Yeni Üyelik
25.
Bölüm

25. Açılar

@eftlaya_atalar_tdc

 

"Kıvılcım bunu bize yapmayacaktın" Kaan gelmişti o tam karşımızdaydı ve Kıvılcım'a silah doğrultuyordu. Derya bağırdı "Kaan sakın. Pişman ederim" Kaan derin bir kahkaha attı ama bunun arkasında bir nebze olsun korku da vardı. Bu sefer bağıran kişi bendim. "Sakın şunu unutma ki o namlunun ucu seni de bulucak. Hem de en acı şekilde. Belki de seni deil zaafını bulur nerden bileceksin. Her an hazır ol." Kahkahası daha da fazlalaştı. "Sen beni vuracaksın öyle ay hiç güleceğim yoktu." Bende kahkaha atarak ona karşılık verdim. "Dikkat et de son gülmen olmasın" Tetiği çekti "Sözlerine dikkat et küçük hanım. Hayatı benim elimde" Kıvılcım'ı vuracaktı Derya çığlık attı. Konuyu deiştirmeliydim "Annem kim" Durdu. Gerçekten bu kadar ise yarayacağını bilmiyordum. "Beni durduramazsın" Her zaman tekrarlanan o şey silah sesi ardından çığlık. Bu sefer çığlık sesi hem Kıvılcım'dan hem Derya'dan gelmişti. İkisinden biri vurulmuştu. Bu hayatta savaş veriyorsak kazanmak için kaybetmek de gerekiyordu. Bizim kuralımızda bu vardı kazanacaksan önce kaybetmelisin ve ardından arkana bakmadan koşmalısın, arkanda kalan arkadaşlarını unutmalısın bir kayıp varsa kendini bitirmemelisin. Biri ölürse üzülmemelisin. Bunlar çok acımasızcaydı. Acımasız hayat, acımasız kurallar, acımasız insanlar ,acımasız kabullenişler... herşey acımasızca. Zaman durmuştu bin için bakamıyordum ikisinden birine birşey olmuştu. Bu savaşın acı gerçekleriydi, Eğer arkadaşın ölürse bakma direk geç. Ağlıyordum, bağırıyordum, yapamıyorum, çok acımasız, herşey acımasız, zaman tekrar durdu ve hala sadece ben ağlıyordum kimse ağlamıyordu, ve bir acı daha tekrar çığlık Kıvılcımdan geliyordu. "Çok fazla bunlar, kaldıramıyorum, acımasızca kurallar" Timur bana baktı "Ağlama bu savaşta göz yaşı dönmeyeceğiz" Ona baktım. Göz göze geldik şefkat vardı bana olan sıcaklığı gözlerinde saklıydı. "Ağlamak güçsüzlük demek deil ki, tıpkı her gülenin mutlu olmadığı gibi" Bu sefer Willeam bağırdı ve tekrar silah sesi. Gözlerimi geri kapattım. Düşmemeliydim özellikle de benim gibi silah kullanmayı seven birisi silah yüzünden ağlamamalıydı. "Willeam dur yapma!" Gözlerimi açtığım da tekrar bir çığlık. Derya kanlar içerisin de yerdeydi. Amellia nabzına bıkıyordu. O kanlar içerisin de yerdeydi. Willeam bağırıyordu yanın da bir kişi daha vardı. Kıvılcım... "Hayııırrrrr" Bağırıp yere attım kendimi. "Kıvılcım sen bari gitme. Koşarak onun kolundan tuttum nabzına baktım. "Timuuurrrrr yaşamını yetişin kalbi atkıyı o ölemez . Hayıırrrr" Biri bana sarıldı sıcaktı ama Timur'un sıcaklığı deildi bu. Numaradan bir sıcaklık üzgün ama sıcak bir beden ağlıyordu ve bana sarılıyordu. "Gökçen ben ölmedim o Kaan. Bana bak" daha çok ağladım. "Ölmeee" ses yoktu duyamıyordum bayılacaktım. Direnmeliydim "Gökçen bana bak