Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@edaaydin

Rüzgâr eserken bende tadını çıkartıyordum.

Hiç gürültü yoktu etrafta, sadece kuş sesleri ve karşımda gördüğüm güzel manzarası olan gölün şırıltısını duyabiliyordum. Gün batımıydı rüya gibiydi arkamdan bir ses duydum, ürpertici bir sesti adımı sayıklıyordu sesi gittikçe yaklaşıyordu bana, o ses bana yaklaştıkça etrafıma bakınıyordum sesin nerden geldiğini anlamak için.

“ Lina...”

Ve ses bir anda gidip tekrar duyuluyordu yankılanıyordu adım.

Ses çok tanıdık geliyordu. İsmimi duydukça içim huzur buluyor aklım karışıyordu. Kimdi bu seslenen?

Biraz uzakta bir erkek silueti gördüm,

“Baba”

Uzun süre sonra ilk defa babamı görmüştüm gözlerim dolmaya başlarken her şey bir karartı haline büründü ne oluyordu? Ben baba diye seslenirken kulaklarımın arkasından ses duyuluyordu babamın Lina diye seslenişlerinin ardından bir ses daha,

Annem sesleniyordu “ Lina uyan kızım “

Gözlerimin önündeki her şey bulanıklaşırken hayal kırıklığına uğradım, şimdi her şey bir rüya mıydı?

Annem kahverenginin en tatlı tonu olan gözleriyle şaşkın şaşkın bana bakarken konuşmaya başladı

“Kızım kalk artık yemek hazır, bir günde şu yemeği sen hazırla da sen beni kaldır” diye sitem etti gülümseyerek.

Annemin gülümsemesine karşılık bende gülümseyerek yataktan kalktım uykunun verdiği sersemlikle banyoya doğru ilerledim, kapıyı açıp elimi yüzümü yıkadım aynaya baktığımda şok geçirdim şeytana dönmüştüm.

Hafif dalgalı saçlarım birbirine girmişti düş alıp yattığım için biraz ıslaktı, mavi gözlerimin altı biraz şişti tekrar aynaya baktım ve havluyla yüzümü kuruladım. Annem tekrardan seslendiğinde üzerimi değiştirmek için dolabıma yaklaşmıştım dolabım siyahtı gerçi odam tamamen siyahtan ibaretti yatağım, makyaj masam, ders masam, yatağımın başlığı... sadece perdelerim ve halım gri den ibaretti siyahi seviyordum. Annemin seslenmesiyle dolaptan birkaç kıyafet alıp kapattım, siyah bir tişört ve beyaz bir pantolon giyip odadan çıktım. Merdivenlerden koşarak indim mutfaktan annemin şarkı mırıldanma sesi geliyordu, hemen annemin yanına gidip küçük bir öpücük kondurdum yanağına oda bana tebessüm edip masayı gösterdi elim belimde ufak bir ıslık çaldım

“o melek hanım döktürmüşsünüz yine “

Annem hafif sırıtarak cevap verdi “ah bide senin elinden yemek yesek olmaz mı?” Diye cevap verdi.

Yemek yapmak bana göre değildi.

Konuyu değiştirmek ister gibi “evet anne haklısın bende o konuda aynen öyle düşünüyorum “ dediğim anda annem terliğine sarılmıştı bile, nasıl oluyordu da her seferinde tam isabet vurabiliyordu. Annelerin özel güçleri olduğunu düşünmeye başlayacaktım çok yakında.

Bu kocaman evde sadece annem, ben ve küçük anıl yaşıyordu. Babam uzun süre önce kaybolmuştu uzun bir süre aramamıza rağmen bulamadık. Ben hâlâ inanıyordum babamın ölmediğine 7 sene oldu annem artık umudunu yitirmişti. Ya da bizim öyle düşünmemizi istiyordu. Bir anda düşüncelerden sıyrıldım anıl gelmişti gözleri kızarmıştı uyumaktan, anıl 7 yaşındaydı ben de yeni 19’a girmiştim babam anıl doğduğunda kaybolmuştu onu görememişti ne yazık ki, anıl maviş gözleriyle yanıma gelip bana sırnaşmaya başladı onun gözlerine baktığımda babam aklıma geliyordu onun da gözleri maviydi benimkinde daha farklı bir tona sahiplerdi. Anıl uykudan uyanamamış gibi koynuma yatıp uyumaya devam etti, bir anda annem gülmeye başladı onun bu hali çok tatlıydı onu kucağıma alıp banyoya doğru ilerledim koşuyordum oda ne yapacağımı anlayınca anneme doğru kahkahalarla gülmeye başladı anneme bağrışları bütün koridorda yayılırken onun bu hâli bana olduğundan daha tatlı gözükmesini sağladı.

