Geçmiş geçermi,? Sanmam geçmiş geçse' de bedenimize ve ruhumuza verdiği izler kalır.

Gözlerimi açtığımda saat gecenin dördüydü, uyuyamıyordum yataktan kalktım ve duşa girip buz gibi suyla duş aldıktan sonra hazırlanmaya başladım, üstüme siyah dar pantolon ve siyah boyundan askılı bir buluz giydikten sonra odadan çıktım..

Tesisin şifresini girerken asansöre bindim ve eksi ikinci kata bastım. Asansörden indim ve göz hizama bizim süper ikili girdi, şifreyi girip içeri girdim "erkencisin bugün" "evet sen gelmeden ortalığı toplıyayım dedim ve ayrıca saçını kurutmamıssın hasta olacaksın nil." Dolaba silahı yerleştirdikten sonra bir havlu alıp saçımı kurulamaya başladı "ne olmuş yani kurutmadıysam" Salihi göremiyordum ama güldüğünü hissetmiştim benim miniğim üşendi dimi"dedi. "evet" dedim pes ederek saçımı kuruttuktan sonra sandalyeyi bana çekerek oturmamı istedi, sandalyeye oturdum ve içeri murat girdi "naber gençleeeeeerrr" sesinden kulağım sağır olmuştu "bağırma" dedi Salih murat ona dilini çıkararak koltuğa oturdu.

"eee beyb plan ne" dedi murat.

Anlatıyorum "senle ben murat müşteri gibi içeri giriceğiz, Salih ise herkesden önce girip odada saklanıcak ve sizi beklicek" murat lafımı bölerek "en iyisi sapıkla aynı odada kalmıyorum Salih te var gurup yaparız dimi bebeğim" salihe bir öpücük gönderdi "murat bak tepemin tasını attırma yoksa o çok sevdiğin arabanı parçalarım" dedi. "tamam tamam sustum arabama karışma" onlara gülerek bakıyordum çatışmaları bitmiş gibi görünüyor "öhm devam ediyorum, ben odaya en son giriyorum herifi bana bıraktıktan sonra mekanın her yerini ekiple beraber didik didik arıyorsunuz. Anlaşılmayan yer" dedim "yok hadi hazırlanalım"

Üstüme siyah bir tulum, kırmızı bir peruk taktım ve yeşil lenslerimi taktıktan sonra eldivenlerimi alıp çıktım. Salih ve murata bakıp "hadi yapalım şu işi ha" hepimiz sırıtarak arabalara bindik ve yola çıktık. Salihe murat çoktan gitmiştiler kulaklığımı takıp içeri girdim ve en sesiz köşeye geçip olan biteni izledim.

M.K

"Merhabalar Tuğrul bey" ona elimi uzattım oda hemen karışılık vererek "merhaba murat merhaba hoşgeldin" eli terden yapış yapış olmuştu. Elimi geri çektim ve rahat bir tavırla koltuğa yerleştim "kusura bakmayın biraz geç kaldım, malum İstanbul trafiği" dedim. "sorun değil murat bey bunu zaten telefi ediceksiniz diye düşünüyorum" pis pis sırıtıyordu bende onun gibi sırıtarak "elbette hiç şüpheniz olmasın" heriften miden bunalmıştı sakinleşmek için gözlerim nili aradı, onu gördüm direk buraya bakıyordu kulaktıktan ses geldi "devam et murat iyi gidiyorsun, burada pofe dikkat et ırzına geçmesin" pislik benimle alay ediyor resmen "merak etme Nil herif değil murat herifin ırzına geçer" pislikler ben burda ecel terleri dökerken bu götümün kenarları benle dalga geçiyordu "burası çok kalabalık sesiz bir yere mi geçsek acaba" dedim herif "evet evet haklısın hadi odama geçelim" ayağa kalktım ve onu takip etmeye başladım.

Odaya girdimizde adamlar dışarıda kaldı ve kapı kapandı önüme döndümde herif bildiğin soyunuyordu, normalde böyle birini göresem direk kafasına sıkardım ama şuan kendimi tutmam gerekiyor yoksa Nil beni gebertir. Herif bana yaklaşmaya başladında Salih olduğu yerden çikti ve ensesine vurarak onu bayıltı"bembeyz olmuşsun oğlum ya"

"siktir git Salih seni görürüz".

N.K

Silahımı çıkardım ve kapıdaki korumalara sıktım kapıyı açtımda her iksi silah çekmiş tiler "hayırdır banamı sıkıcaksınız" dedim onlara bakarak "kızım ödümüzü kopardın be" sistemle konuşarak Salih, onlara sadece sırıtarak baktım ve "hadi işe dönelim" salihe murat adamı bana yatağa bağlayıp odadan çıktılar, onun uyanmasını bekledim uyanmıyanca üzerine soğuk su döktüm "ooo bakın kim uyandı Tuğrul bey" adam bana bişi ler geveliyordu ağzındaki bandı sertçe çektim ve "konuş" dedim "kimsin sen" dedi korkuyla "AA benim tanıyamadın mı ya Tuğrul bey" onunla alay ediyordum bana bakıp "sen o olmazsın senin ölmen gerekirdi" dedi. "hmmm evet testereyi öldürdüm için ölmem lazımdı ama kafi bak hayattayım, kader sizden intikam için bana ikinci bir şans verdi" ona konuşma fırsatı vermeden bıçağı boğazısına geçirdim nabzını kontrol ettim durmuştu, siyah bir kalem alıp duvara buyük harflerle meşhur kelimeyi yazıp çıktım.

Murat ve Salih kapıda duruyorlardı "ne oldu" Salih "gelip bakman gereken bir şey var" dedi. Onları takip ettim karanlık ve rutubet kokan bir yere girdik ve içeride zincirlenmiş biri vardı "kim bu böyle" dedim "bilmiyoruz burayı tesadüfen öğrendik ve bu adam işte adı her neyse burada" Bi onlara Bi adama bakıyordum "onu alın revireye götürün" salihe baktım ve nasıl buldunuz " Salih tam konuşacakken

" ne gerek var ya bulduk işte Bir şekilde" diye atladı murat, Salih ona sinsi bir bakış atarak "düştü ayağı kayıp düştü burayı öyle bulduk" "ne" dedim ve murat baktım "doğrumu söylüyor" "ne münasebet canım" dedi murat ,Salih "elimde video var" dedi biranda murat gözleri açılmış bir şekilde salihe bakıyordu "seni ğayın koro insan bunu karısına nasıl yapar be".

Bombaları yerleştirip oradan ayrıldık ve arkamızdan patlama sesi geldi, bununla beraber herkez geri döndüğümüzü anlaması içinde güzel

bir süprüz bırakmıştık.