Yeni Üyelik
19.
Bölüm

RÜYA

@edaaygun61_

Canan'dan

Nesi var bu çocuğun neden böyle büyük bir tepki gösteriyor ki? O Bülent Bey'i tanımıyor bile,bir tanısa onun hakkında ne kadar yanıldığını anlardı.

Bir yerde de haklı aslında bir tarafta ben bir tarafta Hande..Peki neden o kadar yakınlaştı bana.

 

"Bak şunun yaptığına ya ben büyük bir hevesle ona yaşadığım heyecanı anlatıyorum o ise hevesimi kursağıma diziyor.Hem o da bir şey anlatacaktı bana neydi acaba? Çok önemli demişti oysa,keşke önce onu dinleseydim.Şimdi buna mı üzüleyim yoksa yarına mı heyecanlanayım bu gece sana uyku yok Canan" dedim ve kafamdaki deli sorularla uyumaya çalıştım.

 

Alarm iyi ki çaldı da o saçma rüyadan uyandım. O da neydi öyle,çok saçma,o ve ben...Ama içimde bıraktığı bu değişik ve huzurlu duyguda neden?

 

Rüyamda İzmir'de Kemal dedenin çiftliğinin bahçesinde beyazlar içinde bekliyordum.Arkamdan bir el bana dokundu ve beni kendine çevirdi Selim..

O da beyazlar içinde ve çok yakışıklıydı. Cebinden çıkardığı Sevda teyzemin yüzükünü parmağıma takıyordu.Ben ilk defa böyle bir hisle tanışmışçasına Selimin bütün yüz hatlarını izliyordum.Yeşile dönen mavi gözleri,özenle taranmış sarı saçları ve kendine has gülümsemesi ile bakıyordu bana. Selim avuçlarının arasına yüzümü aldı ve iyice bana yaklaşarak dudaklarımı öptü..

Tam bu sırada alarm çaldı ve neyse ki uyanabildim.

 

Yatakta doğrulup oturduğumda istemsizce parmaklarım dudaklarıma gitti,sonra kendime gelerek "Selim beni dudağımdan nasıl öper? Çok saçma.." diye söylenerek kalktım yataktan,gecikmeden hazırlanmalıydım bugün Ankaraya gidiyorduk.

 

Önce bir ılık duş aldıktan sonra üzerime rahat kıyafetlerimi giyip bir tane sandviç yiyerek çıktım evden.Kafamdaki saçma düşüncelerden ve rüyanın etkisinden kurtulup Bülent Beyin şöförünü beklemeye başladım.

 

10 dk sonra şoför geldi,arabadan indi tatlı bir tebessüm eşliğinde arka kapıyı açtığında arabada yalnızca Bülent beyin olduğunu gördüm.

Her zamanki gibi yine ateş ediyordu, ve bu adam az kalsın beni öpecekti.

 

"Günaydın efendim" diyerek arabaya bindim.Geçen geceden haberi yokmuş gibi her zamanki tavrıyla;

"Günaydın Canan nasılsın bakalım" dedi.

"Teşekkür ederim seyahat için heyecanlıyım" dediğimde içimden kendime " salak Canan neye heyecanlısın adam hiçbir şey hatırlamıyor belliki. Sarhoşluk anına denk gelmiş herhangi birisin sadece"

 

"Bende" dedi Bülent Bey ben kendimi azarlarken.

"Sen de mi sen neye heyecanlısın be adam? Ne yapmaya çalışıyor ki. Ona olan duygularımı anladı da dalga mı geçmeye çalışıyor!" Ben bu düşüncelerle boğulurken çoktan gelmiştik havaalanına.

 

VİP girişten Bülent beyin özel uçağına doğru ilerledik,ilk defa böyle şeyler yaşamanın heyecanı ile gülüp duruyorken Bülent beye yakalandım. O da güzel bir tebessümle bana karşılık verdi.

Uçak kalkışa hazırlanıyordu. " Hande hanım sonra mı gelecek" diye sordum merakla.Sonuçta Hande hanım Bülentin nişanlısıydı ve yanında olması gerekirdi.

 

 

 

Bindikleri uçak

 

"Gelmeyecek Ankara da ikimiz olacağız " dedi Bülent bey uçağın camından dışarıyı seyrederken.

Bunu duyduğumda olduğum yerde kitlenmiştim sanki. " Bülent bey ve ben ikimiz,iki gün birlikte yalnız mı olacağız yani! Aman Yarabbim bir an önce şu seyahat bitsede kurtulsam" diye aklımdan geçirirken bir şey fark ettim.

 

"Evet ben bu adamdan yıllardır deli gibi hoşlanıyorum ama asla yanında rahat değilim, hep gergin ve telaşlıyım.Aşk böyle bir şey olmamalı..Oysa rüyamda hissettiğim o huzur...

Gerçi Selimleyken hep huzurluydum,Canan saçmalamaya başladın yine Selimle Bülent Beyi kıyaslamak da nerden çıktı nerden çıkacak o saçma rüyadan çıktı."

 

Ankaraya gelmiş otelimize yerleşmiş saat 17.00 deki toplantıya katılmadan önce biraz dinlenmek için odalarımıza çekilmiştik.

Boş kaldığımda saçmaladığım için dosyalarımı çıkarıp çalışmaya başladım. Aradan epey geçmiş olmalıydı telefonumu çıkarıp saate baktığımda toplantıya yarım saat kaldığını gördüm,hemen hazırlanmaya koyuldum.

 

Üzerime siyah mini bir elbise ve topuklu ayakkabılarımı giydim dudağıma kırmızı rujumu sürdüm.Aynada kendime baktığımda bu kombin bana kötü başlangıçlarımı hatırlattı. O günlere dair hiçbir şey hatırlamak istemiyor tekrar aynı hatalara düşmekten korkuyordum.

