Şırnak da öğretmenlik yapan Peri Akaç`ın ansızın sınıfını basan teröristler tarafından sınıfında ki tek asker çocuğu olan, yüzbaşı Acar Alp Uluç`un oğlu Mete ile dağa kaçırılmasıyla başlayan hikayede bizi bolca aşk, tutku ve heyecan bekliyor olacak
Mutlu bir aşk hikayesi değildi bu yaşadıklarımız. Benim varlığımdan haberi bile olmayan birine kendimi fark ettirme çabalarımdı. Pembe bir ruj ve siyah bir tesbihin yan yana bile gelemeyeceği bir yerde, "bizi" oldurmaya çalışmıştım, güzel ve imkansız hayaller eşliğinde. Ama tüm uğraşlarıma rağmen "bizim hikayemiz" diyebileceğimiz bir hikaye bile yazamamıştık. "Biz" olmayı düşlerken "onlar" olarak bulmuştuk kendimizi. Bu, yaşadıklarımızın mutlu bir sona layık görülmeyen başka hikayeler ile benzerliğinin kanıtlarından biriydi. Hayallerimin gerçekleşeceğine inanmaya başladığım zamanlarda, henüz peri masalının ortalarındayken, acımasızca koyulan bir nokta ve o noktanın geride bıraktığı düşler...