
Yüzümü kendisine çevirip gözlerine bakmamı sağladığında sesinin şimdiye kadarki en güzel tınısıyla
- utanma benden dedi. Fakat yaptığı şeyi kendiside farkedince elini sanki ateşe sokmuş gibi hemen çenemden çekip gözlerini benden kaçırarak kapıya doğru yürüdü . En son
- Keremi çağıracağım diyip bana baktığında gözlerimde ne gördü bilmiyorum fakat bı küfür savurup dışarı çıktı.
O abinin arkadaşı başkalarıyla bakışmayı kes zira Allah seni sana benzeyen saklıyor sen sadece temiz kal ve nasibini bekle
İç sesimi onaylayıp gözlerimi uyumak için kapattım...
...
- evettt demek bomba denen adam sensin dedim sorgu odasındaki siyah sandalyede oturan ite . Boş saldalyeye oturup
- sorularıma anında cevap vermelisin yoksa olacaklardan asla ben sorumlu değilim dedim . Gülerek
- içime sızan bir köpeğe ne söyleyeceğim dediğinde dişlerimi sıkarak sıktığım yumruğu suratına geçirdim .
- soru bir takma adın bomba fakat sen kimsin ve kime çalışıyorsun . Patlamış dudağından akan kanla pisçe sırıttı
- bu kadar kolay söyleyeceğimi düşünmüyorsun herhalde ha dediğinde
- sana inlete inlete söyletmezsem ne olayım diyerek elini çözdüm .
- ayağa kalk dediğimde kalktı sandalyeleri ve masayı kenara ittim . Üzerimdeki askeri gömleğin düğmelerini açtım ve üstümden çıkardım. Şuan sadece vücudunu saran bir askeri tişört vardı üzerimde
- görelim bakalım bomba gibi yıkım yapabiliyor musun dedim ve tam karşısında geçip dik bir şekilde durdum . Benimle göz teması kursuktan sonra birden yüzüne doğru yumruk salladı fakat attığı yumruğu refleksle havaya yakalayıp diğer elimde ben onun yüzüne bir yumruk attım. Biraz durup dinlendikten sonra bana tekme atacakken ayağını havada yakaladım ve kendime doğru çekip yere düşmesini sağladım
- hadi ama bomba diyip arkamı döndüğümde ne ara yerden kalktı bilmiyorum fakat elindeki bıçak ile sağ kolumu kesti . Yüzümü buruşturuken ona baktığımda yüzündeki pis sırıtışı gördüm. Elini bileğinden yakalayıp onu duvar ile kendi aramda sıkıştırdım. Elinde tuttuğu bıçağı bileğini kavrayarak onun bağazına yaklaştırdım
- seni gebertirim dedim buz gibi bir sesle
- kime çalışıyorsun tacettin dediğimde bıçağı biraz daha boğazına yallaştırmıştım . Kafasını geriye itip korkulu gözlerle bana bakmaya çalışırken elindeki bıçağı alıp yere fırlattım . Onu ilk masanın üzerine sert bir şekilde ittiğimde masaya çarpıp yere çarptı.
- gel buraya diyerek onu yerden kaldırıp süründüre süründüre sandalyeye oturtturdum.
- kime çalışıyorsun derken bende sandalyeye oturdum fakat acımasız bakışlarım onun üzerindeydi . Az önce bıçak yüzünden ecel terleri döken adam
- Türkiye'de yaşayan birisiyle aynı masaya oturup bide ona kime çalıştığımı mı söyleyeceğim derken dişlerimi sıktım. Beni tanımamış sınız daha dediğinde ayağa kalktım ve arkasından dolanarak diğer tarafa gittim . Tek elimi boğazına dolayıp sıkarak
- kimmişsin sen Tacettin dediğimde elleriyle elimi çözmeye çalışıyordu.
-aşağılık insanlarımız dediğinde saçlarından tutup sandalyeyle birlikte onu yere devirdim üzerine çıkıp yüzüne yumruklarımı indirmeye başladım .
