Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@edaaydin

İNTİKAM

15 Ağustos 2020

Rüzgâr eserken bende tadını çıkartıyordum.

Hiç gürültü yoktu etrafta, sadece kuş sesleri cıvıl cıvıl öten kuşların sesi ve karşımda gördüğüm en güzel manzaraya sahip olan gölün şırıltısını duyabiliyordum. Etrafı sadece ayın ışığı aydınlatıyordu rüya gibiydi o kadar güzeldi ki gerçek olabilme ihtimali yoktu sanki arkamdan bir ses duydum karanlığın içinde, ürpertici bir sesti adımı sayıklıyordu sesi gittikçe yaklaşıyordu, ses yaklaştıkça sesin nereden geldiğini anlamak için etrafıma bakındım, ama arkamda zifir karanlık vardı kimse görünmüyordu.

 

“Lina” Ve ses bir an kaybolup tekrar duyuluyordu sesleniş bitinde adım sesleri duyuluyor sanki biri beni bulmaya çalışıyordu.

 

Ses çok tanıdık geliyordu. Sanki duymaya hasret kaldığım bir sesti kalbimin atışını kontrol etmek çok zordu. Biraz uzakta bir erkek silüeti gördüm ona doğru attım oydu,

“Baba”

Uzun süre sonra ilk defa babamı görmüştüm gözlerim dolmaya başlarken her şey silikleşmeye başladı ona doğru koşmaya başladım. Ben baba diye seslenirken babam da adımı sesleniyordu ama ona koşmaya çalıştıkça daha da uzaklaşıyorduk babamın Lina diye seslenişinin ardından bir ses daha duydum başka biri de adımı söylüyordu,

“ Lina uyan kızım “ Durup dinledim annemin sesiydi

Gözlerimin önündeki her şey artık tamamen bulanıklaştı hayal kırıklığına uğradım, şimdi her şey bir rüya mıydı?

Annem kahverenginin en tatlı tonu olan gözleriyle şaşkın şaşkın bana bakarken konuşmaya başladı.

“Kızım kalk artık yemek hazır, bir günde şu yemeği sen hazırla da sen beni kaldır” diye sitem etti gülümseyerek .

Annemin gülümsemesine karşılık bende gülümsedim ve yataktan kalktım uykunun verdiği sersemlikle banyoya doğru ilerledim, kapıyı açıp elimi yüzümü yıkadım aynaya baktığımda şok geçirdim şeytana dönmüştüm normalde insanlar uyandığında tatlı bir sersemlik olur ama ben tamamen şeytana dönmüştüm resmen ben uykumda ne yapıyordum acaba.

 

Hafif dalgalı saçlarım birbirine girmişti düş alıp yattığım için biraz ıslaktı, mavi gözlerimin altı biraz şişti tekrar aynaya baktım ve havluyla yüzümü kuruladım. Annem tekrardan seslendiğinde üzerimi değiştirmek için dolabıma yaklaşmıştım dolabım siyahtı gerçi odam tamamen siyahtan ibaretti yatağım, makyaj masam, ders masam, yatağımın başlığı... sadece perdelerim ve halım gri den ibaretti siyahi seviyordum ve bunu odamda kullanmak bence çok mantıklı tabi annem bu odayı seçerken uyun tartışmaya girmiştik ama bunun için değer. Annemin seslenmesiyle dolaptan birkaç kıyafet alıp kapattım, siyah bir tişört ve beyaz bir pantolon giyip odadan çıktım tabi geceliklerimle gezsem daha rahat olurdu ama neyse. Merdivenlerden koşarak indim mutfaktan annemin şarkı mırıldanma sesi geliyordu, hemen annemin yanına gidip küçük bir öpücük kondurdum yanağına oda bana tebessüm edip masayı gösterdi elim belimde ufak bir ıslık çaldım

“o melek hanım döktürmüşsün yine “

Annem sırıtarak cevap verdi “ah bide senin elinden yemek yesek olmaz mı?” Diye cevap verdi.

Yemek yapmak bana göre değildi sanırım en son yemek yaptığımda hastanelik oluyordum.

Konuyu değiştirmek ister gibi “evet anne haklısın bende o konuda aynen öyle düşünüyorum “ dediğim anda annem terliğine sarılmıştı bile, nasıl oluyordu da her seferinde tam isabet vurabiliyordu. Annelerin özel güçleri olduğuna kesinlikle inanıyorum bence onlar doğa üstü varlıklar .

