@edaaydin
|
MERİÇ TEN Lina kollarımın arasında kanlar içinde yatıyordu ardımdan gelen silah seslerini umursamadan onu kucağıma aldım, ölmemeliydi ölemezdi almam gereken bir intikam vardı. Ve bu intikamı başka biri alamazdı buna izin veremezdim.
Arabaya koyarken canını yakmamaya çalışıyordum. Zarar gelmesini istemiyordum taş kalpli bir insandım ama benim yüzümden ona zarar gelmemeliydi. Ama ona o uğursuz adam zarar vermişti...
1 hafta olmuştu Lina hala gözlerini açmadı neden açmıyordu gözlerini. Tam odasının karşısında oturuyordum kalp atışlarını o zıkkım aletten duyuyorum kalp atışlarını dinlerken bir şey oldu kalp atışları durdu o zıkkım alet ötmek yerine sadece düz bir ses çıkartıyordu. Afalladım küfür yağdırarak doktor çağırdım beni Cenk tutuyordu onun yanına gitmemem için, doktorlar içeri girdi bir süre sonra geri çıktılar doktorun yanına koşarak gittim.
“Ne oldu neyi var o si....gimin aleti neden ötmüyor? “ “Çok üzgünüm hastamızı kaybettik!”
........Ne.............
Olanların şokunu atlatamıyordum nasıl yani Lina ölmüş. Müydü ! hem de benim yüzümden genç bir kız ölmüştü belki de bu hayattaki en masum insanın ölmesine neden olmuştum ben artık bir katildim suçu olmamasına rağmen gen bir kızı katletmiş tim .
Biri beni sarsıyordu ayılmam için gözlerimi açtım hastane sandalyelerinin üzerine uyuya kalmıştım Gözlerimde bir ıslaklık hissettim ağlıyor muydum? “Lina ya ne oldu lan nerede o “ Heyecanla ağzından çıkacak cümleleri dinliyordum. “Lina uyandı abi, uyanır uyanmaz da senin adını sayıkladı “ Cenkten kurtulup Odaya daldım “Lina gözlerini açmış bana bakıyordu “ “Sen kimsin“ doğru tanımıyordu beni hiç görmemişti “iyi misin?” şaşkın şaşkın baktı suratıma. “Meriç!” İlk defa beni görmüştü beni...
Gözlerin ilk defa bu kadar net baktım bu kadar güzel miydi gözleri Mavinin en güzel tonu olan Gözlerine baktığım sırada şerefsiz babası geldi, İçimde bu kadar nefret varken ona öyle bakamazdım.
Lina dan
Kaç hafta oldu bilmiyorum hastaneden geldiğimizden bu yana kadar onu görmedim o gün neden çekip gitmişti hiçbir şey demeden, hastaneden çıkmamda cenk yardımcı oldu arabada yol boyunca hiç birey konuşmadık Meriç yoktu, neredeydi? Kurtulmaya çalışmıyordum aylardır buradaydım ve artık yabancılık çekmiyordum istediğim gibi evin her yerinde dolaşıyordum, onu çok merak ediyordum aslında onu değil onun bildiklerini merak ediyordum.
Saat 12.30, ben şöminenin yanında sıcak çikolatamı yudumluyordum tabi Cenk elime zorla tutuşturduğu için içmek zorunda kaldım o ayrı mesele tabi ve hala neden burada olduğumu bilmiyorum kapılar eskisi gibi üzerime kitlenmiyor olsa da hala buradan çıkmama izin yoktu ev sürekli korunuyor ve sadece evin içinde Cenkle yalnız kalıyorduk ve bu yüzden evin içinde bu kadar rahat dolanıyordum. Kapının açılma sesi geldiğinde merakla o tarafa baktım onu görünce ayağa kalkıp yanına ilerledim beni görünce şaşırır gibi oldu ne o ne ben ne diyeceğimizi bilmiyorduk beni salonun ortasında görmeyi beklemiyordu galiba.
Hiç bir şey demeden merdivenlerden yukarı çıktı onun çıkmasıyla birlikte Cenk aşağı koşarak indi “Geldi vallahi geldi gördü mü seni o manyak?” “Gördü “ sorar şekilde baktım “ Yandık vallahi yandık yemin ederim yandık” “Ne oldu Cenk bir dur niye çekiştiriyon” “ Ya yenge o bana dedi ki giderken sakın odadan çıkarmayın falan filan dedi o gittiğinden beri evde fıldır fıldır geziyoz kesecek beni vallahi” Cenk’in beni yukarı çekiştirmesiyle birlikte beni ilk kaldığım odaya götürdü odadan çıkıp kapıyı kilitledi “Cenk gerçekten bu kilide gerek var mıydı ya?” “ Özür dilerim yenge ama buna gerek vardı, özellikle benim can sağlığım için” Cenk’in uzaklaştığını adım seslerinden anladım ve kapıdan uzaklaşıp pencerenin önüne doğru ilerledim ve dışarıyı izlemeye başladım uzun bir süre dışarıyı izledikten sonra yatağa uzandım gözlerim kapalı bir şekil de uzanmaya devam ettim, bir süre sonra kapının açılma sesi geldi “ Cenk gerçekten bu gece olmaz çok yorgunum” gerçekten de çok yorgundum Cenk’in eski kız arkadaşlarının dedikodusunu yapamayacaktım. Kapının çarpması ve kilitlenmesi bir oldu kapıya doğru gittim Cenk’e seslendim ama beni duymuyordu bile yatağa doğru gidip yatağıma uzandım ve bir süre sonra kendimi uykuya teslim ettim.
