@ecrin_karatas14
|
BÖLÜM 4 “SEN BANA NEFRET KUSARKEN BEN ONU GÖKKUŞAĞI OLARAK GÖRDÜĞÜM İÇİN PİŞMANIM...” Ajan her birine günlük dağıtmıştı. Demişti ki bugün akşam ilk kelimelerinizi yazacaksınız. İlk Uraz cesaret edip yazmıştı; “Merhaba, ben Uraz. Doğduğumda, hayatımın bu kadar zor olacağını kimse tahmin edemezdi. Annem ve babam, beni sevgiyle büyütmek için ellerinden geleni yapıyordu. Ancak, hayat her zaman planladığımız gibi gitmez. Henüz beş yaşındayken, babamı bir trafik kazasında kaybettim. O gün, içimde bir şeylerin kırıldığını hissettim. Babam benim kahramanımdı ve onun yokluğu, hayatımda derin bir boşluk bıraktı. Annem, babamın yokluğunda beni tek başına büyütmeye çalıştı. Ancak, onun da sağlığı giderek kötüleşiyordu. On yaşına geldiğimde, annem kanser olduğunu öğrendi. Bu haber, dünyamı bir kez daha alt üst etti. Annem, hastalığıyla mücadele ederken, ben de ona destek olmaya çalışıyordum. Ancak, onun acısını görmek beni her geçen gün daha da zayıflatıyordu. Annem, hastalığına yenik düştüğünde, ben 12 yaşındaydım. Artık tamamen yalnızdım. Ailemi kaybetmenin acısı, içimde derin bir yara açtı. Bu acıyla başa çıkmak için kendimi spora verdim. Dövüş sporları, içimdeki öfkeyi ve acıyı dışa vurmanın bir yolu oldu. 14 yaşında boks eğitimine başladım. Antrenörüm, içimdeki potansiyeli fark etti ve beni daha da ileriye taşıdı. Boks, sadece bir başlangıçtı. Kickboks, Muay Thai, Judo ve Karate gibi dövüş sporlarında da kendimi geliştirdim. Her birinde madalyalar kazandım. Bu madalyalar, sadece başarılarımı değil, aynı zamanda içimdeki acıyı ve mücadeleyi de temsil ediyordu. Her dövüş, ailemi kaybetmenin acısını biraz olsun hafifletiyordu. Ancak, madalyalar ve başarılar, içimdeki boşluğu dolduramadı. Ailemi kaybetmenin acısı, her zaman benimleydi. Bu acı, beni daha güçlü ve kararlı biri haline getirdi. Dövüş sporları, sadece fiziksel gücümü değil, aynı zamanda zihinsel dayanıklılığımı da artırdı. Her antrenman, her dövüş, beni biraz daha güçlü kıldı. Şimdi, Gölge Avcıları'nın bir parçasıyım. Parla, Batuhan, Canan, Hakan ve Efsun ile birlikte karanlık güçlere karşı savaşıyoruz. Her biri benim için bir aile oldu. Onlarla birlikte, içimdeki acıyı ve öfkeyi kontrol etmeyi öğrendim. Artık, sadece kendim için değil, aynı zamanda yeni ailem için de savaşmaya kararlıyım. Ama ben Gölge Avcıları'nı sevmedim. Onlara alışamadım. Parla'nın acımasızlığını, Batuhan'ın her şeye kızmasını, Hakan'ın komikliğini, Canan'ın masumluğunu, Efsun'un ise çapkınlığını sevmedim. Parla'nın liderlik anlayışı çok katı ve acımasız. Beni her zaman kontrol etmeye çalışıyor. Batuhan ise her küçük şeye kızıyor ve bu durum beni sinir ediyor. Hakan'ın komiklikleri bazen durumu daha da zorlaştırıyor. Canan'ın masumluğu, onun tehlikeler karşısında savunmasız kalmasına neden oluyor. Efsun ise sürekli flört ediyor ve bu durum beni rahatsız ediyor. Parla, her zaman liderlik rolünü üstlenir ve bu rolü acımasızca yerine getirir. Onun bu tavrı, beni sürekli baskı altında hissettiriyor. Her zaman en iyisini yapmamı bekliyor ve en ufak bir hatamda beni eleştiriyor. Bu durum, içimdeki öfkeyi daha da artırıyor. Parla'nın bu acımasız tavrı, onunla aramda derin bir nefret oluşmasına neden oldu. Batuhan, her şeye kızan ve sinirlenen biri. Onun bu tavrı, grup içindeki uyumu bozuyor. Her küçük şeyde sinirlenmesi, beni de sinirlendiriyor. Onunla sürekli tartışmak zorunda kalıyorum ve bu durum beni yıpratıyor. Batuhan'ın bu sinirli tavrı, onunla aramda derin bir nefret oluşmasına neden oldu. Hakan, sürekli komiklik yaparak durumu hafifletmeye çalışıyor. Ancak, onun bu tavrı bazen durumu daha da zorlaştırıyor. Ciddi anlarda bile komiklik yapması, beni sinirlendiriyor. Hakan'ın bu komik tavrı, onunla aramda derin bir nefret oluşmasına neden oldu. Canan, masum ve saf biri. Onun bu masumluğu, tehlikeler karşısında savunmasız kalmasına neden oluyor. Onu korumak zorunda kalmak, beni yoruyor. Canan'ın bu masum tavrı, onunla aramda derin bir nefret oluşmasına neden oldu. Efsun, sürekli flört eden ve dikkat çeken biri. Onun bu tavrı, beni rahatsız ediyor. Efsun'un bu çapkın tavrı, onunla aramda derin bir nefret oluşmasına neden oldu. Onlarla bir aile olmayı denedim ama başaramadım. Her gün birlikte savaşıyoruz ve birbirimize destek oluyoruz ama bu yetmiyor. İçimdeki boşluk hala dolmadı. Ailemi kaybetmenin acısı, her gün beni daha da zayıflatıyor. Onların yanında olmama rağmen, kendimi hala yalnız hissediyorum. Belki de bu benim kaderimdir. Her ne olursa olsun, güçlü olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğim. Gölge Avcıları, belki de benim için yeni bir aile olabilir ama henüz buna hazır değilim. Onların her birini sevmesem de, onlara ihtiyacım var. Birlikte daha güçlü olabiliriz. Belki de zamanla, onlarla gerçek bir aile olabilirim. Ama şu an, içimdeki acıyı hafifletmek için daha fazla mücadele etmeliyim. Gölge Lideri PAZAR 04/04/2014” O Gölge Avcıları’na kin kusmayı tercih eden biriydi. Parla ve diğerleri unutmayacaktı bugünü. Herkes sevdiğini yazmıştı Parla bile. Uraz neden nefret kusuyordu? “2014, Pazartesi Merhaba Günlük, Bugün sadece Parla hakkında yazmak istiyorum. Parla, başından beri beni rahatsız eden biri oldu. Onunla hiçbir zaman gerçekten anlaşamadım. O, doğuştan gelen bir lider gibi görünse de, liderlik anlayışı benim için çok fazla. Parla'nın acımasızlığı ve katılığı beni her zaman zorladı. Onun liderlik tarzı, grubumuzda gerilime ve rahatsızlığa neden oluyor. Parla, her zaman kontrolü elinde tutmak isteyen biri. En küçük bir hatada bile, onun eleştirilerini duymak zorunda kalıyoruz. Bu durum, içimdeki öfkeyi artırıyor ve onunla sürekli bir çatışma içinde olmama neden oluyor. Parla'nın bu acımasız tavrı, onunla aramızda derin bir nefret oluşmasına neden oldu. Onunla aynı grupta olmak, bazen beni delirtecek gibi hissettiriyor. Onun karanlık bir tarafı var. Parla'nın içinde bir yerde, hiç aydınlık bir taraf yokmuş gibi hissediyorum. Onun bu karanlık tarafı, bizim için sürekli bir tehdit oluşturuyor. Parla'nın gücü ve kararlılığı, bazen onun ne kadar tehlikeli olabileceğini unutmamıza neden oluyor. Ancak, ben bu karanlık tarafını görüyorum ve ondan uzak durmam gerektiğini biliyorum. Parla'nın liderliği, bazen grubu bir arada tutsa da, benim için dayanılmaz hale geliyor. Onun bu acımasız ve karanlık tarafı, grup içindeki uyumu bozuyor. Parla'nın her hareketi, her kararı, benim için bir meydan okuma gibi. Onun bu kadar katı ve kontrolcü olması, benim özgürlüğümü kısıtlıyor ve bu duruma katlanmak benim için çok zor. Son olarak, Parla'nın karanlık bir tarafı olduğunu ve bunun hiç aydınlık bir tarafı olmadığını düşünüyorum. Onun bu karanlık yanı, beni sürekli rahatsız ediyor ve ona karşı olan nefretimi daha da derinleştiriyor. Parla, belki de asla gerçekten değişmeyecek ve benim bu nefretim her zaman