
İlahi Bakış Açısı
Özer zihninin geçmişe gittiğini hissetti. Aklına Pınar ile güzel anıları geliyordu. Daha delirmenin eşiğine gelmediği zamanlar. İkisi de çocuktu. Pınar için lisenin ilk günüydü. Babasının intiharı ardındaki yeni hayata alışmaya çalışıyordu. Özer onun o halini bir kere gördükten sonra hiç aklından silemedi. Pınar babasından eksik gördüğü sevgiyi Özerde bulduğunu sandı. Özer ise Pınar'ı daha çok sevmenin onu daha da mutlu edeceğini sandı.
İkisi de yanılmıştı. İlk başta Pınar yanılmıştı. Aşk onda eksik olan babasızlığı dolduramamıştı. Bu yüzden Özerden uzak durmaya başladı. Bu sefer yanılan Özer olmuştu. Fazla sevmeye başlamak delirmesine ve Pınar'ın ondan uzaklaşmasına engel olmuştu. Özer daha fazla sevdi. Pınar gelir sandı. Ama Pınar hiç gelmedi. Özer daha fazla sevdi.
(...)
Umut kendi çocukluğuna döndüğünü fark etti. Kardeşleriyle güzel anılarını getirdi aklına. Sonra da bebek Sezen'i. O bebek Sezen gözlerinin önünde ağlamaya devam etti. Kaan onu susturamadığı için kahroldu. Sonra Pınar geldi aklına. O da bebek Sezen gibi ağlıyor muydu? Ağlıyorsa nasıl onun yanına gidip onu sakinleştirecekti? Bu düşünceler arasında Umut'un kalbi sıkıştı.
(...)
Pınar Sezen Mutlu
Annem ve dayım da sonradan bize katılarak ailecek Öktem konağında toplanmıştık. Herkes eli kolu bağlı halde oturuyorken Erdem abi kızını bana emanet edip abisi Emrah ile Umut'u aramaya gitmişti. Zeliha ikizler ile beraber yanımda oturuyordu ve olabildiğince sessizce ikizlerle sohbet kuruyordu.
Zerrin Hanım kızı Esin'e sarılarak oğlu için ağıt yakıyordu. Onların bu hali babamın ölümünde annemin bana sarılıp ağlamasını hatırlattı. Gözlerimden bir kaç damla yaş düşerken ağlamaya başladım. Bunca zamandır ağlamamak için kendimi tutmuştum. Umut şimdiye kadar canlı bir şekilde ortaya çıkmadıysa şimdiden sonra da ortaya çıkamazdı. O bir mafyaydı. Kurtulmanın bir yolunu bulamamış mıydı?
Annem bana sarıldı. Gözyaşlarım onun kıyafetini ıslattı.
"Bulacaklar onu kızım."
Annem yavaşça saçlarımı okşarken ben ağlamaya devam ettim. Masa üstünde duran telefon çalmaya başladığı anda tüm dikkatim telefona döndü. Zeliha telefonu açıp bana doğru tuttu.
"Pınar. Biri Özer'i öldürmüş. Az önce cesedini bulduk."
Yutkundum. Eğer Özer öldürüldüyse sıra her an Umut'a gelmiş olabilirdi.
"H-Herhangi bir kanıt yok mu?"
Ağlamamı zar zor durdurmaya çalışarak konuşuyordum.
"Cesedine kazılı bir imza var sadece. T ve A harfi içeriyor."
Annemin saçlarımdaki eli duraksadı. Ağlamayı bırakıp kafamı kaldırarak anneme baktım.
"A-Anne?"
"Bunu yapanın kim olduğunu sanırım biliyorum."
Hızla ayağa kalktım. Babamın soy adı A ile başlıyordu evet. Ama bu ölü bir adamı katil yapmazdı ki?
"Senin bir ağabeyin var Pınar. Babanın önceki evliliğinden. Tan Aktan."
Bu büyük bilgiyi hızlıca sindirdikten sonra Onur'a bakış atıp dışarı koştum. Eğer yetişebilirsem onu durdurabilirdim.
Onur hızla arabayı sürmeye başladı. Erdem ve Emrah ağabeylerin arkasından gittik. Patika yolun soğuk havasında ben Umut'un yanına ölmeden önce ulaşabilmeyi umdum. Başka yapabileceğim bir şey yoktu.
(...)
Bölüm Sonu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |