
Pınar Sezen Mutlu
Güzel bir sabaha uyandım desem yalan olur. Saat gecenin 3'üydü ve Kadir denen adam doktoru ancak bu saatte getirebilmişti.
Umut kızarmış ayak bileğime baktı. Sanki tek sorun bileğimin burkulmasıymış gibi.
Doktor içeri yürüdü. Elini bileğime koydu ve nazikçe sıktı. Acıyla yüzümü buruşturdum.
"Burası acıyor mu?"
"Acıyor."
Başka bir yeri nazikçe sıktı.
"Burası?"
"Acıyor."
Birkaç denemeden sonra bileğime kremler sürmeye başladı.
"Ciddi bir şey yok. Kırılmadan kılpayı kurtulmuş. En az 1 hafta üzerine basmaması gerekiyor."
Umut sırıttığında rahatsız bir iç çektim. Bu halde kaçamayacağımı biliyordu. Şimdiye kadar şansın onun tarafına gülüyor olması artık moralimi bozmaya başlamıştı. Ben bahtsız bedevi miyim yahu?
Açık kumral saçlarımı geriye attım.
"Peki ya çizikler?"
Doktor tüm vücudumdaki çiziklere baktı.
"Yarayı temizleyip yara bandı yapıştırsanız yeterli olur."
Umut'a kısa bir bakış attı. Umut'un siniri ve kıskançlıktan kavrulan halini gördüğü için bana daha fazla temas etmek istemiyordu. Haklıydı da. Kim bir mafya patronuna meydan okumak isterdi ki?
Doktor tüm tıbbi malzemeleri bırakıp odadan çıktı. Umut yanıma yürüdü. Sargılı bileğime baktı.
"Dokuz buçuk."
Fısıldadığı şeyi rahatlıkla duymuştum. Dokuz buçuk ne alakaydı şimdi?
"Ne?"
"Yok bir şey."
Ellerini kıyafetlerime doğru uzattı. Hızla geri çekildim.
"Ne yapıyorsun sen?"
"Yaraları temizlemem için soyunman gerekiyor."
Kendimi inatçı olmaya hazırladım.
"Sence ben senin önünde soyunur muyum?"
"Kıyafetlerin üstünden yarayı temizleyemeyeceğime göre evet soyunursun."
O an aklıma mükemmel bir fikir geldi.
"Bu konakta bulunan bir kadın çalışanı çağır. Ancak onun yaraları temizlemesine izin veririm."
Ortayolu bulma konusunda üstüme yoktu. Zaten erkek milletinin çoğu ortayolu bulmak yerine bunu kadınlardan beklerdi.
"İyi be tamam."
O gece benim yaralarımı temizleyen konakta çalışan genç bir hizmetçi oldu. Kızın adını sormayı bile unutmuştum. Çünkü kısa süre içerisinde uykuya dalmıştım.
(...)
Bölüm Sonu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |