Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Aile Yemeği

@ecrinkbra8

Eve geldiğimde altıma kot pantolon üstüme ise beyaz tişört giydim. Şimdi ise beni tanımak isteyen Belma hanımların evine doğru sürüyordum. İçimde beni tedirgin eden bir şey vardı. Sürek beynimli bana acaba diyeerek çok soru soruyordu. Mesela acaba karışmasam o kıza da aynısını yapar mıydı, Acaba bu aile bana aynılarınını yaşatır mı? gibi gibi sorular beynime doluşuyordu.

Eve geldiğmizde 'bu ev mi?' diye bir saniye düşündüm çünkü bu kadar büyük ev beklemiyordum. Heralde dört katlıydı. Kapının girişinde korumalar duruyordu. Beni tanımadıkları için geçmeme izin vermeyeceklerdi ki dışarıya Belma hanım çıkmıştı. '' Geçmesine izin verin, o benim kızım.''

Korumalara araba anahtarını verdim. Belma hanım ile içeri girdiğimizde 5 kişi vardı. Biri Engin bey diğerlerini tanımıyorum. Engin bey yanıma gelip '' Hoş geldin kızım. Kapıda kaldın içeri geç'' İçeri adımladığımda hepsinin bana garip baktığını gördüm. Belma hanım bizi yemek masasına yönledirirken kimseden soluk çıkmıyordu. Bu bir yerde patlayacak ama ne zaman.

Masaya oturduğumuzda yemekleri iki kadın ve Belma hanım getiriyordu. Herkes oturunca Engin bey '' afiyet olsun'' dedi ve herkes yemeğe başladı. Yemeğimim bittiği için lavaboya gitmek istemiştim, mecburen soracaktım. '' Lavabo ne tarafta '' Yanımda benden küçük duran kız '' Sağ tarafa döneceksin en son oda '' Kafamı teşekkür anlamında salladım.

Kızın dediği yere geldim. Elimi yıkarken abim olduğunu düşündüğüm biri geldi. '' Merhaba, yemekte yoktum daha yeni geldim. Tanıştığınızı var sayarak ben Atlas. İkinci abin. '' Ciddiyetimi bozmadan. '' Menun oldum ama daha onlarla da tanışmadık'' Kaşları hafif yukarı kalktı. '' Tanıştınız zannettim. Bu arada anneme çok benziyorsun'' Bende şaşırdım ama bunu dışıma vurmadım '' Sanırım evin en gevezesi sizsiniz '' Kafasını evet anlamında salladı '' Resmiyet olmazsa sevinirim. Hadi seni salona götüreyim.''

Salon dibimizde olduğu için çok yürümemiştik. İçeri girdiğide kes buradaydı. Belma hanım '' Gel kızım seninle tanışalım. Hadi yanıma otur.'' Kırmamak için yanına oturdum. ''Ben ev hanımıyım. Baban albay '' Parmağını teker teker gezdirdi. '' Şuradaki en büyük abin Okan mesleği doktor 34 yaşında. Yanında ki benim güzel gelinim Elif o hemşire. Kucağında ki oğlan Kadir 5 yaşında bebekte Bilge iki buçuk yaşında.'' biraz soluklandı ve devam etti.

'' Şu koltukta oturan ikinci abin Atlas 31 yaşında mesleği avukat. Yanındaki diğer güzel gelinim Büşra o da avukat. Bir de oda da uyuyan oğlu var. Mert daha bir yaşında. Yanlarında ki kız kardeşin Derin 23 yaşında öğretmen. Onun yanında ki sonuncu abin Barlas 28 yaşında. Babasının olduğu karargahta binbaşı kendisi nişanlı.''

Gözleri bir anlığına birisini aradı. Derine dönüp '' Kaan yukarı çalışmaya mı gitti. '' Derin kafasını salladı. '' Kusura bakma mimarlık bölümünde okuduğu için ders çalışıyor'' Kafamı geri atıp '' Hiç sorun değil çalışsın tabi ki '' Engin bey öne atılıp '' Sen kendini tanıtmayacak mısın? '' '' Ben Aypare 26 yaşındayım. Askerim ve kıdemli yüzbaşıyım.'' Herkes şaşırırken sadece Engin bey ve Barlas şaşırmamıştı.

Öyle havadan sudan konuşurken Kadir annesinin kucağından kalkıp bana korkarak yaklaştı. Bir sorun olduğunu anlayınca kaşlarım istemsizce çatıldı. Okan beye baktığımda bana sinirli bakıyordu. Kadir arkasını dönüp babasına baktığında suratı değişti. Galiba babasından izin alıyordu. Kafasını yana sallayınca kalbim bir anlığına sızlamıştı. Küçük çocuğa benim kötü biri olduğumu düşündürecekti ama ben sadece vatanımı koruyan askerdim.

Ardından yukardan ağlama sesi duyulunca Büşra hızlıca ayaklanıp yukarı çıktı. Aşağı inerken kollarında çok tatlı bir oğlan vardı. Bu zamana kadar gülmeyen ben bir bebeğe kocaman tebessüm ediyordum. Şakasız ben halaydım. Mert ağlamaya devam ediyordu. Küçükken Gonca'ya baktığımdan bebeklerle ilgilli çoğu şeyi bilirdim.'' Acaba kucağıma alabilir miyim'' İlk defa çekiniyordum çünkü belki Okan gibi izin vermeyebilirlerdi.

Büşra bana gülerek kafa salladı. Büşra kucağıma Mert'i koyunca küçükken Gonca'ya yaptığımı yaptım. Yaklaşık beş dakika geçmişti ve Mert gülücükler saçıyordu. Herkes benim bu yaptığıma şaşırmış gibi gözüküyordu. Büşra '' Mert ilk defa tanımadığı birinde ağlamayı kesti.'' Kaşlatım havalandı çünkü bunu beklemiyordum.

Biraz daha sohbet ederken benim telefonumun sesi odayı doldurdu. Kim olduğuna bakmak için elime aldığımda Albay arıyordu. Herkes bana bakıyordu '' Önemli bir telefon hemen geliyorum.'' Odadan uzaklaşıp telefonu açtım. '' Albayım bir sorun mu var?'' Karşıdan onaylar bir ses çıktı. '' Beklediğimiz işaret geldi görev için acil buraya gel Aypare '' Kafamı sallayıp '' Emeredersiniz komutanım'' deyip kapattı. ( Çok sakin oldu kaos gerketi.)

Odaya geri döndüğümde ''Acil gitmem gerekiyor.'' diyerek evden çıkmak için adımladığımda sesinden okan olduğunu düşündüğüm '' Kesin sevgilinin yanına gidiyordur. Ya da sevgililerinin yanına '' ona döndüğümde tarmışmaya fırsat yoktu. Belma hanıma dönüp '' Allah'a emanet olun'' deyip çıktım. İsteyen istediğini anlasındı hiç de umrumda değil.

Arabama binip hızlıca karargaha geldim. Arabadan inince direk albayın odasına ilerledim. Odadan girdiğimde '' KIdemli Yüzbaşı Aypare Özkurt Urfa emredin komutanım'' Albay hızlıca konuya girdi. '' Aypare bir köyün yakınlarında ki kampa gideceksiniz. Bu sefer ki itler o köyün çocuklarını kaçırıyormuş. Sizin yapmanız gereken çocukları kurtarıp ailelerine teslim etmek. Timin seni pistte bekliyor. Çıkabilirsin.'' ''Emredersiniz komutanım'' deyip koşar adımla piste gittim.

Beni gördüklerinde tekmil verdiler. '' Rahat aslanlarım. Bu operasyon çocukları kurtarma üzerine olacak. Hadi daha zaman kaybetmeden gidelim'' deyip helikoptere bindik. Helikopterde daha ayrıntılara girerken duman timi beni dikatlice dinliyordu. Köyün yakınlarına gelince merdivenlerden inmeye başladık.

İlk köye vardığımızda kaçırılan çocuk sayısını hesapladık. 5 tane çocuk onların ellerindeydi. Köyden çıkıp kampa ilerlemeye başladık kamp uzaktan görülünce '' Oğuz ve Efken siz saat iki yönünde gidin. Yiğit ve Ahsen siz altı yönüne gidin. Batu ve Alpay siz dokuz yönünde gidin. Halil ve ben de on iki yönüne gideceğiz. Bir hareketlilik olduğunda bana söyleyin''

Halil abiyi de yanıma alıp yerimize gidiyorduk. Yerimize geldiğimizde bir hareketlilk bekliyorduk. Telsizden Ahsen'in sesi duyuldu. '' KOmutanım kapı girişinde hareketlilik var arkadan dolanmayı düşünüyorum.'' '' tamam siz sağ tarftan gidin biz sol taraftan geliyoruz. Diğerleri biz içeri girdikten sonra aynı yerlerden gelsinler.''

Herkes '' Anlaşıldı komutanım '' deyince telsizi kapttım. Yavaş yavaş ilerleyip kapının kenarlarında durduk. Bir işaret gerkti ben de telsizi konuşacak gibi küçük titreşim yaptım. Anlamış olacak ki ben çıktığım da o da çıktı. Ben ve Yiğit adamı boğduk. İçeri girmeden önce telsizden bir grubun dışarda kalmasını istedim. Koridorlardan geçerken bir labirentte hissettim.

Bir odaya girdiğimde iki it anadan üryan şekilde duruyorlardı. İki el ateş ettim. Neyse ki susturucu takmıştım. Başka kapının önüne geldiğimizde bu kapıyı da dinledim. İçeriden çocuk bağırışları geliyordu. Onlara zara vermeden girmenin yolunu ararken Halil '' Komutanım bence yan odadan ses çıkarmalıyız. Kapının başınada da bizimkiler bağmak için beklesin'' Mantıklı bulduğumda yapma kararı aldım.

Ben ve Halil yan odaya gittik pencereyi ikırdığımızda yüksek ses oldu. Kapı açılma sesini duyduğumuzda işe yaradığını düşündük. Geri döndüğümüzde de öyle olmuştu. Cocukları teker teker çıkardık. Bi hayli uzaklaşınca çocuklara dönüp kullaklarını kapatmasını istedim. Kaptınca düğmeye bastım ve güm. Benim göbek adım bombaysa burayı patlatmadan durmazdım.

Artık çocukları ailelerine götürmek için köye doğru yürüdük...

💣

Arkadaşlar her gün bir tane yazmak beni çok yorduğu için artık iki günde bir atacağım.

Nasıldı?

 

 

 

 

 

Loading...
0%