Yeni Üyelik
13.
Bölüm

YENİDEN DOĞUŞ

@edaaygun61_

5 yıl sonra...(Canan)

 

Sabah kalkmış işe gitmek için hazırlanıyordum,bu sefer ki heyecanım diğerlerinden farklıydı,çünkü şirkette çalışmamın 5.yılının sonunda çalışma departmanım değişiyordu.

 

Getir götür işlerini yapmak için başladığım bu şirkette okulu bıraktıktan sonra tam zamanlı muhasebe asistanıydım.Fakat şimdi Bülent Bey'in sekreteri Zeynep Hanım evlenip yurt dışına yerleştiği için güvenilir biri aranıyordu.O aranan kişi de sağolsun Banu sayesinde benmişim.

 

"Bu kız abisine olan hislerimi mi farketti ne ah Banucuğum sen de benim gibi imkansızı istiyorsun" diye iç geçirdim.

 

Hazırlanıp evden çıkmadan önce son bir kez aynadan kendime baktım.Beş yıl önce başıma gelen olayları canlandırdım zihnimde;kötü arkadaş kurbanı olmuş ve kendimi zehirlemiştim.Üstelik yanlış bir anlaşılma yüzünden nerdeyse öldürüyordum kendimi.

 

Bülent bey ile Hande Hanımı öpüşürken gördüğümü sanmış ama sonradan olayın öyle olmadığını öğrenmiştim,eski Canan olsa bundan da kendine pay çıkarırdı ama artık durum değişmişti,boş heveslerle vaktimi harcamayacaktım.

 

Şirkete gelip direkt Bülent Bey'in katındaki sekreter masasında yerimi almış,Bülent Bey'in gelmesini bekliyordum.

 

Heyecandan ne kadar tırnağım varsa hepsini yemek üzereyken telefonuma mesaj geldi hemen baktım.

"Tırnaklarını daha yeni yaptırdın yiyip bozma sakın onları:)"diye yazmıştı Selim bana,nasıl da tanıyordu beni.

 

Selimin attığı mesaja cevap verecekken tüm endamıyla Bülent Bey geldi ve "Günaydın Canan,nasıl gidiyor" diyince kalbim sanki bir maraton koşucusunun kalbi gibi küt küt atmaya başladı.Bu kadar sene üstüne ilk defa sonuna Hanım koymadan adımı söylemişti.

 

"Boş heveslere kapılmayacağımı söylemiştim dimi iyi halt yemişim ben bu adamdan hiç kopamayıp kendi yoluma bakamayacak mıydım off" kendime gelerek;

 

"Hoş geldiniz Bülent Bey her şey yolunda" dedim biraz şaşırarak çünkü ilk defa bende Bülent Beyin yanında kekelemeden duraklamadan tek seferde söyleyivermiştim cümleyi. "Canan sen gerçekten iflah olmaz delinin tekisin"dedim içimden.

 

Bülent Bey'in kahvesini yapıp odasına getirdim tam masaya bırakacakken Hande Hanım odaya girdi.

Bu kadının güzelliği ile siniri doğru orantılıydı,ne kadar güzelse bir o kadar da asabiydi,bana da takmış görünüyordu.Bana ters ters bakarak "Bizi yalnız bırak" dedi.

 

Bülent Bey'de; "yine ışık saçıyorsun Hande" dedi alaycı bir tonda.İstemeden yüzümde bir tebessüm oluştu,bu Hande Hanımı çıldırtmış olacak ki hiddetle bana dönüp "Sen kendini ne sanıyorsun sana çık demedim mi ben?" derken masmavi gözleri yuvalarından çıkarcasına büyümüştü.

 

" özür dilerim Hande Hanım" diyip odadan çıkmaya yöneldim. "Kendine gel Hande" dedi Bülent Bey ben odadan çıkarken.

 

İş yerinde ki ilk iş günüm bitmiş şirketten çıkmıştım,saat de öyle çok geç bir saat değildi eve de pek gidesim yoktu.Nereye gitsem acaba diye düşünürken bir korna sesi geldi.Bu kornanın sahibi tabiki de Selimdi.

 

Selimi yaklaşık 10 gündür görmüyordum,daha doğrusu göremiyordum.Çünkü çok yoğun bir şekilde çalışıyordu.Okuldan mezun olur olmaz hemen işini bulmuş o gün bugündür tam işkolik olmuştu.

