Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Kabulleniş

@ela_nurkcmz

Herkesin kabul etmesi gereken gerçekler vardır ve bunu ister kabullenin ister kabullenmeyin bazı gerçekleri kabul etmek istemezsin çünkü canın yanar,ama benim artık acıyacak canım kaldımı bilmiyorum.Sanırım artık acısada fark etmez

 

6 yıl sonra

Sarrafın verdiği eğitimler insanlık dışıydı, bazen kendimi bir hayvan gibi görürdüm gerçi ben hayvandan da beter biriydim kendime hayvan demek hayvanlara haksızlık olurdu. Ben bir canavarım, içimdeki canavarı sadece sarraf görmüştü ve oda bunu dışarı çıkarmıştı. Düşüncelerimi bozan ayaklarını baş aşağı bağladım itin initileriydi "sessiz ol" hala konuşmaya çalışıyordu ama ağzı dolu olduğu için belli belirsiz sesler çıkıyordu "SESİZ OL DEDİM SANA " diye büyük bir öfkeyle çıkıştım ama it hala susmuyordu en sonunda bezi ağzısından çıkardım "lütfen bağışla beni lütfen" korkuyordu ve konuşurken sesi titrek çıkmıştı, ona sinsi bir gülüşle bakarak, elime okumu aldım ve nişan aldım hala yalvarıyordu oku fırlattım ve kasıklarına deymişti adam acıyla bağırdı bir ok daha aldım ve içeri murat girdi üstünde kurumuş kan lekeleri vardı "sarraf seni bekliyor nil" yorgun görünüyordu ne yaptığını açıkçası merak etmiştim ama merakımı yenerek "tamam geliyorum" dedim ve oku adamın boğazına nişan alarak fırlatım tam isabet olmuştu, adamın ölü bedenine yaklaştım ve masanın üstündeki siyah kalemi alarak duvara büyük harflerle İSİMSİZ yazdım.

 

Dışarıda beni bekleyen siyah BMW min arka koltuğuna geçtim "geç kaldın" "biraz eğlenmek istedim" sarraf bıkkın bir şekilde oflamıştı Salih sürücü koltuğunday'dı sağ koltuk'ta ise murat vardı, onlar benden önce kaptanın yanında vardılar ikisi de benden büyüktüler Salih benden beş yaş büyüktü murat ise iki yaş büyüktü. Arka camı açıp bir sıgara yaktım ve "üstünün haline böyle senin" sorum muratay'dı "sen yanındaki herife ne yaptıysan bende yanımdaki herife aynısını yaptım" Bi anda çıkışarak "kimse benim aynımı yapamaz murat kaşınma" murat ellerini yukarı kaldırarak "tamam tamam testereyle kestim herifi" ona cevap vermedim ama hala gülüyor du

"neden bana nil ismini koydun sarraf" sarraf herzamanki gibi sessizleşti ve tekrardan uzaklara daldı kendi kendime mırıldanarak "hep böyle yaparsın zaten" dedim ve bir sıgara daha yaktım "arabanın içinde bari sıgara içme" Salih sonunda sesizlini bozmuştu, hoşlanmazdı biri arabanın içinde sıgara içilmesinden, sıgaramı son bir yudum alıp pencereden fırlattım "yemedik arabanı elinde olsa oturmayın diyeceksin be bro" alayla konuşarak "hayır sadece sıgara içilmesinden hoşlanmıyorum" dedi keyifsizce "kafa buluyorum senle" dedim.

 

Sarraf sesizliğini sonunda bozarak bana "yarın akşam yanıma gel nil bu sorunun cevabını alıcaksın" dedi ve arabadan indi.

 

Odama girdiğimde üstümdeki kıyafetleri çıkarıp duşa girdim, içimdeki ateşi ancak buz gibi bir duş söndüre bilirdi yada bir kısmını. Duştan çıkıp üstüme rahat kıyafetler giyip salona ilerledim, sesler geliyordu sanırım murat Salihe bulaşmıştı, içeri girdimde murat "merak etme bebeğim ikinizde yeterim ben" Di yiyordu resmen abime yavşıyordu bu adam "başlarım senin yetmene murat" Salih öfkeli ses tonuyla murata yastık fırlattı ama murat benim arkama geçtiği için yastık bana deymişti, yastığı elimle yakalayıp geri fırlattım "dikkat et ayrıca senin boynunda niye ruj izi var ve muratı du- SİZ ikiniz öpüştünüzmü" onlara şüpheli bir bakış attım, Salih kocaman açılmış gözlerle "hayır saçmalama benim bunun gibi sapıkla ne işim olur be kızım" tek nefeste konuşarak söylemişti galiba yaptım imayı iğrenç bulmuştu "heh asıl ben sana bakmam be senden daha güzel ve sexy kızlar varken" diye devam ettirdi murat, Salih "muratttt delirtme beni" resmen burnundan kırmızı dumanlar çıkacaktı murat tam konuşacaktı ki telefonu çaldı.

 

Salihin oturduğu çift koltuğa oturdum ve sırtımı ona yasladım murat bir süre karşı tarafı dinledikten sonra telefonu kapattı "kimmiş" diye lafa atıldı Salih "İdris, barı basmışlar onun için aradı" "kim basmış" soğuk bir ses tonuyla sordum murat bıkkın bir iç çekişle "polis gidip ne olduğunu öğreniyim bari" ona kafamı salladım, oturduğum yerden kalkıp mutfağa gittim ve kendime sandviç hazırlamaya başladım "sandviç istemisin" diye salihe seslendim "hayır" kısa ve net olarak cevabını vermişti dolabı açıp salamı aldım ve diğer malzemelerle ekmeğin içine koyup yemeye başladım.

 

     

Ormanlık alana geldiğimde arabadan indim ve yürümeye başladım yarım saatlik bir yürüyüşten sonra rotama varmıştım, tabureyi kendine çekip oturdum sarraf bana hep baktığı gibi şefkat ve özlemle baktı "benden başka kimseye böyle bakmıyorsun değilmi" sarraf aynı şekilde bana bakmaya devam etti ve "evet çünkü sen farklısın çocuk sen herkes değilsin" ona cevap vermedim ve kafamı ormana çevirdim, onu izlemeye başladım "isminin neden nil oldunu sormuştun değilmi çocuk" ona kısa bir cevap verdim "evet" sarraf ormanı seyretmeye başlayarak "herkesin aşık olduğu kişiler olur çocuk, ve kavuşurlar ama bazı aşıklar var kavuşamazlar, benimkisi aşk değildi çocuk benimkisi sevdaydı öyle kör bir sevda ki beni terk etmesine sebep oldu" sarraf bunları kederli kederli anlatmıştı buna neden kederlendiki

"bununla benim ne alakam var" derin bir iç çekişle sarraf tekrardan kederli kederli anlatmaya başladı "sen o sun çocuk senin saçların, gülüşün, kirpiklerin lakin bazen sana bakarken karşımda onu görüyorum çocuk" ismimi söylemeye çalıştı ama dudakları sanki izin vermemiş gibi hareket etmeyi bıraktı "adıda Nil di ve sende beni ona benzettin, onun adını verdin Salih ve murat gibi"

 

Kaptan kafasını olumlu şekilde salladı "bilhas gözlerin benim gözlerin öfken benim öfken çocuk bunu sakın unutma" bana konuşacak fırsat vermeden yerisinden kalktı ve o kulübeye girdi 4 dk bile kalmadan dışarıya elinde bir belge tutarak çıktı ve yanıma gelip bana uzattı "bakmak istersin diye düşünüyorum" dosyayı ondan alıp

oradan uzaklaştım.

 

Loading...
0%