Yeni Üyelik
22.
Bölüm
@edaaygun61_

Canan'dan

Bilmeliydim; birini bu kadar çok sevdiğinde,insanın sınanacağı ilk kişi o olurmuş... ve anlamalıydım; biri seninle vedalaşırsa bu onu son görüşün olabilirmiş.

 

Anne duygusunu ve sevgisini tanımadan " Anne" diye sevdiğim,her anımda yanımda olan,asla kaybetmem diye düşündüğüm sığınağım,kalbimin belki de yarısına sahip olan gül yüzlü Sevda teyzem İzmirdeki son gecesinde kalp krizi geçirmiş apar topar hastaneye kaldırılmıştı.

 

Yoğun bakımdaydı ve benim ona yetişmem lazımdı,ama yollar bitmek bilmiyor dakikalar ilerlemiyordu sanki.

Hastaneye vardığımda koşarak yoğun bakım servisine çıktım. Selim... Ah Selimim..

 

Kapının önünde yere yığılmış kafası kucağında ağlıyordu yanında bir kaç akrabası onu teselli ediyordu. " Selim yoksa" diye seslendim korkarak.

 

Beni gördüğünde kalabalıklar arasında kaybolmuş ama hemen sonra tanıdık bir yüz görmüşte ağlamaklı gözlerle ona koşup sarılan küçük bir çocuk gibi koştu bana.Dakikalarca sarılıp ağladık.

 

" Annem ölüyor Canan,onu kaybediyoruz" dediğinde kafamı iki yana sallayarak " olmaz! Bir annem beni terk etmişti zaten bir diğeri de böyle böylece bizi bırakıp gidemezdi bu hiç adil değildi"...

 

Saatlerce bekledik yoğun bakım servisinin önünde,iyiye giden hiçbir şey yoktu dualar ederek doktordan iyi bir şey demesini bekliyorduk çaresizce.

 

Selim biraz önce annesinin yanına girmişti,heyecanla ondan gelecek güzel haberi bekliyordum. " Annem uyandı açtı gözünü Canan" diyecek mutluluktan sarılacaktık birbirimize,inanıyordum Sevda teyzem bunu da atlatacak aramıza dönecekti.

 

Selim kapidan bonesini ve maskesini elinde tutarak çıktığında koşarak yanına gittim " anlat Sevda teyzem nasıl" diye sordum merakla.

Surat ifadesinden anlaşılıyordu ki hiç iyi değildi.

Gözyaşlarını silerek.

 

" İyi değil Canan,makinelere bağlı nefesi bile kendisi alamıyor,bir kaç kelime zor söyledi benimle vedalaştı" dedi ve acı ve çaresizlikle oturdu sandalyeye. Ben hangisine üzülecektim; Sevda teyzeme mi yoksa acısına merhem olamayacağım Selimime mi?

 

" Seni de görmek istiyor Canan,hemşire seni hazırlamak için bekliyor" demişti Selim bana.

Onu görmenin heyecanıyla bir o kadar da onu öyle görmenin korkusuyla üzerimi giyindim ve yanına girdim.

 

Burası çok soğuk ve beyaz bir odaydı,Sevda teyzem sedyede yatmış üzerine bir çok makine bağlanmıştı yanına oturup elini tuttum.Eli buz kesilmiş yüzü de bembeyaz olmuştu hemen yüzünü okşadım ısınsın diye ellerine üfledim,ama yok can girmiyordu sanki vücuduna.

 

" İçine mi doğmuştu Sevda teyzem,benimle son kez vedalaşırken sanki bir daha görüşmeyecekmişiz gibi konuştuğunda böyle bir şey olacağını hissetmiş miydin,yalvarırım bırakma beni.Beni bir kez daha annesiz bırakma" diye yalvarırken.

 

Sevda teyzem güçlükle gözlerini araladı ve bana baktı.Elini ağzına getirmeye çalışıyor ağzındaki oksijen maskesini çıkarmak istiyordu.Yerimden kalkıp ona yardım ettim.Ağzından zorla kesik kesik bir kaç kelime çıktı sadece.

