
Odaya geldiğimizde Kerem elindeki adamı yere fırlattı odanın duvarlarında büyük yatak süngerleri vardı . Odanın üst tavanı kaliteli bir camla kaplıydı ve yaklaşık olarak 30 kişiyi rahatlıkla taşıyabiliyordu . Bunu yapmalarının sebebi ise üstten bizi izleyip fazla ileri gittiğimizde ise uyarmalarıydı tabi şimdiye kadar o uyarıları ne kadar dinledik meçhul.
- başlayalım mı kardeşim . Keremin sesiyle ona döndüm Faruk bize korku dolu bakışlar atıyordu .
- başlayalım ama elinide bağlayalım ki adaletli olsun dedim sırıtarak . Kerem hemen adamı yerden kaldırdı ve üstteki mekanizmayla ellerini ve ayaklarını bağladı .
- kaç yumruk demişti
-55 ama biz daha az yapalım yoksa bu adam dayanmaz dediğimde Kerem sırıtarak adama döndü . Ve birden yumruğunu adamın karın boşluğuna geçirdi . Acıyla inledi tekrar tekrar ve tekrar . Kerem bunları yaparken ikisinin etrafında dönüyor ve bazende buraya vurmamışsın öyle değil böyle vurulur falan diyerek olaya müdahale ediyordum . Nihayet Kerem kalktığında
- sırada ne var dedim. Adamın yüzü gözü yamulmuştu ama bizim ona istediğim şeylerin helsini yapmak için sadece birkaç saatimiz vardı .
- çivili tahtayı getirsinler dediğinde yukarıda hayran ve dudaklarının köşeleri kıvrılmış bir şekilde bizi izleyen askerlere baktım . Bu sefer Emire çivili tahta dedim . Aslında ses yukarıya gitmiyordu fakat dudak okuyabildikleri için dediğimi anlamışti . Emir' in yüzündeki sırıtış büyüdü ve hemen üst alandan çıktı . O gelene kadar kereme bakıp
- bu sefer ben vururum ama dediğimde ters ters baktı . Emir elinde uzun tahta parçalara tek tek düz bir şekilde çakılmış çivili tahtayı getirdiğinde gülümsedim . Duvara koyduğunda Faruk korkuyla bize bakıyordu . Tam arkasındaki duvara koyup karşıya geçtim . Faruk karşısında beni görünce
- yapamazsınız hayır bu kurallara aykırı şikayet ederim sizi diye car car bağırıyordu . Birden Kerem yumrugu ağzının ortasına vurunca üzülmüş bir şekilde ona döndüm ve
- ama ben çakacaktım hep benim sıramı çalıyorsun dedimde güldü . Birden arkamı dönüp hiç beklemediği bir ana faruka art arda tekme ve yumruklarımı geçirdim . Ona vurduğun her darbede arka bedeni çivilere battığı için durmadan bağırıyordu . Kereme baktığımda bu kadar yeter gibi bir baş hareketi yaptı. Aslında şuan faruku birden yakasından tutup çekmem ve canını yakmak gerekiyordu fakat önünden çıkıp elimi uzatarak Kereme farukun önünde az önce durduğum alanı gösterdim . Bir star edasıyla yüzündeki gülümseme ile yerime geldi ve
- beni bundan mahrum bırakmadığın için saol kardeşim diyerek yerime geçti
- nasılsın Faruk dedi . Faruk küfür ettiğinde önce karnına bir yumruk geçirdi sonrasında ise kıyafetlerinden tutarak birden onu çektiğinde farukun bağırışı kulağımı ağrıttığı için yüzümü buruşturdum . Yukarıdakilere baktığımda onlarda yüzünü buruşturmuş bir şekilde tiksintiyle faruka bakıyordu .
- Kerem adam olucek çıksakmı artık dedim çünkü adam anlattığında daha kötü durumdaydı arka bedeni ve yüzü neredeyse kandan görünmüyordu.
- ama daha son kozumu oynamadık ki kardeşim dediğinde zaten bu cevabı beklediğim için yüzüme yayılan gülümseme ve gözlerimdeki tiksintiyle faruka baktım . Durmadan küfür ediyordu
- yeter lan çeneni mi kıralım illa susman için egerki bir daha küfür edersen bu eziyetin iki katını gözünün önünde yakaladığımız diğer kişilere yaparım . Cümlenin sonrasını tammalamadım çünkü ne kadar sinirlenensem dahi küfür etmemeye çalışıyordum a fakat farukun hayatımda duymadığı küfürleri sıralamaya devam etmesi damarına bastığı anlamına geliyordu . Birden bir kafasını tutuo bir kafa attığımda başı kne düştü.
- iyi susturdun vallahi benimde başım ağrımıştı diyen Kereme baktım. O sırada Süleyman elindeki kafesle içeriye girdi
- buyrun komutanlarım dedi yüzündeki gülümseme ile sonra faruka baktı
- bir tanede ben vursam dediğinde Kerem ile birbirmize baktık ve Süleyman'a alan açtık. Hemen karşısında geçip suratına güzel bir yumruk koydu . Yapıyordu bu işi valla güzel koymuştu .
- saolun komutanım dedi ve çıktı . Getirdiği kafesin üzerindeki örtüyü çektiğimde içindeki yılanlara baktım . Bu yılanlar zehirli değildi ve birisini sokmazkardı fakat Faruk bunu bilmediği için yüzündeki korkuyla bir bize bir yılanlara bakıyordu.
- yapamazsınız hayır izin vermem çağırın konutanınızı buraya lan izni varmı öğreneceğim dediğinde .
- komutanlar şuan biziz bize şikayetini ilet farukçuğum dedim gülerek
- yapamazsınız bu eziyet fazla bana bunu yapamazsınız dediğinde kerem araya girdi .
- talebin kabul görülmedi devam et y- çağkan . Yavuz diyordu normalde bana fakat bu it yanımızdayken bunu diyemezdi güvenlik önlemleri için son anda hatırlatmıştı. Kafesin kapağını açarak içinden bir tane yılan çıkarıp kafesi geri Kereme verdim. Faruka doğru gittiğimde korkuyla başını geri çekti kendini fazla sıkıyordu. Bu kadar korkmasını beklemiyordum çünkü bayılabilir ve vücudundaki diğer yaralar yüzünden uzun süre uyanmayabilirdi Kereme baktığımda bırak der gibi baktı .
- bu kadar korku sana yeter dedim ve elimdeki zarasiz yılanı geri yerine bıraktım . Açıkçası dağlarda yaşayan bir itten bu korkuyu beklemiyordum.
- ben oğlumun intikamını aldım bu yaptıklarınız örgütten kimseninmi kulağına gitmeyecek sanıyorsunuz . Elimiz hep üzerinizde olucak arkanızı kollayın dediğinde ne Kerem nede ben kendimizi durdurabilmiştik . İkimizde farklı yerlerine iki üç yumruk koyduktan sonra dışarı çıktık .
- temiz işti yavuz tebrikler
- saolun komutanım gözünüze girmek ne kadar güzel bit lütuf dediğimde kerem güldü . Aslında üst rütbem falan değildi ayni rutbedeydik fakat birbirinizle uğraşmayı seviyorduk . Birden tüm askeriye önümüzde belirince herkesin ağzından birşey çıkıyordu.
- tamam çocuklar Faruk yüzünden zaten başımız ağrıyor tebriklerinizi sonra alırız dedi Kerem bir cumhurbaşkanı edasıyla . Herkes gülerek dağıldı ...
...
Hastanede canım aşırı derece sıkılmaya başlamıştı şuan koridorda yürüyordum yanımda ise kardeşim ve bir asker vardı . Fakat bu durum çok can sıkıcıydı . Yanımda ki askere dönüp
- size yemek veriyorlar değilmi sabahtan akşama kadar orada aç karınla beklemiyorsunuz dedim
- yiyoruz biz siz bizi merak etmeyin dedi . Tekrar odama doğru gititgimde daha oturalı 10 dakika olmamıştı ki Merih teyze içeri daldı.
İnsan bir kapı çalar yahu
- ayyyy Elif ben birine vuruldum dediğinde ağzımdan aşırı şaşkın bir ne çıktı
- ne ne ya aaaa ben aşık olamazmıyım ben size taş çıkarırım dedi . Daha geçen bana evde kaldın diyordu 25 yaşında olmama rağmen tamam azıcık doğruydu evlenme yaşın gelmiş hatta geçiyordu fakat kendisi iki kere evlenmiş kocalarını dolandırdıktan sonrada şiddet görüyorum diye boşanmış şimdide gelip burada birine aşık oldum diyordu
- Merih teyze sen adamı dolandırmak içinmi aşık olsun yoksa normal aşıkmı. Dediğimde
- sus kız ben kimseyi dolandırmadım kendileri verdi o parayı bana nafaka olarak dedi . Fakat zaten boşandıktan sonra dolandırmasına rağmen hala nafaka alıyordu . Gülmemek için kendimi zor tutarken
- nasıl biri dedim ki demez olaydım . Bir anlatışı var vallahi kafam şişti.
Yaklaşık 1 buçuk saattir Merih teyzenin aşık olduğu kişiyi ve kurduğu hayallerini dinliyordum . Daha doğrusu dinliyormuş gibi yapıyordum çünkü artık başım ağrımaya başlamıştı . Yatmak istiyorum desem ayıp olacağı için kaderine razı gelmiştimki kapı çaldı . Hemen kapıya baktığımda Merih teyze sonunda susmuştu . İçeriye abim girdi . Allah'ına kurban gibi bakış attığında az çok olayı anlamış olacakki gülerek yanıma doğru gelmeye başladı
- nasılsın Merih teyze
- kız ben yaşlımıyım o kadarda bana Merih teyze diyosun . Dediğinde ikimizde güldük fakat benimki sinir gülüşüydü.
hasbinAllah sus artık be kadın
- lafın gelişi canım yoksa sen güzel bir hanımefendisin dedi abim . Oda memnun bir şekilde ayağa kalkıp
- ben sizi yanlız bırakayım dedi . O çıktıktan sonra abim konuşmaya başladı
- bugün o itlerin sorgusuna girdim dediğinde kasların çatıldı . Çağkan girmemişmiydi zaten
- çağkan girmemişmiydi zaten
- girdi ama bende dayanamadım bende girdim
- birşey yaltınızmı adamlara. Dediğimde dudakları yana doğru kıvrıldı
- azıcık hırpaladık
- eminim azıcıktır . Dedim gülerek bana baktı abim uzun uzun. En son
- ben seni koruyamadım o gün orada sana garip garip sorular sormasaydım bunların hiçbiri olmayacaktı o itlerin anlattığı hiçbir şeyi yasamayacaktın . Hayır bide ben neye dayanarak sana o soruları sorduysam Dedi gözleri dolmuştu .
- senin hiçbir suçun yok abi kimsenin bir suçu yok dedim ve yerimden kalkmaya çalıştım fakat abim hemen yanıma gelip ve bana sarıldı . Ben onun omuzunu o ise benim omuzunu ıslattı bir süre ...
Buyrun efendim yeni bölüm . Size bölüm yazıcam diye sabah kalktım hasta olmama rağmen . düzenlemeyi bir kaç saat sonrasına bırakmıştım fakat uyuyakalmışım .
Neyse bu hafta içi bölüm ne sıklıkla gelir bilmiyorum çünkü yetiştirme gereken iki performans ödevi var ve bunun araştırmasi yazması tasarımı falan derken baya uğraşacağım onlarla o yüzden bölümler ne sıklıkla gelir bilmiyorum .
Sizi seviyorum baiiiii yıldız ve oy atmayı unutmayın 🌺 ♥️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 21.66k Okunma |
1.87k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |