Tüm dikkatini vermiş bana bakıyordu . Kaşları çatık ve elini yumruk yapmıştı . Yüzünde eski aşkına değilde sanki düşmanına bakarmış gibi nefret ve kızgınlık vardı . Her an kavgaya hazır moddaydı . Tüm bu ayrı kalmamız onun yüzündendi . Bunu kendi istemişti . Bir anlık kafamı çevirdim ve ortadan kaybolmuştu . Bir el bileğimi sıkıyordu . Arkamı döndüğümde buram buram kokan parfüm kokusu tüm dikkatimi dağıtmıştı . Kulağıma eğilip fısıldadı
- konuşmamız lazım . Gel benle .
- ben seninle konuşmak istemiyorum.
- konuşur musun demedim ? Yürü hadi .
- ben seninle hiçbir yere gelmem.
- sırtıma alıp öyle çıkarmamı mı istersin yoksa kendi isteğinle mi gelirsin ? Sana kalmış .
- bırak kolumu canımı yakıyorsun.
- o zaman gel . Bekliyorum .
- ben seninle hiçbir yere gelmiyorum. Uzak dur benden.
- duramam. Bekliyorum .
- boşuna bekleme gelmeyeceğim.
- geleceksin . Yoksa bırakmam .
- insanlar bakıyor . Tamam gelicem . Bırak kolumu .
Kolumu bırakıp salondan çıktı . Derdi neydi bilmiyorum. Açıkçası tüm içimi dökmek beni rahatlatırdı .