Yeni Üyelik
18.
Bölüm

CAM KIRIKLARI

@edaaygun61_

Selim'den

Bugün büyük gündü;bugün Canana ona olan duygularımı onun için çarpan yüreğimi onu bir dost olarak değil de canımdan bile çok sevdiğimi anlatacaktım.Serkanla buluştuğumuz geceden sonra her gün dediklerini beynime kazıyıp cesaretimi topladıktan sonra karar vermiştim.

"Evet ben artık Canana açılacağım,ya Serkanın da dediği gibi beni ve duygularımı kabul ederse" diye düşünmüştüm,bu düşünce ne kadar beynimi kurcalasa da bir o kadar da kalbimi karıncalandırıyordu.

 

İki seçenek vardı;ya Canan duygularıma saygı duyup beni kabul edecekti,ya da beni bir güzel azarlayıp tokatı yapıştıracaktı.Ama umrumda değildi "kızacak mı kızsın , sövecek mi sövsün ama yeter ki artık onun benim için bir dosttan fazlası olduğunu bilsin" diye düşünmüş kararımı vermiştim.Ben yatağımda bunları düşünüp bir sağa bir sola dönerken telefonum çaldı,arayan Canandı.

 

Kalp kalbe karşıymış işte çünkü bende az sonra Cananı arayıp dışarda bir yerde yemek teklifinde bulunacaktım.Yüzümdeki aptal sırıtmayı bir kenara bırakarak açtım telefonu.

"Selim bu akşam her ne yapacaksan iptal et akşam bana gel yemek yiyelim itiraz yok" demişti içimi ısıtan narin sesiyle.

 

Yataktan kalkıp ılık bir duş aldıktan sonra akşam için hazırlanmaya başladım,heyecandan kalbim küt küt atıyordu.

 

Önce üzerime beyaz bir gömlek,siyah kumaş pantolon ve siyah bir ceket giyerek aynanın karşısında ceketin yakalarını düzeltirken " bir çiçekle çikolatan eksik Selim,kız istemeye gidiyorsun sanki" Dedim içimden ve değiştirdim üzerimi.

 

Bu sefer de daha rahat olmak için eşofmanlarımı giydim üzerime tekrar aynanın karşısına geçtim " bu seferde koşuya gidiyorsun sanki Selim" diyerek bundan da vazgeçtim.

 

"Anlaşılan bugün hiç bir şey giyemeyeceksin üzerine Selim" dedim hafif gülerek.

En sonunda kot pantolon üzerine de beyaz bir tişört giyerek geçtim aynanın karşısına " tamam işte bu defa oldu" dedim içimi rahatlarcasına.

 

Hava biraz ılıktı yine de ne olur ne olmaz diye bir ceket alıp evden çıktım ve bir pastaneden Cananın en sevdiği tatlıyı alıp Cananın evinin yolunu tuttum.

 

Cananın evinin önüne geldiğimde heyecanım on kat daha arttı. "abartma Selim sakin ol,ucunda ölüm yok en fazla bir tane tokat atar sonuçta yapmadığı iş değil" diyerek teselli ettim kendimi.

 

Kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp " hadi bismillah" diyerek zile bastım,kapı ilk çalışında hemen açıldı.

Canan karşımda bir kuğu gibi duruyordu,beyaz bir elbise giymiş saçını da salık bırakmıştı,ben ona öylece bakakalmışken;

 

"Hoşgeldin Selimciğim geç içeri" dedi eliyle salonu göstererek.

"Hoşbulduk" diyerek elimdeki tatlıyı uzatarak ona verirken " en sevdiğin tatlıyı aldım sana" dedim biraz tebessümle.

 

Heyecanla paketi açarken " ya Selim inanamıyorum unutmamışsın o kadar uzun zaman oldu ki ekler yemeyeli sen benim Canımsın diye boşuna demiyorum" diyerek sarıldı bana.

 

İçeriye girdiğimde her yer buram buram yemek kokuyordu,en sevdiğim yemekleri yapmıştı şehriye çorbası,karnıyarık pilav yanına da cacık.

 

Cananı kızdırmak çok hoşuma gidiyordu ben de o yüzden ona " bunları sen mi aldın yoksa dışarıdan mı sipariş ettin umarım ikinci seçenektir çünkü zehirlenip ölmek için daha çok gencim" demiş tırnaklarını çıkarmış bir kedi misali gözüme bakıyordu ben de gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

 

"Biraz daha konuşmaya devam edersen yemekleri yemeden öleceksin,kim yapacak ben yaptım tabiki" dedi dudaklarını büzerek.

 

Bende " şaka yaptım ya ben senin elinden zehir olsa bile yerim bilmiyor musun?" Dedim ve masada yerimizi aldık.

 

Yemeklerimizi yemiş koltuklara geçmiş kahvelerimizi yudumluyorduk. Konuşmanın zamanı gelmişti artık derin bir nefes alıp oturduğum yerde toparlandım tam söze başlayacakken ikimiz de aynı anda " sana çok önemli bir şey diyeceğim" dedik.Canan da önemli bir şey diyecekti peki ya neydi? Oyalanmadan elimi ona doğru tutarak " önce sen anlat neymiş bakalım önemli olan" demiş ve merakla onu dinlemeye başlamıştım.

 

Canan heyecandan kıpraşıyor,söze nasıl başlayacağını bilmez halde geveleyip duruyordu. "Allahım onu bu kadar heyecanlandıran ve telaşlandıran şey neydi böyle" diye geçirdim içimden ve daha da heyecanlanmaya başladım.

"Hadi ama Canan her zaman bülbül gibi şakıyan sen! Ne oldu sana derdin ne?" Diye sordum merakla.

 

" Bak Selim bunu sana anlatmak için bütün cesaretimi toplamam zaman aldı ama şimdi hazırım.Yıllardır içimde büyüttüğüm kendime bile itiraf etmekte utandığım bir küçük umut ışığı beklediğim ama artık içime sığmayan dolup taşan bu duygularımı sana açmalıyım"

 

dediğinde kalbimin atış hızı artık çok daha fazla olmuştu,bana duygularını açmak mı? Yoksa benim gizli duam kabul mü olmuştu,Canan da mı beni seviyor yani,Allahım ne büyük bir mutluluk bu ikimiz de bilmeden yıllardır birbirimiz sevmişiz gizli gizli ama artık gizlemeye gerek yok mutlu son yakın" dedim içimdeki tarifsiz mutlulukla.

 

" canan ben..." derken sözümü keserek;

" Dur Selim sözümü kesme lütfen zaten çok utanıyorum tüm cesaretimi toplamışken bir avazda söylemeliyim bunu"

 

Canan heyecandan terlemiş yüzü al al olmuştu her haliyle sevdiğim kadın bana az sonra aşkını itiraf edecekti tam da ben de cesaretimi toplamışken tesadüf değil miydi bu?

 

"Selim" dedi kocaman gülümsemesiyle " ben aşık oldum" bunu derken iki eliyle yüzünü kapatıyordu.Ellerini tuttum yüzünü açtım "sakın benden utanma Canan" demiştim rahatlatmak maksadıyla.

 

Rahatlamış görünüyordu birden kocaman sarıldı bana saçlarının kokusunu içime çektim tam bende "duyguların karşılıksız değil"diyecektim ki,sözümü tekrar kesti.

 

" Selim onun yanında ne yapacağımı şaşırıyorum heyecandan yerimde duramıyorum iki kelimeyi bir araya getirip cümle bile kuramıyorum"dediğinde afallamıştım.

 

Onun yanında mı bu kız neden bahsediyor böyle,karşıma geçmiş şakır şakır aşkını haykırdığı kişi bir başkasıydı öyle mi ?

 

Canan konuşmaya devam ediyordu ama bedenim orda ruhum başka bir diyara göçmüş gibi ne dediğini algılayamıyordum,sesi uğultu halinde geliyordu hiç bir şey duymuyordum sanki.

 

" bir başkası,bir başkası,bir başkası" diye dönüp dolanıyordu beynimde . Bu düşünceler zihnimi kurcalarken bir anda ayağa kalkarak " Canan yeter sen neden bahsediyorsun içmeden sarhoş oldum sanki söylediklerini algılayamıyorum artık" demiştim.

 

" Şaka mı yapıyorsun Selim sabahtan beri anlatıyorum ya senin bu aptal arkadaşın Bülent Yaşaroğlu'na aşık oldu hem biliyor musun bence duygularım karşılıksız değil" dediğinde sendeledim.

 

Bülent Yaşaroğlu mu bu ismi her duyduğumda irkilirdim fakat bu sefer farklıydı,bu kez içimde uyanan duygu öldürme içgüdüsüydü. "Cananımı benden alacak olan adam Bülent Yaşaroğlu muydu?"

 

"Sen ne saçmalıyorsun Canan o adama aşık olmakta ne demek? Duygularım karşılıksız değil ne demek? O adamın Hande Çelebi ile ilişkisi olduğunu bilmeyen mi var Türkiye de sen nerede yaşıyorsun" dedim öfkeyle.

 

"Sakin ol Selim evet biliyorum ama onu sevmiyor ki ailesinin baskısı yüzünden kadına bir şey diyemiyor hem dün gece bunları bana anlatırken " her şey çok farklı olabilirdi" dedi bu ne demek anlıyor musun?" Dedi eliyle kalbini tutarak.

 

"Canann" diye haykırdım. " dün gece onunla mıydın ? Artık yalan da söylüyorsun bize öyle mi? Ne çabuk düştün o şerefisizin ağına ,sen onun sadece işçisisin senşin aklın alıyor mu bunu? Bir tarafta sen bir tarafta Hande Çelebi" dedim yine aynı öfkeyle,öfke kıskançlık bütün duygular içine hapsetmişti beni.

 

"Bu kadarı yeter Selim haddini aşıyorsun.Sorun ne?

Aşık olmam mı? Yoksa Bülent Yaşaroğlu'na aşık olmam mı? " demişti gözüme baka baka.

"Bu kadar mı gözün kör canan.Bu kadar mı" dedim ve ceketimi alıp evden çıkacakken;

 

"Yarın iş için Ankaraya gidiyorum Bülent Beyle"

Arkama bile bakmadan kapıyı çarpıp çıktım.

Merdivenlerden inerken ayaklarımın bağı çözüldü sanki,daha fazla dayanamayıp olduğum yere yığıldım.Gözümden düşen her damlada önce o adama sonra Canana öfkeleniyordum amaAsıl öfkem kendimeydi.

 

Bunca zaman beklemeseydim belki her şey farklı olabilirdi "ne sanıyordun Selim? Beklemek başkalarına fırsat vermekmiş sadece bir gün birine aşık olacak hatta belki de evlenip gidecek olduğunu bilmiyor muydun sanki?"

 

Nefes alırken kalbimdeki cam kırıkları ciğerime batıyordu.Daha fazla onun hayatına müdahale etmeye hakkım yoktu onu tamamen kaybetme düşüncesi beni öldürürdü.

O mutlu olacaksa onun bir gülüşüne ömrümü feda ederdim.....

Loading...
0%