Wilson Krallığı

Bahçede

"Ya benim kardeşim bugün mü doğmuş, ya senin bugün doğum günün ya azcık neşelen be."

"Yanaklarımı sıkıp durma abla!"

Prensens Luna kardeşine doğru bir adım atarken annesinin söylenmesi ile durur.

"Birbirimize sataşmayın! Luna sende kardeşine bulaşma ve edepli olun."

"Tamam anne."

"Tamam anne."

İki kardeş aynı anda konuştuğunda birbirlerine bakarlar.

"Beni taklit etme be!"

"Azıcık Prenses gibi davran be abla!"

"Sus be-"

"Max haklı Luna! Sen bir prensessin, edepli davran."

"Peki baba."

Luna kardeşinden uzaklaşır ve annesinin yanına gider. O sırada bir asker bahçeye gelir.

"Kralım bir haber var."

Herkes meraklı gözler ile askere bakar. Kral Percy'nin ifadesi sertleşir ve askerin konuşmasına izin verir.

"Efendim Lively kralı Lamian ve Connel kralı Leo aralarında bir anlaşma için çocuklarını yani Prens Rider ile Prenses Rosalie'yi evlendireceklermiş."

"Aralarında ki barış için, Peki gidebilirsin."

"Son şey efendim, yarın bütün krallıkların Lively Krallığına gelmeleri söylerler."

Asker başını eğerek bahçeden çıkar. Luna heyecan ile ortaya atılır.

"Sırf bir barış için çocuklarını mı evlendireceklermiş? Ama... Ama bu çok saçma-"

"Atalarımızdan beri olan bir şey bu Luna! Eğer

böyle bir durum olsaydı siz de evlenirdiniz."

"Ne!"

"Ama-"

"Bu işe karşımak bize düşmez, yarına hazır olun erkenden yola çıkacığız."

"Çocuklar siz odanıza gidip hazırlanın."

Kardeşler başlarını sallayıp Saray'a girerler, merdivenlerden çıkmaya başlarlar.

"Abla bu evlenicek prens ve prenseslerin sevdikleri var mıydı?"

"Ben nerden bileyim Max?!"

"Senin aran onlar ile iyi diye biliyordum."

"Bilmiyorum."

"Senin sevdiğin evlenseydi-"

"Sus Max!"

"Neydi adı... Hah! Prens Darcy-"

"Max!"

Luna kardeşin omzuna sertçe vurur.

"Kapat çeneni."

"Uff... Acıdı."

Luna kardeşini önemsemeyin odasına girer. Dolabını açıp yarın için hangi elbiseyi giyeceğini bakar. Max ise kapı eşiğine yaslanıp kollarını göğüs inde çaprazlar ve ablasını izler.

"Ben mavi tonlarında bir elbise giyinme."

"Neden?"

"Sana yakışıyor ama gözlerinde mavi yani..."

"Tamam sus... Yeşil mi giyinsem?"

"Çam yeşili tonlarında elbiseni giyin o yakışır sana."

"Tamam, sen ne giyineceksin?"

"Bilmiyorum belki... Annemin yeni aldıklarını giyinerim."

"Tamam... Çıksana be odamdan!"

"Hayırr."

"Ama gidip hazırlanmalısın kardeşim yoksa z-"

"Abla!"

Luna zaferle gülümser.

"Karma bu canım, hadi git kendi odana."

"Ufff."

"Ablaya oflanmaz be!"

Luna, Max'in ardından kapıyı kapatır. Seçtiği elbiseyi dolaba geri koyup kitaplığına yönelir. Rastgele bir kitap alıp Kane peşine oturur.

Kral Percy ve Kraliçe Victoria odalarında

sandalyesine oturmuş kollarını masaya dayamış bir şekilde düşünürken Kraliçe arkadan gelip kollarını boynuna dolayan.

"Ne düşünüyorsunuz?"

"Victoria... Luna çok neşeli ve hiçbir şeyi ciddiye almıyor. Bayadır düşündüm ve kararım şu: Bilge kadın Dova ile konuşucam ve Luna'nın onun yanında kalıcak, birkaç gün yada birkaç ay Dova'nın yanında kalıcak."

"Kralım siz nasıl düşünmüş deniz o olur ama bunu Bilge kadın ile de konuşmalısınız ve belki diğer krallıklarda veliahatlarını Bilge kadın'a bırakırlar."

"Ah Victoria...çok düşüncelisin..."

"Percy..."

Kral ayağa kalkıp karısına sarılır. Dışarıda soğuk davransalarda tek kalınca gerçek sevgilerini gösteriyorlardı.

Victoria başını kralın göğsüne yasladığında Kral eşinin saçlarının arasına bir öpücük bırakır.

"Çok düşüncelisin, saygılı ve daha diyemediğim kadar fazla..."

"Sen çok..."

Kral yumuşak bir kıkırtı bırakır.

"Dediğin gibi diğer krallar ile de konuşacağım hem Çocuklara da doğa da yaşamak iyi gelir."

"Eğer bir sorun olursa da zaten yakınımızda olan köy de olucaklar."

"Roth Krallığına ve cadılar'a yakın."

"Evet..."

"Üzülme Victoria."

"Hadi, yatalım artık."