Beni aldattığını bilmediğimi sanıyor. Beni nasıl biri olarak hayal ediyor bilmiyorum ama aptal olduğumu düşündüğü kesin. Ama ben yapacağımı biliyorum. Önce vıcık vıcık bir aşk göstereceğim , sonra ise... BAMM! İletişimi tamamen keseceğim. Tıpkı Asel'in yaptığı gibi. Tabii peşimi bırakmayıp rahatsız etme ihtimali de var ama olsun. Telefonum çalıyor. Arayan...Berkay... Ayy bir bunalma geldi...Evet Helin şimdi mıç mıç biri olma zamanı.

-Naber Helin?

-İyi bebeğim.(hayatımda duyduğum en iğrenç hitap şekli.)

-Bu akşam boş musun diyecektim.

(Beni sadece tek gecelik ilişki için kullandığını böyle belli etme be...)

-Mmm sanırım hayır. Ebru aşk acısı çekiyor da onun yanında olmalıyım.(Ah hayır, çok yanlış bir isim verdim Ebru olmaz hayır!)

-Ebru? Sizin Ebru? Hani şu zıt cinsten nefret eden?

-Ben de duyunca çok şaşırdım. Neyse şimdi kapatmam lazım. Öptüm seni aşkım.

-Ben de seni...

Telefon kapandı. Ben ise kapandığı gibi bastım tüm küfürleri. Biliyorum, yalandan vıcıklık yapıyorum ama insan üzülüyor hani... Ben de seni ne ya! Napacaksın bana y*vşak herif sen tam bir ş*refsizsin!! Cümlenin sonuna seviyorum eklesen ölür müsün?!

S*ktiğimin zili yine hangi uğursuzluk için çalıyor acaba?!

Ben kapıyı küfür ederek açtığımda karşımda çok yakışıklı, uzun boylu biriyle göz göze geldim. Ancak bir problemimiz var. Karşımda böylesine yakışıklı ve yaşıtım olduğunu düşündüğüm bir adam dururken benim civcivli pijamam, karışık saçlarım ve ağzımdaki küfürler ile ona kapıyı açmam pek hoş olmadı. Sanırım benim şaşırdığım kadar o da şaşırdı.Kekeleyerek konuşmaya başladı:

-Merhaba. Üst kata yeni taşındım ve eski evimden makas getirmeyi unuttum. Karşı komşumdan istedim fakat vermek istemediğini söyledi. Sizde varsa alabilir miyim lütfen?

Allah'ım bir insan nasıl hem bu kadar havalı hem de bu kadar sevimli konuşur. Tabii ben bunları aklımdan geçirirken karşımda saf saf duruyordu.

-Ah tabii ki. Üst komşum biraz kabadır onun adına ben özür dilerim.

Makas almam ile gelmem bir oldu. O, geldiğimde şaşkın şaşkın bakıyordu ve şaşkınken çok tatlı görünüyor.

-Buyrun.

-Bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim. Dedi ve sırıttı. Vay canına sırıttı. Gülerken ortaya çıkan gamzeleri ve kısılan gözleri ile çok güzel görünüyor. Hayır kendine hakim ol Helin. Senin kötü de olsa bir sevgilin var.

-Ah evet hızlıyımdır. Bunu söylerken nefes nefeseydim.

Tam arkasını dönmüş gidecekken bir anda geri döndü ve:

-Numaranızı alabilir miyim?

-Efendim?

-Yani yanlış anlamayın. Daha sonra yardımınıza ihtiyacım olursa diye söyledim. Bir daha o adamla muhatap olmak istemiyorum. Tabii siz de isterseniz.

Üff, kalbim, bu kadar hızlı atmak zorunda mısın? Sesini duyacak şimdi!

-Tabii ki. Benim için bir sorun yok. Numaram 0531//// adım da... Helin Caymaz...

-Memnun oldum. Ben de Miraç Ballı.

-O zaman... Daha sonra görüşürüz dedim ve sırıtarak kapıyı kapattım. Allah'ım, ne kadar malım ya. Salak salak sırıtarak çocuğun suratına kapı kapattım. Hala kapıda mı ki? Delikten bakmaktan başka şansım yok galiba. H*ss*ktir... Delikten bakarken yakalandım. Buldum. Kaçacağım. Yani 2+1 öğrenci evinde nereye kaçabilirim bilmiyorum ama tek seçeneğim yatak odasına gidip yastıkla kendimi boğmak...

Ayhhh yeter be. Alt tarafı yeni üst komşumu delikten dikizlerken yakalandım. Şöyle bir düşününce pek bir sıkıntı yok gibi... HAYIR VAR!!!

Allah'ım!! Bu lanet zil hep saçma sapan anlarda çalıyor. Bir daha delikten bakmak istemiyorum ama...ya Bismillah! Off bizim kızlarmış.

-Hoş geldiniz. Hemen içeri geçin anlatacaklarım var.

-Yine ne dedikodular var bakalım??

-Bu sefer dedikodu o kadar da iç açıcı değil.

-Nasıl yani?

-Hemen anlatıyorum. Dedim. Kızları odamdaki rengini hiç sevmediğim ama aşırı rahat olan koltuğuma oturttum, ellerine birer gazoz verdim ve baştan sona tüm detaylarıyla anlattım.

-Oğlum, bu olaydan üç sezonluk dizi çıkar. Dedi Asel.

-Tamam anladım olaylar mükemmel, aksiyonlu falan da bana niye aşk acısı çektiriyorsun? Asel diyemedin mi?

-O an aklıma sadece sen geldin. Ne yapabilirim?

-Şapşik şey seni. Hiç aklından çıkamıyorum di mi? Dedi Ebru sırıtarak.

-Tabii canım aklımdan çıkaramıyorum seni. Neyse, Asel aramızdaki en olgun ve aklı başında olan kişi sensin ve şuan bana yardım etmen gerekiyor.

-Lan tüm aksiyonları siz yaşıyorsunuz cefasını niye ben çekiyorum ya?!

-Hadi ya son kez bir yardım istedim çok mu? Hem belki tıpkı onun gibi yakışıklı, uzun boylu ve çok yakışıklı arkadaşı vardır. Onu da sana yaparız, ne dersin? Dediğimde bu fikrimle onu cezbettiğimi düşünüyordum ki Ebru araya girdi.

-Ben böyle bir grupta yaşamaya devam edemem. Biriniz gider komşusuna aşık olur. Biriniz m*l m*l söylenen her yalana inanır. Kusasım geldi.

-Birincisi, ben ona aşık olmadım. İkincisi, sen köşede kusarken biz de bir şeyler düşünelim.

-Tamam be!!

-Helinciğim üzgünüm ama yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Tek yapman gereken bugün aslında yaşanmamış gibi davranmak. Dedi Asel. Tam o sırada Ebru araya girdi.

-Her şey tamam da siz m*l mısınız? Hani Helin arkadaşımızın bir de sevgilisi var ya.

-Ben onu unuttum. Umarım ikinizi benim ayırmamı istemiyorsundur.

-Hayır tabii ki. O kadar da değil. Senin taktiği uygulayacağım. Önce yapışacağım sonra bir anda iletişimimi keseceğim.

-İşte benim kızım be. Dediler ve hemen ardından oda ölüm sessizliğine büründü... Ben konuyu dağıtmak için yeni aldığım fön makinesini gösterecektim, ayağa kalktım ama kalkmam ile oturmam bir oldu. Asel'e mesaj geldi. Mesaja iğrenerek bakıp telefon ekranını bize yöneltti.

YASİN

Hadi be güzelim. Böyle devam edemezsin.

Eğer edersen sonun pek iyi olmayacak...

-Ne yazayım sizce? Asel çok güzel bir şekilde öğüt verir ve zekice planlar kurardı fakat konu kendisi olunca beynini klozete atmış gibi olurdu.

-Ver bakayım o telefonu bana! Dediği gibi telefonu Asel'in elinden aldı Ebru. O kadar hırslı yazıyordu ki tek kelime etsem beni yastıkla boğabilecek gibiydi.

Asıl sen bu şekilde sapıklık yapmaya devam edersen senin sonun pek iyi olmayacak. Neden mi?Hapishane köşelerinde çürüyeceksin seni pis ucube.

Şimdilik sadece bu hitapla devam edeceğim çünkü bu mükemmel yüzümle bir birlik halinde duran harika ağzımı sana küfretmek sebebi ile kirletemem anladın mı?!Bir daha bana mesaj atarsan ***** (Burada yazdığı küfürü söyleyebileceğimi sanmıyorum.)

Ebru'nun hırsını annesinden gelen mesaj söndürdü. Annesi temizlik için onu çağırıyordu. Ebru'nun annesi ile babası boşandı ve annesi biraz hasta bu yüzden temizlik günlerinde falan annesinin yanına gidiyor.

Yazdığı mesajlara bakarak:

-Şimdilik seni burada bırakmak zorundayım. Ben gidiyorum kızlar. Kendinize iyi bakın ve erkolara kanmayın. Öpüldünüz.

-Ben de kalkayım artık. Öptüm.

İkisi de gitti, yine yalnız kaldım ve acıktım. Şu an hiç kalkasım yok ama aç kalıp ölesim yok. O yüzden kalk ve markete git Helin. Kalktım, cüzdanımdan 200 TL çıkardım. Ayağıma, elime aldığım ilk çorabımı geçirip çıktım. Şöyle bir düşünüyorum da Miraç (İsmi bile karizmatik)ile karşılaşmam değil mi? Ahh hayır.. O, henüz yeni taşındı ve evini düzenlemesi gerek. Bu yüzden maymunlu terliklerimi giyip gidebilirim ki zaten market çok yakında.

Merdivenlerden inerken ''Acaba Ebru'nun dediği gibi olabilir miydi? Yoksa ben... Aşık mı oldum?'' diye düşünüyordum. Apartmandan çıktım ve çıktığım gibi Berkay'ı gördüm. Ama büyük bir sıkıntımız var ve bu da benim Ebru'nun evine gideceğimi düşünüyor olmasıydı. Hemen duvarın arkasına saklandım fakat orada birisi vardı. Yüzüne bile bakmadan özür dileyip ağzını kapattım.

Berkay'ın telefonu çaldı.

-Alo...Efendim...Bizim şu Helo var ya onun evinin önündeyim...(Helo ne lan köpek miyim ben)Yok ya ne devam etmesi...Şu anlık ayrılma gibi bir planım yok. Onun gibi güzel fiziklisini bulamam...Hahaha...Aynen öyle kardeşim...Neyse ben kapatıyorum. Duyar şimdi bizim s*lak...

Onun hakkında birçok bilgi var elimde, bana s*lak dediğini biliyorum, benimle vücudum için birlikte olduğunu da biliyorum.(Hatırlaması bile iğrendiriyor.)Ama böyle duyunca içim bir garip oldu. Gözümün dolmaya başladığını farkedince birinin ağzını kapattığımı da farkettim. Karşımdakinin yüzüne bakamadım, kafamı önüme eğip özür diledim. Yüzüne baktım, yüz hatları her ne kadar tanıdık gelse de tanıyamadım. Maske takıyordu. Gözlerimin içine baktı ve maskesini açtı. O'ydu... Miraç...