Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@eftal.ya

Uyku mahmurluğu acaba bana halisünasyon gördürüyor olabilir mi diye yanaklarıma hafif hafif tokatlar attım ama Yok! Mesaj olduğu gibi gözümün önünde duruyordu. Bu kadar ince ruha sahip biri benim kapımda neden beklerdi? Bir insan böyle güzel sevilebilir miydi? Seyrederken evreni unutturacak türden bir aşk...

Kalbim heyecanla kasıldı. Parmaklarımı klavyenin üstünde gezdirirken titrediklerini fark ettim.

Siz: Afedersiniz? Galiba yanlış oldu.

Ve bekledim. Birkaç dakika içinde mesajım görüldü oldu. Hevesle bekledim lakin herhangi bir şey yazmadı. Ben de kendimi tutamadım ve tekrar yazdım.

Siz: Pardon? Bir şey söylemeyecek misiniz?

Siz: Tamam galiba bir şaka yapılıyor. Daha fazla buna alet olmayacağım. Size iyi günler dilerim!!!

Ve öfkeyle mesajlaşmadan çıktım. Tam o sırada kapı çalındı. " Girin" dememle kapı açıldı. Ceylin hanım güler yüzüyle içeri girdi. " Kızım uyandın mı? Ben de seni uyandırmak için gelmiştim. Hadi aşağı gel de kahvaltı edelim canım seni bekliyoruz. " başımı salladım. " tamam elimi yüzümü yıkayıp geliyorum Ceylin hanım. " . " Tabi kızım biz seni bekleriz." Ve çıktı. Ben de lavaboya girdim ve ellerimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda yüzümün bütün gece ağlamanın hakkını verdiğini gördüm. Tekrar odama geçip üzerime düzgün bir şeyler giydim. Ve makyaj masası olarak konan masanın karşısına geçip bavulumdan fondötenimi çıkardım. Ağlama izlerini kapatmak için biraz yüzümle uğraştıktan sonra aşağı indim. Şaşkınlık içinde bakışlarım Afife hanımla kesişince bana gülümsedi ve " günaydın Eflal kızım. Kahvaltı için yemek salonunu arıyorsun herhalde. Gel göstereyim." " çok teşekkür ederim. Size de günaydın Afife hanım. Çok sevinirim. " Bana tekrar baktı " lütfen kızım siz deme. Ben çok resmiyet kadını değilim. " . Gülümsedim " tabi Afife teyze nasıl istersen. " .

Yemek salonunu bulunca içeri girdim. Mustafa Bey ve Ceylin hanım gerçekten beni bekliyordu. Mahçubiyetle " beklettiğim için özür dilerim keşke siz başlasaydınız " dedim. Mustafa Bey " olur mu hiç kızım. Biz seni bir ömür de olsa bekleriz artık. " . Diyecek bir şey bulamayınca sadece sandalyelerden birine oturdum. Mustafa Bey baş köşede Ceylin hanımsa hemen diğer yanında oturuyordu. Mustafa Bey " e o zaman kızım da geldiğine göre herkese afiyet olsun " . Böylelikle bize yemeğe başlamamız için müsade vermiş oldu.

Sofraya baktım uzun uzun. Masada yok yoktu. Sonra açlıktan kırıldığım geceler düştü aklıma. Boğazıma koca bir düğüm yerleşti sanki. Keşke dedim içimden keşke bu insanlar beni büyütseydi. Sofraya dokunmamam Ceylin hanımın dikkatini çekmiş olacak ki " ne oldu kızım. Beğenmedin mi? Tamam hemen Afife'ye söylerim senin istediğini yapsın. " hızla ellerimi sallayarak " Hayır estağfurullah. Nimeti beğenmemek ne haddime ben sadece ımm sadece çok özenilmiş bir sofra olunca yani bilirsiniz ımm şey ben kendimi pek ifade edemiyorum şimdi ama-" . Ceylin hanımın gözleri doldu. " an-anladım kızım " dedi sesi titrerken. Gözlerinden sicim gibi yaşlar düştü ikisinin de. Biliyordum merak ettikleri çok şey vardı ama çekindiklerinden soramıyorlardı. Açık konuşmak gerekirse işime de geliyordu. Henüz o soruları cevaplamaya hazır değildim. Yıllarca halının altına süpürdüğüm meselelerle bir anda yüzleşmem mümkün değildi. Herkesin keyfini kaçırdığım bir yemeği sessizlikle geçirdik. Bir boş sandalyelere bir sofraya bakmaktan pek bir şey yiyemedim gerçi ama ... Eserimle övünebilirdim sanırım. Geldiğim gibi kaçırdığım abilerim Ceylin hanıma karşı mahçup olmama sebebiyet veriyordu. Ömer Ali 'yi de sormuştum elbette. O erkenden şirkete gitmişti. Anlamıştım benim yüzümdendi .

Birkaç parça lokmadan sonra duvardaki saate gözlerim takıldı. Yavaş yavaş oturduğum sandalyeden kalktım. Ceylin hanım ve Mustafa Bey bana baktılar. " Ben müsadenizi isteyeyim dersim var malum kitaplarımı hazırlamam gerek." Mustafa bey " Ah kızım hiç bir şey yemeden nasıl olacak? Bari şoför bıraksın seni okuluna. " . Tebessümümü koruyarak " gerçekten yedim ziyade olsun efendim. Şoföre hiç gerek yok. " . Ceylin hanım araya girdi bu sefer " olur mu Eflal'im. Baban haklı bari şoförü kabul et. Hatırım için ". Mecburiyete bulaşmış bir şekilde kabul ettim. " tamam peki çok teşekkür ederim. Yemek için de ellerinize sağlık. İyi günler. " " Afiyet bal şeker olsun evladım. "

Yukarı çıkıp çantamı hazırladım ve aşağı indim , ayakkabılarımı giyerken Mustafa Bey ve Ceylin hanım kapıya geldiler. Ceylin hanım " iyi dersler kızım. Allah zihin açıklığı versin. Bir şey sorabilir miyim? " " tabiki buyurun lütfen " " Kızım biz bilmiyoruz sen ne okuyorsun? Nerede okuyorsun?" . Karşımda ezilip büzülen kadına baktım . Kalbimden bir uğultu çalındı kulaklarıma. Fırtınalar koparan kalbim canımı nasıl yakıyordu öyle? " tıp okuyorum efendim. 3.sınıf oldum bu sene. Çapa tıp fakültesindeyim" gururla birbirlerine baktılar. Mustafa Bey " aynı Doruk abin gibi. Aferin sana kızım. Seninle gurur duyuyoruz. " . Ne yalan söyleyeyim duygulanmamak elimde değildi. Babam bildiğim adamdan gizli gizli kalkıp çalışmalarım, saklayarak aldığım test kitaplarım bana mesleğimin iftihar edileceği bir alan olduğunu unutturalı çok olmuştu. " Teşekkür ederim bu çok kıymetli. " . Ardından vedalaştık ve ben arabaya bindim.

Az önce ailem okuduğum mesleği yeni öğrenmişti. Bu gerçek damağıma acı bir tat bıraksa dahi topladım kendimi. Okulda hiçbir ailevi problemlerimi düşünmemek de benim prensibimdi. Şoföre okulun tam önünde durmamasını rica ettim. Tam da dediğim gibi dikkat çekmeyecek bir yerde beni indirdi. Teşekkür ederek arabadan ayrıldım, sınıfımı bulup yerime yerleştim. Beni zorlayan ama yaptığımı düşündüğüm bir sözlü verdikten sonra kahvaltıdan aç kalkmamın mideme bıraktığı gurultular yüzünden kafeteryaya indim. Kendime bir tost ve çay söyledim. Hazır olan tostun ve çayın parasını verip bir masaya oturdum. Telefonumdan birkaç notlarımı açıp okurken yemeğimi yedim. Evet itiraf ediyorum çok inek bir öğrenciydim. Çünkü bana kalan tek şey her zaman derslerim olmuştu.

Çalışmamı bozan bir karanlık olmuştu. Birisi elleriyle gözümü kapatmıştı. Şaşkınlıkla kalakaldım. " bil bakalım ben kimim,?" Bora'nın sesiyle kaşlarım çatıldı. " Bora" . Ellerini gözlerimden çekip " selaam " dedi. Açıkcası çok rahatsız olmuştum bu yakın temastan. Hatta ' daha dün bir bugün iki hayırdır? ' dememek için kendimi zor tuttum. " merhaba " dedim bir şey çaktırmamaya çalışarak. Onunla en son restoran felaketinden beri görüşmemiştik. " ee neler yapıyorsun bakalım? " dedi merakla telefonuma bakarak. Hey özel hayat diye bir olgu var bilir misin kardeşim! " hadi ama ders mi çalışıyorsun cidden? " . " evet ve sana da aynısını tavsiye ederim. Sınavlar yaklaşıyor. " dedim. Bana kahkaha ile karşılık verdi. " güzeel çalışkansın . Ama merak etme ben geçerim her türlü " merak etmiyordum zaten. Sadece omuz silktim. Ve toplanmaya başladım " nereye böyle? " . Kibarlığımı korumaya çalışarak " dersim 8 dakikaya başlıyor. Gitmeliyim sana da iyi dersler, görüşürüz. " dedim. Beni durdurdu " bekle parti teklifim hâla geçerli hatırlatayım dedim , iyi dersler . Görüşürüz " dedi. " pekâla aklımda olsun, teşekkürler. " ve hızla ayrıldım. Ohh be! Gittikçe bu çocuğa kıl olmaya başlıyordum ama iletişimi koparmak da istemiyordum. Bige için. Belki babasının pisliklerinden haberdardı ve eğer öyleyse bizi Ahmet Altun ' a götürecek altın bilet Bora'ydı.

Ders başladığından beri o kadar sıkıcı bir şekilde seyrediyordu ki normalde hiçbir zaman yapmayacağım bir şey yapıp telefonumu kurcaladım. Ellerim benden bağımsız sabahki yazışmaya gitmişti. Bana hâla bir cevap yazmamıştı.

Düşündüm. Madem o bana şiirle gelmişti belki ben de ona şiirle gitsem... Denemeye değerdi. Ben de bir dörtlük karaladım.

Siz: Ey düzenbaz gökyüzü, aç kollarını

Çalacağım bu gece senin yıldızlarını

Çünkü kelebek çırptı sonunda kanatlarını

Ve delmeye geliyor şatafatlı arşı

 

Anonim: Temizledim göğü senin için bulutlardan

Görmek istiyorum çünkü yüzünü yakından

Kimsin sen söyle kendini saklamadan

Gözlerine bakmak istiyor bu gece kokan adam

 

Siz: Ben renkleri solmuş yalnız bir kadınım

Yüzünü üşüten o sonbaharım

Yazı beklemek için uğrayan insanlarım

Ve fısıldayan rüzgardır yoğum varım

 

Anonim: Neden ruhunu dansa kaldırmış bu yalnızlık

Nedendir sen yalnızsan bunca kalabalık

Bırakma mısralarının arasına uzaklık

Satırların kadardır sana olan yakınlık

Tanrım bu adam nasıl bir adamdı böyle? Belki başka şartlar altında olabilirdik ama ben... Onu yorardım. Benim kalabalık hayatım onu boğardı biliyordum. Buna bir son vermek zorundaydım.

Siz: Ey gizemli yabancı, ulaşamazsın yalnızlığıma

Bunca uğraş bunca çabandır boşuna

Kimse dokunamaz buzlu yalnızlığıma

Ama bil ki kimse yaklaşmadı böyle cesurca.

Ve mesajlardan çıkıp onu engelledim. Bu ikimiz için de en doğrusuydu.

Zor da olsa ders bitmişti. Çıkışta tekrar babam bey, şoför göndermişti. Ve eve geldim. Kapıyı çaldım. Kapıyı bu sefer Ceylin hanım açtı. Kocaman bir gülümseme vardı suratında. İster istemez bana da bulaştı. Sorgular bakışlarla içeri girdim. " gel kızım bak süprizimiz var sana" . " öyle mi? " dedim merakla. Ve içeri geçtik birlikte. Asıl bomba salondaydı. Abilerimin hepsi salonda ayakta beni bekliyordu. " kızım bak abilerin sana bir şans vermek istiyorlar. Artık hep beraberiz." Şaşkınlık ve hevesle gülümsedim. Sanki süpriz doğum günü partisi yapılan küçük bir kız çocuğuydum. " gerçekten mi?" dedim mutlulukla. Sonra aceleyle ekledim" Tamam ben hemen çantamı bırakıp geliyorum. " koşarak merdivenleri çıktım ve odama girdim ki ayaklarıma keskin bir şey battı. Yere bakınca bunun kar kürem olduğunu gördüm. Benim ilk hediyem, ilk oyuncağım paramparça olmuştu. Camları tuz buz olup yere dağılmıştı. Cam kırıkları ayaklarıma batsa bile acıyan ayaklarım değil kalbimdi. Çok üzülmüştüm. Ben daha bunu atlatamadan kapı açıldı. İçeri gelen Kuzey 'di. Bir yere bir benim dağılan yüz ifademe bakıp alayla güldü. Yanıma geldi ve kolumu sıkı sıkıya tuttu. " bak " dedi yerdeki camları göstererek " günün sonunda sen de böyle paramparça olacaksın işte. Bu daha başlangıç. "

Onlar bana şans vermeye gelmemişti. Benim canıma okumak için buradalardı.

***

Evet yeni bölüm karşınızda efendim. Umarım beğendiniz. Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum. Teşekkürler. İyi günleeeer.

 

 

 

 

Loading...
0%