- aşağılık köpek. Soysuz it hayvan herif kime çalışıyorsun lan kim o büyük köpek dediğimde vurmayı bırakmıştım . Postallarımla karnına bastığımda ağırlığımı tamamıyla vermemiştim . Hafif hafif ayağımı karnına bastırırken elleriyle ayağımı tutuyordu.
- kime çalışıyorsun hangi köpeğe dediğimde biraz daha baskı uyguladım
- tamam tamam söyleyeceğim dedi ayağımı çekip hala saldalyenin üzerinde duran adamı sandalye ile birlikte kaldırdım. Nefes nefese kalan adamın arkasına geçip omuzlarına masaj yapmaya başladım.
- anlat herşeyi derken kulağına doğru yaklaşıp tıslayarak en ufak bir detayı dahi söylemezsen kemiklerini bile bulamazlar ve şunu da bil o çok güvendiğin kişilerin umrunda bile değilsin dedim . Kolum kanıyordu fakat sorgudan boş çıkmak istemiyordum . Yüzümü buruşturup tacettini masaya ittigim için yere düşen askeri gömleği aldım ve koluma bastırdım .
- çetin ona çalışıyorum takma adı doktor herkes ona doktor der . Kızı ve babasının kaçırılmasını planlayan iki farklı örgütü birleştiren adam o
- nerede kalıyor bu it
- onu kimse bilmez bize dedikleri yerlere biz gideriz ne söyleyecekse söyler sonrada gider . Büyük örgüt adamlarından birisi bu adam soy ismini bilmiyorum derken nefes aldı.
- dediklerinde yalan birşey varmı eğer varsa sözümü kesip
- yok hepsi doğru dediğinde .
- bak ne güzel anlatılıyormuş işte değdimi o kadar dayak yemene dediğimde yüzüme baktı
- cezama indirim uygulayavaksın değilmi dediğinde pisçe sırıtıp sorgu odasından çıktım . Danışma gibi olan yerden teslim ettiğim silahımı falan alıp
- içerideki adamı dava gününe kadar nezarethaneye alın ama en güvenilir koğuşa içeriyi temizleyin derken arkamı döndüm fakat aklıma gelen şeyle tekrar dönüp en ağır cezayı alamsını sağlayın dedim. Arabama doğru yürüyecekken Kerem beni gördü
- çağkan nereye gidiyorsun dediğinde tamamıyla ona döndüm . Bana sadece yanımızda birilerinin bulunduğu ortamlarda çağkan derdi . Kolumdaki yarayı görünce
- nereye bu kolla revire git Elif baksın dedi kaşlarını çatarak . Elif ile geçen yaşadıklarımızdan sonra ona görünmek istemediğim için
- gerek yok iki dakika hastanede yaparım dedim . Kerem Elif'in yanına git ben hastane derken Kerem en sonunda düz ve gür bir sesle
- revire git asker bu bir emirdir dediğinde
- mecburi gideceğiz artık emir büyük yerden dedim ve revire doğru yürümeye başladım .
Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde Elif dosyaları dolduruyordu. Bana anlamsız bakışlar attığında tamamen içeri girdiğim için kolumdaki yarayı ve kandan bir kısmının görünmediği gömleği gördü. Gözleri kocaman açık bir şekilde bana bakarak
- koluna ne oldu dedi
- ufak bir sıyrık dediğimde arkamı dönüp sedyeye geçtim . Hemen yerinden kalkıp eldivenlerini taktı . Gömleği sedyenin üzerine koyduğumda
- bumu ufak bir sıyrık. Diyerek tişörtün uçlarından tutup kolumdan yukarıya kaldırdı . Yarayı ilk temizledi sonrasında
- biraz derin bir yara dikiş acıtacaktır narkoz uygulayayımmı diye sorduğunda sadece hayır dedim .
- acıyacak ama
- işini yap sadece doktor dediğimde garip bir yüz ifadesi ile yarayı dikmeye başladı . Dikişi bitirip pansumanda yaptığında bitti dedi ve her doktorun saydığı yapmamam gereken şeyleri söyledi. Masasına gidip bana ilaç yazacağı sırada
- boşuna yazma hiçbirini alıp kullanmayacağım diyerek odadan çıktım .
Hayvan öküz neden böyle davranıyorsun kıza
Umut vermemek için
Kızın içi acmıştır lan
Benimde için acımıştı fakat bu aşkın oluru yoktu olamazdı . Arkamı dönüp çıktığım kapıya baktım ve albaydan aldığım erken çıkma izni ile ve gittim..
...
Yavuz odadan çıktığında kapıdaki bakışlarımı çektim . Kalemi geri yerine koyup neden bu kadar mesafeli davrandı diye düşünmeye başladım . Fakat bana nasıl davranırsa ona öyle davranacaktım.
Tabi canım sesinin tınısına vurulan bendim tabi
Susana sen olmadı öyle bir şey
Sedyedeki hijyen bezini değiştirmek için sedyeye yöneldiğimde Yavuz'un kanlı gömleğini gördüm . O yarayla baya kalmış olmalıydı ve herşeyi sıfır ilaç ile yapmama rağmen hiç bir tepki vermemişti . Askerlik diye düşünüp gömleğine baktım . Belli bir bölgesi kan içindeydi . Gömleği kenara koyup sedyenin hijyen bezini değiştirdim ve yavuzun gömleğinide yanıma alarak vardiya değişimi ile birlikte askeriyeden çıktım . Arabaya yöneldiğim sırada abimi görüp ona sarılmayı tabiki ihmal etmeden eve gittim ..
- kızım kimin gömleği o diyen annem baktım .
- bı hastanın anne odada unutmuş bende böyle vermiyeyim dedim .
- iyi yapmışsın yavrum . Yavuzun gömleğinide koyup makineyi çalıştırdım ...
Bir gün izin kullandıktan sonra bugün ise hazırlanıyordum . Üzerime giydiğim lacivert elbise ve aynı renk şala baktığımda gayet güzel olduğuna kanaat getirip yavuzun gömleğini de poşetledim ve evden çıktım ..
Askeriye geldiğimde önceden baktığım bir kaç askere baktım ve dosyalarını doldurdum . Sonrasında abimi arayıp yavuzun dikişlerini çıkarıp çıkarmadığını sordum
- çıkardın mi lan sen dikişlerini
- sanane lan
- bana lan deme lan . Çıkardın mı çıkarmadın mı adam akıllı cevap ver
- çıkarmadım
- defol git çıkar o zaman bı dahada aksatma benim kardeşim senin peşinden koşmak zorunda değil hayvan herif dedi abim
- sana ne oluyor lan merak eden senin kardeşin
- sen en demeye çalışıyorsun lan kırdırtma kafanı defol git çıkar ne yapıyorsan yap
- çıkarmıyorum lan varmı
- yavuz seni gebertirim defol git lan kardeşimi uğraştırırsan seni gebertirim dedi abim
- kerem kardesini kendime aliyim mi diyen yavuzun sesini duyduğumda şok içinde dinlemeye devam ettim fakat şaka mahiyetinde söylediği çok belliydi
- seni gebertirim lan diyen abimin ardından kapı kapanma sesi ve kapıya atılan bir şeyin sesi geldi ,büyük ihtimalle abim kapıya birşey atmıştı . Abim ve yavuzun konuşmasını dinlediğimde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım .
- geliyor güzelim ters birşey yaparsa bana haber ver diyen abime görmese bile başımı sallayıp telefonu kapattım . Biraz sonra içeriye giren yavuz gömleğini çıkarmaya gerek duymadan yaranın olduğu yere kadar katladı . Dikişlerini aldıktan sonra o gömleğini düzeltirken masanın üzerinde duran poşeti alıp ona uzattım . Bana kaşlarını çatarak bakmasıyla kaşlarımla almasını işaret ettim
- bu ne ,eline alıp poşeti açtığında içerisindeki gömleğini görmesiyle bakışları yumuşadı. Sende miydi bu dedi yumuşayan bakışlarını gözlerime değdirerek. Yüzümdeki hafif gülümseme ile ellerimi arkada birleştirdim ve sağa sola dönerek başımı salladım . Gülümsedi üzerindeki gömleğin koluna baktı . Dikişleri çıkarırken hafif kan olmuştu.
- tam zamanı olmuş aslında dediğinde
- giyecek misin hemen dedim . Başını salladı ve elini üzerindeki gömleğin düğmelerini attı. Hemen yüzüme çöken tedirginlik ile
- buradamiı giyineceksin dedim kaşlarını çatarak başını salladı başka nerede giyeceğim dercesine
- üzerinde bişi yokmu diyerek ellerinin üzerine ellerimi koyup düğmesini açmasını durdurdum . Dudaklarını birbirine bastırıp
- elif üzerimde askeri tişört var
- altında varmı şeyy ııı ben şey yapayım o zaman sonrada şey yaparım ztn sen rahat giyin dediğimde daha fazla dayanamayıp kahkaha attı
- sen hiç şey yapma burada kal gitmene gerek yok dediğinde sözünü keserek
- ama şey dediğimde bu sefer o benim sözümü kesti
- şey mey yok Elif dedi ve üzerindeki gömleği çıkarmaya başladı . Ne yapacağımı bilemez bir şekilde sağa sola bakıp en son ayakkabılarına bakmaya başladım . Duyduğum seslerden anladığım kadarıyla gömleği giymişti fakat nasıl oldu bilmiyorum görüş alanıma tişörtünün üzerinden belli olan karın kasları girdi . Ben karın kaslarına dalmışken
- bu ne kokuyor dedi . Ona baktığımda gömleğini tamamiyle giymiş ve yakasını kokluyordu . Kaşlarımı çatarak yanına yaklaştım ve başımı yakasına götürdüm . Boynunu sağ omuzuna götürüp bana alan açtığında kokladığım kokuyla gözlerim şok içinde açıldı. Utangaç ve tedirgin tavrımla ellerimi arkamda birleştirdim yanaklarımın kızardığına emin olarak
- şeyy ... şimdi şöyle oldu derken biraz sustum
- ne oldu derken tekrar dudaklarımı birbirine bastırdı . Tekrar yere bakıp olduğum yerde sallanarak yanaklarımı gizlediğimi düşünüyordum
- ben kendi kıyafetlerimle attığım için makineye onların kokusu geçmiş dedim. Birşeyler mırıldandı fakat ne dediğini anlamadığım için kaşlarımı çatarak ona baktım ..
...
- o zaman bunu hiç giymeyeyim diye mırıldandığımda kaşlarını çatarak bana baktı
- ne dedin diye sorduğunda sadece hiç dedim ve gömleğin son düğmesini de ilikledim . Odada bulunan boy aynasının önüne geçip gömleğin duruşuna baktım . Bakışlarımı aynadan bana bakan Elif'e değdirip
- olmuşmu diye sordum gömleği inceleyip yanıma adımlamaya başladı . Tam arkamda durup gömleğin yakasını düzeltti ve
- olmuş dedi biraz durup düşünceli ve gururlu bir sesle güzel ütülemişim dedi . Ona doğru döndüm . Boyu benden kısa olduğu için aşağı bakarak
- senmi ütüledin dedim dalga geçen bir sesle
- ne oldu beğenmediniz mi diyerek kollarını belinde bağladı ve bana baktı meydan okuyan bakışlarla baktı.
- minik boyunla bana meydanmı okuyorsunuz prenses hazretleri dedim . Kaşlarını çatıp parmağını bana sallayarak
- benim boyun kısa değil dedi . Yerimde dikleşip yukarıdan ona baktığımda çok tatlı görünüyordu .