 

Bu kocaman evde sadece annem, ben ve küçük anıl yaşıyordu. Babam uzun süre önce kaybolmuştu uzun bir süre aramamıza rağmen bulamadık. Ben hâlâ inanıyordum babamın ölmediğine 7 sene oldu annem artık umudunu yitirmişti. Ya da bizim öyle düşünmemizi istiyordu ama onu hala aradığını ve bazen fotoğraflara dalıp ağladığını görüyordum oda özlüyordu. Bir anda düşüncelerden sıyrıldım Anıl gelmişti gözleri kızarmıştı uyumaktan, Anıl 7 yaşındaydı ben de yeni 19’a girmiştim babam anıl doğduğunda kaybolmuştu onu görememişti ne yazık ki, Anıl maviş gözleriyle yanıma gelip bana sırnaşmaya başladı onun gözlerine baktığımda babam aklıma geliyordu onun da gözleri maviydi benimkinde daha farklı bir tona sahiplerdi. Anıl uykudan uyanamamış gibi koynuma yatıp uyumaya devam etti, bir anda annem gülmeye başladı onun bu hali çok tatlıydı onu kucağıma alıp banyoya doğru ilerledim koşuyordum oda ne yapacağımı anlayınca anneme doğru kahkahalarla gülmeye başladı anneme bağrışları bütün koridorda yayılırken onun bu hali bana olduğundan daha tatlı gözükmesini sağladı.

 

Banyonun önüne geldiğimde anılı duşa sokup suyu açtım çırpınıyordu bir yandan gülüp bir yandan da sudan kurtulmaya çalışıyordu, beni kendine çekip beni de ıslatmaya başladı deli gibi eğleniyorduk annemi kapıda görünce ikimizde durduk banyoda ıslanmayan hiçbir yer yoktu annem halimize sinirlenmiş gibi bakmayı denese de dayanamayıp gülmeye başladı.

 

Uzun süren banyo temizliği ardından üzerimi değiştirip balkona çıktım akşam olmuştu yanıma bir Türk kahvesi alıp gördüğüm rüyayı düşünmeye başladım uzun süre düşünmemin ardından telefonum çaldı kimin aradığına bakmak için telefonu elime aldım Ada arıyordu Ada benim çok uzun süredir arkadaşımdı aradığını görünce ufak bir tebessümle telefonu açtım, telefonu açtığımda kahkaha sesi geliyordu yine mi içmişti.

 

“Alo “dedim

“Ya kanka sus ve beni dinle hani geçen gün sana anlattığım çocuk var- “dediği anda telefonu masanın üstüne koydum ne anlatacağını bildiğim için gülümsedim telefondan bir çığlık koptu ne olduğunu anlamak için telefonu kulağıma götürdüm adanın sesini duyduğumda bir oh çektim.

 

“O telefonu sehpanın üzerinden al ve beni dinle “ bu söylediğine sesli bir kahkaha attım beni çok iyi tanıyordu. Uzun bir konuşmadan sonra sen nasılsın diye sordu bende babamla gördüğüm rüyayı anlattım her şeyimizi anlatırdık birbirimize saklımız olmazdı iki apartman yanımızda oturuyordu, benim anlattığım rüyayı yorumlamaya devam ederken uzun süre konuşmuştuk kapı çaldı adaya beklemesini söyleyip kapıya doğru ilerledim bu saate kim gelebilirdi ki saat 23.10’du merdivenlerden indiğim sırada annem ve anıl televizyon izliyordu kapının çalmasını ikisinin de pek umurunda değildi.

 

Kapıya vardığımda bir yandan adaya beklemesini söylerken bir yandan da kapının arkasında kim olduğunu merak ediyordum kapıya yaklaştığımda kalbimin hızlandığını fark ettim elimi yavaşça kapının koluna dokundurup kapıyı açtım.

 

Karşımda gördüğüm Ayfer teyzeydi bütün hayallerim suya düşmüştü annem içeriden seslendi

 

“ kim geldi kızım “

Ayfer teyze benim konuşmama izin vermeden konuştu

“Ben geldim canım komşum”

Anıl’ın içeriden “yine mi bu kadın ya “

Dediğine öksürdüm zaten Ayfer teyze pek duymazdı.

Ayfer teyzeyi içeri davet etmeden zaten o salona girmişti bile ,

Salonun kenarından içeri baktım ve anneme doğru seslendim “ Anne ada çağırıyor onun yanına gidebilir miyim ?” diye seslendim emrivaki olmuştu biraz annem olumlu anlamda başını sallayıp Ayfer teyzeyle konuşmaya başladı, ada demişken hala ada telefondaydı.

 

Sakince güldü “ Bize geliyor muşsun kanka öyle duydum dedi “

Bende gülerek “ Size gelirken sana soracağımı düşünmedin umarım “ dedim. Adanın kıkırdadığını duydum ben de çoktan aşağı inmiş montumun fermuarını çekiyordum adanın evi çok yakın olduğu için annem rahatlıkla izin veriyordu hem de annem Adanın annesi sevgi teyzeyle çok yakın arkadaşlardı aşağı inince telefonu kapatıp cebime koyarken telefonu düşürmüştüm “daha taksiti bitmedi yağ “ diye fısıldadım ilk defa arkadaşlarım yokken söylemiştim bunu ne zaman buluşsak bu espriyi illa biri yapardı özlemiştim onları uzun zamandır görüşmüyoruz bir buluşma mı ayarlasak acaba diye içimden geçirirken arkamdan adım sesleri duydum arkamı dönmeden hızlanmaya başladım ben hızlanınca adım sesleri daha gür ve net duyuluyordu çok az kalmıştı adaların evlerine iki adım daha atsam ulaşacaktım ama ulaşamadım içimdeki korku tarifsizdi. Kolumda bir el hisseder hissetmez kim olduğuna bakmak için arkamı dönmeye çalışırken ağzımın ile kapatıldığını hissettim nefes almamaya çalıştım fakat buna uzun süre dayanamazdım. Kimse yok muydu bu lanet yerde kimse görmüyor muydu olanları. Çırpınmama rağmen karşımdaki benden daha güçlüydü daha fazla karşı koyamadım gözlerim kararmaya başlarken birinin beni kucağına aldığını hissettim en son hatırladığım muhteşem bir koku geldi burnuma sonra her şey bulanık...

 

Gözlerimi açtığımda her yer karanlıktı gözlerimde bir bandaj ve ağzımda bir bant olduğunu fark ettim ellerim ve ayaklarım bağlıydı olduğum yer rutubet ve küf kokuyordu korkunun her zerresini iliklerime kadar hissediyordum. Bağırıyordum banttan dolayı sesim boğuk çıkıyordu, bağırıyordum odada inleyişler im yankılanırken etrafımda başka hiçbir ses yoktu. Kim kaçırmıştı beni, ne istiyordu benden ne yapacaklardı bana aklımdan bin türlü şey geçerken kapı sesi duydum ardında adım sesleri.

 

Kapı yavaşça kapandı adım sesleri kulaklarımı çınlatırken ses çıkarmıyordum adım sesi durdu ve bu beni daha çok korkutuyordu.

Ağzımdaki bant sertçe çekildiğinde bir çığlık attım, ağzımın acısını hiçe sayarak bağırmaya başladım.

 

“ Ne istiyorsun benden şerefsiz, aç lan gözlerimi delikanlı gibi çık karşıma ne söyleyeceksen söyle ne istiyorsan söyle!”

 

Bir kahkaha sesi duydum. Bir erkeğe aitti. Sert bir sesi vardı.

 

“Ne gülüyorsun şerefsiz “

Ses vermiyordu konuşmadıkça daha çok sinirleniyordum ve daha çok korkuyordum korkumu belli etmemeye çalışıyordum ama titremem bunu çok belli ediyordu.

 

Adım seslerini tekrar duydum korkuyla geldiği yöne baktım göremiyor ama çok net duyuyordum sadece ayak seslerine odaklandım ayak sesleri yanıma geldiğinde sustum hareket etmeye çalışsam da elimdeki ve ayağındaki ipler beni çok zorluyordu hareket etmek imkansızdı.

 

Sadece bekledi konuşmadı hareket etmeye çalıştıkça canım çok yanıyordu daha fazla canımı yakmak istemiyordum durdum ve tekrardan dinledim. Sadece nefes alışını duyuyordum bir süre sonra adım sesleri tekrar yükseldi uzaklaşıyordu benden korkum artıyordu sonra kapı çarpma sesi geldi rahatlamam gerekiyordu ama hiç öyle olmadı daha çok gerildim korkuyu her zerremde hissediyordum.

 

Hâlâ bekliyordum ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama uzun bir süre geçtiğine eminim, bu zaman süresinde etrafımda beni duyacak birini aradım bağırışlarım ağzımdaki bez parçası yüzünden boğuk çıkıyordu ama buna rağmen bağırışlarımı hiç kesmedim nefesim kesilene kadar bağırdığım o sesiz adam yanımdan gittiğinden belli ne biri gelmişti nede bir şey söyleyen olmuştu, susamıştım, acıkmıştım da bunları düşünmeye fırsat bırakmıyordu aklım ne yapacaktı bu adam bana ne istiyordu benden neden kaçırmıştı beni benim kime ne zararım olmuştu bu güne kadar kimseye hiç bir şey yapmamıştım.

Gözlerim ağırlaşıyor uykuya teslim olmak istemiyorum bağırışlarımın ardından başımda başlayan ağrı katlanamaya- cakbir şeye dönüşüyordu ve uyandığımda neyle karşılaşırım bilmiyorum korkuyorum ne kadar güçlü olduğumu düşünsem de karşım da neyin olduğunu bilmiyorum ve bu adam bana ne yapacak düşüncesi zihnimi parçalıyordu bir sürü seneryo kuruyordum kafamda üstelik en büyük korkularımı tetikliyordu.

Gözlerime yalvarıyordum kapanmaması ve uyumaması için ama ne onların nede benim dayanacak gücüm kalmamıştı sonra uykuya teslim oldum bu benim sonumu getirecek olsa da teslim oldum.

Gözlerimi zor bela açtım bunların bir kâbus olmasını istiyordum sabah olmuştu gözlerim o bez parçasının arkasından bile bir nebze de olsa ışık görüyordu karnım açlıktan gurulduyor, başımın ağrısı hala gece olduğu kadar ağrıyordu kafamı karnıma doğru eğdim ağrısı yüzünden ufak bir inleme çıktı ağzımdan kafamı eğmemle biri konuşmaya başladı

“ Karnın mı acıktı? Aslında benim de karnım açıktı şöyle bir sahil kenarında kahvaltımı etsek?” Dedi dalga geçer bir ses tonuyla sesi kalın ve gürdü.

“Sen kimsin lan “ dedim bağırarak

“A bak bu beni çok üzdü Lina yıldız”dalga geçtiğini anlamak çok da zor olmadı

Nereden biliyordu beni nereden tanıyordu yada daha önemlisi beni neden kaçırmıştı.

Ses vermedim ne diyebilirim ki, yine konuşmaya başladı.

“Hm bir düşüneyim sen şu an seni nereden tanıdığımı ve seni neden buraya getirdiğimi düşünüyorsun “cevap vermeyince ufak bir kahkaha attı. Tabi bunu bilmek için ultra bir zekaya sahip olmaya gerek yoktur herhalde.

Sonra sustu bu sessizlikten hiç hoşlanmamıştım.

Çok hem de çok yakınımdaydı o kadar yakınımdaydı ki nefes alışverişlerini duyuyordum bir anda bağırmaya başladı ellerini boğazımda hissettim nefesimi kesti elini sanki her saniye daha çok boğazıma bastırıyordu ne onu engelleye bileceğim gücüm nede buna cesaretim yoktu.

“Her şey senin o şerefsiz baban yüzünden oldu.”

Bağırıyordu sesimi bile çıkartamıyordum sadece ağzımdan çıkan boğulma sesleri vardı ve yankılanıyordu, konuştukça boğazımdaki elini daha çok bastırıyor ve nefes almamı zorlaştırıyordu hatta imkansız kılıyordu .

Konuşmaya çalışıyordum oda anlamış olacak ki elini serbest bıraktı ve ağzımdaki bezi açtı nefes almaya çalıştıkça öksürüyordum nefes ciğerlerime her dolduğunda yaşadığım saniyeler için şükür etme şansım oldu gözümdeki yaşlar sonsuzluğa akarmış gibi akıyordu ama bez parçası onlar için bir engeldi zor da olsa nefes alınca konuştum

“Sensin o şerefsiz benim babam kayıp ne saçmalıyorsun sen! hatta ölmüş...” tamamlayamadım çünkü onun öldüğüne inanmıyordum.

Kahkaha attı haykırışı bütün her yeri inletti yankılanıyordu tekrar boğazıma sarıldığında yüzümde ıslaklık hissettim olmuştu ağlıyor muydu?

Sessizce konuştu “ Korkuyor musun? “ cevap vermedim çünkü verdiğim cevap onu memnun etmezse bu sefer ne olacaktı.

“Korkuyor musun?” ben cevap vermedikçe bağırıyordu artık haykırarak ağlayacaktım o korkuyor musun diye sordukça titriyordum son bir kez kollarımdan tutum sordu canımı açılıyordu “korkuyor musun?” korkuyordum ama ona bu fırsatı vermeyecektim ona korktuğumu belli etmemek için kendimi dikleştirdim

Bağırarak cevap verdim “korkmuyorum senden “

 

“ Korkacaksın!”

Loading...
0%