Cenk’den Meriç odaya girdiğinde olacakların az da olsa farkındaydım. Meriç evden gitmeden önce Lina’nın odada kilitli kalması konusunda çok net bir şekilde uyarmıştı ama ben onu yine de dinlemeyip iki hafta boyunca Lina ile birlikte evde film falan izlemiştik ama yine de eğelendik sonuçta ama bu Meriç için hiç de eğlenceli değildi. “Cenk sen benimle dalgamı geçiyorsun kardeşim ben seni giderken uyarmadım mı bu kız dışarı çıkmayacak diye uyarmadım mı Cenk?” “ ne yaptınız benim yokluğumda eğlendiniz mi başka daha neler yaptınız zaten Meriç yok deyip ne yaptınız bu evde yoksa aşık mı oldun ona Cenk ?” “Ne diyon kardeşim sen kendine gel ben böyle bir miyim? kendine gel “ “ben kendimdeyim Cenk sen bana cevap ver aşık mı oldun ona ?” “asıl sen şimdi benim soruma cevap ver neden hala o intikamı almadın?” Lina Gece kulağıma gelen bağırışları aldırmadan uykuma devam ettim burada kaldığım süre boyunca sürekli bağırışlar duyduğum için çok da umurumda değildi. Sabah tekrardan erken kalkıp dışarıyı izledim her gün buradan kaçabilme ihtimalime karşı dışarıyı izliyorum ve bir boşluk var mı diye bakıyorum ama bu imkansızdı burası her gün daha fazla adamla korunuyor, ve ben buna rağmen bile ümidimi kaybetmeden bakıyorum evet ben bu evde tutsağım ama elimden buradan gitmek adına hiç bir şey gelmiyor. Her gün batımında annemi ve kardeşimi daha fazla özlüyorum artık ve bu zulmün bitmesini istiyordum. Meriç’in söylediğine göre benden almak istediği bir intikam vardı ama ortada alınan bir intikam yoktu beni öldürmemişti sonuçta başka nasıl bir intikam alabilirdi ki benden. Kapının çalmasıyla birlikte kilidi de açıldı içeri başka bir adam girdi ve elindeki tepsiyi bıraktı, “ Cenk nerede neden o getirmedi” adam cevap vermeden kapıyı kapatıp çıktı kapıyı kilitlememiş ti ve bu da benim odadan çıkıp Cenk’in odasına gitmeliydim acaba gece onu koyduğum için küsmüş müydü o burada ki tek arkadaşımdı ve onu kaybetme istemiyordum. Odanın kapısından kafamı uzatıp etrafı kontrol ettim kimsenin olmadığından emin olup Cenk’in odasına doğru koştum ve içeri daldım Cenk tekli koltuğunun üzerin de oturmuş kitap okuyordu, tabi ben içeri dalana kadar “ yenge sen manyak mısın nasıl çıktın dışarı ?” “ Bir bana yenge deme iki sen bana niye kahvaltı getirmedin bugün küstün mü dün gece seni kovduğum için?” “ Ne oldu ki dün?” “ E sen gece geldin kapıyı falan açtın sonra ben sana dedim ya Cenk bugün yorgunum yarın konuşalım diye “ “ şimdi anladım bu çocuğun niye böyle davrandığını” “ anlamadım ne dedin”diye sordum ağzının içinde konuşması yüzünden onu duymadım ama kafasını boşver anlamında salladı tam koltuğa oturacakken Cenk kolumdan tuttu. “ yenge sen odana git istersen” “Cenk ne oluyor artık bana da anlatır mısın artık ne bu tavırlar?” “Yenge gerçekten gitmen lazım odana” tekrardan oturmaya niyetlendiğimde Cenk tekrardan kolumdan tuttu tamam diye kafamı salladığım sırada kapı açıldı ve içeri o girdi Meriç o ateş saçan gözlerini gördüm şimdi yanmıştık “Ben bu kız odadan çıkmayacak demedim mi ?” haykırıyordu ses telleri kulağımın her telini zedeliyordu sanki, kolumdan tutuğu gibi beni sürüklemeye başladı Cenk bağırışlarla onu durdurmaya çalışsa da bu imkansızdı Meriç’i zorda olsa durdurdum ve gözlerine baktım. “ yeter ne istiyorsun benden bırak artık beni ya yeter” tabi ki de bu onun hiç umurunda olmadı merdivenlerden aşağı çekmeye devam etti canımın yanması yanı sıra korkuyordum salona geldiğimizde beni alsında buraya getirmek istediğini düşünmüştüm fakat başka bir merdivene yöneltmişti ve bağırışlarım artık daha fazla arttı resmen ona yalvarıyordum nasıl bir nefretti onunki “Meriç!” durdu ve bana döndü gözlerinde