına olan sevgisi ve pişmanlığı, bu bebeğe olan ilgisini artırıyordu. Ajan, yavaşça küveze doğru eğildi ve bebeği oradan çıkarmayı düşündü. Ancak bebeğin yaşam destek ünitesine bağlı olduğunu ve çıkarıldığında zarar görebileceğini fark etti. İçindeki çatışma büyüdü; bebeği alıp götürmek istemesine rağmen, bebeğe zarar verme riskini göze alamıyordu. Nursima'nın gözyaşları içinde izlediği bu anlar, onun için de büyük bir travma ve korku kaynağı oldu. Ajan, sonunda Nursima'ya dönerek, "Bu bebeğin adı Parla olacak," dedi. Nursima, şaşkınlık ve çaresizlik içinde, "Ama ben Fırat'ın istediği yani Aysu ismini koyacaktım," dedi. Ajan, Nursima'nın sözünü kesmeden, kararlılıkla, "Bebeğini kaçırmamı istemiyorsan dediğimi yap," dedi. Nursima, çaresizlik içinde bebeğini korumak için ajanla pazarlık yapmaya çalıştı. Ajan, Nursima'nın direncini kırmak için baskısını artırdı ve Nursima, içindeki korkuyu bastırarak, bebeğini korumak için elinden geleni yapmaya kararlıydı. Bu an, Nursima için hem büyük bir korku hem de cesaretin sınandığı bir an oldu. Bebeğinin isminin ne olacağına dair bu zorlu pazarlık, Nursima'nın içindeki anne sevgisini ve koruma içgüdüsünü daha da güçlendirdi. Bebeğinin adının Parla olmasına karar vererek, ajanın taleplerini kabul etti. Nursima, içindeki çaresizlik ve acıyı bir kenara bırakarak, bebeğini korumanın yollarını düşündü. Bu süreçte, bebeği için en iyi olanı yapmak ve ona güvenli bir gelecek sağlamak için kararlı bir duruş sergiledi. Ajan ise, Nursima'nın bu kararlılığını ve bebeğine olan sevgisini gördükçe, kendi içindeki çatışmalarla yüzleşti. |
0% |