
Bugün şükürler olsun ki hastaneden çıkacaktım . Kardeşim eşyalarımı topluyordu . Ben ise o buradayken sırtımı görmemesini sağlamaya çalışarak üzerimk değiştiriyordum . Herşey bittiğinde abim yanıma geldi ve koluma girdi aslında taşımayı teklif etmişti fakat kesin bir dille bunu reddetmiştim. Herkes toplanmış arabaya bindiğinizde resmen 5-6 kişi bir arabadaydık ve hastanenin kokusundan sonra araba beni boğmaya başlamıştı bile. Değişen yüz ifademden abim bir seyelryin ters gittiğini anlamış olacak ki şoför koltuğundan bana döndü ve büyük ihtimal kireç gibi duran yüzüme baktı .
- noldu ters giden bir şeyler mi var , gidelimmi hastaneye . Başımı sağa sola salladım.
- gerek yok sadece çok havasız ve sıkışık beni başkası bıraksa olmazmı . Sonlara doğru sesim kısılmıştı çünkü annem çatık kaşlarla bana bakıyordu . Abim ise düşünmeye başladı . En son telefonunu aldı ve birini aradı . Biraz konuştuktan sonra takrardan bana dönüp
- tek başına bekleyebilir misin ? Yoksa bizden biri kalsın mı seninle dediğinde gerek yok anlamında hemen başımı salladım . Kafa dinlemek istiyordum.
- kim geliyor senin arkadaşınmı?
- yavuz geliyor dedi . Yavuz kimdi tanımıyordum fakat şuan tek istediğim şey temiz hava almak olduğu için hiç sorgulamadan kendimi dışarı attım . Bir banka oturup derin derin nefesler çektim . Kaçırıldığımda tutulduğum oda berbat kokuyordu
Gerçi ne kadar oda olduğu süpheliydi
Şimdi birde hastane kokusu eklenmişti neredeyse doğru düzgün nefes almamıştım yani . Beyaz bir banka oturup rahat nefesler almaya başladım . Üzerimde giyinmem için verdikleri beyaz bir pijama takımı duruyordu . Ne gerek vardı yani beyaz olmasına resmen yeni evli çiftlere benziyordum . Ama şuan giydiğim bu beyaz takımdan düşüncelerimi çektim çünkü kafamı rahatlatmalı ve hava almalıydım . Ben ne güzel soluklanırken. Önümde siyah bir jip durdu üstelik camlarıda kaplama olduğu için içersinde kimin olduğunu bilmiyordum . Arabadaki adam bunu anlamış gibi bana doğru olan tarafın camını indirdi yani şoförün yan koltuğundaki camı . Açıkçası içerisinde bana bakan siyah gömlekli bir Çağkan görmeyi beklemiyordum . Açık kahvemsi saçlarının güneş değdiğinde tutanları parlıyor ve sarı gibi bir renk alıyordu . Bana bakan açık kahve fakat daha çok ela gibi olan gözleriyle kaşlarım çatıldı . Bana arabayı işaret ettiğinde kaşlarım mümkünü varmış gibi daha çok çatıldı . En son dayanamamış olacak ki arabadan inip kapıyı çarparak yanıma doğru gelmeye başladı . Gelip önümde durduğunda
- arabaya gelmeyi düşünmüyor musun ?
- senmi alacaksın beni , yavuz diye biri dedi abim onunla gideceğim . Dediğimde dudaklarının köşesi kıvrıldı .
- yavuz benim zaten dediğinde kaşlarımı daha çok çattım şuan ciddi anlamda alnımın kırış kırış olduğuna yemin edebilirdim . İki ismim var diye açıklamada bulundu . Çağkan ve yavuz fakat Yavuz'u annem öldükten sonra sildirdim dedi . İyi ama neden ki . Bunları derken yanıma oturdu ve hala sırıtıyor su
Birşeyleri bilmemem onun hoşuna gitmişti anlaşılan
- neden sildirdin ki ?
- güvenlik önlemleri için Çağkan annemin koyduğu bir isimdi ve iki isim daha çabuk bulunmamı sağlar dediğinde ifadem şükürler olsun ki düzelmişti .