var olacak. Ancak, onunla birlikte bu grupta olmaya devam etmem gerektiğini biliyorum. İçimdeki bu nefretle başa çıkmayı öğrenmeliyim. Gölge Lideri” Artık tarih atmıyordu yazdıklarına. Atınca yazdıkları o güne kalmış gibi hissediyordu. Korkuyordu. Tek kelimeydi korku... Gölge’ye bağlanmaktan korkuyordu. Tesiste onlarla diğer eğitmenler gibi kardeşçe davranmaktan korkuyordu. Anlamıştı o da. Fark etmişti sonunda. O Parla’nın gücünü kıskanıyordu... “2014, Salı Merhaba Günlük, Bugün, Gölge Avcıları olarak ilk görevimize çıkacağız. Hepimiz heyecanlıyız, ama aynı zamanda biraz da gerginiz. Eğitmenimiz, bize bu görevin ne kadar önemli olduğunu ve başarılı olmamız gerektiğini söyledi. Bu görev, bizim için bir dönüm noktası olacak. Görevimiz, şehrin dışında, terkedilmiş bir fabrikada gerçekleşecek. Fabrika, çocukları kaçıran bir suç örgütünün merkezi haline gelmiş ve orada tehlikeli suçluların bulunduğu rapor edilmiş. Amacımız, bu suç örgütünü etkisiz hale getirmek ve kaçırılan çocukları kurtarmak. Lider olarak, stratejiyi ben belirledim. Parla, fabrikanın güvenlik kameralarını kontrol edecek ve düşman hareketlerini izleyecek. Batuhan, teknoloji ve mühendislik yeteneklerini kullanarak, fabrikada bulunan tuzakları etkisiz hale getirecek. Canan ve Hakan, uzun menzilli saldırılarda yer alacaklar ve düşmanları uzaktan etkisiz hale getirecekler. Efsun ise büyü ve illüzyon yeteneklerini kullanarak, düşmanları şaşırtacak ve yanıltacak. Eğitmenimiz, bu görevin bizim için ne kadar önemli olduğunu ve başarılı olmamız gerektiğini vurguladı. Bu görev, bizim Gölge Avcıları olarak ilk sınavımız olacak. Hepimiz hazır olduğumuzu düşünüyoruz, ama yine de içimde bir gerginlik var. Bu görevi başarıyla tamamlayarak, eğitmenimize ve birbirimize ne kadar güçlü olduğumuzu kanıtlamalıyız. Görev sırasında, her birimizin yeteneklerini en iyi şekilde kullanmamız gerekecek. Parla'nın keskin zekası, Batuhan'ın teknolojik bilgisi, Canan'ın nişancılığı, Hakan'ın stratejisi ve Efsun'un büyüleri, hepimizin birlikte ne kadar güçlü olduğunu gösterecek. Ben de fiziksel gücüm ve hızımla, düşmanları etkisiz hale getirmeye çalışacağım. Bu görev, bizim için bir başlangıç olacak. Eğitmenimiz, bu görevin bizim geleceğimiz için ne kadar önemli olduğunu ve başarılı olmamız gerektiğini söyledi. İlk kez birlikte çalışarak, birbirimize olan güvenimizi ve bağlılığımızı kanıtlayacağız. Görev sırasında her birimiz elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. İçimdeki bu gerginliği yenerek, başarılı bir görev gerçekleştirmek için kararlıyım. Gölge Lideri” İlk defa Parla’ya nefretle bakmayacaktı. Bu görev onun hayatındaki en büyük pişmanlığı doğurmuştu... “2014, Perşembe Merhaba Günlük, Bugün, görevden döndük. Görevimiz başarılı oldu, ama büyük bir bedel ödedik. Parla, hayatımı kurtarmak için kendini feda etti. Şu anda hastanede, komada. Onun bu cesur hareketi, içimde derin bir pişmanlık ve suçluluk duygusu yarattı. Görev sırasında, suç örgütünün lideri bana saldırdı. Tam o anda, Parla kendini benim önüme attı ve saldırıyı engelledi. Onun bu hareketi, hayatımı kurtardı ama onu komaya soktu. Şimdi, hastane odasında yatıyor ve bizler çaresizce onun iyileşmesini bekliyoruz. Gölge Avcıları olarak hepimiz perişan haldeyiz. Parla'nın bu fedakarlığı, hepimizi derinden etkiledi. Canan, Hakan, Batuhan ve Efsun, kendilerini parçalayarak ağlıyorlar. Onun bu cesur hareketi, hepimizin kalbinde derin bir yara açtı. Parla'nın bu fedakarlığı, onun ne kadar güçlü ve cesur olduğunu bir kez daha gösterdi. Parla'dan nefret ettiğim için şimdi büyük bir pişmanlık duyuyorum. Onun acımasızlığını ve katılığını eleştirirken, aslında onun ne kadar fedakar ve cesur olduğunu görememişim. Parla, hayatımı kurtarmak için kendi hayatını riske attı. Bu, onun ne kadar büyük bir lider ve arkadaş olduğunu gösteriyor. Parla'nın karanlık bir tarafı olduğunu düşünürdüm, ama şimdi onun içindeki aydınlığı görebiliyorum. Onun bu fedakarlığı, benim için büyük bir ders oldu. Parla'nın bu cesur hareketi, onun ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı. Şimdi, onun iyileşmesi için dua ediyorum ve onun bu fedakarlığını asla unutmayacağım. Parla'nın bu fedakarlığı, benim için büyük bir ders oldu. Onun ne kadar güçlü ve cesur olduğunu anladım. Parla, benim için hayatını riske attı ve bu, onun ne kadar büyük bir lider ve arkadaş olduğunu gösteriyor. Şimdi, onun iyileşmesi için dua ediyorum ve onun bu fedakarlığını asla unutmayacağım. Gölge Lideri” Hayat size hiçbir şey yapmazmış dedi Uraz kendi kendine. Hayatı biz böyle seçmiştik aslında. Hayatı mahveden kendisi değilmiş meğer. Hayatı insanlar da mahvetmiyormuş. Duygular... LANET OLASI DUYGULAR. Onlar insanlara verilen birer ceza ve ödülmüş. Uraz daha 16 yaşında Parla’ya karşı bu hayatta duyduğu ilk pişmanlığını duydu. Hayattaki ilk pişmanlığını o kıza karşı duydu. Bu yara kapanabilir miydi? Bu yara bir iki dikişle geçebilir miydi? Geçerdi. Ama o dikişin iğnesi ve ipleri izini bırakır. Hiçbir yara hiçbir zaman iyileşmez sadece acısına alışırsın. Uraz tesisin içinde yapılan hastane odasına gidiyordu. Parla'ya günlüğünü okuyacaktı. Parla onun ömrü boyunca ilki olacaktı. Ama bundan Uraz’ın bile haberi yoktu. Hayat hiçbir şey yapmıyor olabilirdi ama hayat bir bilgindi. Uraz'ın ilklerini ise en iyi hayatın yoldaşı olan kader biliyordu. Parla’ya günlüğünü okudu. Parla onu duydu ama o hareket edemedi. Parla bir şey diyecekken Uraz onu duyamadığından onu dinlemeden gitti. Parla'nın ruhuna bir tane daha darbe geldi... “2014, Cumartesi Merhaba Günlük, Bugün Mayıs'ın ortalarındayız ve Parla hâlâ komada. Zamanın bu kadar yavaş geçeceğini ve bir insanın yaşamla ölüm arasında bu kadar uzun süre asılı kalabileceğini hiç düşünmemiştim. Her gün hastaneye gidip, Parla'nın yanına oturuyorum. Onun bu durumda olmasının suçluluğunu hâlâ üzerimden atabilmiş değilim. Hayatımı kurtarmak için kendini feda etti. Bu, benimle yaşayacak bir yara. Bu ayın en zor anı, Parla'nın gözlerini açmadığı her gün oldu. Biraz umut var, doktorlar durumunun yavaşça iyileştiğini söylüyor. Ama bu iyileşme yeterli değil. Parla'nın eski sağlığına kavuşmasını ve bizimle birlikte olmasını istiyorum. Onun yokluğu, grup içinde büyük bir boşluk yarattı. Gölge Avcıları olarak ilk görevimizde başarılı olduk, ancak bu başarı büyük bir bedel karşılığında geldi. Canan, Batuhan, Hakan ve Efsun, Parla'nın yokluğunu derinden hissediyorlar. Biz bir takım olarak güçlüydük ama şimdi eksik hissediyoruz. Onun liderliği ve kararlılığı olmadan, tam anlamıyla bir aile gibi olamıyoruz. Herkes birbirine destek olmaya çalışsa da, Parla'nın yokluğu çok büyük bir boşluk yaratıyor. Geceleri rüyalarımda sürekli o anı görüyorum. Parla'nın kendini benim önüme atışı ve ardından yere yığılması. Bu görüntü gözlerimin önünden gitmiyor. Onun bu fedakarlığı, benim içimde