Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@ela_nur_karadas

Havinin kolyesi

İyi okumalarrr...

Hikayeyi yanlışlıkla silmiştim bu 2. Yazışım

 

 

🫧🫧🫧

Dün akşam neredeyse hiç uyuyamamıştım iki de bir aklıma barlasın yaptığı haraket geliyordu kafamda canlanıp canlanıp duruyordu kim kendisini kaçıran birisine aşık olabilirdiki ben oluyordum her barlası düşündüğümde karnımda birşeylerin uçuştuğunu hissediyordum resmen ben yavaş yavaş barlasa aşık oluyordum onu sevmeye , kıskanmaya başlıyordum bide salak gibi gülümsüyordum

Yataktan ayaklarımı indirip boy aynasından kendime baktım saçlarım düz olmasına rağmen kabarıyordu banyoya girip işlerimi hallettikden sonra saçıma badem yağı uygulayıp taramaya başladım saçlarımı çok seviyordum onlara bütün zamanımı ayırabilirdim sabah olmasına rağmen hava çok sıcaktı odadaki klimayı açıp karşısına geçtim biraz öyle bekledikten sonra üzerime beyaz bol tişörtümü giydim altınada siyah kot şortu geçirdim tişörtüm kot şortun bi tık üzerindeydi ama elbise gibi görünmesini seviyordum ayağıma beyaz tabanı yüksek sporlarımı giydim

BArlasın beni yanına aldığı günden beri giyimim düzelmişti resmen, o eski evdeyken üç beş parça eşyalarım vardı onlarda ya komşuların verdikleri yada annemin kıyafetleriydi. Ama şimdi eskileri düşünmenin bir anlamı yoktu sadece önüme bakmam lazımdı boynumdaki kolyemi düseltip aşağı indim bu kolyeyi bana annem 11. Yaş günümde zar zor almıştı içindede benim fotoğrafım vardı boynumdan hiçbir zaman çıkarmamıştım merdivenlerden indikten sonra salonda oturmuş kapalı televizyonu izliyen bir adet barlası gördüm ayak seslerini farketmiş olcak ki yerinden kalkıp direk kapıya yöneldi bana bakmamıştı bile neyse diyip bende arkasından çıktım arabaya bindiğimizde barlas yan tarafa geçti şoför koltuğuna adamlardan birisi bindi bende arkaya bindim adam başı ile bize selam verdikten sonra arabayı çalıştırdı

Hava almak için camı açmaya çalıştım ama anında şoför tarafından kapatıldı tekrar açmaya çalıştığımda tekrar kapadı " ulan camdan atlıycak halim yok ya ne diye kapatıp duruyorsun " cevap vermedi versede ne dicektiki barlasa baktığımda dudağının köşesi hafiften yukardaydı son kez camı açmaya calıştığımda yine kapadı it herif

" Lan kapatmasana camı boğulcam içerde boşaltmışsın resmen parfüm şişesini üzerine zehirlemeye mi çalışıyosun bizi ayrıca zevkine sı*ayım çam ağacı kokan parfüm mü olur insan biraz patronundan öğrenir vanily---" ne dediğimi anladığımda anında sustum bacaklarımı kendime çekip top şeklini almıştım koltuğa daha da çok sindim barlasa baktığımda o küçük kıvrılan dudağı yerine gülümsiyerek çıkan gamzeleri vardı çok güzellerdi düşerdim ama ben buna neuse diyerek kafamı yola cevirdim " sen benim parfümümü nerden biliyorsun hanımefendi" dedi barlas sustum eğer susmazsam daha çok batardım ve batmakta istemiyordum

O sıradada barlasın telefonu çalmaya başladı " efendim hala.......NEE!..... Saçmalama hala......... Tamam biz geliyoruz". Nereye gidiyorduk acaba gözlerime çöken ağırlıkla uyumaya başladım araba durduğunda kapımın açılmasıyla irkilip uyandım barlas kapımı açmıştı arabadan inince etrafa bakmaya başladım kocaman büsbüyük bir konağın önünde duruyorduk barlasa baktığımda "nereye geldik"dedim "Mardin'deyiz bir kaç gün kalıp dönücez küçük bir sorun çıkmış onu düzeltmem lazım"diyip elini uzattı sorgulamadan tuttum dev kapılar açıldığında abartmıyorum en az 150 kişi bize bakıyordu utancımdan başımı yerden kaldıramıyordum barlas bana doğru yaklaşıp "başını kaldır utanmana gerek yok" dedi ay resmen cok yardımcı oldun heğ

Birkaç adım attıkdan sonra herkese bakmaya başladım büyüğünden küçüğüne yaşlısından yeni doğanına kadar birsürü insan vardı en önlerinde ise yaşlı bir kadın duruyordu "barlasım hoş geldin gel hele elimi öp"barlas elimi bırakmadan yürüyünce mecburen bende yanlarına gittim barlas kadının elinden öpüp ona baktı " hoş buldum babaanne" dedi bende kadının elini öptükten sonra kadın bana garip garip bakmaya başladı " barlas torunum hele de bakim bu gız kimdir" barlas bana bakıp sonra kadına döndü. " Sevdiğim kız dır babaanne yakında inşallah seninde gelinin olacak " dediğinde kadın gözlerini kocaman açıtı ve bana baktı bense barlasın bu dediğine sinir olup bacağına tekme attım ama bisey demedi " barlas senin agzından ne çıkıyor ne demek gelinin olacak " ardından ekledi " gatiyen olmaz izin vermiyorum bana bak barlas hele bi bu gızı bırakma bunu bırakıp şanlıların hülya yı alıcaz sana son söz budur " barlasla birlikte kaşlarımızı çatmıştık kadında iyice sinirli gözüküyordu

" Asıl sen ne diyorsun babaanne ben sadace sevdiğim kadınlan evlenecem bunun içinde senden izin almam hiç kimse engel olamaz buna " diyip bileğimden tuttuğu hibi merdivenlerden çıkıp kendi odası olduğunu düşündüğüm odaya girdik barlas bileğimi bırakıp banyoya girdi bense yatağa oturmuş daha demin olanları idrak etmeye çalışıyordum acaba hülya denilen kadın kimdi gerçekten de merak etmiştim yatak başlığına yaslanıp dizlerimi kendime çektim ve karşı duvarda asılı olan tabloyu incelemeye başladım

Barlas'tan...

Halam aradığında babaannemin bana gelin seçtiğini söylemişti eğer hemen el atmazsam akşam kendimi nikah masasında bile bulabilirdim konağa geldiğimizde kavga etmiştik ama bu konu burda kapanmamıştı havin içerde dururken bende elimi yüzümü yıkamaya başladım banyodan çıktıkdan sonra koltuklardan birine oturdum ve havine bakmaya başladım yatak başlığına yaslanmış öylece duruyordu

" Havi- " " barlas ben seni seviyorum " bunu demesini beklemiyordum aslında şok olmuş gibi ona bakarken ayağa kalktı ve bana doğru yaklaştı bende ayağa kalktığımda hemen sarıldı beynime şok üstüne şok düşüyordu resmen " n-ne ". " Seni seviyorum barlas " dedi tekrar

Seni seviyorum barlas

Seni seviyorum barlas

Seni seviyorum barlas

Seni seviyorum barlas

Seni seviyorum barlas

Havin bana resmen seni seviyorum barlas demişti bunu gerçektende beklemiyordum sarılışına karşılık verdimve saclarının üzerine küçük bir ödücük kondurdum başına kaldırınca yüzüne baktım çok güzeldi ve ben bu güzel kadının sahibiydim daha ne isterdim ki " s-sen şaka falan mı yapıyorsun " " hayır " diyip yanağıma küçük bir öpücük kondurdu o an bayılabilirim diye düşünüyordum resmen bu yaptıkları ile başımı döndürüyordu ona karşı gülümsediğimde havinde gülümsemeye başladı bu sefer daha sıkı sarılıp kafamı boynuna gömdüm ve kokusunu derince içime cekmeye başladım tam o sırada kapı açıldığında havin beni ittirerek kendinden uzaklaştırdı gelene baktığımda ayten halamın oğlu kerem gelmişti ve şuan belkide en güzel anlardan birisinin içine etmişti

" Kerem gelcek bu anı mı buldun " havin banyoya kaçmıştı keremde 32 diş sırıtıyordu " oooo abi " " içine ettin şuan anın". " Görevimiz , nasılsın abi hoş geldin " " hoşbuldum ne kadar girişte sorun yaşasam bile " " abi akşam bize geliyorlarmış ama misafirlik olarak yani " " ha bide istemeye gelselerdi tövbe estağfurullah" " yok abi ya o başka sefere " dediginde kafadına indirdim bir tane " kes lan zevzek zevzek konuşma ben bir tek havinimi isterim " dediğimde sırıtmadı daha da büyüdü " yalnız yenge de güzelmiş ha kapmışsın fıstık gibi kızı " bu dediğine tekrar yapıştırıp koltuğa oturdum " ee abi ne var ne yok " " her zamanki gibi kerem ne olsun " " mafyalık devam mı " " çok sık olmasada arada yer altına gidiyorum" (yer altı bütün mafyaların toplandığı yer)

" İyi , neyse ben gideyim siz devam edin " başımla onayladıktan sonra dışarı çıktı banyo kapısına yaklasıp " havin gel kerem gitti " dediğimde çıktı " en son sarılıyorduk " dedim utanmıştı utanmış hallerinede aşık olmaya başlamıştım havin hızla pencere kenarına yöneldi yanına yaklaşıp arkasından sarıldım kokusunu çekmeye doyamamıştım başını geriye atıp omzuma yasladı " seni seviyorum havinimm " " bende seni seviyorum barlas" dedi " aşağı inelim mi hem seni bizimkilerlede tanıştırırım " " tamam " diyip ayağa kalktı el ele tutuşup aşağı indik ilk önce mutfağa girdik kuzenler neredeyse full burda takılırdı

" Ooo hoş geldin barlas abi " " hoş bulduk rojbin " teker teker herkes kendini tanıtmaya basladı

" Hoşgeldin yenge ben dilan buda ikizim zilan " " hoşbuldum". " Ben agit hoşgeldin yenge" " hoşbuldum". " Ben roza...... " Şilan ben........ " Agah ben....... " Denis ben....... " Veli ben.... "Rojbin ben....... " Karan ben..... " Toprak ben...... " Efe ben...... "Miran ben...... " Arden ben....... "Uday ben....... " Mirkan ben...... " İlda ben ....... " Mihra ben ....... "Nilda ben.... "Esilay ben ....... "Ayperi bende hoş geldin yenge tekrardan maşallah çok güzelsin " " teşekkür ederim" bunlar sadece kuzenlerin %15 i falandı ama şimdiden havinin hepsinin ismini unuttuğunu düşünüyordum salona geçtiğimizde baya bi yoğünluk vardı ben geliyorum diye mardindeki herkesi çağırmış gibi havini de alıp koltuklardan birine oturduk

" Selamünaleyküm amcalarım halalarım kuzenlerim uzaktan akrabalarım komşularım " havin budediğime hafifçe gülmüştü

" Ve aleykümselam yiğenim nassın bakalım " " iyiyim mitat amca sen nasılsın " " iyiyim bende nasıl olsun sen nasılsın kızım " " iyiyim efendim sizi sormalı "

​​​​​​4 saat sonra....

​​​​​​Konaktaki neredeyse herkesi havine göstermiştim havinimin beynini yaktığıma o kadar emindim ki en son tekrar mutfağa girip bişeyler içmek istedik havin ne kadar kendisi kahve yapmak istesede bizim kuzenler izin vermeyip havinime ve bana kahve yapmaya başladılar " buranın kahvesi bi başkadır yenge bayılcaksın " dedi zilan havinle kahveleri alıp terasa çıkıp oturduk etrafı izlerken sessizliği ben bozdum

" Eeee sevgilim düğünümüz ne zaman " dediğimde ictiği kahveyi püskürten havin bide üzerine dökmüştü hemen ayağa kalkıp " aaa yandım offf hepsi senin yüzünden yanıyorum" kahvemi masaya bırakıp havini odaya çıkarttım " e ama benim burda giycek birşeyim yokki " dolabı açıp kendi tişörtleimden birisini çıkarttım hazır bahane ile bir tanede uzun eşkfman verdim " yoğ var al giy hadi " kıyafetleri elimden alıp banyoya giren havin üzerini değiştirirken bende aynadan saçımı düzeltiyordum sevdiğimiz kadına güzel görünmek gerek degil mi banyodan çıkan havin üzerine giydiği siyah tişörtümle resmen yok olmuştu ama eşofmanı giymemişti kaşlarımı çatıp

" Eşofmanı neden giymedin " " yanıyım mı " diyip dolbın içinden kumaş şortlarıma bakmaya başladı ve içinden birisini seçip aldı tam banyoya giderken durdurdum ben bunun şort sevdasını nasıl önliycektim " bacaklarını üşütürsün eşofman giy " " hayır ya şort giycem " " ama ayıp olur şimdi amcalarımın önüne çıkıcaz " " haaağ doğru diyorsun önlerine sortla çıkmak olmaz şimdi " " evet olmaz " diyip şortu aldım ve eşofmanı verdim " giyip geliyorum " tamam "

Havin içeri girdiğinde eşifmanın bel kısmını yukarıya çekmiş bir şekilde geldi bu haline gülmemek için kendimi zor tutarken kaşlarını çatmıştı " ne gülüyorsun be benim suçum mu senin deve gibi olup böyle şeyler giymen ayrıca ben aşağı inmicem ki geri şortumu giycem diyip konuşmamı beklemeden kendi kot şortunu giydi üzerine elbise gibi görünüyordu tişört

En son kendimi tutamayıp gülmüştüm havinde yanıma gelip yanağıma bir öpücük daha kondurdu uzaklaşacakken bende fırsattan istifade dudaklarına minik bir öpücük kondurdum gözlerini kocaman açıp arkasını dönerek koltuğa oturdu

" Barlas abiiii " " efendim roza " " gelin hade aşağı yemek yicez" " tamam " havine doğru yaklaşıp elinden tuttuğum gibi ayağa kaldırdım ve aşağı indik boydan boya olan sofraya oturduğumuzda herkez burdaydı babaannem dışında havin bana yaklasıp " babaannenin adı neydi " diye sordu " nupelda" dedim tam o sıradada babaannem gelip baş köşeye oturdu somurtuyordu her zamanki gibi

" Başla hadi" dedim havine dediğimle birlikte oda yemeye başladı yemek bittikten sonra herkes salona heçti tabi bizde öyle havinle yan yana oturmuş elini tutuyordum her ne kadar utansada bırakmıyordum bir kere tutmiştum bu eli bir daha öldürseler bırakmazdım sohbet koyulaşırken kapı çaldı ve içeri hanife hanım eşi aykut bey oğulları ahmet ve kızları hülya girdi " hoş geldiniz " dedi herkes bi tek ben ve havin dememiştik dememizde gerek yoktu ama şuan havinnelimi çok sıkı tutuyordu hülya benim tam korşıma oturup beni izliyordu o anda ne yapıcağımı bilemiyordum havin sanki avına odaklanmış bir aslan gibi hülyaya bakıyordu ama hülyanın gözleri bendeydi bense sadece havinime bakıyordum omdan başkasına bakmazdım

Hülya o an ellerimizi görünce bir an hayal kırıklığına uğramış gibi olmuştu bir anda havin yaklaşıp yanağımı tekrar öptü ve kulağıma fısıldadı " eğer gözünün ucuyla bile bakarsan bakacak gözünde kalmaz " dedi " nupelda hanım diyorum ki bizim işi bi halletsek " dediğinde kaşlarımı çattım " hangi işi hanife " " ne zaman barlas oğlumuz hülyamızı istemeye gelecek " " haa o iş olcak olcak " ne olcaktı " ne işi olucak pardon " " ilahi barlas oğlum " diyip gülmeye başladı" hadi hülyayıda alda çıkın dışarı dolaşın biraz " dediklerimde hülya hemen ayağa kalkıp bize yaklaştı havin hemen konuya atladı. " Hiç kimse kusura bakmasın ama barlasın kimseyle evlenceği yok zorla değil ya hem ne zamandan beri sevgilisi olan birisinin görücüsü gelir oldu " işte benim havinim buydu " ne diyosun kız sen kimsin hem aaaa çek elini barlasın elinden karşında evleneceği kişi var onun bu ne edepsizliktir hele " " hanife han-" konuşacaktım ki havin sözümü kesti "benim edebimin size mi kaldı pardon " havin ayağa kalkarak. " Barlas benim sevdiğim adamdır sevgilimdir ve şuan onu sizin elinize bırakacağımı düşünüyorsanız çok yanlış düşünüyorsunuz şanlı ailesi " diyip elimden tuttu hemen kalkıp odama pardon odamıza doğru ilerledik

 

 

🫧🫧🫧

Bunada. Kısa demezsiniz dimi🥲 noldu ya şimdi şanlı ailesi bi kendinize gelin ya havin sizce barlası bırak8rd mı

Oy+yorum

Loading...
0%