Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23sevgii...

@eftlaya_atalar_tdc

~20 Dakika önce~

"Aaaaa saçım! Çok acıyor" Olamaz saçım. Çok canım yanıyordu. "Hakancan saçım yanıyor çok canım acıyor" Bomba patlamıştı ama saçıma ateş gelmişti ve saçım yanmıştı. Neyse ki fark edip söndürmüştüm ama artık çok geçti çünkü saçım kısa kalmıştı omuzumun hemen alt hizasındaydı. "Şeyy ben bi anda öyle olunca korktum sorun yok hepsi yanmadı sadece uçları biraz kötü görünüyor orayı da keserim artık." Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Saçlarımın uzun olmasına bayılırdım. "Üzülme geri uzarlar. Ama senden çok ben üzüldüm şimdi o yumuşak mis kokulu saçın yandı diye" Şu durumda bile beni güldürmeyi başarıyordu. "Her neyse kazandık ya sorun yok" O da benim gibi güldü. "Biz ne zaman kaybettik ki?"

~Şimdi ki zaman~

Eve varmıştık Kaan ise nerde bilmiyorduk.

Kapıyı Ateş açtı. "Gökçen saçın noldu sana" off altı üstü yandı ne olabilir ki. "Yandı ama söndürdüm sorun yok. Hem kazandık mutlu olacağına bu soruyu mu soruyorsun" Mutlu deildi bir şey olmuştu belliydi. "Kıvılcım" Ne "Ona birşey mi oldu" Durdu konuşamadı. "Ne oldu çabuk söyleee!" Eğer ona birşey olursa bu benim hatamdı. "O Kaan'ın yanında" Nasıl "Neee" Timur'la aynı anda konuşmuştuk. "Bu benim hatam üzgünüm gerçekten böyle olmamalıydı." Ateş bana bakıyordu boş gibi ama en derininde çok acıklı izler olan o gözlerle hemde. "Gökçen bunun sorunu sen deilsin çünkü o bizi kandırmış onlarlaymış. Bende hala şaşkınım ama. Bi anda görüntü gitti sonra bağlantı kesildi. Bi telefon geldi işte öyle öğrendim." Acı gözlerle bana bakmaya devam ediyordu. "Ateş bu nasıl olur. Onla aramız çok iyiydi. Silahları alan da oymuş o zaman"

"Yapmaz o ben biliyorum ya oyun oynuyor yada bir planı var"

"Ateş sende diyorsun ya aradı konuştu diye. Üzgünüm"

"Yok be Gökçen, vardır bir planı. Vardır bi oyunu-" Timur sözümü kesti.

"Belki de vardır bir İhaneti" Sustuk o gün çok boş bir gündü kimse konuşmamıştı. Ve akşam olmuştu mesaj geldi.

"Nasılsın Gökçen bakıyorum da evi yakmışsınız. Dün size yaptığım son iyilikti..."

Ne bu olamaz ya herkes yapar ama Kıvılcım yapmazdı. Hemen ona yazdım.

"Neden böyle birşey yaptın onun kötü biri olduğunu ikimiz de biliyoruz. Ateş sen gittiğinden beri kimseyle konuşmuyor kendini odaya kapattı."

Bir kaç dakika sonra mesaj geldi.

"Endişelenirmiydi o benim için ayrıca gerek yok ben Hiç bir zaman onu sevmedim. Nefret ediyorum hem ondan hem de sizden"

Kelimeleri kalbime bir bıçak gibi saplanmıştı. Ateş ona aşıktı. Konuşmayı sürdürmedim. Yatağıma gittim uyuyacaktım ki Timur girdi ve konuşmaya başladı.

"Uyuyacakmısın"

"Evet çok yorulduk sende yat"

"Sence Kıvılcım olayı gerçekmi"

"Az önce konuştum onunla gerçekten de Kaan'ın yanında"

"Nasıl yapar böyle bir şeyi kesin gazetemi yayınlayanda o. Gerçi buaralar hiç gazete haberleri gelmiyor ama. Gazetelere çıktım gördün mü? Nasıl da yakışıklıyım ama. Sen gelmeden önce ifade aldılar benden ama nedense bu aralar çok sessiz" Ne benim yüzümden ifade almışlardı ondan ben ne yaptım...

"Çok yorgunum uyuyacağım sonra konuşalım mı bunları"

"Olur güzelim nasıl uygun görürsen."

"Timur"

"Bu benim çöktüğüm zamanlardaki adım onu sevmiyorum biliyorsun. Söyle güzelim"

"Şeyy eğer bir gün sana yalan söylersem ve biz kavga edersek ne olur?"

"Ben dememişmiydim bizi kimse ayıramaz diye. Ben sözümü tutucak ve biz hiç ayrılmayacağız" Biz yıkılacak olursak bizi yıkacak olan bir kağıt parçasıydı ve onun dediklerine baktığımda...

"İçinde birşey var hissediyorum anlat"

"Yok ki"

"Var ki"

"Yanlış hissediyorsun"

"Hissetmiyorum ki"

"Hissetmiyormusun"

"Hayır"

"Eee hani hissediyordun"

"Zaten hissediyorum"

"Neymiş benim içimdeki o kötü his"

"Sanki benim sinirlenecegim birşey yapmışsın gibi"

"Bunu neden yapayım"

"İnsanlar hata yapar güzelim. İnsanları yaşı deil yaptığı hatalar olgunlaştırır. Çoğusuna göre hata eziklikden ibaret. Ama bilmiyorlar ki bir insan hata yaparak olgunlaşır. İnsanların doğasın da var hatalar yapmak. Bunu büyüten biziz" Kelimeleri merhem gibi geliyordu. O da anlamıştı bir hata yaptığımı ama anlatamazdım onu düzeltmeden anlatmıyacaktım.

"Ya hatalar düzeltilmezse. O zamanda böyle düşünürmüsün. Ya çok kötü bir hataysa. Ya yaptığın şey o kişinin hayatını mahvederse. Ya özgürlüğünü elinden alacak birşeyse" Durdu anlamıştı ne demek istediğimi bunlar affedilmeyecek şeylerdi. Ama belli ettirmiyordu.

"Eeee öyle yaparsa o zaman bu kişi o hata yaptığı kişiyi sevmiyodur. İnsan sevdiğine neden böyle birşey yapsın."

"Belkide o olduğunu bilmiyordur"

"İnsanlar sevdiği kişiyi tanıyamayacak kadar kötü oldumu gerçekten"

"Offfff mesela benle sen gibilerse. Yıllar sonra buluştularsa."

"Ben seni tanıdım"

"Kolye sayesinde"

"Yoo"

"Peki ne sayesinde tanıdın"

"Kokun, huyun, güzelliğin, ve sesindeki o yumuşaklık... herşeyin aynı"

"Ama ben seni tanımadım"

"O da senin kusurun olsun güzelim. Fazla kusursuzsun böyle giderse sana daha fazla aşık olucam" İyice saçmalamaya başladığımızı farkettim.

"Konu nerden nereye"

"Kahretsin, bak mesela bu huyun, iki dakika senin güzelliğinden bahsediyorum konu değiştirme diyorsun"

"Ama öyle"

"Ben hiç konu değiştirmem"

"Kıvılcımdan, bana olan aşkını anlatmana ne demeli. Bu konu değiştirme oluyo"

"Ben her zaman senin güzelliğinden bahsediyorum o yüzden buna konu değiştirmek denmez"

"Bu sözlerle beni etkilemeyi düşünüyorsan bunu unut"

"Artık çok geç etkiledim bile"

"Buna sen deil ben karar veririm"

"Hadi ama kabullen bana aşıksın dimi"

"Hiç de bile"

"Varmısın iddiasına"

"Varım"

"Neyine"

"Eğer bir gün sana aşık olursam istediğin bir dileğini gerçekleştireceğim ama eğer aşık olmazsam beni lunaparka götüreceksin"

"Luna park mı"

"Evet küçüklüğümden beri hayalim"

"İnsanlar hayalde kurabiliyormuş bu savaşın içinde"

"Senin yok mu"

"Artık var"

"Nedir"

"İddiayı kazanmak"

Bu seni seviyorum demenin en sade haliydi...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%