Yeni Üyelik
27.
Bölüm

ELVEDA

@edaaygun61_

Selim'den

Evin bahçesinde oturmuş,yıldızları izlerken Cananla Bülent'in el ele çıktığı anı düşünüyordum. O,an aklımdan bir an olsun çıkmıyordu. Kim bilir şu an onlar da aynı şekilde oturmuş yıldızları izliyor, Canan Bülentin omuzuna yaslanmış Bülent de o güzel saçlarını okşuyorken gelecek planları kuruyorlar ya da daha samimi bir şekilde yakınlaşıyorlardır belki de..

 

Önümde duran masadaki bardakları bir hışımla

"Of" diyerek devirdim ve ellerimi saçlarımdan geçirerek " allahım ben nasıl dayanıcam" dedim ve Şirket sahibimiz Barış Beyin bana dediklerini hatırladım.

 

" Selim, bak sen çok iyi bir mimarsın yaptığın işe ve çizdiğin projelere hayran kalıyorum. Sana teklifim şu; Amerikadaki şubemize senin gibi işine sadık titiz çalışan biri lazım. Lütfen bu teklifimi iyice düşün" demişti.

 

O zamanlar kabul etmemiştim " ailem burda,onları bırakamam" demiş geri çevirmiştim. Ama şimdi durum değişmişti ortada aile diye bir şey kalmamıştı. Buralardan gitmeli ve olanlardan uzaklaşmalıydım.

Hemen telefonumu aldım ve Barış Bey'e telefon açtım.

 

" Alo Barış Bey,bu saatte rahatsız ettiğim için kusura bakmayın"

 

"Ne rahatsızlığı Selim,hayırdır inşaallah"

 

" Şu Amerikadaki şirkette çalışma teklifiniz hala geçerli mi diye soracaktım"

 

" Evet Selim hala geçerli" dediğinde sevinerek kabul ettiğimi söyledim. Barış beyde sevindiğini belli ederek " çok sevindim Selim, yerinde bir karar almışsın, hemen uçak biletini hazırlıyorum, yarın Amerikaya yolcusun" demişti.

 

Bir kaç saate kadar bu şehirden gidecektim ama bu durumu Canana açıklayamazdım zaten gitmemem için de elinden geleni yapar bende bir gülüşüne dayanamam kalırdım. O yüzden bu durumu ona en eski usülle anlatacaktım. Ona gidiş sebebimi ve tüm duygularımı bir mektupla açıklayacaktım.

 

CANAN'A

 

"Çocukluğum, sırdaşım en yakınım, Canan'ım...

 

Sen bu mektubu okurken ben çoktan gitmiş olacağım.

 

Seni tanıdığımda daha altı yaşımdaydım küçüktüm ama seni ilk gördüğüm günü hep hatırlarım. Annemlerle dedemin çiftliğine gelmiştiniz. Simsiyah saçlarınla ve bembeyaz teninle tıpkı bir masal prenseslerini andırıyordun.

 

Ben çekingen bir çocuktum okulda öyle çok arkadaşım yoktu, kimsenin yanına gidip 'hadi oyun oynayalım hadi tanışıp arkadaş olalım' diyemezken; bir cesaretle senin yanına gelmiş hatta ellerini tutmuş ' benimle arkadaş olur musun' demiştim.

 

Sen ise bana gülümsemiş elimi sıkıca tutmuş ve koşarak çiftlikte oynamaya başlamıştık. Haftalar sonra sen bizim evimizden çıkıp yetimhaneye gittiğinde evde ki oluşan sessizliği anlatamam. Küçük kalbim ıssız kalmıştı sanki.

 

Tek avuntum aynı okula gidiyor oluşumuzdu, gündüzleri seni görür seninle oynar akşam olunca yine aynı boşluğa düşerdim. En sonunda dayanamamış ve anneme " anne yalvarırım ben de Cananla birlikte kalayım söz uslu bir çocuk olacağım" demiş zorla izin almıştım.

 

O günden sonra zaten çoğu gece orda seninle kalmıştım.

Hafta sonları sınıf arkadaşlarım futbol oynarken ben seninle evcilik oynamayı tercih ederdim. Herkes o yüzden benimle " Kız Selim kız Selim" diye dalga geçer ama ben hiç oralı olmazdım.

 

Bazı günler seni annemden korka korka yetimhaneden kaçırır sahile iner dondurma yerdik. Yetimhaneye geri dönünce de her zaman anneme yakalanır ve aynı şekilde ikimizde bir güzel azarı yerdik. Ama biz bunu da takmaz annem bizi azarlarken birbirimize bakıp kıs kıs gülerdik.

 

Bu zamana kadar sana hissettiğim duygu neydi bilmiyorum ama 14 yaşıma geldiğimde bu duygunun ne olduğunu artık idrak edebilmiştim.

 

Yetimhanenin bahçesinde oturmuş senin kız arkadaşların ile birdir bir oynamanı hayranlıkla izliyorken o sırada yanına senden bir yaş büyük olan Selçuk geldi ve sana topladığı çiçekleri uzattı. Sen çiçekleri alıp koklarken etrafımızdakiler bu duruma kıkırdaşarak gülüyor sizi sevgili ilan ediyorlardı.

 

Sen orda çiçekleri koklayıp Selçuk da sana gülünce ellerimi yumruk yapıp sıktığımı fark ettim ve artık dayanamayarak koşup Selçuğa saldırdım, 'defterimi sen aldın, hırsızsın sen' diye iftira attım çocuğa, Selçuğu yere yatırmış tokatlarken beni üstünden güvenlikçi almıştı. Seni de diğer kız arkadaşların almış bir bankta sakinleştirmeye çalışıyordu, ağlıyordun ve çok korkmuştun.

 

O gün ilk kez annemden dayak yemiştim ama canım yanmamıştı benim canım seni üzdüğüm ve korkuttuğum için yanmıştı.

" senin defterin falan çalınmadı Selim, neden yalan söyleyip saldırdın çocuğa" annem haklıydı. Defterim falan çalınmamıştı;O defter,sendin Canan...

 

Seni sadece bir arkadaş olarak değil,sana aşık olduğumu o gün anladım. Sana başka bir erkeğin sahip olma düşüncesi beni çıldırtmıştı. O günden sonra sana olan aşkım her gün daha da artıyordu.

 

Yıllarca bunu sana itiraf edememin sebebi; beni benim seni sevdiğim gibi asla sevemeyecek olmandı.Bir gün her şeye rağmen bütün cesaretimi toplayıp sana olan duygularımı itiraf etmeye gelmiştim ama sen benden önce davranmış ve Bülente olan aşkını itiraf etmiştin.

 

Ne kadar da aptalım konuşmanın başında bana aşık olduğunu sanmıştım.

Biliyorum Sen Bülente aşıksın ve ben senin için birlikte büyüdüğün çocukluk arkadaşındım.

 

Her şeye rağmen senin mutlu olduğunu görmek bir arkadaş olarak yanında kalmak bana yetecekti, bu durumu kabul etmiştim.Sonra hayatımın anlamı canım Annemi kaybetmiştim hayatım alt üst olmuştu.Bu dünya da bana ait olan hiçbir şey kalmamıştı.

 

Aklıma gelen kendimi öldürme düşüncesinden beni senin hayalin ve varlığın kurtarmıştı. Ayaklarım yine beni sana getirmiş, bu kez her şeye rağmen tüm dıugularımı artık söyleyecektim, ve o an sizi Bülentle el ele arabaya binerken gördüm. Umutlarımın tükendiği hevesimin kursağında kaldığı acınası bir hale gelmiştim.

 

Ben artık bu duruma dayanamıyorum Canan, sen başkası için gülerken ben burada ölüyorum. Beni bu şehirde bu ülkede kalacak bir nedenim yok artık. Tüm bunları yüzüne söyleyecek cesaretim kalmadı o yüzden sana bu mektubu bırakıyorum. Sakın bunları okuduktan sonra kendini suçlama.

 

Ben bir imkansıza tutulmuş kendi kendime gelin güvey oluyordum. Sen hayatını yaşamaya devam etmelisin senin mutluluğun benim tek yaşama nedenim. İçinde bulunduğum bu duruma kabullenmem ve alışabilmem için; şirketin yurt dışı görevine gidiyorum belki biraz uzun sürecek ama elbet döneceğim.

Hoşçakal Canımın Cananı......

 

 

SELİM..

 

 

Loading...
0%