Banyonun önüne geldiğimde anılı duşa sokup suyu açtım çırpınıyordu bir yandan gülüp bir yandan da sudan kurtulmaya çalışıyordu, beni kendine çekip beni de ıslatmaya başladı deli gibi eğleniyorduk annemi kapıda görünce ikimizde durduk banyoda ıslanmayan hiçbir yer yoktu annem halimize sinirlenmiş gibi bakmayı denese de dayanamayıp gülmeye başladı.

Uzun süren banyo temizliği ardından üzerimi değiştirip balkona çıktım akşam olmuştu yanıma bir Türk kahvesi alıp gördüğüm rüyayı düşünmeye başladım uzun süre düşünmemin ardından telefonum çaldı kimin aradığına bakmak için telefonu elime aldım Ada arıyordu Ada benim çok uzun süredir arkadaşımdı aradığını görünce ufak bir tebessümle telefonu açtım, telefonu açtığımda kahkaha sesi geliyordu yine mi içmişti.

“Alo “dedim

“Ya kanka sus ve beni dinle hani geçen gün sana anlattığım çocuk var- “dediği anda telefonu masanın üstüne koydum ne anlatacağını bildiğim için gülümsedim telefondan bir çığlık koptu ne olduğunu anlamak için telefonu kulağıma götürdüm adanın sesini duyduğumda bir oh çektim.

“O telefonu sehpanın üzerinden al ve beni dinle “ bu söylediğine sesli bir kahkaha attım beni çok iyi tanıyordu. Uzun bir konuşmadan sonra sen nasılsın diye sordu bende babamla gördüğüm rüyayı anlattım her şeyimizi anlatırdık birbirimize saklımız olmazdı iki apartman yanımızda oturuyordu, benim anlattığım rüyayı yorumlamaya devam ederken uzun süre konuşmuştuk kapı çaldı adaya beklemesini söyleyip kapıya doğru ilerledim bu saate kim gelebilirdi ki saat 23.10’du merdivenlerden indiğim sırada annem ve anıl televizyon izliyordu kapının çalmasını ikisinin de pek umurunda değildi.

Kapıya vardığımda bir yandan adaya beklemesini söylerken bir yandan da kapının arkasında kim olduğunu merak ediyordum kapıya yaklaştığımda kalbimin hızlandığını fark ettim elimi yavaşça kapının koluna dokundurup kapıyı açtım.

Karşımda gördüğüm Ayfer teyzeydi bütün hayallerim suya düşmüştü annem içerden seslendi

“ kim geldi kızım “

Ayfer teyze benim konuşmama izin vermeden konuştu

“Ben geldim canım komşum”

Anılın içerden “yine mi bu kadın ya “

Dediğine öksürdüm zaten Ayfer teyze pek duymazdı.

Ayfer teyzeyi içeri davet etmeden zaten o salona girmişti bile ,

Salonun kenarından içeri baktım ve anneme doğru seslendim “ Anne ada çağırıyor onun yanına gidebilir miyim ?” diye seslendim emrivaki olmuştu biraz annem olumlu anlamda başını sallayıp Ayfer teyzeyle konuşmaya başladı, ada demişken hala ada telefondaydı.

Sakince güldü “ Bize geliyormuşsun kanka öyle duydum dedi “

Bende gülerek “ Size gelirken sana soracağımı düşünmedin umarım “ dedim. Adanın kıkırdadığını duydum ben de çoktan aşağı inmiş montumun fermuarını çekiyordum adanın evi çok yakın olduğu için annem rahatlıkla izin veriyordu hem de annem Adanın annesi sevgi teyzeyle çok yakın arkadaşlardı aşağı inince telefonu kapatıp cebime koyarken telefonu düşürmüştüm “daha taksiti bitmedi yağ “ diye fısıldadım ilk defa arkadaşlarım yokken söylemiştim bunu ne zaman buluşsak bu espriyi illa biri yapardı özlemiştim onları uzun zamandır görüşmüyoruz bir buluşma mı ayarlasak acaba diye içimden geçirirken arkamdan adım sesleri duydum arkamı dönmeden hızlanmaya başladım ben hızlanınca adım sesleri daha gür ve net duyuluyordu çok az kalmıştı adaların evlerine iki adım daha atsam ulaşacaktım ama ulaşamadım içimdeki korku tarifsizdi. Kolumda bir el hisseder hissetmez kim olduğuna bakmak için arkamı dönmeye çalışırken ağzımın ile kapatıldığını hissettim nefes almamaya çalıştım fakat buna uzun süre dayanamazdım. Kimse yok muydu bu lanet yerde kimse görmüyor muydu olanları. Çırpınmama rağmen karşımdaki benden daha güçlüydü daha fazla karşı koyamadım gözlerim kararmaya başlarken birinin beni kucağına aldığını hissettim en son hatırladığım muhteşem bir koku geldi burnuma sonra her şey bulanık...

Gözlerimi açtığımda her yer karanlıktı gözlerimde bir bandaj ve ağzımda bir bant olduğunu fark ettim ellerim ve ayaklarım bağlıydı olduğum yer rutubet ve küf kokuyordu korkunun her zerresini iliklerime kadar hissediyordum. Bağırıyordum banttan dolayı sesim boğuk çıkıyordu, bağırıyordum odada inleyişlerim yankılanırken etrafımda başka hiçbir ses yoktu. Kim kaçırmıştı beni, ne istiyordu benden ne yapacaklardı bana aklımdan bin türlü şey geçerken kapı sesi duydum ardında adım sesleri.

Kapı yavaşça kapandı adım sesleri kulaklarımı çınlatırken ses çıkarmıyordum adım sesi durdu ve bu beni daha çok korkutuyordu.

Ağzımdaki bant sertçe çekildiğinde bir çığlık attım, ağzımın acısını hiçe sayarak bağırmaya başladım.

“ Ne istiyorsun benden şerefsiz, aç lan gözlerimi delikanlı gibi çık karşıma ne söyleyeceksen söyle ne istiyorsan söyle!”

Bir kahkaha sesi duydum. Bir erkeğe aitti. Sert bir sesi vardı.

“Ne gülüyorsun şerefsiz “

Ses vermiyordu konuşmadıkça daha çok sinirleniyordum ve daha çok korkuyordum korkumu belli etmemeye çalışıyordum ama titremem bunu çok belli ediyordu.

Adım seslerini tekrar duydum korkuyla geldiği yöne baktım göremiyor ama çok net duyuyordum ayak sesleri yanıma geldiğinde sustum hareket etmeye çalışsam da elimdeki ve ayağındaki ipler beni çok zorluyordu.

Sadece bekledi konuşmadı hareket etmeye çalıştıkça canım çok yanıyordu. Bir süre sonra adım sesleri tekrar yükseldi uzaklaştı benden sonra kapı çarpma sesi geldi rahatlamam gerekiyordu ama hiç öyle olmadı daha çok gerildim.

Hâlâ bekliyordum yaklaşık bir saat geçmişti o sesiz adam yanımdan gittiğinden belli ne gelmişti nede bir şey söylemişti susamıştım, acıkmıştım da bunları düşünmeye fırsat bırakmıyordu aklım ne yapacaktı bu adam bana ne istiyordu benden neden kaçırmıştı beni.

Gözlerim ağırlaşıyor uykuya teslim olmak istemiyordum uyandığımda neyle karşılaşırım bilmiyorum korkuyorum ne kadar güçlü olduğumu düşünsem de karşım da neyin olduğunu bilmiyorum.

Gözlerime yalvarıyordum uyumaması için ama onlarında dayanacak gücü kalmamıştı sonra uykuya teslim oldular.

Gözlerimi zor bela açmıştım bunların bir kâbus olmasını istiyordum sabah olmuştu sanki ama gözlerimdeki bez parçası yüzünden hiçbir şey göremiyordum karnım açlıktan gurulduyor kafamı karnıma doğru eğdim kafamı eğmemle biri konuşmaya başladı

“ Karnın mı acıktı? Aslında benim de karnım açıktı şöyle bir sahil kenarında kahvaltımı etsek?” Dedi dalga geçer bir ses tonuyla

“Sen kimsin lan “ dedim bağırarak

“A bak bu beni çok üzdü Lina yıldız “

Nerden biliyordu beni nerden tanıyordu

Ses vermedim ne diyebilirim ki, yine konuşmaya başladı.

“Hm’m bir düşüneyim sen şu an seni nerden tanıdığımı ve seni neden buraya getirdiğimi düşünüyorsun “cevap vermeyince ufak bir kahkaha attı.

Sonra sustu bu sessizlikten hiç hoşlanmamıştım.

Çok yakınımdaydın o kadar yakınımdaydı ki nefes alışverişlerini duyuyordum bir anda bağırmaya başladı ellerini boğazımda hissettim nefesimi kesti elini sanki her saniye daha çok boğazıma bastırıyordu.

“Her şey senin o şerefsiz baban yüzünden oldu.”

Bağırıyordu sesimi bile çıkartamıyordum, konuştukça boğazımdaki elini daha çok bastırıyor ve nefes almamı zorlaştırıyordu.

Konuşmaya çalışıyordum oda anlamış olacak ki elini serbest bıraktı nefes almaya çalıştıkça öksürüyordum nefes alınca konuştum “sensin o şerefsiz benim babam kayıp ne saçmalıyorsun sen!”

Kahkaha attı haykırışı bütün her yeri inletti tekrar boğazıma sarıldığında yüzümde ıslaklık hissettim olmuştu ağlıyor muydu yok artık!

Sessizce konuştu “ Korkuyor musun? “ ses vermedim

“Korkuyor musun?” ben cevap vermedikçe bağırıyordu artık ağlayacaktım o korkuyor musun diye sordukça titriyordum son bir kez kollarımdan tutum sordu canımı açılıyordu “korkuyor musun?”

Bağırarak cevap verdim “korkmuyorum senden “

“ Korkacaksın!"

Loading...
0%