
İlahi bakış açısı
Umut göğsüne yediği mermiyi umursamadan ayağa kalktı. Etrafta patlayan silah sesleri arasında Pınar'ı göğsüne bastırdı. Pınar fısıltıyla konuştu.
"Umut."
Umut bakışlarını Pınar'a döndürdü.
"Söyle güzelim."
"Beni bırakacak mısın gerçekten?"
Derin bir nefes verdi Umut. Zihni bulanıktı. Göğsü sızlıyordu ve kan kaybediyordu.
"Ben sana çok zarar verdim Pınar. Ailenin bana güvenin kalmadı."
Pınar Umut'a daha çok sokuldu.
"Beni bırakma."
"Zorundayım. En azından ailene kendimi affettirene kadar senden ayrı kalmak zorundayım."
Pınar gülümsedi.
"Sonra? Sonra beraber olacak mıyız?"
"Olacağız. Söz."
(...)
Pınar Sezen Mutlu
Gözlerimi araladım. Beyaz ve loş ışıklı bir odadaydım. Yatıyordum. Neden buradaydım ben?
"Kızım. Güzel kızım."
Annem bana sarıldı. Sıkıca sarıldı. Kokumu derin derin içine çekti.
"Anne. Umut nerde?"
Annem sessiz kaldı. Rahatsız olmuş halde geri çekildi.
"Bilmiyorum nerde olduğunu."
Dayıma baktım. Kendi çocuklarını öpüp kokluyordu.
"Daha ameliyattan çıkmadı."
Yattığım yerden hızla doğruldum.
"Ne?"
Annem beni aynı hızda yatağa yatırdı.
"Artık unut onu. Zaten onun yüzünden bu haldesin."
Bedenime baktım. Karnım sargılıydı. Kollarım ve bacaklarım morluklar içindeydi.
Sesimi çıkarmadım. Sadece yattım. Bu kadar kısa süre içerisinde ne kadar çok belaya bulaştığımı düşünüp uykuya daldım.
(...)
Pınar Sezen Mutlu
Herşey üzerinden 6 ay geçti. Hayatım eskisi gibi düzene girdi. Tabii fiziksel olarak. Psikolojik olarak kafamı toplayabilmiş değildim.
Aşkın sizi en hazırlıksız anda yakaladığı söylenir. Bende de öyle oldu. 1 hafta kadar nefret kustum. Sonra tam bir şeyler hissediyorken yollarımız ayrıldı. Bu düşünce onu televizyonda sunucu olarak gördüğümde değişti. Yollarımız tamamen ayrılmamış olabilir miydi?
"Sayın seyirciler. Bu gün konuk olduğumuz hayvan barınağına kolilerle mama taşıyacağız."
Kendimi ekrana daha çok kitledim. Mafya varisi -pardon pardon mafya patronu- ne ara bu kadar çok değişmişti?
Sadece kişilik olarak değil fiziksel olarak da çok farklıydı. Göz altları mosmordu. Fazla öksürüyordu ve saçları kısacıktı. Saçlarını asker tıraşı yapmıştı. Değişmişti. En az benim değiştiğim kadar çok değişmişti.
"Abla bu Umut abi değil mi?"
Annem hayırsız olduğunu düşünür bir şekilde çemkirdi.
"Ta kendisi."
"Saçları çok güzel görünüyor. Benim saçlarımı da öyle keselim mi hala?"
"Keseriz tabii."
Annem onaylamayan bir bakış attı ve gitti. Bende kendimi ekranın karşısında onu izler halde buldum.
(...)
Bölüm Sonu.
Sezon finalini yazdıktan sonra birkaç şey yaşandı. Üstesinden geleceğimi pek sanmıyorum.
Yine de bölüm atmaya devam edeceğim. Arka planda başka bir kurguyu düzenlemeye çalışıyorum. Şuan bu kurgunun herşeyini belirledim. Bu kurgunun finalini yazarken de duygulanacağıma eminim.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Sadece biraz dertleşmek istedim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |