Wattpad`de aynı isimle (Efgan1) bulunmaktaydım ve Efgan-u Lal isimli kitabın yazarıyım. Aynı kitabı burada yayınlayacağım ancak ismi Lal-ü Efgan olacak ve düzenlenmiş bir şekilde yükleyeceğim.
Lal-ü Efgan (Efgan-u Lal) ismi ile yayımlanan ilk ve tek kitaptır.
***
Geçmişin yaraları ve geleceğin karanlığı içinde tek başına hayata tutunmaya çalışan bir öğretmen,
O öğretmeni canından çok sevecek bir asker,
Kızı için her şeyi yapacak acımasız bir adam.
Hepsinden öte acı dolu bir hayat ve yaşam mücadelesi.
***
"Anlamıyor musun sen nişanlıyım. Evleneceğim yakında."
Alaycı bakışları bana inanacak gibi değildi. "Sen beni anlamıyorsun asıl. Yalan söylediğini parmakların destekliyor. Yüzük takmayan nişanlı bir genç kız olur mu hiç?"
Ondan kurtulmak için yalan söylemeyi göze almıştım, devamını da getirebilirdim. "Ne yani her nişanlı yüzük mü takmak zorunda. Yüzüğüm olmadı parmağıma o yüzden ölçüsünü değiştireceğiz. Hatta bu gün ‘müstakbel kocam’ gelecek ve beraber kuyumcuya gideceğiz. "
"Nedense hiç inanasım gelmedi."
"İnanıp inanmamak senin tercihin ayrıca..."
"Öğretmen Hanım!"
Duyduğum sesle lafım yarıda kesilirken nedense o sesi duyunca içim rahatlamıştı. Az önce stresten bayılacak haldeyken bir anda yüreğimdeki tonlarca ağırlıktaki ağrı uçup gitmişti.
Uluç yavaş adımlarla yanımıza gelip durdu. Tam konuşmaya başlayacaktım ki Batın lafa başladı.
"Oooo yoksa müstakbel kocan(!) bu adam mı, hı?"
Batının söylediği ile gözlerim kocam açılmış şaşkın bakışlarla bakmaya başladım. Kim, Uluç mu? Yok artık, yalan söylüyorum ama buna kimseyi bulaştıramazdım hele ki rüyalarımın sahibi adamı.
Tam itiraz cümleleri ağzımdan dökülecekken "Evet nişanlım." deyivermiştim. Dur bir dakika, ne dedim ben? Bu sefer kendi söylediklerimle şaşkına döndüm. Aklımdan hayır nişanlım değil derken ağzımdan tam tersi kelimeler dökülmüştü.
***
❗Cinsel içerik (öpücükler dahil değil) bulunmasa da şiddet ve tecavüz tanımları içerik. Bunu dikkate alarak okuyunuz.