Hemen üzerimi değiştirip beyaz dantelli elbisemi giydim boğazıma ise Sevda teyzemin hediyesi olan turkuaz fularımı bağladım şimdi çok daha temiz görünüyordum.

 

Lobiye inmiş Bülent Beyi bekliyordum.Çok geçmeden o da tüm karizmasıyla lobiye indi.

"Canan Hanım" diyip kolunu uzattı centilmence.

"Aman allahım bir de koluna girmemi mi istiyor" diye geçirdim kalbim gümbür gümbürdü.

 

Birlikte otelin restaurantına geçtik toplantı yapacağımız şirketin adamları gelmiş bizi bekliyordu.Adamlar ayağa kalkıp bizi karşıladılar içlerinden birisi önce Bülent Beyle tokalaştı daha sonra benim elimi öperek; " Bülentçiğim müstakbel nişanlın Hande Hanımın güzelliğinin dillere destan olduğunu şimdiden ikinizi de tebrik ederim" diyince Bülent beyle bir iki saniyeliğine birbirimize bakakaldık.Hemen ardından Bülent Bey;

 

"Aslında Hande nişan hazırlıkları için yurt dışında alışverişte,Canan hanım asistanımdır" dedi.

Bir anlığına kendimi Bülent bey ile bir çift olarak hayal etmiş hemen arkasından Bülent beyin düzeltmesiyle kendime gelmiştim.

 

Hande Hanım ile olan birlikteliğini Türkiyede bilmeyen yokmuş gerçekten de. Selim her zamanki gibi yine haklıydı.Bazı gerçekler yüzüme bir bir vurmaya başlamıştı.Toplantı boyunca şirketi elimden geldiğince güzel temsil etmeye çalıştım,bir ara gözüm parmaklarıma takıldı,sahiden de Sevda teyzemin tıpkı rüyamdaki gibi gelinine takacağını söylediği bir yüzüğü vardı bir an onu parmağımda hayal ettim. "Yine saçmaladın Canan seni büyüten kadının yüzüğünü mü takacaksın."

 

Aklımda fikrimde böyle bir şey yokken tüm kalbimle tüm kalbimle Bülent beyden hoşlanırken kafamı karıştıran bu rüyayı neden gördüm ki?" Bu düşüncelere dalmışken parmaklarımla dudaklarıma dokunduğumu hissettim. "Kendine gel Canan" diyerek oturuşumu toparladım. Bu sırada

toplantı bitmiş, adamlar gidiyordu.

 

Bende odama çıkmak için Bülent Beyin müsadesini bekliyorken Bülent bey;

" baya bir yorulduk biraz hava almaya ne dersin" dedi. Ben bu adama asla hayır diyemiyordum,birlikte otelin bahçesinde yürümeye başladık.

 

Ankara havası serindi,üşüdüğümü anlayan Bülent bey ceketini sırtıma geçirdi. Bu hareketleri tam hayallerimdeki gibiydi ama aradığım huzur onda yoktu,o rüyayı görmüş olmasaydım,şu an bu harekete ölüp biterdim.Bir insan bir gecede büyüyebiliyormuş bunu bugün ki düşüncelerimden anladım.

 

Yarım saat kadar bahçede dolaştık,karanlıktan kızaran yüzüm görünmediğinden olacak ki oldukça rahat bir şekilde bir arkadaşla konuşur gibi hayatımı ona anlattım.Tabiki birazıda onun sebep olduğu korkunç hatıralarım hariç.

 

O da annesinin son durumu ve Banudan bahsetti geçen gece yaşananları hiç hatırlamıyordu benim içim içime sığmamıştı oysa ki?

Saat ilerlemişti, " seni daha yormayalım odalarımıza çıkalım" dedi Bülent bey.

Asansörün önünde beklerken ceketi çıkarıp ona verdim teşekkür ederek.

 

Asansörde ikimizde yalnızdık,odalarımız 12.kattaydı,yani bu pek de kısa olmayan burun buruna geçireceğimiz bir kaç saniye demekti. Bu düşünce benim ateşimi çıkarmaya başlamışken; asansör sarsıldı ve ışıklar kesildi.Anlaşılan bir kaç saniyeden fazla sürecek korkunç bir anı olacaktı.Böyle bir fobim var mıydı bilmiyorum çünkü başıma buna benzer bir şey gelmemişti,sadece küçükken yetimhanedeki yatakhanenin ışıkları söndüğünde ağlayarak uyumaya çalıştığımı hatırlıyorum biraz.

Ona benzer bir korkuyla Bülent Beye yapıştım. " Nolur bırakma" diye yalvardım.O da şaşırmış beni sakinleştirmeye çalışıyordu.Nefes alamadığımdan boynumdaki fuları çıkardığını hatırlıyorum.Elini sımsıkı tutmuş titriyor ve ağlıyordum.

 

Gözümü açtığımda odamda yatağımdaydım.Bülent Bey karşımdaki kanepede oturmuş ayılmamı bekliyordu.Hemen toparlanıp üzerime çeki düzen verdim "nasıl hissediyorsun" dedi şefkatle.

"İyim efendim lütfen kusura bakmayın ilk kez böyle bir şey oluyor sizi de telaşlandırdım çok özür dilerim" dedim Bülent Bey de oturduğu yerden kalkıp "özür dilenecek bir durum yok sen iyi ol önemli olan o hadi iyi geceler" diyip odadan çıkarken durdu ve tekrar bana dönerek;

 

" sabah bir Ankara Turuna ne dersin" diye sormuştu.

Ben de gülümseyerek onayladım.

"İyi geceler efendim"...

 

Loading...
0%