 

Hemen koşar adınlarla arabasına koştum ve omzuna vurarak "nerelerdesin sen Selim bey yüzünüzü gören cennetlik"dedim ve sımsıkı sarıldım ona.

 

"Biliyorsun Canan çok yoğun çalışıyorum;bir proje bitmeden bir yenisi geliyor,emin ol yemek yemeye bile fırsatım yok,ama bugün erken bitti işim ,anladım sıkıldığını ve yanına gelip bir sürpriz yapayım dedim,önce bi yemek yeriz karnım zil çalıyor valla sonra da sen ne istersen onu yaparız".dedi ve arabayı çalıştırdı.

 

Selime bakıp bir kez daha şükrettim Allah bana Selim gibi bir dost vermiş diye.O,olmasaydı gerçekten ben ne yapardım diye düşündüm.

 

Aradaki sessizliği bozan yine Selim'di

"Ee anlat bakalım ilk günün nasıldı kötü davranmadılar dimi" dedi hafif sırıtarak.

 

"Valla Selim çok iyiydi,zaten bildiğim tanıdığım insanlar hatta ne oldu biliyor musun Bülent Bey bugün beni Hande Hanıma karşı korudu yani tam da öyle değil ama yine de hoşuma gitti" dedim elimi kalbime götürerek.

 

Selim bunu duyunca ani bir fren yapınca öne doğru savruldum,allahtan emniyet kemerim takılıydı da uçmadım camdan.

 

Kalbim ağzımda atarken "Selim ne yapıyorsun ödüm koptu gerçekten" dedim.

 

"Kusura bakma Canan kedi vardı görmedim" bunu derken hem dişlerini hem de elleriyle sımsıkı kavradığı direksiyonu sıkıyordu.Bu hali bana bir hayli garip gelmişti,çünkü ortada kedi falan yoktu.

 

Selim iç ses

"Ha şimdi bu eksikti Bülent Beyciği Hande Hanıma karşı korumuşmuş bir de çıkıp aşık oldum de tam olsun Canan"

 

Restauranta gelmiş yemeklerimizi bekliyorduk.Selimin gerginliği yine üstündeydi bu sefer de garsona istediği içki bitmiş dediği için bağırıyordu.Sanki garsonun elinde bir şey vardı.

 

En sonunda dayanamadım ve "Selim senin neyin var iyi değilsin sanki,beni aldığın zamanki halinle şu an ki halinin alakası yok,iş yerinde mi bir şey oldu yoksa"..

 

"Evet iyi değilim Canan benim bu halimin eseri sensin ben senin aşkından geberirken sen gelmiş bana Bülentin hareketlerini anlatıyorsun için gide gide"

 

"Hey Selim sana diyorum duymuyor musun neye daldın" dedim çünkü 15 dakikadır aynı yere bakıp duruyordu.

 

"Ha bana mı dedin pardon dalmışım bir sıkıntı yok ya yorgunum o kadar"...

 

Restauranttan ayrılıp eve gitmek için yola çıktığımızda Selim hiç sesini çıkarmamıştı.Beni kendi evime bırakmak için sinyal vermişti ki "Selim ben bugün sizde kalacağım hem Sevda teyzemi de görmüş olurum" dediğimde suratı sirke saçan Selim,bir anda oyuncağını bulmuş çocuk gibi yüzünde güller açmıştı.

 

Eve gelmiş Sevda teyzemi görüp çay eşliğinde gülüp konuşmuştuk.Saat epey ilerlediği için o çoktan yatmıştı.Sevda teyzem hala yetimhanede çalışıyordu,emeklilik yaşı gelmişti ama "o yavruların bana ihtiyacı var kim bilir ben gidince hangi gaddar gelecek"diyip geçiştirmişti bizi.

 

Selimle bahçede oturmuş sıcak kahvemiz ve sırtımızdaki Şalla birbirimize sokularak yıldızları izliyorduk.Gecenin karanlığını aydınlatan o küçük noktalar içimi huzurla kaplıyordu.Selim bir şeyler mırıldanırken uykumun geldiğini fark ettim ama o kadar yorgundum ki kalkıp odaya gitmeye mecalim yoktu,bende o yüzden Selimin omzuna başımı koydum ve kendimi; Selime has olan kokusu eşliğinde uykuya teslim ettim.

 

 

Loading...
0%