Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@ekimzeynep

Şimdiki zaman

Hoca sınıfa girmişti ve herkes ayağa kalkmıştı.Selam verip yerlerimize oturduk.Hemen sınıf defterini açtı ve sınıfa ''Tam mıyız?'' sorusunu yöneltti.Sınıftan birkaç kişi hocaya cevap vermişti.Hoca kafasıyla onaylayıp sınıf defterini doldurmaya başlamştı.Sınıftaki uğultu git gide daha çok artıyordu.Etrafa baktım,yapacak bir şey yok gibi gözüküyordu.Kafamı sıraya koydum ve hocanın derse geçmesini bekledim.Sınıftaki iletişimsizliğim beni mutlu ediyordu.Ne de olsa insanlara kendimi sevdirmek için kendimi zorlamıyordum artık.

Yazılı haftasına az kalmıştı.Derslerim oldukça iyiydi.Zaten 12. sınıfa kadar olan bütün konulara hakimdim.Okuldaysa konuları tekrar ediyor gibi oluyordum.Zamanında çalışmam gerekenden oldukça fazla çalıştığım için şuan rahattım.

Rahat mıydım?

Okulu bitirdikten sonra ne olacaktı?Yurtta kalma sürem bitince ne yapacaktım?Babam denen herifin bana bir gram bile para yardımı yapmayacağından eminim.Üniversiteyi nasıl okuyacağım?

İşe başlamam gerekiyordu.Hem de hemen.

Küçüklüğümden beri maddi sıkıntı çeken bir ailede büyümemiştim.Lüks eşyalar,lüks arabalar ve daha da fazlasına sahiptik ama lükslerin arasında kaybolan bir ailede huzur yoktu.

2007.10.19

Kız altı yaşındaydı.Birinci sınıfa daha yeni başlamıştı.Belki de hayata yeni başlamıştı.Ailesiyle beraber arabadaydı kız.Annesi ve babası her zamanki gibi kavga ediyordu.Kızsa geçip giden ağaçları sayıyordu.Yine aile dostlarının evine akşam yemeğine gidiyorlardı.Orda kızdan dört yaş büyük bir oğlan çocuğu vardı.Kız o çocukla arkadaş olmaktan hoşlanmıyordu ama başka çaresi yoktu.

''Bak Gülten benim asabımı bozma bırakırım senin yolun ortasında!'' kız babasının bağırarak annesine söylediği şeyle bakışlarını yoldan çekip ebeveynlerinin kavgasını izlemeye başladı.Annesi sinirle gülmüştü.

''Yapmadığın şey mi sanki.Sen beni her zaman yollarda bıraktın Ahmet!''Kız düşündü annesini babası yolda bırakmış mıydı?

''Sesini kes!Şurda akşam yemeği yemeğe gidiyoruz gelmişsin geçmiş konuları açıyorsun!''

Kız daha fazla kavgalarını duymak istemiyordu.Tek istediği akşam yemeğine gidip kısa süreli ve yalandan da olsa mutlu bir aile olmaktı.Kız aile gibi hissettiği zamanları başka hiçbir zamana değişmezdi.Annesi ve babasının kavga etmediği zamanlar kızın en sevdiği zamanlardı.Tekrar yolu izlemeye başladı kız.Kızın üstünde bembeyaz bir elbise vardı ve saçları da özenli bir şekilde toplanmıştı.

Annesi toplamıştı kızın saçlarını.Normalde toplamazdı ama davet edildikleri yerlere kızı annesi hazırlardı.Kız annesi onu hazırlayınca anlamsızca mutlu oluyordu.Annesinin saçını taramasıysa kızın en çok hoşuna giden şeydi.Bazen saatlerce bazen günlerce saçına dokunmuyordu kız.Sırf annesinin elinin hissi kaybolmasın diye.

Birkaç dakika sonra arabadaki sesler durmuş ve araba da durmuştu.Ailecek arabadan indiler.Karşılarında artık görmeye alıştıkları müstakil bir ev vardı.Evin kapısındaysa üç kişilik bir aile karşılıyordu onları.Evin sahipleri olan Furkan Taş ve karısı Tuğba Taş'tı.Kızın babasıyla Furkan Taş liseden beri arkadaşlardı.Furkan Taş iki tane hastanenin sahibiydi.Zengin bir aileydiler.Tuğba Taş'sa kardiyoloji uzmanıydı.

Ailenin tek çocuğu olan Ömer'se oldukça haylaz bir çocuktu.Duygu'yu memnun etmek için elinden geleni yapıyordu gerçi.Duygu'ysa ondan olabildiğince uzak duruyordu.

Kız ve ailesi kapıdaki ev sahiplerinin yanına doğru ilerledi.

-Okul Çıkışı(şimdiki zaman)-

Bütün öğrenciler sanki arkalarından atlı kovalarcasına okuldan çıkmaya çalışıyordu.Bense koridordaki insanların azalmasını bekliyordum.

Birkaç dakika sonra öğrencilerin çoğu gitmişti.Okulun koridorundan çıkışa doğru ilerlemeye başladım.

Doğum günümün bitmesine de az kalmıştı.Şükür.Bu seferki doğum günüm hepsinden daha farklı olmuştu.Saçma yalakalıklar ve kavgalar yoktu.Gerçi şu anda ne yalakalık yapacak arkadaşım ne de kavga edilecek bir ailem vardı.

Bu hayatımdaki en iyi doğum günümdü.Evet,hala gün bitmemişti daha ne olacağı belli değildi ama şu ana kadar gayet iyi gidiyordu.Devamından da pek bir beklentim yok zaten.

Bunları düşünürken okuldan çıkmıştım.Gözlerim servisi aradı.En azında servisim geç gelmiyordu.Servise doğru ilerledim ve İnci'yle olan yerimize geçtim.İnci hala gelmemişti.Çantamı kucağıma aldıktan sonra pencereden dışarı baktım.İnci ve arkadaşları servisin hemen yan tarafındaydılar ve tam benim görüş açımdaydılar.O kadar çok gülüyorlardı ki.

-Tıpkı senin bir yıl önceki halin gibi.

İnci ve arkadaşları bir süre sonra vedalaştı ve İnci servise girip yanıma oturdu.Eliyle saçını düzeltiyordu.

Ona doğru hafiften baktım.Ona ve arkadaşlığına ne kadar güvenebilirdim bilmiyordum.Hatta güvenip güvenilmeyeceğini ble bilmiyordum.Sanki bana kötü bir şey yapcakmış gibi.

-Sana göre herkes kötü bir şey yapcakmış gibi duruyor.

Sanırım öyle.

Çantasının ön gözüne doğru uzanıp telefonunu aldı.Göz ucuyla kilit ekranındaki saate baktım.15.30'du.Büyük ihtimalle birazdan servise birkaç tane daha öğrenci gelecek ve okuldan ayrılacaktık.Cama doğru çevirdim kafamı.Arkadaşıyla şakalaşan bir sürü insan vardı okul bahçesinde.

Kim bilir kaç tane dertleri vardı?Ya da yoktu?

-Kendi derdin bitti mi de onlarınkini düşünüyorsun?

Doğru düşünmemeliyim.

Neyse.Bugün hava güzel.

-İş bulmak için de güzel.

3 saatlik bir zamanımız olacak.Bu sefer üst sokağa bakalım.Yaza da yaklaştık.Yazın da çalışmak bizi biraz kurtarır.Sözde akrabalrımın verdiği paraları da biriktirirsem Eylül'e kadar on bine yakın paramız olabilir.

-Akrabalar ayda beş yüz lira veriyor.

Evet,hiçbir kuruşunu bile harcamayacağım.On sekizime kadar bütün temel ihtiyaçlarımı yurt karşıladığı için rahatım.

-Bir de o okulun sınavını kazanırsan çok güzel olur.

Kazanacağım.

Servis hareket etmeye başlamıştı.İnci birileriyle konuşmaya başlamıştı bile.

.

.

Servis yurda gelmek üzereydi.Telefonumdan saatime baktım.16.01'di.

İnci 'ye doğru döndüm.Şuan kimseyle konnuşmuyordu.

''İnci.''Telefondan kafasını kaldırıp bana baktı.

''Efendim?''

''Bir şey isteyebilir miyim?'' dediğimde olumlu anlamda kafasını salladı.

''Çantamı bizim odaya çıkarır mısın?Ben biraz dışarda olacağım da.''

''Tamamdır.''

Bunu da hallettik.Servis yurdun önünde durduğunda çantamı İnci'ye doğru uzattım.Herkes indikten sonra ben de servisten indim.Telefonumdan iki saat kırk beş dakika sonra çalacak olan bir alarm ayarlayıp üst sokağa doğru ilerledim.Alarmın on beş dakikasını geri dönüş için ayırmıştım.Önlem almakta her zaman fayda var.

Yolun karşısına geçtikten sonra işlek caddelere doğru ilerledim.Geçtiğim her dükkanın camına bakıyordum.

.............................................

Okuduğunuz için teşekkür ederiiimmmmm

 

Loading...
0%