 

" Firuze... Kutum... mektuplar... babam biliyor ... beni affet"

 

Bunlar onun son sözleriydi,gözlerimin önünde bir insan son nefesini vermiş ve bu dünyadan göçüp gitmişti.Bu insan benim yeryüzünde sahip olduğum iki kişiden biriydi.Ellerimden kayıp giden bir uçurtma gibi sadece bakakalmıştım.Ağlamadım..

 

ilk defa bir ölüme şahit olmanın şokuyla donup kaldım.Beni odadan apar topar dışarı attıklarında Selimi yanımda hissettim " Ne oldu? Neler oluyor" diye sormuştu benden bir cevap beklerken ben hiç bir şey söyleyemedim nefes almayı bile bırakmıştım.

 

Koşarak kendimi hastanenin kapısına attım yaz yağmuru yağıyor her yer buram buram toprak kokuyordu.Toprak.. Sevda teyzemi bizim yerimize sonsuza dek saracak olan toprak......

 

******************************************

Sevda teyzemi sonsuzluğa uğurlayalı onu toprak altında yapayalnız bırakalı üç gün olmuştu bu üç günde biz de yaşamayı bırakmış sadece nefes alıp veren birer canlılar olmuştuk.

 

Onsuz ilk defa bu evdeydim kendimi çok yabancı ve oraya ait olmayan ireti bir obje gibi hissediyordum. Burada olmamın sebebi; sevda teyzeme son görevlerimi yerine getirmek onun emaneti olan Selime az da olsa yardım edebilmekti.

 

Benim canım böyle yanarken Selimin acısını tahmin bile edemiyordum.Üç gün içerisinde eriyip bitmişti,eski Selime çok yabancı biriydi sanki bu karşımdaki.Onu böyle gördükçe içimde bir yerde orman yanıyordu.

 

Kemal dedenin şefkat dolu sesiyle oturduğum koltukta ona doğru döndüm. Zavallı kemal dedem evladını kaybetmişti ama Selim ve ben daha çok kahrolmayalım diye acısını belli etmiyor güçlü durmaya çalışıyordu.

 

"Canan kızım,benimle gel artık öğrenme vakti" dediğinde meraklanmadan edemedim.

 

Ben neyi öğrenecektim ki bilmem gereken ne sahi ya Sevda teyzem ölmeden önce bana bir şeylerden bahsetmişti babam biliyor demişti, Firuze demişti bir de. İtiraz etmeden Kemal dedeyi takip ettim.

 

Kemal dedenin odasında ikimizde yatağın üstünde oturmuştuk,elini elimin üstüne koyup;

" Tıpkı ona benziyorsun" dedi iç çekerek.

 

Sahi kimdi bu tıpkı benzediğim,Kemal dede beni ilk gördüğünde de aynı tepkiyi vermiş devamında kimse bu durumdan bahsetmemişti.

 

"Kim Kemal dede,kime benziyorum" dedim merakla.

 

Dönüp komodinin üzerinde duran kutuyu bana uzattı.Bu kutu Sevda teyzemindi,İzmire gelmeden önce bu kutuya bir şeyler koymuş beni görünce kaldırmıştı.

 

"Merak ettiğin her şeyin,belki de bütün hayatının cevapları bu kutuda kızım.Şunu bil sen benim canım kızıma emanettin ve o elinden geldiğince bu emanete sahip çıktı."

 

Kutuyu aldım ve büyük bir merakla açmaya çalıştım.Bu sırada Kemal dede odadan çıkmış kapıyı da kapatmıştı.Bütün hayatımın cevapları bu kutudaydı.

 

Kutuyu açıp yatağın üzerine döktüm. İçinden bir kaç fotoğraf ve bir de mektup çıktı.

 

Fotoğrafların birinde Sevda teyzemin gençliği ve yanında da çok güzel bir kadın vardı,aynı kadın diğer fotoğrafta yakışıklı bir adamla nikah masasında bir başka fotoğrafta ise kucağında bir bebekle yalnızdı.

 

"Ben Bu Kadına Benziyorum!!!"

 

Loading...
0%