38.Bölüm

Selammmm nasılsınız ??? Herkesin bayramı mübarek olsun. İyi okumalarrr🌺

☄️☄️☄️

Bugün tam 1 hafta olmuştu bu bir hafta içersinde birçok atak geçirildi ama durumu daha da iyiydi havinin barlas daha sakindi asminin göz sağlığı için tedavileri başlamıştı yağmur olayları yeni yeni atlatıyordu herkes yorgun bir şekilde salonda otururken içeri barlas ve ayça da geldi " yarım saat önce doktorla konuştum bugün uyandırıcaz havini Allahın izniyle"

" İnşallah abi " dedi ayça barlas hiçbir şey söylemeden tekli koltuğa oturdu başını kaldırıp " ne zaman geliyor " " 15 dakikaya burda olurlar ayça kalk abicim yağmurla asminle birlikte bi temiz hava alın gelin ". " Tamam abi asmin , yağmur gelin hadi". " Ben gelmiycem havininiyi görmeden de hiçbir yere gitmiycem "

" Asmin böyle yapma havin iyi olucak git bi temiz hava al kendinize gelirsiniz hadi". Kızlar evden çıktıktan 10 dk sonra doktor gelmişti " sağ salim uyanıcak karım dimi doktor"

" Merak etmeyin barlas bey havin hanımı sağ salim uyandırıcağız birazdan " odaya girdiğimizde doktor monitörleri çevirip birkaç ayar yaptı ve havinin serumuna gerekli olan ilaçları sıktı " yarım saate kalmaz uyanıcaktır uyku ilaçlarının etkisini düşürmek için yaptım bu ilaçları kendi kendine uyanması daha iyi olacaktır " "tamamdır doktor barlas ben yukarı kızların yanlarına çıkıyorum birşey olursa haber ver" barlas kafasını sallamakla yetinmişti havinin gözlerini sağ salim açtığını görmeden rahatlamıyacaktı doktor da odadan çıktıktan sonra hastane yatağının yanındaki tekli koltuğa oturdu sevdiğini bu halde görmek en acı ızdıraplardan birisiydi resmen pişmanlıklar ve keşkelerle bakıyordu gözleri kapalı bir şekilde hala uyuyan kadına o sırada telefonu çaldı yine barlasın bir defa kapattı tekrar telefon çaldı tekrar kapattı ve tekrar ve tekrar en sonunda sinirlenip odadan çıktı

" ne var lan" "a-abi baskın yapıldı tayfunu götürdüler" "ne diyosun sen sedat ne demek götürdüler ne demek baskın yapıkldı sizin işiniz ney lan" diyip telefonu hemen kapattı "mert aşşağı in gidiyoruz" mert hızlıca aşşağı inmişti yaklaşık 10 dakika sonra deponun oldoğu yere gelmişlerdi " eğer havin biz eve geri dönmeden havin uyanırsa hepsinin dalağını neyse" arabadan indikten sonra birlikte deponun kapısına geldiler içeriden veya dışarıdan hiçbir ses gelmiyordu bu iyiye işaret değildi sessizlik her zaman tehlike demekti "mert bir elin arkanda olsun tekin değil" " tamam abi" birkaç adım atmışlardı ki bir yerden patlama sesi gelmişti " gerizekalılar pusu var dağıl " mert sağ tarafa doğru siyah aracın arkasına geçti pusu olduğunu barlas anlamıştı ama pusuyu asıl kuranların onların geldiğinden hala haberleri bile yoktu ve kendilerini yanlışlıkla ele vermişlerdi bile susturucu takılı olan silahlarla birlikte yavaş yavaş uzakta bekleyen korumaları vurmaya başlamışlardı biraz sonra geldikleri belli olduğu için çatışma başlamıştı bile

yaklaşık 45 dakika sonra çatışma sona ermişti sonuç olarak mert kolundan vurulmuş barlasın da sıyrıkları vardı ama sağ salim arabaya binip dönüş yoluna koyulmuşlardı bile "ebesini siktiğimin piçleri havinim uyanmıştır bile o****u çocukları " " onların icabına sonra da bakarız abi şuan önemli olan yengenin sağlığı zaten " yolu hızlıca ardlarında bıraktıktan sonra eve gelmişlerdi içeri girdiklerinde herkesin havinin odasında olduğu belliydi barlas vicudundaki sıyrıkları önemsemeyip hızlıca odaya daldı önündeki kalabalık kenara çekilirken yorgun iki çift gözle karşılaştı " havin " hızlıca yanına yaklaşıp çok sıkı olmiyacak şekilde uzunca sarılmışlardı " barlas " geri çekilip havinin ıslak göz yaşlarını sildi " ağlama kurban olduğum ağlama ben dayanamam " arkasına bakıp " karımla yalnız bırakın beni " herkes dışarı çıktıktan sonra 1 haftalık özlemin ardından iki kuru dudak birbirini buldukça yeniden canlanmıştı hafif sakin ve özlem dolu barlas geri çekildi ve alnını havinin alnına dayadı " çok özür dilerim affet beni havinim hepsi benim suçumdu affet beni " " kendini suçlama barlas seni dinleseydim belkide böyle olmıyacaktı ama şimdi bunları konuşmasak olurmu sadece yanımda olmana ihtiyacım var " " sonsuza kadar "

ASMİN den hep birlikte odadan dışarı çıktık havin şükürler olsunki uyanmıştı artık barlas enişte ile mert abide gelmişti ama her yerleri kan toz toprak olmuştu " mert abi iyi misin istersen pansuman malzemelerini getiriyim yaran mikrop kapmasın " sanki söylediğimde anormal birşey varmış gibi berk bıyık altından gülmüştü mert abide garip bakıyordu " yanlış birşey mi söyledim neden biriniz gülüyor biriniz garip bakıyor "

" gerek yok asmin bakma sende şu sümsüğe " yağmur hemen başını kaldırıp " sümsük mü kim berk mi güldürme beni mert " kendimi tutamayıp yanlışlıkla bir gülüş kaçırdım "koyun can derdinde kasap et durumu oldu gibi" anında yağmurun garip bakışları beni buldu sanki bişey demiştik anladık sevmiyorsun bende bayılmıyorum yani sana ama o kadar birlikte canımız yakıldı insan hiç mi düşünmez yani neyse " her neyse ben kendime hemşire çağırırım şimdi "

" bende yapabilirim aslında anlarım pansuman işinden sen otur ben geliyorum " üst kattaki lavobaya girdim ve dolaptaki pansuman malzemelerini aldım ve aşşağı indim mert abi üzerindeki tişörtü çıkarmış yarasına bakıyordu aslında çokta büyük bir yara değildi kuşun sıyırmış olmalıydı dikiş gerektirmezdi ama şunu söyliyebilirim ki iyi vicut çalışıyorlardı maşallah

" asmin gelsene merdivende ne dikiliyorsun öyle " " he geldim geldim " salak gibi davranmayı bırakmalıydım hemde ACİLEN merdivenlerden inip koltuğa mert abinin yanına oturdum ve malzemeleri kutudan çıkardım ağır çam ağacı kokusu burnumu sarmıştı bile ve galiba birşeyin kokusundan baş dönmesi söylentisi doğruydu büyülüyordu sanki insanı boğazımı temizleyip ilaç sürdüğüm pamuğu yaraya sürdüm sürüştürdüm ve sardım " bitti " diyebildim sadece " sağol asmin " sadece baş sallamak ile birlikte cevap verdikten sonra malzemeleri toparladım ve kalktım

☄️☄️☄️

Baya bir aradan sonra tekrardan merhabalar yorum+oy

Sonraki bölüm oy sınırı 100