ki öfkeyi gördüm, kolumdaki eline baktım ve bırakmasını istedim kıpkırmızıydı kolum sızlıyordu ama umurumda bile değildi tek düşündüğüm şey onun ne söyleyeceğiydi. Yere çöktü ellerini dizlerinin üzerine uzattı öylece bekliyordu bende onun tam karşısında ki duvara yaslandım yeri izliyordum ama sessizliği bozan o oldu, “ Cenkle aranızda ne geçti, ne yaşadınız?” bu ne biçim bir soruydu bu benim Cenk’le aramda bir şeyler geçtiğini sanıyordu “ Ne diyorsun ya benim Cenk’le aramda ne geçecek sen bana neyi ima ediyorsun” ayağa kalktım sürüklenerek indiğim merdivenden kendi isteğimle geri çıkacaktım kolumdan tutup beni durdurdu aklımla oynuyordu resmen “ Ben gitmek istiyorum bırak beni gideyim Meriç özgürlüğümü bana geri ver ne olur” Meriç’in gözlerindeki o korkuyu gördüm afallamıştı benden bunu beklemiyordu sanki ama artık gitmek istiyordum burada olmak sanki acı veriyordu bana “Nereye gideceksin ha senin kimin var kimsen yok senin” “Benim bir ailem var Meriç benim bir annem bir kardeşim var unutuyorsun galiba” “ Seni bana satan annenden mi bahsediyorsun?” beni satan annen mi ne demek istemişti o benim annemdi beni satamaz satmaktan kastettiği şey de neydi “Ne satması Meriç?” Cenk’in yanımıza geldiğini gördüm “Meriç yapma oğlum” “neyi yapmasın Cenk ne satması” ellerimin titremesine karşı koyamıyordum zihnimden geçenler olabilme ihtimali olan düşünceler zihnimde yankılanıyordu “Meriç konuşsana” “Annen seni bana para karşılığı sattı” nefesim kesildi sanki, ellerimi boğazıma götürdüm sanki ağlasam dökülecek her yaş derimi yakacaktı alacağım son nefesmiş misali nefes almaya çalıştım, korkarım ki bu nefes benim ciğerlerime bile ulaşmıyordu o an Meriç le göz göze geldik “ Yalan” diyebildim sadece sadece bu çıktı ağzımdan. Meriç’in elini cebine attığını gördüm telefonu çıkartır çıkartmaz annemin sesi yankılandı merdiven boşluğunda “ onu alman için verdiğim tekliften aşağısı olmaz” artık nefes alamıyordum resmen boğuluyordum artık, kulaklarım çınlıyordu, elim boğazımda bir elimde duvardaydı bağırarak merdivenlerden çıkmaya çalıştım ama yapamadım o kadar canım acıyordu ki ayaklarım bu acıya daha fazla dayanamadı nasıl olabilirdi bir anne evladını nasıl para karşılığı başka bir adama satabilirdi aklım almıyor. İnanmıyordum ona asla inanmıyorum annemi görmeliydim ondan duymadan asla inanmazdım buna o benim annem beni kimseye vermez veremez, ayağa kalktım onu bulup bir daha buraya gelmeyecektim onlara kavuşacaktım artık. Merdivenleri hızla çıkmaya başladım nereye gideceğimi bilmiyorum nerede olduğumu da bilmiyorum ama gidecektim annemi bulacaktım kavuşacaktım artık ona zaten beni çok merak etmiştir onları bulacaktım . Kapıyı açtım ama açmamla beraber karşımda korumaları gördüm ne kadar çıkmaya çalışsam da çekilmediler önümden bağırmaya başladım ne kadar çok uğraşsam da dağ gibi adamları geçmem imkansızdı, sonra durdular beni bıraktılar arkamı döndüğümde Meriç vardı adamların çekilmesi için işaret yaptı adamlar çekilir çekilmez koşmaya başladım olmuştu kurtulmuştum buradan beni bu hayata mahkum bırakan adamdan artık gidiyordum ama nereye tek bildiğim evimin adresi ama burası nereydi neredeydim, durdum sadece etrafıma bakındım yabancıydı çok yabancı sadece etrafıma bakıyordum koskoca bir ormanın içinde sadece ben vardım sanki koskoca bir sessizlik biraz ilerideki yolu ışıldatan lamba dışında hiç ışık yoktu nasıl gidecektim aileme onları nasıl bulacaktım. Başka bir ışık yansıdı gözüme, araba yaklaşıyordu yanıma gelene kadar sadece bekledim ve araba duydu kapıyı açık aşağı bir adam indi “Sizi eve götürmeye geldim Meriç bey gönderdi” en azından bana ilk ve son defa bir iyilik yapmıştı. |
0% |