- biraz daha burda kalsak sonra gitsek dedim sesimin en tatlı tonuyla . Gözlerime baktığında da ona tatlı tatlı baktığım için kabul etti ve ben havayı içime çekmeye devam ettim .
- uzun süre nefes almamış gibisin dedi yanımda oturuken . Burukça güldüm
- aldığımı sanmam zaten . Kaçırıldığımda o toprak odada hem toprak hem de kan kokusu vardı . Sonrasında klasik hastane kokusu yani, derin bir nefes verdim ve nefes almayı özledim dedim . Gözlerimi kapatıp başımı arkaya yasladığımda hafif esen rüzgar başımdaki yazmayı bozmak istiyordu . Bunu umursamazken aklıma gelen şeyle gözlerimi araladım ve yanımdaki adama baktım .
Üzerinde ceket tarzı birşey yoktu . Esmer erkeklere daha çok yakıştığını düşündüğüm siyah gömlekle sadece duruyordu . Ellerini göğsünde çapraz bir şekilde birleştirmiş başını arkaya koymuş bulunduğumuz beyaz banka iyice yayılmıştı . Üşüdüğünü düşündüğüm için
- gidelimmi dedim buradaki amaç sadece birinin benim yüzünden hasta olmasını istemememdi . Sonrasında zaten arbaya geçtik .
Şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturduğunda kemerimi bağlamak için hamle yaptım fakat ikimizde aynı anda kemeri bölümüne sokmak için harekete geçmiştik bu yüzden ellerimiz hafif bir şekilde temas etmişti . Hemen endişeyle bana baktı
- özür dilerim ben ... Fark edemedim seni rahatsız ettiysem yani . Kurduğu devrik cümleleri devam ettirmesi için sözünü kestim ve gülerek
- sorun yok ama tekrarı olmamasına dikkat et dedim . Ve başımı cama doğru çevirdim. Şırnak'ı sanki ilk defa görüyormuş gibi yollarını izlemeye başladım .
Yavuz ismi sanki çağkan isminden daha güzeldi .
Bunu düşünürken az önceki cümleleri aklıma geldi rahatsız olduğumu düşünmesi ve özür dilemeye çalışması bana göre bir incelikti . Arabasını evimin önünde durdurduğunda ona baktım teşekkür edip arabadan indim ve eve doğru baktım ilk birkaç saniye . Bina kapısına yürüdüm ve asansörü kullanmak yerine merdivenlerden çıktım . Eve geldiğimde sanki uzun zamandır yokmuşum gibi annemler beni hoşgeldin diyerek karşıladı mutlulukla karşıladı
Gerçi haklılardı uzun zamandır evde yoktum
...
Elif'i eve bıraktıktan sonra kapıdan girene kadar onu bekledim . Arabadan inip tam bahçenin ortasında durdu ve evine baktı.
Özlemişti hemde fazlasıyla
En son içeri girdiğinde bende arabayı çalıştırıp düğün alanına doğru gitmeye başladım . Bugün katılmam gereken bizim ekipten biri olan Emre'nin düğünü vardı . Zaten o yüzden siyah gömlek ve siyah bir pantolon giymiştim . Büyük ihtimalle Kerem' de gelirdu çünkü Emre'yi ekipteki herkes seviyordu.
Alana doğru geldiğimde arabayı parkettim ve indim . Kapıdan içeri girer girmez beni yoğun bir müzik karşıladı . Bizim ekibi bulmaya çalışırken etrafı gözlerimle tarıyordum . O sırada yanıma askeriyeden Ayla geldi . Beni baştan aşağı rahatsız edici bakışıyla süzüp koluma dokunarak
- hoşgeldin dedi . Sanki babasının düğünüydü . Sorusuna cevap vermeden ters ters omuzumdaki eline baktığımda sanki elini ciak kesmiş gibi hemen elini çekti
- bizimkiler nerede . Dediğimde
- gel götüreyim dedi . Tekrar ters ters bakıp
- götür demedim nerede dedim . Bu sefer bana şaşkınlıkla bakıyordu . Etrafa baktı bu alanda pek fazla kişi yoktu . Önümde durdu ve cilveli aynı zamanda üzüntülü bir hal takınmaya çalışarak . Şunu belirteyim
Asla etkilenmiyordum şansını başkalarında denemeliydi
- neden bana böyle davranıyorsun
- konumuz bu değil
- hayır tam olarak bu . Çağkan başkasını mı seviyorsun ? Dedi boş boş gözlerine baktım . Fakat bir anda kollarını omuzlarımın üzerinden geçirip arkamda birleştirmiş ve aramızdaki yaklaşık üç adımlık mesafeyi iki adıma düşürmüştü . Çatık kaşlarla ona bakıyordum .
- o zaman sorun yok benimle olabilirsin ve ne zaman istersen çağkan gülümsedi. Bende rahatlayabilirsin . Tam olarak ne saçmalıyordu bilmiyorum fakat yüzümün gerildiğini hissediyordum.
- sakın sakın bana karşı bir daha bu kadar yakın ve cüretkar olma dedim . Boynumu ellerinden kurtardığımda omuzlarıma yaslanmış olmalıydı ki bir an dengesini kaybedecek gibi oldu fakat asla umursamadım. Boş gözlerle üzerine baktığımda mini siyah bir elbise giymişti ayağında topuklu ayakkabılar vardı ve evet elbisesi
En azından bana göre
Fazla açık ve davetkardı . Tehdit edici bakışlarla ona bakıp bizim ekiptekileri bulmak için kalabalığa karıştım . Emre'ye bu kadını davet etmenin hesabını tabi ki sonrasında çok güzel yöntemlerle soracaktım .
...
Evde biraz dinlendikten sonra abim ve yengem odaya girmişti . Ve yaklaşık olarak onbeş dakikadır beni Emre'nin düğününe gitmem için ikna etmeye çalışıyorlardı.
- abicim yengeciğim bakın ben yeni geldim kafamı koyup uyumak istiyorum hem düğünler bana göre değil dedim
- yengoşum canımın içi birtanem diyen yengen iyice bana sırnaşmıştı minnoş tavrını takınarak sen gelmezsen abimi gösterdi ve yüzünü buruşturdu ben bu dağ ayısı ile orada ne yaparım .
Acaba bu minnoş tavri yüzünden mi abim ona kıyamıyordu
- halay çekersiniz yenge hiç boşuna uğraşma asla gelmeyeceğim . Biraz dinlenip sahile yürüyüşe çıkmak istiyorum o kadar . Daha fazla ısrar etmediler abim muhakkak bugün askeriyeden getirdiği telefonumun açık olmasını ,aradığında ulaşmasını ,interneti asla kapatmamamı falan gibi bir ton uyarı yaparak odadan çıktı arkasında ise yengem resmen bana somurtarak çıktı ..
Kardeşimide yanıma almış bir şekilde kulağımda kulaklıkla sahil kenarında dolaşıyordum . Uzun süredir istediğim huzur tam olarak buydu . Gidip dalgalar vurduğu için nemli olan kayalardan birine oturdum. Denizin dalgaları biraz ileriye kadar gelip geri dönüyordu ve küçük su damlaları yüzüme geliyordu .
Gelen su damlaları ile gülümsemem artarken kardeşimde yanıma geldi ve bana sarıldı . Omuzumdaki başının üzerine bende başımı koydum ve gözlerimi kapattım . Ne kadar o şekilde durduk bilmiyorum fakat o huzurlu anı abimin geç oldu eve dönün telefonuyla eve dönmek zorunda kalarak böldük ...
Selammm bu okuma oranlarına ne oluyor acaba kaos falan mı istiyorsunuz yada daha farklı seylermi
Ayrıca hiç yorumda atmıyorsunuz üzülüyorum ama ben 🥺
Neyse bölümü okuyanlar beğendiyseniz yorum atmayı ve yıldız atmayı unutmayın ve 1k olursak eğer size bol spoilerli bir video atacağım ve açıklamayı da değiştirmek istiyorum sizi seviyorum ❤️ 🌺
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 21.66k Okunma |
1.87k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |