@eelliiffiippeekk
|
Bugün evliliğimizin birinci ayıydı. Ali'min en sevdiği yemekleri yapmıştım. Hazırladığım güzel sofraya dolu gözlerle bakarak yönümü merdivenlere çevirdim. Önceden hazırladığım kıyafeti giyerek makyajımı yaptım. Saçlarıma maşa yaparak şekil verdikten sonra Ali'min aldığı kolye ve bilekliği taktım. Parmağımdaki yüzüğe bakarken gözümden damlayan yaşı peçeteyle alarak makyajımı bozmasına izin vermedim. Topuklu ayakkabılarımıda ayağıma geçirerek ayaklandım. Aynadan oldukça güzel görünen yansımama bakarak yüreğimi yerinden söken derin bir nefes aldım. Sessiz evin parkelerinde ses yapan topuklularımın üzerinde dikkatlice yürüyerek merdivenlerden indim. Gözüme değen her şey canımı yakıyordu. Geçip sofraya oturdum tek başıma. Çatalından örtüsüne kadar her bir şeyde dolandı gözlerim. Her bir hücreme kadar acıyordu canım, bedenim, ruhum, yüreğim...
Dış kapıya döndü dolu gözlerim. Yutkunurken takılı kaldım. O kapının açılıp Ali'nin içeri girmesi için bir saniye dahi düşünmeden canımı verirdim. Bana bakarken gülümseyen gözlerini bir kere daha görebilmek için ölürdüm. Ama...
Sessiz hıçkırıklarla düştü bakışlarım kucağımdaki ellerime. Dakikalarca sessizce ağladım. Artık dayanamıyordum. Ruhum sızlıyordu ölümüne bir acıyla. Çökmüş omuzlarımla yerden sürdüğüm ayaklarımla Ali'min çerçevedeki fotoğrafını alarak piyanoma doğru yürüdüm. Piyanomun üzerine koyduğum fotoğraftan gözlerimi ayırmadan oturağa oturdum. Ellerimi tuşların üzerine ateşlere dokunuyormuşçasına koydum. Durmaksızın akan gözyaşlarımla çalmaya başladım.
Beni sevdin, Ya da ben öyle gördüm seni Yaşamdım hiç, Ya da ben sende öldüm. Ben değilim dökülen Gözlerinden bu defa Ya da sen hiç ağlamadın aah...
Zormuş böylesi yabancı, Ve çok uzak, sıradan bir elveda gibi... aah Nerdeyim bilmiyorum ama, Bu gökyüzü tanıdık gelmiyor Sonuna yetiştim galiba Ömür bir çırpıda tükeniyor.
Unuttum neler yaşandı, Bana neler bıraktın bu akşam Sensiz uyandım Ne yapsamda da unutsam seni, Ne adını duysam geçer Ne sesini duysam susarım, Gelde dönsün yine Senli dünyalarım.
Zormuş böylesi yabancı Ve çok uzak, sırdan bir elveda gibi... aah Nerdeyim bilmiyorum ama Bu gökyüzü tanıdık gelmiyor Sonuna yetiştim galiba Ömür bir çırpıda tükeniyor.
Gözyaşlarıyla okuduğum şarkının son sözlerinide tüketirken hıçkırıklarımla sarsılan omuzlarımda taşıyamayacağım bir acı vardı. Yaşıyamıyordum. Ağırlaşmıştı yüreğim. Aşkım bu kez öldürüyordu beni. Bir kere daha halsizce ayaklandım. Yorgun bedenimi garaja sürükledim bu kez.
Kapısını açtığım karanlık garajın ışığını yaktım. Ali'min o aşık olduğu, onlarca şampiyonluk yaşadığı motosikletine dokundu ellerim benden bağımsız. Kupalarına baktım tek tek. Her kazandığı yarışta çekilmiş onlarca fotoğrafları... Elime aldığım kaskına sarıldım. Askıdaki montu gözüme ilişirken kaskı bırakıp montu aldım. Hasret kaldığım kokusu vardı üzerinde. Ağırlaşmış yüreğim can çekişiyordu onun kokusunda. Artık yaşamak için gücüm yoktu. Tükenmiştim. Yaşamak istemiyordum. Montu sırtıma geçirerek motosikletin anahtarını aldım. Çalıştırdığım motosikletle yola çıktım. Yarış motosikleti olduğundan olağanüstü bir hızla gidiyordu. Uzunca dolandım sevdiğimin yoldaşıyla. Motosikletin hızından dolayı saçlarım savrulurken yönümü denize çevirdim. Uçurumun kenarına varmıştım ki tanıdık bir ses adımı bağırıyordu.
"Balım!!! Yapmaaaa!!! " sonra durdu motosikletin tekerleri boşlukta. Sevdam misali tutundum motosikletin kollarına. Sonra bedenimde derin bir yanma ve soğuk, sonrası ağır bir karanlık...
|
0% |