derin bir yara açtı. Parla'nın ne kadar güçlü ve cesur olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Onun bu hareketi, benim için büyük bir ders oldu. Onu eleştirdiğim her anı şimdi büyük bir pişmanlıkla hatırlıyorum. Geçmişte Parla'nın liderlik tarzına ve tavırlarına kızıyordum. Onun acımasızlığını ve karanlık tarafını hep ön plana çıkarmıştım. Ama şimdi anlıyorum ki, onun bu kararlılığı ve cesareti olmasa, belki de hiçbiri hayatta olmazdık. Parla'nın gücü, bizim için bir rehber ve umut kaynağı oldu. Onun bu fedakarlığı, benim için büyük bir ders oldu. Bu ay, hem Parla'nın yokluğu hem de grubumuzun yaşadığı zorluklarla dolu geçti. Ancak her şeye rağmen, onun iyileşeceğine ve yeniden bizimle olacağına dair umudumu kaybetmiyorum. Parla'nın bu fedakarlığı, onun ne kadar büyük bir lider ve arkadaş olduğunu gösteriyor. Şimdi, onun iyileşmesini beklerken, onun bu cesur hareketini ve bizim için yaptığı fedakarlığı asla unutmayacağım. Gölge Lideri” Bir mucize de hediye eder belki bizlere hayat... “2014, Perşembe Merhaba Günlük, Bugün mucizevi bir şey oldu. Parla, iki haftalık derin komadan sonra sonunda uyandı. Onun gözlerini açtığını görmek, hepimiz için büyük bir rahatlama ve sevinç kaynağı oldu. İlk başta gözlerine inanamayan ben, onun uyanışını gördüğümde kalbimde büyük bir ağırlık hissettim. Parla'nın yeniden aramızda olduğunu görmek, tarif edilemez bir duyguydu. Parla'nın uyanışından sonra, hastane odasında onun yanındaydık. Gölge Avcıları olarak hepimiz odadaydık ve onun yanına toplandık. Onun uyanışı, grup içinde büyük bir sevinç dalgası yarattı. Ancak, benim içimde hala bir pişmanlık vardı. Parla'ya olan nefretimi ve onunla yaşadığım çatışmaları düşündüm. Onun hayatımı kurtarmak için kendini feda etmesi, benim için büyük bir ders olmuştu. Parla'ya yaklaşıp, ona karşı hissettiğim tüm pişmanlık ve suçluluk duygusunu dile getirdim. "Parla, özür dilerim," dedim. "Sana karşı olan nefretim ve sert tavırlarım için gerçekten çok üzgünüm. Senin ne kadar cesur ve fedakar olduğunu göremedim. Hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim." Parla, gözlerini bana dikerek zayıf bir sesle cevap verdi. "Uraz, önemli değil. Ben sadece görevimi yaptım. Senin hayatın benim için önemliydi. Ama bu özürlerini kabul etmek benim için yeterli değil. Birlikte çalışmalıyız ve birbirimize güvenmeliyiz. Sadece ben değil, hepimiz bir aile olmalıyız." O an, Parla'nın bu kadar güçlü ve kararlı olduğunu bir kez daha anladım. Onun bu sözleri, içimdeki pişmanlığı hafifletti. Ancak, yine de ona olan borcumu asla unutmamalıyım. Parla, benim için büyük bir lider ve arkadaş olduğunu bir kez daha kanıtladı. Gölge Avcıları olarak, Parla'nın uyanışı hepimizi büyük bir sevinç ve neşe içinde bıraktı. Canan, Batuhan, Hakan ve Efsun, şakalar yaparak ve gülerek Parla'nın etrafında toplandılar. Hakan, her zamanki gibi esprileriyle ortamı yumuşattı ve gülümsemeler yaydı. Batuhan, Parla'nın sağlığına kavuşması için onunla dalga geçerek moral vermeye çalıştı. Canan ve Efsun ise, Parla'nın yanına oturarak ona destek oldular. Bu an, hepimiz için büyük bir ders oldu. Birlikte güçlüydük ve birlikte olduğumuz sürece her zorluğun üstesinden gelebileceğimizi anladık. Parla'nın uyanışı, bizim için yeni bir başlangıçtı. Onun liderliği ve cesareti, bizim için bir rehber oldu. Artık, birbirimize daha fazla güveniyor ve birlikte daha güçlü hissediyoruz. Gölge Lideri” |
0% |