
Umut Kaan Öktem
Hızla dağ evinden içeri girdim. İki abim yerde bağlıydı. Onur da bir kenarda kelepçelenmiş halde oturuyordu.
Onur'a yürüdüm. Kelepçelerini çözmeden iki yakasını avuçlarımda topladım.
"Pınar nerde?"
"O a-adamla gitti."
Bedenini iki yana savurdum.
"NEDEN GİTMESİNE İZİN VERDİN LAN?"
Kafasını duvara vuracağım sırada Esin beni durdurdu. Sakinliğimi korumaya çalıştım.
Yere çöküp derin nefesler aldım. Daha doğru dürüst öpüp koklayamadığım kızı başkasına emanet etmemeliydim.
Esin abimlerin bağlarını çözdü.
"O kız Pınar mıydı?"
Soruya cevap veren Esin'di. Esin sessizce onaylar şekilde kafa salladı.
"O kız Pınar falan değil. O kız Sezen."
Emrah abime döndüm.
"Ne demek o kız Sezen? Sen Sezen'ı nasıl hatırlıyorsun?"
"Bebekliğinin tıpatıp aynısı görünüyor. Sen nasıl fark edemedin?"
Doğru. O Sezen'e benziyordu. Çünkü o Sezen'di. Benden saklanmak için ikinci bir ada baş vurmuştu.
Uzun süre sessiz kaldım. Beynim bu gerçeği işlemekte zorluk çekiyordu.
"Onu nasıl bulacağız?"
Onur'a baktım.
"Götüren adam hakkında bir bilgin var mı?"
Onur oturduğu köşeye daha çok sindi. En çok bilgiye sahip olan kişi o olmalıydı.
"Yengenin eski sevgilisiymiş. Kuzenleri için o adamla gitti."
"Kuzenleri derken?"
"Küçük kuzenleri varmış. Onlara zarar verir korkusuyla o adamın peşinden gitti."
Kafamı yere eğdim.
"Adam hakkında bir bilgi falan vermedi mi?"
"Hayır. Kaçtı ve gitti."
Telefonumu çıkardım. Sonra durdum. Kimi arayacaktım ki? Pınar'ın ailesini arasam ayrı bir fırça yiyecektim.
Polise baş vursam... Mafyanın da polisle işi olurdu aynen. Hem başta kızı ben kaçırdım ulan.
"Adamın adını buldum. Özer Sayar."
Erdem abim elinde tuttuğu kartviziti uzattı. Dokuma şirketinin sahibi Özer Sayar. Vay anasını.
"Hazırlanın oraya gidiyoruz. Onur sen Esin'i eve götürüyorsun."
"Beni bu heyecandan uzak tutamazsın abi!"
"Esin sevgiline sahip çık. Elimden bir kaza çıkacak."
Erdem ve Emrah abimle dışarı çıktık. Her ne yaşanacaksa yaşansın. Ben yaşama sebebimi, Pınar'ımı ne olursa olsun alırım.
(...)
Bölüm Sonu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |