
İlahi Bakış Açısı
Saat gece yarısıydı. Emrah terler içinde uyandı rüyasından. Hande aklından çıkmıyordu. Onu sevip sevmediğinden emin değildi. Emrah ilk görüşte aşka inanan biri değildi. Yoksa ilk görüşte ona aşık mı olmuştu?
"Neler oluyor bana? Neden bu adını bile bilmediğim hisleri yaşıyorum?"
Yataktan kalktı ve balkona çıktı. Emrah Öktem ailenin ilk çocuğuydu. Babası ona genç yaştan itibaren fazlasıyla sorumluluk yüklemişti. Emrah bu sorumlulukların üstesinden gelmeye çabalarken gençliğini yaşayamamıştı bile. Şimdi 36 yaşındaydı. Şöyle bir geçmişine baktı. Evet bir sürü başarısı vardı. Holding onun sayesinde ayaktaydı. Ama Emrah bu başarılarından mutlu muydu? Mutlu olduğunu sanmıyordu. Eğer bu adını bilmediği duygu onu mutlu hissettirecekse Emrah bu duygunun peşinden gitmeye hazırdı. Ama önce Hande ile konuşmanın bir yolunu bulmalıydı.
(...)
Mutfaktaydı Hande. En yakın arkadaşı ona kahve içmeye gelmişti. Mutfakta Emrah'ı düşünerek kahve hazırlıyordu.
"Hadi Hande. Seni beklemekten ağaç oldum burada."
Hande'nin arkadaşı Özlem evlenmişti ve küçük kızı ile Hande'yi ziyarete gelmişti. 34 yaşındaydı ve geç evlendiği için pişman olsa da mutlu bir evliliği vardı. Özlem kendisiyle yaşıt olan en yakın arkadaşı Hande'nin de sevdiği biriyle ve en yakın zamanda evlenmesini istiyordu.
Hande elinde kahve tepsisiyle arkadaşının oturduğu bahçeye ilerledi. Kahveleri masaya koyup kendi de yerine oturdu. Arkadaşı Özlem'in kahvesini yudumlamasını izledi. Emrah'ın onu izlediğinden habersizdi.
"Anlat bakalım. Var mı hayatında biri?"
Hande bakışlarını aşağı çevirdi. Emrah aklına geldikçe yanakları al al oluyordu. Kızaran yanaklarını gizlemek için fazlasıyla çabalasa da boşunaydı. İki arkadaşı uzaktan izleyen Emrah bile o al al yanakları fark etmişti. Hande'ye daha da fazla hisler besliyordu. Ama yine de bu beslediği duygulara bir ad koyamıyordu.
"Anladım ben seni. Sen aşık olmuşsun."
Hande kafasını kaldırıp arkadaşı Özlem'e baktı. Aynı anda da Erdem konuşmaları dinlemek için ikisine daha da fazla yakınlaştı.
"A-Aşık mı? Ben mi?"
Özlem Hande'ye daha da yaklaştı.
"Kime aşık oldun söyle bakalım?"
Emrah konuşmaları net duyamıyordu. Daha da yaklaştı.
"Yeğenim Sezen'in sözü vardı. Orda birini gördüm. Damadın büyük ağabeyiymiş sanırım."
Emrah'ın yüzünde büyük bir gülümseme oluştu. Çalıların arasından çıkıp Hande'nin yanına yürüdü. Emrah titreyen ellerini saklayarak Hande'ye seslendi.
"Sizin de bana karşı hisleriniz varsa boş bir zamanınızda sizinle kahve içmeyi çok isterim."
Emrah bu kelimeleri sesi titremeden söyleyebildiği için kendiyle gurur duyuyordu.
Hande ayağa kalktı. Emrah'a yürüdü. Emrah'ın titreyen ellerini tuttu.
"Yarın müsaitim. Gelirseniz kahve içebiliriz."
Emrah gülümsedi. Bu günü hayatının en mutlu günü ilan etti.
(...)
Emrah eve yüzünde gülücükler saçarak girdi. Kardeşleri ve annesi onu ilk defa bu kadar mutlu görüyordu. Erdem ayağa kalktı ve kendi odasına gitti. Herkes sevdiğini bulmuşken ve mutluyken o neden mutlu olamıyordu? Onun neyi eksikti? Esin ve Onur'u ayırmaya çalıştığı için mi böyle oluyordu?
O gece Emrah huzurlu bir uykuya dalarken Erdem gece boyu ağladı. Kardeşleri gibi mutlu olmayı diledi. Hem de defalarca kez diledi.
(...)
Bölüm Sonu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |