Yeni Üyelik
41.
Bölüm

41. Bölüm

@edaa_derler

Uyandığımda hala koltuktaydım. Giray'ın bacaklarındaydım. Belli ki Giray'da ben uyuduktan sonra uyuya kalmıştı. Sol elini çekmemişti karnımın üstünden. Sağ elimle onun yine sol elinin tersini okşamaya başladım. Elleri yumuşacıktı. Ellerimi ellerinin üstünden hiç çekmemek istiyordum. Yukarıdan çocukların gülme sesleri geliyordu. Belli ki baya iyi anlaşmışlardı. Saate bakacaktım. Yavaşça elimi elinden ayırıp bacaklarından kalktım. Telefonum çantamda kalmıştı. En yakın Giray'ın telefonuydu. Giray'ın telefonu televizyonun hemen aşağısında ki sehpada duruyordu. Ayağa kalkıp Giray'ın telefonunu elime aldım. Saat 19.49'du. Tam telefonun kilit ekranını kapatacakken telefona bildirim geldi. Açıkçası kimden mesaj geldi diye merak etmiştim. Telefonun açma kapama düğmesine bastım. Açılmıştı ama telefon şifreliydi. Bakamıyordum. Mesajın üstüne tıkladığımda sadece mesajın Aras'tan geldiğini görebiliyordum. Aras neden Giray'a mesaj atmıştı. Onlar kavgalı değilmilerdi. Aras ne yüzle Giray'a yazıyordu. Anlamamıştım. Bunu uyandığında Giray'a soracaktım. Karnım yavaştan ağrımaya başladı. Koltukta oturdum. Birden çok şiddetli karnım ağrımaya başladı. Yerimde kıvranıyordum. Giray'ı uyandırmak zorunda kaldım.

"Noldu prensesim"

"Giray karnım"

Diyebildim. Konuşmamı bile engelliyordu karnımın ağrısı.

"Karnın mı ağrıyor"

Dedi. Canlanmaya başladı. Endişeli gözlerle bakmaya başladı. Ben konuşmak yerine ise sadece kafamı aşağı ve yukarı sallayabildim.

"Giray"

"Efendim karıcım noldu"

"Sen bu"

Dedim. Soru soramayacak kadar karnım çok ağrıyordu. Benim havuca alerjim vardı. Mercimek çorbasından havuç tadı az bile olsa alabiliyordum. Nefes almamaya başlamıştım. O an orda öleceğimi hissettim.

"Hastaneye"

Diyebildim. Sonunu getiremiyordum. Gözlerim yavaş yavaş kararmaya başladı. Giray ayağa kalkıp hızlıca beni kucağına aldı. Koşarak gidiyordu. Gözlerim kapanmaya başlamıştı.

"Ilgın'ım iyi misin gözlerini kapatma nolur sen bana söz vermiştin ben ölmeden sende ölmeyecektin"

Dedi. Son duyduğum cümle buydu. Aniden Giray'ın bacaklarından kalktım. Rüyaydı. Hepsi rüyaydı. Hala Giray'ın bacaklarında uyuyordum ama yine de o gerçek değildi. Koltuğa yasladım. Parmaklarımı saçlarımın arasına geçirdim. Kendime bunun rüya olduğunu inandırmaya çalıştım. Ama neredeyse rüyamda gördüğüm her şey aynıydı. Giray uyuyordu. Yukarıdan çocukların sesleri geliyordu. Derin derin nefes aldım. Ayağa kalkıp su içmeye gittim. Su içtim. Geri Giray'ın yanına geldim. Hava soğmuştu. Koltuğun üstündeki battaniyeyi Giray'ın üstüne attım. Giray'ın bunu hissetmesi lazımdı. Bir anda bırakmıştım çünkü. Doğru hissetmişti. Yavaş yavaş gözlerini açtı. Beni gördüğünde ise tamamen gözlerini açtı.

"Noldu prensesim"

"Özür dilerim üzerine battaniye atayım derken oldu"

"Bir şey prensesim de sen niye kalktın"

"Yok bir şey ya öylesine"

"Prensesim biliyorum böyle diyince illa bir şey olmuş oluyor hadi anlattı derdini dinleyeyim"

Dedi. Doğruydu. İçimi rahatlatmak için birine anlatacaktım ama kötü karşılık alacağımdan korkuyordum. Bu herkeste böyleydi. Biliyordum Giray bana kötü bir karşılık vermezdi ama anlatmaya çekiniyordum. Bir iki dakika sessizlik oldu. Taki ben anlatmaya başlayana kadar.

"Şey... kabus gördüm bu kadar"

"Ne kabusu o kadar kötü mü"

"Yok ya değil"

"Anlat bakalım kabusu"

Sadece kabusu demem yeterli olmamıştı. Her şeyi açık açık anlatmamı istiyordu.

"Ya Giray o kadar abartılacak bir şey yok"

"Güzelim sen anlat abartılacak bir şey var mı yok mu ben karar veririm"

Dedi. Bunu demesi içime kelebek hissini vermesiyle bir olmuştu. En sonunda kabusu söylemem lazımdı. Giray'a baktığımda keskin ve ciddi gözlerle benim anlatmamı bekliyordu.

"Tamam Giray anlatıyorum"

Yerinde doğruldu.

"Ayni sanki gerçek dünyadaymışım gibi uyandım telefonunda saate baktım. Tam kapatıyorum Aras sana mesaj atmıştı işte sonra karnım çok ağrımıştı havuca alerjim vardı kısacası ölüyordum"

"Cidden de havuca alerjin var mı"

"Hayır yok"

"Tamam güzelim"

Giray yanıma sokuldu. Sol elini sol omzuma attı. Başını sağ omzuma koydu.

"Prensesim kardeşlerinin gülme seslerini duyuyor musun"

"Evet çok iyi anlaştılar bence"

"Bencede de benim karnım acıktı çocukların korumaları bırakıp akşam yemeğine çıkalım mı"

"Sen bilirsin"

"Hadi kalk o zaman akşam yemeğine gidelim"

"Giray çocuklarıda alsak evde kalmalarını istemiyorum çok güvenli değil"

"Tamam prensesim sen bilirsin sen çocuklara haber ver ben giyineyim Olur mu"

"Tamam Giray'ım da biz bu evlenme işini ne zaman yapacağız"

"Onu yemek yerken konuşsak olur mu"

"Tamam"

Giray ayağa kalktı. Yatak odasına gitti. Ardından bende ayağa kalkıp merdivenlere gittim. Çocuklara söyledim. Aşağıya inip yatak odasının kapısını tıklattım. İçeriden ses geldi. Giray hala icerideydi. Ben onu beklerken bir anda kapı açıldı. Giray'ın üstünde gömlek yada kıyafet yoktu. Altında sadece benin görebildiğim pantolon vardı. Sağ elimle gözlerimi kapattım.

"Hadi güzelim ama gözlerini kapatmaya gerek yok nişanlıyız biz"

"Giray nişanlıyız ama bir anda karşıma böyle çıkmak ne"

"Tamam güzelim bir daha çıkmam neyse hadi giyin"

"Tamam ben giyinirim sen giyin ilk önce"

"Ama birtanem"

Sözünü kestim.

"Hadi Giray çabuk"

"Tamam güzelim"

İçeri geçti ama kapıyı kapatmadı. Gözlerimi araladım. Kapıyı kapatıp beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra kapı açıldı. Üstünde siyah gömlek altında da siyah pantolon giymişti. Saçları dağınıktı.

"Nasıl olmuşum"

Ağzım açık kalmıştı.

"Çok iyi olmuşsun"

"Teşekkür ederim birtanem"

"Rica ederim"

"Güzelim sen elbise mi giyeceksin yoksa normal mi giyineceksin"

"Elbise giyeyim mi sence"

"Sen bilirsin prensesim"

"Tamam elbise giyeceğim o zaman"

"Tamam ama siyah giyer misin"

"Tamam Giray'ım"

Giray odadan çıktığında ben girdim. Benim olmasada bana alınan bir kaç elbise yada kıyafet vardı. Dolabı açıp baktığımda gözüm mini bir elbiseye dalmıştı. Elime aldığımda üstüme tuttum. Tam oluyordu. Giymeye başlamıştım. Giydiğimde üstüme çok güzel durmuştu

Loading...
0%