Yeni Üyelik
9.
Bölüm

ZEHİR

@edaaygun61_

Canan'dan

 

Çalan telefonumun sesine gözümü açtığımda bir aydır olduğu gibi yine Yeşim'in evinde olduğumu fark ettim.Bira şişelerinin arasında telefonumu buldum arayan Selim'di. Selim ile uzun zamandır görüşmüyorduk ne o arıyordu ne de ben..Uzun zaman sonra ilk kez sesini duyacaktım,hemen telefonu cevapladım.

 

Sesinde büyük bir endişe vardı bunu hemen anlamıştım hemen ardından;

 

"Sen neredesin Canan annem günlerdir senden haber alamamış çok merak etmiş seni" dedi.

 

Sahi ben en son Sevda teyzemle ne zaman görüşmüştüm...İşi şakaya vurarak biraz alaycı bir tavırla "Vay Selim Bey sonunda aklınıza gelebildim demek" dedim.

 

Selim bu sefer ses tonunu biraz daha yükselterek

"Canan annem burda meraktan ölmek üzere sen hala çocuk gibi davranıyorsun şimdi bi ciddi ol nerde olduğunu söyle yoksa İstanbulu didik didik arar bulurum seni" dedi.

 

Haklıydı o beni bulurdu isterse günlerini alsın beni mutlaka bulur hesabını sorardı.Onu daha fazla endişelendirmeden "sahile gelmesini "söyledim.

 

Hemen lavaboya gidip toparlanmaya başladım,gözüm kolumdaki şırınga izlerine takıldı,üzerime uzun kollu bir şey giymeliydim çünkü Selim bunu görürse hemen anlardı...

 

Selim'den

 

İzmir tatilim bitmiş İstanbul'a geri dönmüştüm,bu bir aylık süreçte ne de çok özlemiştim İstanbulu,İstanbulu'u mu yoksa bu şehir içinde nefes almamı sağlayanı mı diye düşünürken;annem yaşlı gözleriyle kapıyı açtı,bu duygusallığı beni gördüğüne mi yoksa başka bir şey miydi?

 

Annemi öyle görünce kelimeler boğazıma dizildi sanki hiç bir şey diyemedim annemi böyle ağlatan şey kesinlikle Canandı.

 

Kendimi toparlayarak anneme "Neler oluyor" dedim. Vereceği cevaptan çok korkuyordum.

Annem beni elindeki peçete ile gözyaşını sildi ve konuşmaya başladı.

 

"Selim oğlum sen endişelenme diye sana söyleyemedim ama sen gittiğinden beri Canan'dan bir haber yok oğlum.Arıyorum telefonu kapalı evinin kapıcısı da bir aydır eve uğramadığını söyledi,ne işe ne de okula hiçbir yere gitmiyormuş başına bir şey gelmesinden çok korkuyorum onu ancak sen bulursun oğlum lütfen bul Cananımı" dedi.

 

Annemin söylediği şeyler beynimde dönüp duruyordu, ben Canandan ayrı kalayım ondan uzaklara gideyim derken o da aynı şekilde gitmişti.

Kendimi toparlayarak benim telefonumu açar umuduyla Cananı aradım.

 

Telefon çaldı çaldı ve en sonunda açıldı.Telefonun açılmasıyla "çok şükür Allahım iyi Canan" dedim içimden.Uzun bir aradan sonra sesini duymak ve iyi olduğunu bilmek kendime gelmemi sağlamıştı.

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Canan beni sahile çağırmış ben de hemen sahile gelmiş heyecanla onu beklemeye başlamıştım.Dakikalar geçmek bilmiyor nerde kaldı bu kız derken biri sırtıma dokundu ve "Selam" dedi.Bu Cananın sesiydi.Büyük bir heyecanla ona döndüm ve olduğum yerde çivilenmiş bir şekilde kalakaldım.

 

Ne olmuştu bu kıza böyle bu halide ne böyle; o bembeyaz teni gitmiş yerine sarıyla yeşil arası bir renk gelmiş gözlerinin içi kıpkırmızı göz altları ise mosmordu bir hayli zayıflamıştı hastalıklı bir haldeydi.

 

İç sesimi dışarı vurarak "Neyin var senin bu halinde ne böyle sanki ben gittiğimden beri beş yaş yaşlanmış gibisin" dedim.

 

Canan: İşte şimdi mahvoldum,anlayacaktı tabi o benim her şeyimi ezbere bilen Selimim'di. Toparlanmalıydım.

 

"Biraz hastalandım üşüttüm diye sen de beni kocakarı ilan ettin be Selim" diyerek üste çıktım.

 

"E hadi anlat bakalım İzmir tatilin nasıl geçti,Beni burda bırakıp bir haber bile vermediğin gittiğin haberini Alevden aldığım tatilin nasıldı"diye sordu sitemkar bir sesle.

 

Haklıydı onu burada bırakmış üstelik haber bile vermemiştim. Ama ben de haklıydım geçerli nedenlerim vardı diye düşündüm ve

"Benimkisi tatil değil biraz uzaklaşma isteğiydi,senin attığın tokadın izi belki yüzümden geçti ama kalbimdeki izi hala geçmedi" dedim ve Cananın gözleri dolu dolu olmaya başladı,yine kendime lanetler okudum.Yine benim yüzümden o güzel gözlerinden tek bir damla yaş düşmeyecekti.Dayanamayarak onu kendime çektim ve sımsıkı sarıldım..Artık onu bu halde yalnız bırakamazdım..

 

Gözünün yaşını silerek "Hadi bakalım Canan Hanım eve Sevda sultanın şifalı çorbasından içmeye gidiyoruz"

 

 

 

Canan'dan

 

Sevda teyzemlere gitmek mi? Asla olmaz yapamam ben oraya gidersem beni asla bırakmaz ve ben de ilacımı içemem ilacımı içemezsem de ölürüm.Ama ne yaparsam yapayım ne söylersem söyleyim Selim beni bırakmazdı,mecbur gidecek ve bir bahane ile Yeşime koşacaktım..

 

Arabaya bindik Selimlere doğru yol almışken hafiften titremeye başladım,ilaç almam lazımdı ama şu an imkansızdı böyle titremeye devam edersem Selim bir şeylerden şüphelenecekti,hafiften de terlemeye başlayınca camı açıp temiz havayı ciğerlerime doldurdum.

 

Eve geldiğimizde Sevda teyzem bizi kapıda bekliyordu oldukça endişeliydi.Arabadan indiğimi görünce koşarak yanıma geldi sımsıkı sarıldı bana "Nerelerdesin güzel kızım aklım çıktı" dedi

Sonra dikkatlice bana baktı ve terlediğimi gördü,"neyin var kızım niye terlisin" diye sorunca birazcık üşüttüm diyebildim.

 

Sevda teyzem beni içeri götürürken

"Sevda teyze ben şimdi gelemem az bir işim vardı şirkette.Uzun zamandır gitmiyordum şimdi ihtiyaç varmış"dedim ve bir taksiye atlayıp Yeşimin bulunduğu yere yol aldım..

 

Selim

 

Cananın arkasından gitsem mi diye düşündüm sonra vaz geçtim önemli olmasa gitmezdi.Hem ben şimdi gidersem yine küserdi en iyisi onu beklemekti.

 

Aradan bir saat kadar geçti ve Liseden arkadaşım Tahsin Aradı. Buluşmak istediğini hatta lisedeki arkadaşların da orda oldugunu söyleyince kafamı dağıtmak için kabul ettim ve yola çıktım.

 

Tam mekana yaklaşmıştım ki bir kafede Cananı gördüm,iyi de onun iş yerinde olması gerek miyor muydu hem burası çok uzakta kimle geldiki buraya derken Yeşimi gördüm.Yeşimi bizim okulda tanımayan yoktu çapsızın tekiydi asla güvenilir değildi Cananın bununla işi neydi neden onunla görüşmüştü endişem artmış Tahsini arayıp gelemeyeceğimi söylemiş ve Cananı takipe başlamıştım.

 

Canan

 

Hızlı adımlarla Mekana giriş yapıp Yeşimin yanına koştum,artık konuşmaya gücüm yoktu o yüzden kekeleyerek " İ..ilaç" diyebildim

 

Yeşimde hemen Tarıktan ilacı istedi tam koluma enjekte edip rahatlığıma kavuşacakken biri Yeşimin bileğini tüm gücüyle kavradı ve "Seni adi sürtük" dedi. Aman Allahım bu ses,bu ses Selimindi..

 

Selim ölümcül bakışlarını üzerimde gezdirdi ve beni bir hışımla oradan çıkardı.

 

"Bu halinin neden böyle olduğu anlaşıldı,Canan sen delirdin mi? Uyuşturucu ne demek lan ne demek sömürmüş seni resmen"kollarımı açtı hızla ve şırınga izlerini görünce daha da sinirlendi bana bağırıyor çağırıyor duvarları yumrukluyordu,"ne oldu da bu kötülüğü hem kendine hem de bize yaptın"diyordu.

 

Ben ise yoksunluk kriziyle kaskatı olmuş ve sinirleniyordum.

 

"Ne mi oldu Selim ne mi oldu ? Bir ailem yok , kimsem yok ,arkadaşlarım ,sen hepiniz terk ettiniz beni,sonra o........,

Ben kimsesizim ve bu acı gerçekle zor da olsa yüzleştim artık tutunduğum son şey bu bunu da elimden almana izin vermem. Ben böyle bu insanların içinde mutluyum beni rahat bırak"

 

"Sen ne saçmalıuorsun Canan ne demek kimsesizim ne demek bu insanlarla mutluyum biz seni ne zaman yalnız hissetirdik"

"Yeter artık Selim git burdan" bunu derken neredeyse bayılmak üzereydim,zor da olsa kendimi içeri attım Yeşime koştum ağlayarak ihtiyacım olan Zehrimi aldım ve tatlı rüyalara daldım......

Loading...
0%