Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@eftal.ya

Bu abimle ilk göz temasımdı. Kalbim bu ilkin hakkını verircesine çarptı. Acaba o duymuş muydu?

***

Karşımda devleşen bu mavi gözlü adama bakmaktan kendimi alıkoyamadım. O benim abimdi değil mi? Ne güzel bir adam olmuştu. Heyecanla ona doğru adımladım. Bana baktıkça yüz ifadesi gittikçe şaşkına döndü. Yanına yaklaştım tam heyecanla bir şeyler söyleyecektim ki arkasını dönüp yürümeye başladı. Ona hayretle bakarken kalakaldım. " Haydi takip et beni" diye seslendi. Ben de onu takip etmeye başladım. Asansöre binip 2.kata çıktık. Asansörde de hiçbir kelime etmedi. Ben onun gözünün içine baktım tek lafı için lakin o bana bir yabancı muamelesi yapmaktan ileri gitmedi. En nihayetinde asansör açılınca koridorun sonlarına yakın bir odaya girdi. Kendi odasıydı burası. Kapıyı kapattı benim ardımdan. Koltuğu işaret etti. Ben de istediğini yapıp oturdum. Karşıma geçip o da oturdu.

" Evet şimdi beni bu DNA testiyle uğraştırmayıp yalan söylediğini itiraf edersen sana hatrı sayılır bir meblağ öderim. " . Kaşlarım çatıldı " ne demek istediğinizi anlayamadım pardon? Ne demek yalan söylemek? Ne münasebet efendim! Ben sizin 3-5 kuruşunuz uğruna yalan söyleyecek değilim. Eğer ciddiye almıyorsanız ebeveynlerinizle konuşmam gerekir iyi günler " deyip kalkmıştım ki eliyle durdurdu " tamam bak belli ki anneme olan benzerliği kullanmaya çalışıyorsun ama yapma! Annem Simay 'dan sonra bunu kaldırabilecek durumda değil. İstediğin gibi olsun. DNA yapalım ama sonuç çıkana kadar duyulmasını istemiyorum anladın mı ?" . Artık sinirimden gülmeye başlamıştım " hâla benzerlik diyorsunuz ya, yapmayın Allah aşkına! Bakın benimle bu uslüple konuşacaksanız şayet derhal bu işi sonlandıralım. Elbette başka kardeşlerinizden yardım isterim. Dediğiniz gibi olsun anne ve babanız şu an için haberdar olmasın sorun değil. " dedim. Bana cevap verecekken kapı tıkladı . " gel " sesiyle birlikte içeri giren Eray abiyi görmek beni bir hayli rahatlattı. Dünkü konuşmalarını benim üzülmemem için epey yumuşattığını fark ettim zira ben bugün karşımda daha anlayışlı bir adam beklemiştim ama... Eray abi yanıma gelip bana sarıldı " hoşgeldin , neden aramadın gelince? " dedi yanaklarımı öperken. " telaştan unuttum Eray abi kusura bakma. Yoksa sana ihtiyacım vardı biliyorsun" dedim gülümseyerek. Huysuz ve hoşnutsuz bakışlarıyla Doruk Demirkan araya girdi " karşılamanız bittiyse asıl meseleye dönmeye ne dersiniz? Ciddi bir sorun konuşuyoruz Eray" dedi sonda Eray abiye bakarken.

Kendimi gülmekten alıkoyamadım. " ciddi mi? Az önce beni kâle almıyordunuz siz! " . Eray abi kaşlarını havaya kaldırıp " anlamadım, ne demek bu?" Tekrar Eray abiye dönüp " mühim bir şey değil Eray abi boşver " dedim. " her neyse artık şu DNA testini yapalım ve kurtulalım " dedi Doruk Demirkan umursamaz bir ses tonuyla. Başımla onu onayladım .

Sonrasında benden kan aldılar ve kalan rutinler halledildi. Doruk Demirkan babasının tarafından olan rutinleri bir şekilde halletmişti. Ardından Eray abinin acil bir ameliyatı çıkması üzerine istemeyerek de olsa bizi Doruk Demirkan 'la yalnız bırakmak zorunda kaldı. Bense o sırada toparlanmakla meşguldüm . Pamuğu koluma bastırdığım esnada Doruk Demirkan geldi. Elindeki vişne suyunu bana uzattı. Bir vişne suyuna bir ona bakarak sorguladım. " Al, kan verdin sonuçta " dedi. Kibar olmaya çalışarak " Hayır teşekkür ederim ben kendime alırım. Eray abiye eve gittiğimi söyleyebilir misiniz? Aklı kalmasın. " dedim. Kaşlarını çatarak " vişne suyunu elime tutuşturdu. Sonra " tamam ben söylerim ona " dedi. Kafamı salladım ve yerimden kalktım. Vişne suyu için de daha fazla olay çıkarmayarak kabul ettim." Teşekkür ederim vişne suyu için." O da başını onaylarcasına eğdi tam gidecektim ki "Sen, onunla aynı evde mi kalıyorsun?" Dedi. Ona tekrar döndüm " evet aynı evdeyiz. Yani aklınıza kötü bir şey gelmesin kandırılmak gibi. Yerim belli. Dilediğinizde görüşürüz. " dedim. " Hayır ben onun için sormadım sadece neden birlikte kalıyorsunuz? Eğer istersen sana bir ev ayarlarım. " dedi. Tekrar kaşlarımı çatıp " Hayır ne münasebetle! Teşekkür ederim ama Eray abiyle yaşamak bana iyi hissettiriyor. Siz benimle ilgilenmek zorunda hissetmeyin kendinizi. İyi günler. " dedim ve arkamı döndüm. Biliyordum daha soruları vardı lakin o bu hakkı kaybetmişti. Bana ilk geldiğimde para avcısı gözüyle bakan bir adamı sırf ailesi şımarık yetiştirdi diye tolere etmeyecektim. Bu hayata zor tutunan, mücadele denizinde yıkanan bendim. Asıl bana tolerans gösterilmeliydi lakin ben ondan böyle bir beklenti bile istememişken bu davranışları ağrıma gitmişti.

İtiraf ediyorum çok kırılmıştım. Hastanede olduğum süre zarfında kendimi tuttuğumu ve ağlamamak için az buz konuştuğumu nasıl görememişti? Avuçlarımı sıkmaktan yara yaptığımı da fark etmemiş miydi? Bir anda üstüme çöken karamsarlık bulutuna hazırlıksız yakalanmıştım. Kalbim gümbür gümbür atıyor ,avuçlarım acıyor, nefesim daralıyordu. Burnumun direği ya sızım sızım sızlıyordu. İçime attıklarım ilerlememi engelledi. Öylece yolun ortasında durdum. Dizlerimin üstüne sertçe düştüm. Herkesin ortasında hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Hayır ya hayır kızım Eflal. Şimdi olmaz! "Sussana "dedim gözyaşlarıma " akmasanıza artık" öfkelendikçe avuçlarımı çarptım kaldırıma. " Sen gözyaşlarınla mı konuşuyorsun?" Dedi ince bir ses. Kafamı kaldırıp baktım. Sarışın, yeşil gözlü güzel bir kız başımda bana bakıyordu. O da yanımda dizleri üstüne çöktü. " Hadi birlikte ağlayalım " dedi. Ve işin garibi gerçekten ağlamaya başladı . Hem de benim gibi hüngür hüngür. Şaşkın şaşkın ona baktım. " neden durdun ya? Ağlasana" dedi. Tuhaf, onu dinledim ve ağlamaya devam ettim. İkimiz de deliler gibi ağlıyor birbirimize sarılıyorduk. Tanrım sosyal anksiyetem horon tepiyor olmalıydı. İlk toparlanan o oldu. Elimi tuttu ve ikimizi de kaldırdı. Yürümeye başladık, nereye gittiğimizi bilmiyordum ama hâla ağlıyordum. En nihayetinde yeşil güzel bir parka geldik. Kamelyaların birine oturduk. Bana baktı " tamam yeter bu kadar. Ağlama oturumunu kapatıyorum. " dedi. Ve inanır mısınız gerçekten sustum? Benim neyim vardı böyle? Ben annem gibi bu kızı niye dinliyordum ki? " Hayır arkadaş bir de bana deli diyorlar. Anlamadım ki dışardakiler benden deli. " diye mırıldandı. Anlamazca ona baktığımı görünce " tamam boşver sen beni. Sorun ne? Anlatmak ister misin? " dedi. Burnumu çekerken " Hayır sorun yok ben sadece doldum biraz. " dedim. Bana bilmiş bilmiş güldü " ya bilirim ben o dol- " sözünü kesti. Pür dikkat karşıya bakıyordu. Kafamı baktığı yöne çevirdim. 3 tane siyah takım elbiseli adam bize doğru geliyordu. Hızla ayağa kalkarken "kaç" dedi. Kafamı hızla ona çevirdim

" ne?" . Kızgın bir sesle bana " nesini anlamadın? Ben onları oyalarım sen kaç ,Hemen! " dedi. Tanrım ben memur kafasına sahiptim. Hayattaki en büyük paniğim sınavın son 5 dakikasında yaşanırdı. Sakin bir hayatım vardı benim. Hızla onu onayladım ve kaçtım .

Demeyi çok isterdim ama hayır. Onu öylece tek bırakamazdım. Sıkı sıkı elini tuttum . Bana şaşkınlık içinde baktı. Ama o daha olayı kavrayamadan onunla birlikte koşmaya başladım . Deli divane koşarken bir yandan da sağ olsun yanımdaki arkadaş konuşmadan edemiyordu. " Kızım sen geri misin ? Kaçsana, başına ne bela alıyorsun? " dedi. Sesimi ayarlamaya çalışarak nefes nefese " bir sus da . Aaa yeter " dedim.

İşe yaradı çok şükür. Ben de ikimizi ara bir sokağa çektim. Arkamızdaki adamlar koşarak uzaklaştı. BAŞARMIŞTIK! Onları atlatmıştık. İkimiz de nefes nefese birbirimize baktık.

Elimdeki vişne suyunu ona uzattım. Bana gülümsedi " Ah, teşekkür ederim. Vişne suyu en sevdiğimdir. " . Eh kime niyet kime kısmetti sonuçta. Hiçbir şey olmamış gibi davranmamız pek de normal olmadığımızı kanıtlıyordu bence. Ama bu kızın bu adamlarla işi neydi? Başıma nasıl bir bela almıştım? Bakalım zaman gösterecekti.

***

Evet bir bölümü daha devirdik. Nasıldı? Yeni kızı nasıl buldunuz? Sizce Eflal yardım ederek başına bela mı aldı? Kızımız abisiyle de tanıştı. Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkürler. İyi günleeeer.

Loading...
0%