
Bizler tanrının birer kuklasıyızdır, o istediği için bizleri yarattı ve bize iki seçenek sunuldu, lakin biz insanlar tanrıya karşı gelip ona isyanda bulunduk.
Bizimkilerin oda'ya girmesi tam 35 dakika olmuştu. Uyanmamam için sesizce kavga ediyorlar'dı, işin garip tarafı ise çıt sesi dahi çıkmamasıydı ve benim ayak seslerinden kalkıp onları 35 dakika boyunca izlememdi. "Yeter be yediniz çocuğu" diyerek Murat'ı üçlü canavarın elinden aldım. Murat bana sarılarak.
"Kurtarıcı meleğim" dedi. Ve yanağıma sulu bir öpücük kondurdu, "ne zaman uyandın hiç ses çıkarmadık" lucasın sorusuyla ona döndüm.
Ve yanağından makas alarak "ben büyücüyüm oğlum unuttunuz mu lan" dedim. Salih sesli bir şekilde kahkaha attı ve "yarım saat sonra toplantı var" dedi. Ona baktım ve "murata niye karışıyordunuz siz" diye hesap sorarar sordum, murat arkamdan hemen atılarak "seni uyandıracaktım izin vermediler" diyerek alt dudağını büzdü.
Diğerleri muratın dediğiyle rahatlamış bir şekilde oh çektiler "hiç inandırıcı gelmedi, neyse çıkar kokusu elbet" dedim ve odama gidip üstümü değiştirdim.
Altıma siyah dar bir kot ve üstüme ise askılı gri tonlarına kaçan bir buluz giydim, siyah çizmelerimde giydikten sonra makyaj masasına oturudum, yüz hatlarımı ortaya çıkaracak keskin bir makyaj yaptım. Deri ceketimi omuzlarıma bıraktım ve silahımı almak için çekmeceye uzandım ama silahımın altına sıkıştırılmış bir fotoğraf vardı.
Silahımı belime yerleştirdim ve fotoğrafı aldım ama yarısı yırtıktı, fotoğrafta ben vardım üstümde, beyaz askılı saten bir elbise ve fotoğraf'ta birine bakıyordum ama o kısım yırtıktı.
Büyük ihtimalle bunu buraya koyan kişi kasıtlı olarak yırtımıştı. Kapının tıklanmasıyla fotoğrafı cebime sıkıştırdım. "Gel" içeri giren elçindi, kapıyı kapattı ve bana sıkı sıkı sarıldı "seni ne kadar özlediğimi bilemezsin" dedi ve benden ayrılarak "biliyorum sarılmayı sevmezsin fazla ama kendimi tutamadım" diyerek masum ela gözlerini benden kaçırdı.
Ona bu sefer ben sıkıca sarıldım ve saçlarından öperek "bende seni çok özledim elçin" dedim. Elçin dolu gözleriyle bana tekrardan sarıldı. "Bu ne olum biz sarılsak ebemizi tersten görüyoruz" diyerek Marcus sistemle konuştu, elçin benden ayrıldı ve "kıskanmayın" diyerek konuştu .
Marcus ve lucasta bana sarıldılar. "Lan bu ne kas" diyerek konuştu marcus " nerdeyse bana yetişeckesin kızım" dedi. "Tabi ne sandın seni geçince görürsün" dedim gülerek.
...
Toplantı salonuna gelmiştik, kapının açılmasıyla içeri girdim ve bana ayrılan koltuğa oturdum salih sağ tarafıma murat ise sol tarafıma oturdu. Marcus,Lucas ve elçin arkamızda kaldılar.
"Salih yarattığınız sorunlar git gide büyüyor, görmezden gelemeyecek kadar" dedi ismet beyaz ,Kırklı yaşlarınday'dı saçlarına aklar düşmüştü görmeyeli .
"Biz bize yapılan hainliklerin bedelini ödettik" diye salih soğuk ses tonuyla konuştu. "Asıl meseleye gelelim toplanmamızın sebebi bu saçma konular değildir umarım" diye konuştum. İdris bey "liderlik seçimi için toplandık bugün buraya aday olmak isteyen varmı" diye konuştu.
Masada üç kişi el kaldırdı lakin herkesi şaşırtan liderlik seçimine salih yerine benin el kaldırmam'dı ve bu herkesi şoka uğratmıştı, oy seçimleri başladı sıra bana gelindi ve en başta Salih ve Murat el kaldırdılar geri kalanlar ise korkudan oylarını bana yana kullandılar. "Evet masanın yeni lideri Nil Karahanlı" kravatını çekiştirerek diye konuştu ismet beyaz
Onlar kendilerini birer kuklacı sandılar, sadece tanrının kuklası olduklarını sandılar lakin herzaman benim kuklamdılar ama bunu hiç fark etmediler.
Sizce nil nasıl bir lider olucak, uysalmı yoksa baş kaldıranmı
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |