Aypare 7 ay önce itlerin inine sızmıştı. Çadırında yakında bu itlerden kurtulmak için en iyi planı düşünürken çadırın dışında bir it Aypareye seslendi. '' Heja patron seni çağırıyor '' Aypare kimliğini gizlemek için bu Heja ismini kunanıyordu. '' Tamam sen git ben geliyorum''. O it gidince çadırından çıkıp patron denen itin yanına gittiğimde küçük bir şeyi hemen çekmeceye koydu. Sanırım o bir flaştı. ( konuşmaları bozuk ağızla sayın)

'' Buyur patron beni istemişsin '' Patron denen Baver kafasını aşağı yukarı salladı. '' Hejam, 2 gün sonra eskerler yakınlarda ki kullanılmayan kampa gidecekler. Biz de onları tuzağa düşüreceğiz. Anladın mı? '' Kafamı anladım anlamda salladım. Hem de çok iyi anladım, karargahta bir hain vardı. Sonra Baver'e dönüp '' Ben bir ormanda gezip plan yapacağım. İzin var mı?'' Tabi ki buna balıklama atladı. '' Git de eskerleri hatasız avlayak'' Ben de arkamı dönüp çıktım. Ormana doğru gidecekken bir it beni durdurdu. '' Plan yapacaktım, patrondan izin aldım'' O da beni takmayıp kendi yoluna devam etti.

Bir hayli uzaklaşınca botumdaki telsizi çıkardım. '' Bombadan yuvaya beni duyuyor musunuz?'' hemen karşıdan ses geldi '' Duyuyorum bomba, bir gelişme mi var?'' Görünmese de kafamı salladım '' evet, sizin bir kampa saldırı yapacağınızı biliyorlar ama sizi tuzağa düşürecekler o kamp boş. Yakında ki kamptayız'' Bir kaç saniye sessizlik oldu. '' Tamam bomba biz oraya geleceğiz. Sen de ne kadar dosya varsa getir ve buraya gelene kadar kimliğini belli etme '' '' Anlaşıldı yuva'' deyip telsizi botuma geri koydum.

Sonunda buradan kurtuluyorum. Gece herkesin en derin uyku zamanında İtin odasından dosya ve flaşı almalıyım.

💣

Nihayet gece saat 3'e geliyordu. Bende yavaş bir şekilde itin odasına girecektim ki odası kilitliydi. Azcık da aklı varmış. Neyse ki buraya gelmeden önce saçıma tel toka takmıştım. Saçımdan tel tokayı çıkarıp kilidi açmaya uğraştım. Çok zaman kaybettim ama onlar artık daha derin uykudaydılar. Kapıyı yavaş şeklilde açtım. İçeride dosyaların olduğu dolaba gittim. Dolabı açtığımda hangisi en önemli olduğunu bildiğimden çabuk aldım. Dolabın kapağını kapatınca ilk çekmeceyi çektim, boştu geri kapattım. ikinciyi açtığımda iki tane flaş vardı. onlarıda cebime koydum. Sonuncu çekmeceyi açtığımda bomba gördüm. Bombaların birini bu odaya kurdum diğerlerini ise yanıma aldım.

Odadan çıktığımda kapıyı geri kilitlemeye çalıştım. Nerdeyse yarım saat buna gitmişti. Odama geldiğim gibi dosyaları, flaşları ve bombayı sakladım. Ben de artık uyumam gerktiğini düşünüp kendimi uykuya bıraktım.

💣

Kapının dışındaki koşuşturmalardan aldığım eşyaların farkına varılmış gözüküyor. Ben de çok dikkat çekmemek için dışarı çıktım. Bir iti durdurup ''Neler oluyor?'' dedim. '' Patronun eşyaları kayıp sen biliyor musun?'' Kafamı hayır anlamında salladım ve '' Bağırışma seslerine uyandım. Haberim yok''.At yalanı...

İt tam gidecekken geri dönüp '' Ha bu arada patron seni çağırmıştı.'' Kafamı aşağı yukarı salladım. Baver itin odasına geldiğimde içeriden biri çıkmıştı. O çıkınca ben içeri girdim. Beni görünce hemen ayağa kalktı '' Hejam kampta hain var onu çabuk bul ve bana getir'' Kafamı salladım ve dışarı çıktım. İçimden gülüyordum. Akşama kadar sanki cidden arıyormuşum gibi herkesi sorguluyordum. Akşam olmaya yakınken silah sesleri duyuldu. Ben de hemen odama gidip sakladığım eşyaları aldım. Ön tarfa iki arka tarafa iki olamak üzere toplam 5 adet yerleşmiş bomba vardı.

Ben de silahımı alıp sanki askerleri vuruyor gibi yapıp itleri vuruyordum. Tam bir it daha vurduğumda sol omzumda bir sızı hissettim. Arkamdan Baver ''HEJAAAMM'' diye bağırdı. Salak hala beni Heja zanediyor. Askerler ilk olarak Baver'i tutuklamaya gitmişken cebimdeki düğmeye bastım.

Kocaman bir sesle herkes ne olduğuna anlam veremedi. Sonra bana geleceklerken '' sakın beni kelepçelemeyin'' diye söyledim. Aralarından biri '' Oldu seni bir de eğlenceye götürelim, tam olsun'' Daha fazla ses çıkarmadım ama bende olsam öyle yapardım. Aslanlarım benim. Beni yeden kaldırmak için sol omzumu sıkıyorlardı. Biz, ben yedi ay önce helikopterle indiğim yere geldik. Helikopter yere inince bizi içeri şakasız fırlattılar.

Helikopter kaltıktan biraz sonra şansımı denemek için kollarımı çözmelrini istedim. Aynı kişi bu sefer bağırarak cevap verdi. Seslendiklerine göre kendisi timin komutanıydı. Helikopter inince komutanları benim omzumdan tutup ileri fırlattı ama bu sefer düşmedim. Hepsi sıraya dizilince tekmil vermeye başladılar.

Yüzbaşı Alpay Dumanlı Samsun

Üsteğmen Batu Alsancak Muğla

Üsteğmen Ahsen Kaplan Ankara

Asteğmen Yiğit Coşkun Bursa

Asteğmen Halil Ertaş Hakkari

Asteğmen Efken Şanlı Yozgat

Teğmen Oğuz Kaya Sivas

Bir yüzbaşı,iki üsteğmen, üç asteğmen, bir teğmen ve iki teröristle görev tamamdır. Albay bana bir bakış atıp '' Şu iti götürün'' diyip parmağıyla Baver'i gösterdi. Onun gidiğinden emin olunduktan sonra beni işaret edip'' Çözün kelepçelerini'' Herkes bir affalladı ama albay emredince çıkardılar '' Asker, tekmil ver''

''Kıdemli Yüzbaşı Aypare Çelik, Urfa, Emredersiniz Komutanım ''

💣

Nasıl buldunuz?

Oylamayı ve yorum bırakır mısınız

Tim nasıl?