36.Bölüm

uzun aradan sonra yine merhaba biliyorum bana az sövmediniz kızdınız ama iyi günler geliyor iyi okumalar

🫧🫧🫧

Bütün ülkeyi dört bir yandan hala aramaya devam ediyorlardı kızların kaçırılması üzerinden 2 gün geçmişti ve barlas artık delirmek üzereydi bütün olanların suçlusu kendisi olarak görüyordu havini ve kızları tek başlarına bırakmamalıydı

Koca bir sorumsuzun teki olarak görüyordu mert ile birlikte hala araştırmaya devam ederken barlasın telefonu çaldı bir hışımla yerinden kalkıp telefonu eline aldı arıyan bu zamana kadar bir kez olsun barlasları hiç yüz üstü bırakmayan ve her ne zaman ihtiyaçları olduğunda kimin nerde olduğunu bulabilen hackerlıkta uzmanlaşmıştı

" Söyle İrem"

" Abi buldum moskova dalar size 25 Km uzakta güneydoğu tarafında konumu atıyorum "

"Sağolasın" diyip telefonu geri kapattı

"Mert kalk arabaya yer bulundu" hızlıca silahını belinin arkasına yerleştirip yerinden kalktı

Karşılaşacakları manzara için inanılmaz bir tedirginlik vardı barlasın üzerinde eğer o kızın saçının teline zarar geldiyse bu işin başında hangi puşt varsa onu fena halde sikecekti her kim varsa annesinin karnına geri gitmek istiycekti

🍂🍂🍂

gözlerimi açmaya çalıştığımda soğuk betonda yatıyordum her yerim kan içersindeydi korkuyordum üşüyordum barlası özlemiştim

ellerimi güçlükle karnımdaki keskin acıya doğru bastırdım çok kanamam vardı nerdeyse ölmek üzereyim sağ elimi kaldırıp baktım serçe parmağımdaki tırnağım yoktu ellerimin kendimin ne halde olduğunu gördükçe daha da ölmek istiyordum bunu neden yapmışlardı neden bu kadar canımı yakmışlardı en önemlisi neden hala barlas beni bulamamıştı

kapı açıldığında içeri beyaz önlükle iki tane kadın girdi

" kızın çok kanaması olmuş hala nefes alıyor olması mucize resmen "

"çok konuşma doktor işini yap ölmesine izin verme daha diğer ikisine bakacan "

diğer ikisi? Yagmura , asminede benim kadar zarar vermişler miydi nasıllardı canları çok acıyor muydu eğer olurda burdan çıkmak nasip olursa kendimi hiçbir zaman affetmiyecektim demişlerdi bana çıkmayalım içimde kötü bir his var diye dinlememiştim

kadın gözlerime ışık tuttu birkaç birşey yaptı ardı ardına 3 tane iğne yaptı ondan sonrasında çıkıp gittiler bir saat sonra kendimi biraz daha toparlamış hissediyordum

içeri tekrar bir adam girdi bizi kaçıran adam

"hizmetimizden memnun musun havin hanım" ellerimden güç alıp kendimi biraz kaldırdım ve kınayan gözlerle adama baktım "kaçırdığın birşey var ama bey amca burdan benim çıkışım olur ama seninkini pek bilemem " inanamayan gözlerle bana bakmayı sürdürürken

" hayret ediyorum açıkcası o kadar canını acıttık nerden geliyor bu cesaret valla arkadaşların bile ilk tokattan bayıldı "

onlara olanları anlattıkça canım yanıyordu benim yüzümden canları yanıyor ve bunu bilmek beni öldürüyordu

" merak etme çok üstlerine gitmedik " dedi ondan sonra bu dört duvar arasında volta atmaya başladı " sana kendimi tanıtmış mıydım " diyip bana döndü sonra yüzünü buruşturup köşedeki sandalyeyi çekti ve oturdu " meraklın değilim " salakça bir gülüş daha attı ardından "ayıp ediyorsun ama insan amcasına böyle der mi" bir dakika ne? Amca mı ya bunlar beynimin bir oyunuydu yada gerçekler fazla acımasızdı

" noldu şaşırdın mı ben olsam bende şaşırırdım bende daha 1 hafta önce öğrendim düşmanımın karısının yiğenim olduğunu " hala şok içersinde adama bakıyordum " abime az çektirmedi kocan ee tabi banada o puşt benim bütün planlarımı baltalayıp duruyor " sinirle kalkıp oturduğu sandalyeyi duvara atıp parçaladı

" ve " bana döndü "ve" ateş saçan gözlerini bana dikti " ve naptı biliyor musun "

" sevdiğim kadını yok etti ama her şey benim için kısasa kısastır çok sevgili yiğenim canımı yakanın canını yakmam gerekir değil mi"

"Sorunun bizimle kızlarla değil onları bırak"

"Peki haklısın kızlar zaten arada kaynamıştı"

Kapıyı açıp içeri birilerine bağırdı "erdem şu iki kızı salın gidin bir yere atın ne bok yaparsanız yapın "

Bana döndü "istediğin oldu bak arkadaşlarını salıyorum ama seni asla "

Diyip gülmeye başladı

🍂🍂🍂

içeri giren adam bir anda bana doğru gelip gözlerimi bağlamaya başladı "napıyorsun bırak beni "

"kes salıyoruz işte sus ve çırpınmayı bırak"

bizi salıyorlarmı gerçektende bizi bırakıyorlarmı " havin ile yağmur onlarıda bırakıyorsunuz dimi " "konuşsana "

"sadece sarı ile seni sus artık "

🍂🍂🍂

"şu koduğumun arabasını daha hızlı süremiyor musun mert!!!"

"abi sürüyorum iste sakin ol yengeye bişey yapmamışlardır emin ol sadece seni ayaklarına çağırmak için "

"şu çeneni kapada daha hızlı sür şu arabayı" " tamam abi bak sakin ol 10 dakikaya mekana girmiş olucaz"

çalan telefon ile birlikte mert hoparlöre aldı

"söyle berk"

"abi kestirme var sağdan devam edin yolu göstericem daha hızlı gideriz " diyip telefonu geri kapattı

kestirmeden gitmeye devam ettikten beş dakika sonra gelmişlerdi eski boya fabrikasının arka cephesinden 50 metre uzağına adamları sarmışlardı bile plan yoktu içeri gircek ve kızları alıp dönüceklerdi bu kadardı dahası yoktu olamazdıda zaten

mert ve yanında 10 kişi ile birlikte sağ çıkış kapısına gitti berk ve diğerleri sol kapıya barlas ise tek başına ana girişe doğru devam etti çoğunluk adamlar fabrikanın dışında olası tehlikelerin yaşanmasını bekliyordu

Barlas elinde susturucusu takılı silahı ile karşısına çıkanları tek tek indiriyordu nerdeydi şu sikik fabrikada bu kızlar merdivenlerden bodrum kata indi barlas uzunca bir koridordan geçtikten sonra karşısına çelik 3 tane kapı çıktı her kapının önünde üçer adam vardı tek başına halledebilirdi duvarın arkasından çıkıp ateş etmeye başladı ilk üçü gitmişti ama kalan altısı barlası fark etmiş ve karşı saldırı açmıştı sesleri duyan mert , berk ve birkaç kişi daha gelirken barlasın dikkatsizliği üzerine omzundan sıcak bir his yayıldı vicuduna ama sorun değildi alışkındı en sonunda kapıdakileri temizledikten sonra orta kapı açıldı...

🫧🫧🫧

oy+yorum