sarılıyorum ölmedim ben o Kaan" Elimi hemen çektim gerçekten Kıvılcım deildi. Ona sarıldım. O öldü diyemedim. "O şimdi bizi bu savaşta bırakıp gitti, Tatil yapıyor ne güzel" Kafayı sırıtmıştım bi andan da Willeam bağırıyordu sakinleşemiyordu. Bir dakika ney Kaan ölmüşmüydü. "Kaan öldü mü" Kıvılcım evet dercesine başını salladı. "Nasıl olur bu" Kıvılcım derin bir iç çekip Deryayı gösterdi. "Onunla hep iyi anlaşıp aile hayatını konuşmak isterdim. Böyle olmamalıydı." Konuşmamın bitmesini bekliyordu. Konuşmaya başladı. "Bak sende diyorsun o çok mutlu şuan başka bir hayatta" Ağlıyacaktı ama belli ettirmiyordu. "Ama onunla hayalim vard" Willeam daha kötü olmuştu ve eşyaları kırmaya başlıyordu. Kıvılcım koşarak onun yanına gitti. Derya ölüyordu, Willeam yerde ona sarılmış vaziyette hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. "Hastaneye yetiştirin çabuk o ölmeyecek. Kıvılcım senin yüzünden. Sen ne yaptın" Kıvılcım Hayır bilerek olmadı üüzgünüm dercesine başını iki yana sallıyordu. "Yalvarırım bir şey yapın bizim hikayemiz burda bitemez. O çok küçük, onun hayalleri vardı. O daha 20 yaşında Gökçen bir şey yap. Amelliaaaaa yetiş bir şey yap ölemez o. Bizim hikayemiz burda bitemez." Derya acılar içerisinde yerde kıvranıyordu kalbi yavaşlıyordu. İlk başta öldü sandık ama atıyordu. "Zamanımız var hadi lütfen. Hala vaktimiz var. Çok geç deil." Willeam'ın yanına koştum. "Belki başka bir hayatta daha mutlu olursunuz. O şuan çok mutlu bu savaştan kurtuldu. Bakış açısını değiştir. Yıkılmamalıyız. Yalvarırım yapma" Willeam konuşmuyordu tekrar aynı şey ama bu sefer benim için deil onun için durmuştu zaman, onun için durmustu hayat, onun için sesler yoktu. Şuan tek o ve Derya vardı. O deil onlar vardı. Onlar bu savaşta adını tarihe yazacak iki kahramanlardı. Birisi şehit kahraman diğeri onun uğrunda şehit olabilecek bir kahraman. Onların hikayeleri böyle bitmişti onlar bu toprakların yerlisiydi artık. Derya ölmüştü ama sanki Willeam da onunla ölmüştü. Kaan'ın yanına bile uğramıyorlardı ve öldüklerini anladıklarında ilk sorgulanacak kişi bizdik. Kaan'ı kim vurmuştu. "Kaan'ı kim vurdu" Kimse konuşmuyordu Timur uzaktan bize bakıyordu. Yanına gittim.

 

"Neyini var"

 

"Kenarda sizi izliyorum sonuçta Derya bizim için kıymetliydi ve Willeam'ın tek sevdiğiydi"

 

"O anlamda deil yani neden burdasın"

 

"Bilmem böyle sonları sevmem"

 

Willeam iyice ciddileşmisti. "Willeam sakin ol yalvarırım yapma üzgünüm benim önüme atlayacağını nerden bilebilirdim."

 

"Sakın özür dileme sen özür dileyince geri gelmedi sonuçta, artık çok geç"

 

"Laflarına dikkat et ama o bilerek yapmadı önüne atlayan oydu"

 

"Beni sevdiğim kadın senin sevdiğin ölmesin diye kendini feda etti. Nasıl konuşuyorsun"

 

~Belkide Kıvılcım yüzünden ölmemişti olayın amacı farklıydı. Kim bilirrr~

 

 

 

 

Loading...
0%