@eftal.ya
|
Geceyi zor bitirmiş Güneş 'in doğuşuyla yataktan kalkmıştım. Bütün gece düşünmenin hediyeleri elbette göz altı torbalarım olmuştu. Ellerimi yüzümü yıkayıp lavabodan çıktım. Eray abi için kahvaltılıkları çıkarıp giyinmeye başladım. Basit lacivert bir bluz ve siyah bir tayt giymiştim. Sonra tekrar mutfağa girdim ve çay suyu koydum zaten Eray abi de birazdan uyanırdı ama bugün benim ona gülücükler saçarak günaydın demek için moralim bir hayli bozuktu. Ben de erkenden ayrıldım ,dersim 9 da başlayacaktı. Saat daha 7 .15 'ti. Ben de vaktimi sahilde bir çay içmeye harcamanın hiç de fena olmayacağını düşündüm. Öyle de yaptım. Sahile indim ,bir çay eşliğinde bankta denizi seyre daldım. Ben baktım o köpürdü ,ben seyrettim o dalga dalga oldu. Ben ağladım o ağladı. Ağlamamı çalan telefon sesim bölünce çantamdan telefonumu çıkardım. Beni kim arayabilirdi. Elbette Eray abi. Sakinleşmek için derin 2 nefes aldım ve aramayı onayladım. " efendim Eray abi " dedim güleç bir sesle. " Eflal, neredesin? Sabah kalktım yoktun . Aklım çıktı biliyor musun? " sesi gerçekten epey endişeli geliyordu. " meraklandırdığım için özür dilerim Eray abi. Ben sadece hava almak istedim gerçekten önemli bir şey yok. Aklın bende kalmasın. " " nasıl kalmasın güzelim ha? Sen söyle mümkün mü? Apar topar çıkmışsın Sabahın köründe. " . Gözyaşlarımı silerek " haklısın tekrarı olmayacak söz. Sen endişelenme, kahvaltını yap lütfen bak çay da koydum. Güzel güzel ye sen tamam mı? " dedim. Telefonun diğer ucundan güldüğünü duydum. " tamam annecim " dedi dalga geçerek. Beni de güldürdü. " aa Eflal bu arada dün arada kaynadı. Söyleyemedim Doruk bugün seni hastaneye bekliyordu gelebilir misin? " " evet gelirim de ne için? " sıkıntılı bir sesle " DNA testi için. Ama sonuç çıkana kadar duyulmasını istemiyor " kafamı salladım sanki görebilirmiş gibi " tabi Simay'ın kardeşi olarak kalmasını istiyor değil mi? Onun ölüsünü bile dirime tercih etmiyor galiba. Anladım. " dedim. " Hayır Eflal böyle söyleme lütfen üzülüyorum " " tamam söylemem Eray abi . Şey sende benim yanımda olur musun? Yani test yapılırken. " " elbette sen kovmadığın sürece hep yanındayım ben. " dedi . Geceden sonra ilk gerçek gülümsememle " estağfurullah abi o nasıl söz öyle? " dedim. Ve biraz gırgır şamata sonra kapattık. Onun beni neşelendirmek için yaptıklarını görebiliyordum. Ve bu çabasını karşılıksız bırakmamak için elimden geleni yapıyordum . Saatin ilerlediğini fark edince yerimden kalkıp yürümeye başladım. Ve devamında okula gelmiştim. Sınıfıma girip sırama oturdum. Birazdan da hocamız sınıfa girdi. Yoğun derslerimizin ardından bir mola nihayet verilmişti. Ben de kafeteryaya indim. Kendime sert bir kahve alıp telefonumu kurcalamaya başladım. Ben telefonuma dalmışken sandalye çekilme sesi dikkatimi dağıtmıştı. Kafamı kaldırıp baktım. Karşımdaki sandalyede oturarak bana gülümseyen Bora'dan başkası değildi. " Selam " dedi. Şaşkın ördek gibi bakmayı kesip gülmeye çalışarak " merhaba " dedim. Bu çocuğun benim yanımda ne işi vardı anlayamıyordum. Dün bir bugün iki neydi yani bu şimdi? Bir anda ne diye yanımda bitivermişti ki okulun bu popüler çocuğu. Acaba ben mi fazla paranoyak davranır olmuştum. " nasılsın görüşmeyeli dünden beri? " dedi. " iyiyim teşekkür ederim çok naziksin. Sen nasılsın görüşmeyeli dünden beri? " dedim onu tekrar ederek. " Bende iyiyim ya aynı bıraktığın gibi. Bak ne diyeceğim. Bizim Cem'i tanırsın muhakkak bu akşam bir parti verecek de bizim tayfaya. Açılış partisi tabi esas parti haftaya. Herkes davetli olacak ona ama bu akşamki bizimkilere özel sen de gelsene? " . Boynumu kaşıyarak " şey çok teşekkür ederim bu güzel teklif için ama birincisi ben sizin Cem'i tanımıyorum. İkincisi ben pek parti insanı değilim. Yani özetle davetinden onur duydum ama maalesef reddetmek durumundayım çok teşekkür ederim yine de " dedim. Biraz bozulmuş gibiydi ama kimin umurunda belki böylece artık etrafımda da dolanmazdı. " pekâla, teklif var ısrar yok. Yine de kararın değişirse her zaman bekliyor olacağım. " dedi kalkarken. Gülümseyerek " sanmıyorum ama teşekkür ederim yine de " dedim. Tam gidecekti ki durdu " Neden böylesin? Yani neden sürekli kendini frenliyorsun? Neden eğlenmeyi hakkın olarak görmüyorsun? " Dedi. " Hayır frenlemiyorum. Elbette eğlenmek benim de hakkım lakin bizim eğlence anlayışımız farklı ama seninkine saygı duyuyorum sakın yanlış anlama sadece ben daha güvenli sınırlarda eğlenmeyi tercih ediyorum. " Kafasını salladı " anlıyorum. Ben de senin eğlence anlayışına saygı duyuyorum. Sağol açkladığın için teşekkür ederim. " dedi. " esas ben teşekkür ederim her şey için." Dedim. Ve gitti. Garip. Bana kendimi tuhaf hissettirmişti. Özellikle açıklama yaptığım için teşekkür etmesi oldukça ince bir hareketti. Günün devamı rutin ve sıkıcı geçmişti. Ve son dersimizin bitimiyle yavaşca toplanmaya başladım. Durağa doğru yürürken yolda kırmızı bir arabanın korna çalıp yanımdan sürmesiyle kafamı ona çevirdim. Arabadaki tahmin edersiniz ki Boraydı. "Selam, istersen bırakabilirim? " . Tam reddedecektim ki kalabalığın arasında bir şey gördüm. Kanımı donduracak cinsten bir şey. Cengiz 'i ... Sanki bana bakarak gülümsüyordu. O panikle ne yapacağımı şaşırdım. Hızla arabaya binip "olur "dedim . Bora bana gülümsedi " bu kadar isteyeceğini bilmiyordum" . Sözleri utanmama sebep oldu. Ama dikkatimi pek veremedim. Acaba gerçekten Cengiz 'miydi yoksa hayal mi görmüştüm? Bu düşünce bir urgan gibi boynuma dolanacağa benziyordu. * * * Şuan yoldaydık. Tanrım daha dün tanıdığım bir adamın arabasında yolculuk ediyordum. Benim sorunum neydi? Tamam arkadaş olmaya çalışıyordu ama ben onun niyetini tayin edecek kadar süredir tanımıyordum onu. Şuan arabasında olmak hakimiyeti ona vermekti. Arabayı herhangi bir yere çekip kötü bir şey de yapabilirdi. Daha dikkatli olacaktım. Bu acemiliği bir daha yapmayacaktım. Haberleri izliyordum ve her gün onlarca kadın benzer şeyleri yaşıyordu. Bora'ya hastanenin yakınını tarif etmiştim. Ne olur ne olmaz. En nihayetinde gergin bir yolu bitirmiştik. Bora beni tarif ettiğim yerde bırakmıştı. Arabadan inerken " teşekkür ederim Bora ." Dedim. " rica ederim ne demek her zaman. " " iyi günler " ve vedalaştık, ayrıldık. Hastaneye doğru yürüdüm. Ve içeri girdim. Resepsiyona Doruk Demirkan 'ı sordum. Bana randevusuz kimseyi kabul etmeyeceği bilgisini verdi. Harika ne yapacaktım şimdi. Çantamdan telefonumu çıkarıp Eray abiyi aramam gerekiyordu galiba. Ben telefonumu ararken arkamdan bir ses geldi. Güçlü, güzel bir ses..." tamam Buse hanımefendi benimle birlikte. " arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm. Mavi gözlü, uzun ,yakışıklı bir adam tam karşımda duruyordu. Göz göze geldik . Bu benim abimle ilk göz temasımdı. Kalbim bu ilkin hakkını verircesine çarptı. Acaba o duymuş muydu? *** Evet bir bölümü daha devirdik. Umarım beğenmişsinizdir. Kızımız artık abileriyle tanışmaya başlıyor. Çok heyecanlıyım . Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum . Teşekkürler. İyi günleeeer.
|
0% |