@eflin16
|
Ayakkabılarımı bıraktığım yere doğru yürümeye başladım bir türlü ayakkabılarımı bıraktığım yere gelememiştim ne kadar mesafe koşmuştum bilemiyorum veya ayakkabılarımı biri çalmıştı gerçi burada birilerinin bir şey çalma olasılığı yok denecek kadar azdı altın rengi kumun üzerinde gözüm e çarpan siyah ayakkabılarımı görmüştüm sonunda bir hazine bulmuş gibi adımlarımı hızlandıracağım sırada bacağıma temas eden elle olduğum yerde sıçrayıp kafamı aşağı çevirdim 5-6 yaşlarındaki çocuk yanımda duruyordu ve öleceğim bana bakıyordu gözlerinin dolmaya başladığını görünce ağlamaması için dua etmeye başlamıştım bile çocuk ağlaması çekemezdim lütfen ağlama lütfen ağlama lütfen diye onun hizasında dizlerimin üzerine çöktüğümde ela gözleriyle bana bakıp bağıra bağıra ağlamaya başladı telaşlandığında elim ayağım dolanmış hissediyordum ve tam olarak bu durumdaydım şey tamam şimdi derin bir nefes al dediğimde saçmaladığımı fark ettim sağ elimle alnımı kapatıp ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım sakinleştirmek için elime o tombalak yanaklarını koyup okşadım sakin ol bakalım bir şey yok dediğimde çocuğun sesi biraz azalmıştı fakat gözleri hala yaşlıydı kıvırcık kahverengi saçları gözlerinin hemen üzerindeydi elimle saçlarını geriye ettim ve ayağa kalkıp onun elinden tuttum annesi veya babasını kaybetmiş olabilirdi elinden tuttuğumda çevreyi turlamaya başladık yine dizlerimin üzerine durarak onun hizasına geldi ufaklık biraz bana yardımcı olmaya ne dersin şimdi buraya nasıl geldiğini söyle bakalım abla diye başlayan cümlesine burnunu çekerek devam ettin evimizin bahçesinde oynuyordum dışarı çıkınca kayboldum dedi dudaklarını üzerek bozuk konuşması nedeniyle birkaç sözünü çıkarsam da onu tam olarak anlamamıştım sıkıntı ile nefesimi dışarı vererek dizlerimin üzerinden doğruldum bu çocuğu burada tek başına bırakamazdım küçük kollarını bana doğru uzatınca anlamazcı ona baktım ne istiyorsun dedim ayaklarım ağrıdı dedi ve kollarını daha çok bana uzattı kucağıma alayım mı seni dedim şaşırarak onaylar anlamda başını salladın eğilip çocuğu kucağıma aldım geriye doğru yürüyorken bu tarafa doğru gelen bir adam gördüm siyah tişört ve siyah Bermuda şort giymişti attığı her adım belki çocuğun yakınıdır diye yerinde kalmaya karar verdim biraz daha yaklaşınca yüzünü fark edebilmiştim bu adam o adamdı mercedesli adam boşta olan elimle ağzımı kapatıp çeneme vurdum adam son adımını da yanımızda bitirince kucağımdaki küçük çocuk ağır bey diye cürleyip kendini kucağından attım ve ağabeyinin yanına doğru gitti adam dikkatini çocuktan çekti beni baştan ayağa süzüp tükürüyor gibi senin kardeşimle ne işin var diye korkmama engel olmadan direkt cevap verdim kardeşiniz kaybolmuştu ben de diye açıklama yapacakken lafımı yarıda kesip tekrar bağırarak konuşmaya başladı sesi o kadar yüksek çıkıyordu ki şan eğitimi falan aldığını düşünmeye başlayacaktım artık bir daha seni kardeşimin yanında görürsem iyi şeyler olmaz diye tehdit eder gibi size iyilik yaramıyor galiba çocuk kaybolmuş dediğinize bakın dedim ben de sesimi yükselterek bana sesini yükseltemezsin dedi dişlerin arasından tıslayarak tabii ki sesimi yükseltemem dedim kafamı öne eğerek hemen ardından bu tavrımı bozup kafamı yerden kaldırdım ve bunu dememi bekliyorsun değil mi dedim sırtarak yumruğunu havaya kaldırdım ve elini havada sıktı elinden gelen kemik sesleri ile gözlerimi kocaman açarak ona bakmaya başladım daha fazla burada durulmanın bir anlamı olmadığından arkamı dönüp yürümeye devam ettim ileriden ayakkabılarımı alıp bir an önce eve gitmeliydim son kez arkama baktığımda çocuğun elinden tutmuş yürüyordum eve yaklaşırken telefondan gelen müzik sesi ile ortam sessizliği olduğu için yetkili telefonu açtım bakımlıkla efendim anne dedim marketten yoğurt ve dondurma al gelirken dedi ve telefonu kapattı emrivakilerden hiç hoşlanmazdım ama lazımmış sonuçta ve dondurma dedi 2 kutu alırım kendime ve ev için market sokağının sonundaydı ve pek de uzak sayılmazdı otomatik kapıdan içeri girdim marketin havasını direkt yüzümde hissettim ve gülümsedim reyonlar arasında dolaşmaya başladım annem yoğurt ve dondurman lazım dedi diye sadece bunları alıp eve gitmeyecektim tabii ki alacaklarımın listesini aklında oluşturduğumda kollarımın bunları taşımayacağına kanaat getirip alışveriş arabasını aldım arabaya bir oyuncak gözüyle baktığım için saçma sapan hareketlerle sağa sola koşturuyordum çevremdeki yaşlı teyzeler ve amcalar sebze meyve seçiyorken bana hayret dolu gözlerle bakıyorlardı bu yüzden hareketlerimi inancın bir harekete geçirerek alışverişime devam ettim meyve sebze demişken kiraz'a bayılırım bu yüzden az önce bana göz atan teyzenin yanına gidip teyze bana kiraz seçebilir misin pek anlamam da dedim ve yüzüne bakmaya başladım tabii çocuğun bekle biraz dedi ardından bir poşet çıkarıp kiraz seçti ve bana doğru dönüp yeter mi dedi olaylar anlamda başımı sallayıp teyzenin elinden poşeti aldı ve alışverişime devam ettim favorim olan cips reyonuna gidip elime ne geldiyse toparladım ve arabamı doldurdum dondurmanın olduğu soğutucu tarafa geldiğinde annemlerin sevdiği sade ve bebeğinin sevdiğim karamelli dondurmayı alıp araba yaptım kola ve gazoz da alıp kasaya gideceğim sırada o lanet siyah giyen adamı görmem de yönümü değiştirdim saçların olduğu reyondaydım biraz burada bekleyebilirdim bu arada güvenlik kamerasının bağlı olduğu televizyondan kendimi görüp el salladı ve saçma salak hareketler yapmaya başladım ve sıkıntımı atmaya çalıştım annesiyle ölümden geçen küçük çocuk bana bakınca yüzümü korkunç bir şekilde sokup çocuğa baktım ve çocuk bana dil çıkarttı umursamayarak beklemeye başladım ceyo'nun arka tarafından gelen konuşma sesi ile raftaki salçaları biraz kenara ittim ve kafamın rafın üzerine yerleştirip bulunduğum reyonun arka tarafına bakmaya başladım önümde verilen sıfatla Çığlık atınca kafam üst rafa çarpmıştı ve refleks olarak elimde kafamı tutuyorken bunun o geri zekalı adam yüzünden olduğunu kendime hatırlatıp buradan gitme kararı aldım alışveriş araba mı kasaların olduğu tarafa yönlendirecekken kolum arka taraftan tutuldu ki bu evin o adama ait olduğuna adım kadar olduğuna emindim arkamı döndüğümde adamla yüz yüze gelmiştim evet dedim açıklama ister gibi az önce beni dinliyordun asıl açıklama bekleyen kişi benim ve evet markette olduğumuz için sesini ayarlamaya çalışıyordu yok dinlemiyordum dedim gözümü kaçırarak birden hiddetlenerek koluma yapıştı ve ağzını kulağımla aynı hizaya getirerek konuşmaya başladı bana bak sürekli çevremde olman beni çok rahatsız ediyor ve varlığından rahatsız olduğum kişilerle ne yaptığımı duymak istemezsin dedi öyle bir konuşuyordu ki sanki kulağımı yiyecektik kolumu sertçe geri iterek bıraktığında diğer elimle kolumu ovuşturmaya başlamıştım yüzündeki yapmacık gülümseyişiyle iyi alışverişler dedi ve hızlıca arasını başka reyona itmeye başladı
Devam edicek... |
0% |