- boynumu ağrıttın dedim
- sen fasulye sırığı gibiysen ben ne yapayım . Benim boyum gayet ideal
- kaç boyun dediğimde yere bakarak
- 1.74 dedi sonra dönüp gayet ideal bir boy tamammı 1.50 de olabilirdi ama Allah verdiğine veriyor işte dediğinde güldüm
- 1.94 aramızda 20 santim var dedim gülmemeye çalışarak
- sen bana ne demeye çalışıyorsun bana bak benim boyum gayet ideal fasulye sırığı beyefendisi dediğinde kahkaha attım
- bencede gayet kısa dediğimde ya diyerek göğsüme vurdu
- bana bak fasulye sırığı ben kısa değilim ki kısa olsaydım bu kadar talibim çıkmazdı tamammı dediğinde yüzüm ciddi bir ifade alıp
- kim ne talibi be dedim
- sanane kimse kim dediğinde üzerine yürümeye başladım ve
- kim isim versene bana dedim . Hiç taviz vermeyerek arkaya doğru ilerlerken
- sanane sana noluyor derken arkaya doğru hala ilerliyordu . Kaşlarımı çatıp yüzüne bakarken
- kaç tanesi olumlu dediğimde sırtı duvara değdi . Arkaya dönüp duvarı gördüğünde bana döndü ve çenesini yukarı kaldırarak
- hepsi olumlu ayrıca sanane sana ne oluyor dediğinde yanda duran ellerim yumruk halini aldı
- doğru banane ki bana ne oluyor dedim ve geri çekileceğim esnada keremin eşi Oya içeri daldı
- ay Elif bu abin beni öldürecek deyip etrafa baktı en son bizi gördüğünde gözleri kocaman açıldı ve karnının üzerindeki ellerini ağzına götürdü
- siz ne yapıyorsunuz burada dedi çatık kaşlarıyla
- yenge hoş geldin Elif yarama bakıyordu da o yüzden dedim .
- sedye o tarafta ve Elif oradamı yarana bakıyordu dedi dudaklarını birbirine bastırırken . Gülmek istediği çok fazla belli oluyordu . Ayrıca yaran yüzünde veya göğsünde falan mı dediğinde Elif araya girdi
- canım yengem benim kolunda yarası vardı işte geçen gömleğini burada unutmuş bende masadan onu verdim giydi falan yane boşver sen düşünme bunları diyip yengesinin koluna girdi . Bende o sırada sedyedeki gömleğimi alıp Elif'in yıkadığı gömleği değiştirmek üzere soyunma odasına doğru gittim ..
...
Yengemi koltuğa oturtup giden yavuzun ardından kapıyı kapattım
- bana bak kız ne yapıyordunuz siz orada yoksa aranızda birşey mi var dediğinde gözlerim kocaman bir şekilde
- yenge abimin arkadaşı ve aramızda hiç birşey yok dedim
- bak varsa eğer şöyle abinin falan haberi varmı bundan
- yengem vallahi yok dediğimde kaşlarını çatarak
- gömlek falan ne alaka o zaman dediğinde yutkunup
- geçen burada unuttu bende kirli vermek istemedim dedim
- kimin haberi var bundan peki
- senin bide annem bir askerin olduğunu biliyor yavuzun olduğunu bilmiyor dedim
- abininde haberi yok yani dedi soru sorarcasına başımı sallayıp
- sen demezsen bişi olmaz bence dedim . Başını önüne dönüp hemen ellerini havaya kaldırarak
- valla kerem sorarsa söylerim ben ondan birşey gizleyemem dediğinde yerimden kalkıp
- canım yengem. Birtanevcik yengem hadi ya demeyiver bak ne güzel bebişiniz olucak ne gerek var demeye kavgaya gürültüye ha benim canım yengem dedim yalvarırcasına yüzüne bakarken
- tamam demem ama ya öğrenirse dedi tedirgin bir şekilde
- öğrenirse sen iki cilve yaparsın bişi olmaz ayrıca sen demezsen ben denesem kim öğrenecek dedim ve öylece koyu bir sohbete daldık . Bebeğin ismini cinsiyetini ne alacağımızı falan derken benim mesai saatim bitti . Fakat eğer abim odaya girmeseydi mesai saatimin bittiğini bile bilmeyecektim
- yavrum ben eve gittin sandım dedi yengeme bakarken . Sandalyede oturan eşinin arkasına geçti ve başına bir öpücük kondurdu . Yengem huzur içindeymiş gibi gözlerini kapattı ve aşık gözlerle abime baktı .
- gelmişken elifede bakayım dedim biraz konuştuk falan dedi. Abim bana bakıp
- iyi yapmışsın çok yoruldunmu diye sordu yengeme . Şuan kendimi dışlanmış hissetsemde mutluydum . Çünkü abim ve yengemin aşkı çok güzel bir aşktı .
- yok yorulmadım . Derken elini karnına koydu ve üzerindeki kumaşın üzerinden okşamaya başladı. Zorluk çıkarmadı bana bebişim dediğinde abim daha fazla eğilip elini yengemin elinin üzerine koydu .
- bebişimiz dedi doğduğunda kokusunu senden alsın dedi bunu söylerken çenesini yengemin omuzuna yaslamıştı. Yengemin abimden yavuz ve beni yanlış anlamasını sakladığı aklıma gelince gülümseyen ifadem donuklaştı ve düşünceli bir hal aldım .
- ben güzel mi kokuyorum beyefendi diyen yengemin mutlu ve birazda cilveli ve tatlı çıkan sesini duyduğumda düşünceleri bir kenara bıraktım ve tekrar izlemeye başladım .
- dünyada kokunuzun bir benzeri olduğunu düşünmüyorum hanımefendi sanki beni mayıştırmak için yapılmış gibi dedi abim . Bu manzaraya daha fazla dayanamayarak
- ama ya aile var kardeşim burada gidin başka yerde aşkınızı yaşayın kıskanıyorum ben belki insan biraz empati yalar yahu dedim masadan ayağa kalkıp askılığa yönelirken .
- sende bulursun bizim gibi birini hatta daha güzelini yaşarsın belki bulmussundurda diyen yengemin ima dolu sesini duyduğumda yerimde durup ona döndüm
- ne bulması lan benim kardeşimi kim kolay kolay alabileceğini sanıyor dedi abim bana bakarak . Bana bak cadı yoksa biri ile mi konusuyorsun da bamamı söylemiyorsun . Dedi ve yengeme döndü bu sefer . Yavrum konuşuyor değilmi sana dedi ama sen bana demedin doğruyu söyle bana kim
- kimse ile konuştuğum yok merak etme evde kaldım tamammı pislik senin yüzünden kimse istemiyor beni işte dedim ve çantamı almak için masaya doğru adımlarım bu sefer
- ne güzel işte turşunu kurduğunda bizede getir belki yengen aşerir dediğinde sinir ile yüzüne baktım .
- konuşuyorum tamammı biri ile konuşuyorum ve çok seviyorum ama sen çocuğa zorluk çıkaracaksın diye evden kaçacağım diyip hızla odadan çıktım ...
Evetttttt sizi baya fazla beklettim biliyorum ama bunda benim bir suçum yok bence çünkü hala sınavlarım devam ediyor daha ilk yarı bile bitmedi ayrıca oy sınırınıda geçmediniz
BIraz olaylı tabikisine dövüslü ve sizin isteğiniz üzerine yavuz and elifli bir bölüm . En önemlisi 2600 kelime fakat yine tam istediğim gibi olamadı. Ama idare edin artık.
Kerem abimiz sizce ne yapacak elif neden öyle birşey söyledi bu ve bunun gibi yorumlarınızı bekliyorum . Bölümleri git gide uzatıyorum .
Sizi seviyorum ❤️ 🌺
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 21.66k Okunma |
1.87k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |